Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/416 E. 2021/995 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2021/416 Esas
KARAR NO : 2021/995

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : …. Av. … –
DAVALI : … –
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – ….
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/03/2017
KARAR TARİHİ : 29/12/2021
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 03/06/2016 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu … idaresindeki … plakalı aracın yaptığı tek taraflı trafik kazasında davacının yaralandığını, aracın davalı tarafından ZMMS poliçiesi ile sigortalandığını, 03/10/2016 tarihinde davalıya bakıcı gideri talebinde bulunulduğunu, davalının ödeme yapmadığını bildirmiş, 5.000,00 TL bakıcı giderinin kaza tarihinden avans faizi ile davalı … şirketinden tahsilini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafından Ankara … Asliye Ticaret Mahkemenin 2016/806 sayılı dosyasında açılan davada 310.000,00 TL sakatlık tazminatının tamanının 03/1/2017 tarihinde yapılan sulh üzerine davacıya ödendiğini, temanatın tamanının ödenmesi sebei ile davacının davasından feragat ettiğini, genel şartlar çerçevesinde bakıcı giderinin sakatlık teminatı kapsamında olduğunu, hesaplamaların genel şartlara göre hesaplanması gerektiğini, yasal faiz talep edilebileceğini başvuruda yeterli belgelerin olmadığını bildirmiş, haksız davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen 28/09/2018 tarih ve 2017/369 esas ve 2018/523 karar sayılı red kararına karşı davacı vekilinin istinaf etmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 14/01/2021 tarih ve 2018/3759 esas ve 2021/44 karar sayılı ilamı gereğince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin 07/06/2021 tarih ve 2021/14845 esas ve 2021/2469 karar sayılı ilamı ile ” ZMSS Genel Şartları’nın A.5-c maddesiyle, zarar görenin tedavisinin tamamlanmasından sonra tespit edilen sürekli maluliyetine bağlı sürekli (ömür boyu) bakıcı giderlerinden, sürekli sakatlık teminatı ve bu teminata ilişkin limit dahilinde sigortacının sorumlu olacağı düzenlemesi yapılmıştır. Ancak; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’na karşı yapılan başvurular üzerine, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu iptal kararı gereği; sigorta teminatına giren ve girmeyen zararların belirlenmesi; zarar sigorta teminatına girmekle birlikte, poliçedeki hangi teminata girdiği belirlemesinin, ZMSS Genel Şartları’na göre yapılması mümkün değildir. Anılan belirlemelerin, KTK ve bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde de Borçlar Kanunu hükümlerine göre yapılması gerektiği açıktır. Bu itibarla; Anayasa’ya aykırı olduğu için bir kısım hükümleri iptal edilen ZMSS Genel Şartları’na ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin kararı, KTK, BK ve yerleşik Yargıtay uygulamaları dahilinde belirleme yapılması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı gereği, ZMSS Genel Şartları’nın A.5-c maddesine göre bakıcı giderlerinin sürekli sakatlık teminatı kapsamında kabul edilmesinin mümkün olmadığı; sürekli bakıcı gideri zararının, AYM iptal kararı da dikkate alınarak Dairemizin önceki yerleşik uygulamaları gereği, tedavi giderleri teminatında yer aldığı hususları hep birlikte ele alındığında, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan değerlendirmenin doğru olmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davaya konu edilen sürekli bakıcı gideri zararının, poliçedeki tedavi giderleri teminatından karşılanması gerektiği dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir” gerekçesi ile bozulmuş, dava mahkememizin yukarıdaki dosya numarasına kayıt edilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak yeniden yargılama yapılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 06/12/2021 tarihli ek bilirkişi raporunun sonuç ve kanaat kısmında ; …’ın yaralanması nedeniyle davalı … şirketinin sağlık gideri teminatı poliçe limiti olan 310.000 TL bakıcı giderinden sorumlu olduğu bildirilmiştir.
GEREKÇE:
İş bu dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile bakıcı gideri istemine ilişkin tazminat davasıdır.
6100 sayılı HMK.’nın 307. maddesinde, “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. “ denilmiş,
Aynı sayılı yasanın 309. maddesinde ise, “(I)Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
(II)Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
(III)Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.
(IV)Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. “ hükmü yer almaktadır.
310. maddede , “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” denilmiş olup, 311. madde ise, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmektedir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 24/02/2017 tarihli dava dilekçesi ile iş bu davayı açmış olsa da, feragat yetkisi bulunan vekaletname gereği davacı vekilinin 29/12/2021 havale tarihli dilekçesi ile açmış oldukları davadan feragat ettiklerini, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini bildirdiği, tarafların karşılıklı vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmedikleri anlaşılmakla HMK’nun 310. ve 311. maddelerine göre; feragatın hüküm kesinleşmeden her zaman yapılabileceği gibi feragat beyanının kesin hükmün hukuki neticelerini doğurduğu ve feragat beyanının işin niteliğine göre kamu düzenine aykırı olmadıkça geçerli bulunduğu, feragatın sonuç doğurması için karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı bu sebeple feragat dilekçesinin karşı tarafa tebliği zorunluluğu bulunmadığı, yine feragatın gerçekleşmesi halinde oturum beklenmeden karar verilebileceği (Bkz. Halil Kılıç- 6100 Sayılı HMK 2. Cilt S. 2472 3. Paragraf), ayrıca dosya üzerinden karar verebilmenin yargılama sürecinin kısaltılması amacıyla düzenlenen 6100 sayılı HMK’nun özüne de uygun olacağı da anlaşıldığından feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin yapan üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili feragat dilekçesinde vekalet ücreti talebi olmadığını bildirdiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMKnın 333. maddesi uyarınca yatırılan gider avansında karar kesinleştiğinde kalan kısmın yatırana iadesine,
İlişkin, dosya üzerinden tarafların yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 29/12/2021

Katip …
E-imza.

Hakim …
E-imza.