Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/551 E. 2022/159 K. 11.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.

12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/551
KARAR NO : 2022/159

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … …

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2021
KARAR TARİHİ : 11/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kendisinin Konuk Makine adına, 02.10.2017 tarihinde taşeron… Hafriyat İnş. San.ve Tic. Ltd. Şti. İle ‘’İnşaat Yıkım Taşeron Sözleşmesi” yaptığını, yaptığı sözleşmenin 6. Maddesi gereğince alt yüklenici olarak taşeron şirkete 314.998,90 (Üçyüz ondört bin dokuz yüz doksan sekiz lira doksan kuruş) liralık senet vereceğinin de belirtildiğini, sözleşme gereği 314.998,90 TL’lik senedi yazarak, alacaklı bölümünü boş bırakarak, taşeron… Hafriyat İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti adına yetkilisi …’a verdiğini, Taşeron… Yıkım Hafriyat Şirketinin senedi ciro etmeden doğrudan doğruya …’a elden verdiğini, davalı …’a senet vermediğini, borcunun da olmadığını, …’ın senedi… Şirketinden aldığını, ancak senette ciro olmadığını, bu senedi …’a vermediğini, kendisinde alacağı olmadığını, davalının senet kendisinin olmadığı halde ve senette ciro da olmadığı halde kendisi hakkında haksız olarak icra takibi başlattığını ileri sürerek …’a 314.998,90 TL’lik senet vermediğinin, söz konusu senedi 02/10/2017 tarihinde taşeron… Hafriyat İnş.San.ve Tic. Ltd.Şti ile “İnşaat Yıkım Taşeron Sözleşmesi” ile verdiğinin, senette ciro olmadığının tespitine ve …’ın kendisi hakkında başlattığı … 30. İcra Dairesinin 2018/5361 Esas sayılı dosyası ile haksız yere ve hile ile icraya koyduğunun ve davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Açılan dava menfi tespit davası olduğundan işbu davada yetkili mahkemenin davalının ikametgahı yahut icra takibi başlatılmış ise icra müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesi olacağını, davaya konu edilen kambiyo senedinin … … İcra Müdürlüğü’nün 2018/5361 Esas sayılı icra dosyası ile icraya konulduğunu halen derdest olduğunu, davanın yetkisiz yer mahkemesinde açılmış olup, öncelikle dava dosyasında yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini, dava şartı Arabuculuk yoluna gidilmeden dava açıldığını bildirerek öncelikle davanın usulden reddine, davanın esastan da reddine karar verilmesini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve %10 oranında kötü niyet cezasına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin borçlu davacı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, İcra takibine dayanak bono sebebiyle borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptali talebine ilişkindir.
Dosya … Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/06/2021 tarih 2021/168 E. 2021/498 K. Sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememize gelmiş, esas kaydedilmiştir.
Davacı, … … İcra Müd. 2018/5361 E. Sayılı dosyada takibe dayanak bono nedeniyle davacının borçlu olmadığını, söz konusu bonoyu teminat senedi olarak imzalayıp dava dışı şirkete verdiğini, senet üzerinde davalıya ciro bulunmadığını, bononun kaynağının dava dışı… Hafriyat İnş.San.ve Tic.Ltd.Şt. İle davacı arasındaki “İnşaat Yıkım Taşeron Sözleşmesi”nin 6.maddesi gereğince bu şirketin yetkilisi Fehmi Altun’a verildiğini, bu sözleşmede davalının taraf olmadığını, dava konusu bononun dava dışı kişi tarafından ciro edilmeden elden davalıya verildiğini bildirmektedir.
Davalı, iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirerek ispat yükünün davacıda olduğunu bildirmektedir.
Her alacak hakkının varlığı, bunu sağlayan bir hukuk ilişkisine ve bunun sebebine dayanır. Bu sebebi göstermeden, yalnız borçlu olduğunu açıklayan kişinin, iki taraf arasındaki ilişkinin nedenini göstermeden, bir hakkın veya borcun varlığını, ödeneceği iradesini açıklamasını kanun yeterli görmüştür. Borcu doğuran irade açıklaması, yazılı bir belgede tesbit olunmuş ise, bu gibi durumlarda, borcu yükümlenen kişi, yükümlendiği borcun saikinin ve amacının kapsadığı yönü kural olarak, tanıkla ispatlayamaz. İradenin bu yolda açıklanmasını sağlayan nedenler, iradenin doğup gerçekleşmesini sağlayan ön nedenler, genellikle doğan hukuki sonuca etkili olmadıklarından daha çok bu açıklamanın amacı olan neden üzerinde durulmak gerekir. 12.04.1933 gün ve 30/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, borç ikrarını içeren beyyine aleyhine delil ileri sürülebilir, ancak ikrarda borcun sebebi açıklanmış ise, davalı bu sebebin gerçekleşmediğini kanıtlayabilir. Eğer borcun sebebi belirlenmemiş ise, davalı önce ikrarın belli bir sebebi bulunduğunu, sonra bu sebebin gerçekleşmediğini kanıtlamak hakkına sahiptir. Görüldüğü üzere, 1086 sayılı HUMK’nun 290.maddesi ile 12.04.1933 gün ve 30/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bedelsizlik iddiası ispat edilebilecektir (Hukuk Genel Kurulunun 17.04.2015 gün ve E:2013/19-1622, K:2015/1238 sayılı ilamı). Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır Bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir. Bononun zorunlu şekil şartlarının yanında seçimlik şartlar da vardır. Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden ya da malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konulabilir. Bedel kaydı keşidecinin, senedin lehdarından karşı edayı aldığını ispata yarar. Bedel kayıtları daha çok keşideci ile lehdar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır, bononun geçerliliğini etkilemez. Bonoda kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin ta’lili (nedene, illete bağlanması) anlamına gelir ki, böyle bir durumda ispat yükü yer değiştirir. Senedi ta’lil eden, savını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer.
Menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 17.12.2003 gün ve E:2003/19-781, K:2003/768; 12.10.2011 gün ve E:2011/19-473, K:2011/607; 04.12.2013 gün ve E:2013/19-89, K:2013/1645; 14.05.2014 gün ve E:2013/19-1155, K:2014/660; 17.04.2015 gün ve E:2013/19-1622, K:2015/1238 sayılı ilamları). HMK 200. Maddesi senetle ispat zorunluluğunu düzenlemiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, m.201’deki meblağdan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet ( kesin delil) ile ispat edilebilir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı senetteki imzayı inkar etmemiş; takibe konu yapılan bono nedeniyle davalıya borçlu bulunmadığını iddia ederek, borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davacının takibe konulan bononun teminat senedi olduğunu yazılı delille kanıtlaması gerekir. Takibe konu yapılan bononun metninden bu anlaşılamadığı gibi, davacı bu iddiasını yasal olarak ispatlayacak yazılı bir delil de dosyaya sunmamıştır. Tanık dinleme yoluyla bononun geçersizliğinin ispatı ancak, 18.03.1959 gün ve 18/21 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki şartlar dairesinde mümkün olup, eldeki davada ise, bu şartlar gerçekleşmemiştir. Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre, bir senedin hatır senedi, teminat senedi olduğu gibi iddialarının ancak “senet”, “yemin” ve “ikrar” ile ispatlanacağı yönünde kararlarını oluşturmuşlardır. (Y.19. HD, 04.03.2002 gün 6495/1312 E/ 1312; Y.11.HD, 13.10.1997 gün 3223/8346 sayılı kararları). Davalının dosya içinde ikrarını içeren bir belge bulunmadığı, davacının yemin deliline dayanmadığı, elinde yazılı bir belge de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Mevzuat ve Yargıtay’ın yukarıda açıklanan içtihatları ışığında davacının dava dilekçesinde bildirdiği delillerden sözleşme, icra dosyası dosyamıza kazandırılmış, davacı ile dava dışı şirket arasında düzenlenmiş “İnşaat Yıkım Taşeron Sözleşmesi” olduğu, davacının dava konusu bonoyu teminat senedi olarak verildiğine dair yazılı bir belge ibraz edemediği, davalının davacı tarafın tanık dinletme talebini kabul etmediği, HMK’nun 222/3. Maddesi çerçevesinde (“…şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.”) defterleri incelemenin dosyaya katkısı olmayacağı kanaatine varılmıştır. Davacının taraf olmadığı sözleşmeye baskı yapılarak garantör olmak amacıyla bononun verildiğine ilişkin iddialarını yazılı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerektiği, davacının dava açmakta kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
31.499,89TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
2) Alınması gereken 80,70 TL harcın DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 30.499,92 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
4) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/03/2022
Katip …

Hakim …

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”