Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/493 E. 2022/613 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/493 Esas – 2022/613
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2021/493 Esas
KARAR NO : 2022/613

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
DAVALILAR : …

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/08/2021
KARAR TARİHİ : 07/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZIM TARİHİ : 20/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2004/2017 yılları arasında davalı …Elektro.. A.ş’de yönetim kurulu üyesi ve firma ortağı olarak çalıştığını, 2017 yılı Ekim ayında hisselerini şirketin büyük ortağı olan …’a devredip yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini, müvekkilinin 250.000,00TL hisse devir bedelini halen davalı …’dan tahsil edemediğini, …’un haksız fiilleri sonucunda şirketi kasten ve kötü niyetli olarak zarara uğrattığını, davalı şahsın Kıbrıs’ta faaliyet gösteren … Digital Control Sytems Co Ltd. Adında bir şirket kurduğunu, bu şirketi yeğeni adına kurduğu ve vekaletname ile işleri kendisinin yürüttüğünü, davalı …A.Ş’nin uzak doğudan ithal ettiği malzemeleri bu şirketi aracı kılarak yaptığını ve fahiş fiyattan satış gösterdiğini, bu sayede şirketi zararda gösterdiğini, vekaletname ile … .. Şirketinin parasını kullandığını, … Digital Control Sytems Co Ltd. Firmasının … Bankası, … Bankası hesap hareketlerinin incelendiğinde bunun görüleceğini, davalı …’un hileli hareketlerle müvekkilini uğrattığı zararın gerçek boyutunun …A.Ş’nin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde ortaya çıkacağını belirterek fazlaya dair sebep talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00TL’lik tazminatın davalılardan alınarak kendilerine ödenmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının hakkı varsa bile zamanaşımına uğradığını, dava dilekçesinde bahsedilen hususların hayal ürünü olduğunu, davacının müvekkili … ile pazarlık ederek hisselerini sattığını, hisse devri karşılığı aldığı parayı bugün yeterli görmediği için haksız dava açtığını, şirket genel kurulunda bu yönde alınmış bir karar olmadığını, davanın usulden reddini, davacının yönetim kurulu sıfatı barındırmadığından müvekkili … yönünden ve müvekkil şirket yönünden davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
… Ticaret Odası Başkanlığı’na, … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, …Elektro Mekanik Sistemler Endüstrisi Müh. San. ve Tic. A.Ş’ye, … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne, … Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Türkiye … Bankası A.Ş’ye, Türkiye … Bankası Genel Müdürlüğü’ne, …A.Ş’ye müzekkere yazıldığı görüldü.
Dava, davalılara karşı haksız fiil nedeni ile oluşan zararın giderimi için açılan tazminat davasıdır.
Banka kayıtları, müzekkere cevapları, … 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/318 esas sayılı dava dosyası, hisse devir sözleşmesi örneği ile getirtilmesi gerekli tüm belgeler dosyaya getirtilmiştir.
Davacı ile davalı … arasında tanzim olunan 07.10.2017 tarihli sözleşme ile, davacının davalı şirket nezdinde bulunan 20 payını 250.000,00 TL devir bedeli karşılığında davalı …’a devrettiği, devir bedelini aldığı anlaşılmıştır.
Davalı şirket bakımından yapılan incelemede, davacı vekilince açılan dava ile, davanın davalı … dışında davalı şirket tüzel kişiliğine yöneltildiği anlaşılmış ise de; davacının eldeki davadaki talebinin, davalı gerçek kişinin haksız fiil niteliğinde tanımlanan eylemlerine dayandırıldığı, buna göre davalı şirket tüzel kişiliğine karşı yöneltilebilecek bir talebin söz konusu olamayacağı, kar payına yönelik talep açısından yapılan değerlendirmede ise; davacının hisselerini devir sözleşmesi ile birlikte devrettiği anlaşılmakta olup, var ise kar payı alacağına ilişkin bir talep hakkının, devir sözleşmesi ile birlikte davalı devralan gerçek kişiye devredilmiş olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmakla, davalı şirket tüzel kişiliğine yönelik davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … bakımından yapılan incelemede, davacı vekili dava dilekçesinde, hisse devir bedelinin düşük belirlenmesinin nedeninin davalı gerçek kişinin hileli hareketlerine dayandığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Bu nedenle hukuken hile kavramını açıklamakta fayda vardır. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir. (Bkz. Yargıtay 1. HD’nin 2021/10653 esas ve 2022/2378 karar sayılı 23/03/2022 tarihli ilamı) Bu açıklamalar ışığında somut hadiseye gelindiğinde incelenen devir sözleşmesi içeriğine göre, 07.10.2017 tarihli sözleşme ile tarafların serbest iradeleriyle bir araya gelerek hisse devir bedelini belirledikleri ve bu doğrultuda yazılı ve geçerli biçimde devir sözleşmesini imzaladıkları, sözleşmenin geçerli olup, her iki tarafı da bağlayıcı nitelikte olduğu, dosyada bulunan ve davalı tarafça sunulan genel kurul tutanaklarında davacının hile iddiasına esas olacak şekilde şerh, itiraz ve beyanına rastlanılmadığı, diğer yandan sözleşme ve hisse devir tarihi ile eldeki davanın açılış tarihi dikkate alındığında davacının hile iddiasının süresinde ileri sürüldüğünün kabulüne olanak bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE
2-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla geçerli AAÜT md. 3/2 gereğince 500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ayrı ayrı ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki saatlik ücret tutarı karşılığı 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde… Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.07/07/2022

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır