Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/547 E. 2021/879 K. 26.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/547 Esas – 2021/879
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/547
KARAR NO : 2021/879

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM : …
KATİP : ….

DAVACI : …
DAVALI : …
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2016
KARAR TARİHİ : 26/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; işçi emeklisi olduğunu ve SGK’dan almış olduğu emekli aylıklarının davalı bankanın Etimesgut Şubesi’ne yatırıldığını, davalı bankanın Erzurum Olur Şubesi tarafından kendi borcundan kaynaklanan icra takibi nedeniyle emekli maaşının yatırıldığı hesabına bloke konulduğunu, usulsüz bloke nedeniyle Ankara …. ASHM’nin 2012/505 E.sayılı dosyasından açtığı blokenin kaldırılması davasında, emekli aylığı ile sınırlı olmak üzere blokenin kaldırılmasına karar verilerek kararın kesinleştiğini, bloke edilen tutarın ödenmesi için bankaya başvurduğu ancak blokedeki paranın borca mahsup edilmesi nedeniyle başvurusunun sonuçsuz kaldığını, bloke edilen paranın emekli maaşı olması ve başka gelirinin bulunmaması nedeniyle mağdur olduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bloke edilerek kredi borcuna mahsup edilen yaklaşık 9.000,00 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 15.000,00 TL tazminata hükmedilmesini, yargılama masraflarını ödeyebilecek durumda olmadığından adli yardım talebinin kabulüne, davanın kabulü ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının, davalı banka Olur Şubesi ile aralarında akdedilen Tarımsal Kredi Sözleşmesine istinaden zirai kredi kullandığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine 05/11/2003 tarihinde Olur İcra Müdürlüğü’nün 2003/297 (eski), … İcra Müdürlüğü’nün 2012/803 E.sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davacı borçlunun yaşlılık maaşı üzerine kredi sözleşmesi gereğince bloke konulduğunu, şikayetin reddi üzerine Ankara … Tüketici Mahkemesi’nin 2012/520 E.sayılı dosyası ile açtığı davada görevsizlik kararı verilmesi üzerine süresi içinde görevli mahkemeye müracaat etmediğini, ayrıca emekli aylığına ilişkin blokenin kaldırılması için yeniden dava açtığını, bu aşamada bankaya başvurarak kredi borcunu yapılandırdığı ve emekli maaşından her ay 300,00 TL kesilmesine muvafakat verdiğini, böylece hesabındaki blokenin kaldırıldığını, bloke kaldırıldıktan sonra işbu davayı açtığını, davacının dava açmasının dürüstlük ilkesine aykırı olduğunu, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, tarımsal krediden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava önce Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, Ankara … Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/12/2019 tarih, 2016/403 Esas 2019/568 karar sayılı ilanı ile maddi tazminat talebinin kabulüne manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, davalının kararı istinaf etmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk dairesinin 04/11/2021 tarih ve2020/1170 Esas2020/1150 Karar sayılı ilanı ile “Tarımsal Kredi Sözleşmesine dayalı açılan davaların TTK’nın 4/1-F maddesi kapsamında mutlak ticari dava niteliğinde bulunduğundan görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu” gerekçesi ile Ankara … Asliye Hukuk mahkemesi kararı kaldırılmış ve Ankara … Asliye Hukuk mahkemesinin 22/04/2021 tarih 2020/304 Esas 2021/232 Karar sayılı ilanı ile verilen görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
07/10/2019 tarihli görevsizlik öncesi aldırılan bilirkişi raporunda, “Davacı Ahmet Sevinç’in, davalı bankanın krediden kaynaklı alacağının, maaş hesabına bloke konularak tahsil edilmesinin — hukuksuz olduğu iddiası ile açtığı davaya ilişkin olarak yukarıda ayrıntılı olarak açıklanmağa çalışıklığı üzere;
– Davacının 13.10.1998 tarihinde davalı bankanın Olur / Erzurum şubesi ile Tarımsal Krediler Sözleşmesi akdederek tarım kredisi kullandığı,
*Davalı banka Genel Tarımsal Krediler Sözleşmesinin 7.maddesi hükmü dikkate alındığında kredi borcu nedeniyle bankanın borçlunun tüm hesapları üzerine bloke koyarak tutarı takip hesabına aktarmaya hakkı olduğu,
-Ançak davacının serbest iradesi, kendi istek ve imzası ile maaş hesabından tarımsal amaçlı kredi borcuna karşılık yapılacak tahsilatlara muvafakat ettiğine dair dosyada yazılı bir muvafakatnamenin bulunmadığı,«Ayrıca İİK 83.madde, 83/a ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 93. maddesi hükümleri ve konuya ilişkin Yargıtay Kararları dikkate alındığında, konulan blokenin geçerli olup olmadığı hususunun Sayın Hakimliğinizin takdirinde olduğu,
“Davacının SGK’dan aldığı emekli maaşı üzerine davalı banka tarafından bloke konularak, alacaklarına karşılık; 26.08.2011 tarihinden 27.02.2013 tarihine kadar yatan maaşlardan 18 ayda toplamı 9.344.70TL takip hesabına aktarılmış,
-Ahmet Sevinç, sonrasında 12.02.2013 tarihli talimatı ile 2012/803E. sayılı icra dosyası için, emekli maaşından her ay 300.00TL kesilerek icra borcunun ödenmesi için taahhütte bulunmuş, -25.03.2013 – 26.02.2014 tarihleri arasında davacı borçlunun maaşından her ay 300.00TL kesilerek, toplam 3.954.00TL alacaklı bankaya aktarıldığı” rapor ve beyan edilmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde;Taraflar arasındaki dava; davacının kullandığı ticari kredinin zamanında ödenmemesi nedeniyle, bankanın davacının SGK’dan almış olduğu maaşı üzerine bloke koyarak virman yolu ile davacının kredi borcuna yaptığı mahsubun hukuksuz olduğu iddia edilerek uğranılan maddi ve manevi zararların tahsili istemine ilişkindir.
Davacının maaşının yattığı bankadaki hesabı üzerine bloke kaydı işlenmiş ve hesaptan yatan maaşlardan toplam 9.344,10 TL takip hesabına aktarılmıştır. Banka blokenin sözleşmeye dayanılarak konulduğunu savunmakta ve 7.maddede bankanın hesaplardaki paralar üzerine takas, mahsup, rehin ve hapis hakkı bulunduğu belirtilmektedir.
Taraflar arasında akdedilen tarımsal krediler genel sözleşmesinin teminat ile ilgili hükümler başlıklı 7.maddesinin 6. fıkrasında; “kredi lehtarının/lehtarlarının banka nezdindeki mevcut ve havale dahil her türlü alacakları, bloke paraları, tahsil için verdiği senetleri ve çekleri, hisse senetleri ve tahvilleri velhasıl her çeşit menkul kıymetleri ve bunların gelirleri üzerinde, bankanın gerek bu sözleşmeden gerekse diğer sebeplerden doğmuş ve doğacak alacakları ile tazmin edilmiş veya edilmemiş teminat mektupları dahil risk veya alacakları için hapis ve rehin hakkı olduğunu ve bunların bir kısmını veya tümünü bloke etmeye veya bloke bir hesaba almaya ve bunları ihbar ve ihtara gerek olmaksızın alacakları ile takas ve mahsup etmeye yetkili bulunduğunu kredi lehtarı/lehtarları bankaya karşı kabul ve taahhüt eder/ederler.” şeklinde düzenlenmiştir.
İİK’nın 83. Maddesinde kısmen haczi caiz mallar düzenlenmiş olup, buna göre: “Maaşlar, tahsisat ve her nevi ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama müstenit olmayan nafakalar, tekaüt maaşları, sigortalar veya tekaüt sandıkları tarafından tahsil edilen iratlar, borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra müdürünce lüzümlu olarak takdir edilen miktar tenzil edildikten sonra haczolunabilir. Ancak haczolunacak miktar bunların dörtte birinden az olamaz.” hükmü yer almaktadır. Yine aynı kanunun 83/a maddesinde; “82. ve 83. maddelerde yazılı mal ve hakların hacz olunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir.” hükmü yer alır.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 93. maddesinde: “Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler; 88.maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez. Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir.” hükmü amirdir. Dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak bu madde önem arz etmektedir.
Yargıtay … H.D.’nin 03/10/2018 tarih, 2017/778 E. 2018/5986 K.sayılı emsal ilamında kısaca davacının maaşı üzerinde haciz olmasa da davalı bankanın maaş hesabı üzerinde bloke uygulamasının haciz sonuçlarını doğuracak nitelikte olduğu belirtilmiştir. Yine Yargıtay …H.D.’nin 22/11/2017 tarih, 2016/8765 E. 2017/6417 K.sayılı ilamı aynı istikamettedir.
Türk Borçlar Kanunu 58. maddesi “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.
Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.”
Kişilik hakları saldırıya uğrayan kimse Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi hükmü uyarınca manevi tazminat adı altında bir miktar para ödetilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken aynı Kanunun 51. maddesi uyarınca durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önünde tutmalıdır. Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesi hükmüdür. Bu kapsamda manevi tazminatın miktarı belirlenirken tarafların kusur oranı, sıfatı, statüsü, sosyal ve ekonomik durumları ile eylemin işleniş biçimi ve yöntemi dikkate alınmalıdır. Manevi tazminat adı altında hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek nitelikte olmalı fakat bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmediği unutulmamalıdır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Dosyada toplanan bilgi ve belgelere ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı bankadan Tarımsal Kredi Sözleşmesine istinaden zirai kredi kullandığı hususunda taraflar arasında anlaşmazlık olmadığı, davacının kullandığı kredi sözleşmesi gereğince ve kredilerin ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığı, başlatılan icra takibi kapsamında borçlunun tüm hesapları üzerine bloke konulduğu, ancak serbest iradesi, kendi istek ve imzası ile maaş hesabından tarımsal amaçlı kredi borcuna karşılık yapılacak tahsilatlara muvafakat ettiğine dair dosyada yazılı bir muvafakatnamenin bulunmadığı, İİK 83. Ve 83/a ve 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 93.maddesi hükümleri ve konuya ilişkin Yargıtay kararları dikkate alındığında banka tarafından konulan blokenin geçerli olmadığı, 26/08/2011 tarihinden 27/02/2013 tarihine kadar yatan maaşlardan 18 ayda toplam 9.344,10 TL takip hesabına aktarıldığı anlaşılmakla, ayrıca davacının kişisel haklarına doğrudan saldırı niteliği taşımayan maddi zararları nedeniyle ve yukarıda açıklanan ilkelere ve yasal düzenlemelere göre manevi tazminata ilişkin yasal koşullar oluşmadığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, dolayısıyla, alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmakla, açılan ve ıslah edilen davanın kabulüne karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davacının açtığı maddi tazminat davasının KABULÜNE,
9.344,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2)Davacının açtığı manevi tazminat davasının REDDİNE,
3)Davalı banka harçtan muaf olduğundan HARÇ ALINMASINA YER OLMADIĞINA,
4)Davacı tarafından yatırılan 48,10 TL peşin harcın KARAR KESİNLEŞTİĞİNDE VE TALEP HALİNDE DAVACIYA İADESİNE,
5) (a) Dava açılışında alınan 48,10 TL peşin harç ile yargılama sırasında yatırılan 6,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 54,10 TL harcın yargılama gideri olarak kabulü ile DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
(b) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 29,20 TL başvurma harcı, 350,00 TL bilirkişi ücreti, 200,00 TL posta gideri, olmak üzere toplam 579,20 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınmak suretiyle 352,71 TL’sinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
(c) Davalının yargılama sırasında yapmış olduğu 211,00 TL posta gideri, olmak üzere toplam 211,00 TL yargılama giderinden davanın ret oranı dikkate alınmak suretiyle 82,51 TL’sinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
I-Maddi Tazminat Talebi Yönünden Vekalet Ücretleri:
a) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
II-Manevi Tazminat Yönünden Vekalet Ücretleri:
a) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/11/2021

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır