Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/431 E. 2021/612 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2021/431 Esas
KARAR NO : 2021/612

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
DAVALI : … – …

DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 16/07/2021
KARAR TARİHİ : 14/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Babasının Ankara … İş Merkezinde kendisine gözlükçü dükkanı açtığını, dükkana gelen bir müşterinin teklifi üzerine Karanfil Sokak’ ta dükkan açmak istediğini, fakat davalı abisinin “dükkan senin üzerine olmuyor, vergisi çok ağır oluyor, dükkan yine senin olsun ama benim dükkanın şubesi olsun” dediğini, yaşadığı zorluklardan dolayı abisinin talebi üzerine beraber dükkan açtıklarını, abisinin dükkanı vergisi çok çıkmasından dolayı kendi üzerine aldığını, abisinin Karanfil Sokağında, kendisinin … İş Merkezindeki dükkanda çalıştığını, abisinin daha sonra kendi dükkanını kapatarak kendisinin dükkanına yerleştiğini, tam hatırlamadığı bir zamanda abisinin …Hastanesi’ nin karşısına 2. Şubeyi açtığını, yeni açılan dükkanın da kendisi üzerine olmadığını, bu duruma her ne kadar karşı çıksa da hiçbir fayda etmediğini, abisinin yeni açılan dükkanda çalıştığını, annesinin hastalanarak 2 yıl boyunca bakıma muhtaç olduğunu, bu süre zarfında da mecburen dükkanı kapatarak işini bıraktığını, annesinin vefatı üzerine Yaşamkent’ te yeni bir dükkan açtığını, fakat bu dükkanın da planladığı gibi ilerlemediğini ve kapatmak zorunda kaldığını, yeğeni ile yaşamasından dolayı emekli maaşı ile geçinemediğini, 1997 yılının Ekim ayında abisi ile dükkan yüzünden tartışması üzerine komşularının müdahalesi ile notere gittiklerini, dükkana %50 ortak olduklarını, ortaklık belgesi nedeniyle kendisinin de dükkanda hakkı olduğunu ileri sürerek Ankara …. Noterliğinin 09/10/1997 tarihli, 44139 yevmiye numaralı ortaklık sözleşmesi uyarınca yasal olarak %50 ortak olması nedeniyle 400,00 TL’ ortaklık payının tahsili ile en yüksek ticari banka reeskont faizi ile birlikte tarafına ödenmesini, dükkanın her ay, aylık kira miktarının %50′ sinin tarafına ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesinin talep ve beyan etmiştir
CEVAP:
Davalı cevap dilekçesinde özetle; 1987 yılında Karanfil Sokak, Birlik İş Merkezi’ nde 1. İş yerini açtığını, 1995-1995 yıllarında kız kardeşini yanına getirerek, kız kardeşinin iki ayrı eczanede optik bölümünde çalıştığını, evlenerek eşinin satın aldığı evde yaşamaya başladığını, 1. İş yerinin unvanını taşıyarak 2. İş yerini açtığını, 2003 tarihinde …semtinde …Hastanesinin karşısında 3. Şubeyi, hemen ardından toptan gözlük satışı için 4. Şubeyi açtığını, bütün mesaisini …şubesinde harcadığını, kiralık olan iş yerinin satılacak olması nedeniyle kredi çekerek iş yerini satın aldığını, satın aldığı iş yeri haricindeki iş yerlerini satmak durumunda kaldığını, dava konusu olan ortaklık sözleşmesinin 2. İş yeri olan … İş Merkezindeki dükkan için olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderlerinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, ortaklık sözleşmesine dayalı ortaklık payının ve kira bedelinden payına düşen kısmın davalıdan tahsili isteğine ilişkindir.
Ticaret Mahkemelerinin görev alanı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/1. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” ifadesi ile ticari davalar ile sınırlandırılmıştır. Ticari davalar ise TTK’nın 4. maddesinde sayılmıştır. Buna göre 4/1. maddesinde nispi ticari davalar 4/1-a fıkrasından f fıkrasına kadar sayılan hususlar ise mutlak ticari davalar olarak sayılmıştır.
Bir davanın nispi ticari dava sayılması için TTK’nın 4/1. maddesi birinci fıkrasında belirtildiği gibi her iki tarafında tacir olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir dava olması gerekmektedir.
Mutlak ticari davalar ise TTK’nın 4/1-a maddesinde her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlar ile yine TTK’nın 4/1 f fıkrasına kadar sayılan yasalarda belirtilen davalar olarak sayılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile birlikte 5/3. maddesi gereği artık asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasında ki ilişki iş bölümü ilişkisinden çıkarak görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.

Öncelikle mahkememizce 6102 s. TKK 4, 5 maddeleri uyarınca uyuşmazlık konusunun ticari dava niteliğinde olup olmadığı ve Asliye Ticaret Mahkemesinin bu davaya görevli olup olmadığının mahkemece tespit edilmesi gerekir.
6102 s. TTK m. 5/1’de yapılan düzenlemede, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartları aranmaz. Uyuşmazlık konusunun 6102 s. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanunda yapılan bu düzenleme uyarınca bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
6102 sayılı TTK 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez.
C-Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisi nedeniyle davacının ortaklık payı ve kiradan payına düşen alacağının tahsili istemine ilişkin olduğu, mahkememizce ilgili vergi dairesi ve ticaret odasına yazılan yazı cevaplarına göre davacının ve davalının tacir olmadıkları, bu nedenle davaya bakma görevinin mahkememizin görev alanına girmediği, eldeki davanın mutlak ticari davalardan da olmadığı, uyuşmazlığın genel mahkemenin görev alanında kaldığı anlaşılmakla açılan bu davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 1, 20 maddeleri uyarınca, görevli ve yetkili Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 sayılı yasanın 20/1 maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra 2 haftalık süre içerisinde taraflarca dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulmadığı taktirde, mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılacağına karar VERİLECEĞİNE,

İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/09/2021

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır