Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/406 E. 2021/547 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/406 Esas – 2021/547
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2021/406 Esas
KARAR NO : 2021/547 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2021
KARAR TARİHİ : 08/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkette 241873370 sayılı poliçe ile …Ankara adresinde sigortalı bulunan dava dışı …’a ait daireye, 19.11.2019 tarihinde … sorumluğunda bulunan temiz su tesisat borusunun patlaması sonucu sızan suların sebebiyet verdiği hasar nedeniyle müvekkili şirketinin sigortalısına 2.300,00-TL tazminat bedeli ödediğini, müvekkili şirketinin sigortalının haklarına halef olduğunu, hasarın meydana gelmesinde davalı kurumun yüzde yüz kusurlu bulunduğunu, dava dışı sigortalıya ödenmiş olan bedelin rücusu amacı ile 10 gün içinde ödeme yapılması bilgisini içerir mektup gönderildiğini, davalı kurumun ödeme yapmaması nedeniyle … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını ve davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, borçlunun icra takibine yaptığını itirazın iptaline, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Öncelikle mahkememizce 6102 s. TKK 4, 5 maddeleri uyarınca öncelikle uyuşmazlık konusunun ticari dava niteliğinde olup olmadığı ve Asliye Ticaret Mahkemesinin bu davaya görevli olup olmadığının mahkemece tespit edilmesi gerekir.
6102 s. TTK m. 5/1’de yapılan düzenlemede, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla (6100 s. HMK m.1) düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK m. 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir Kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Somut olaya gelindiğinde, davacı sigorta şirketinin, sigortalısına ödemiş olduğu su basmasından kaynaklı hasar bedelini davalıdan rücuen tahsilini talep ettiği, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu dâvası için de söz konusudur” denildiği, eldeki davanın mutlak ya da nisbi ticari dava olmadığı, davacının sigortalısı olan dava dışı … gerçek kişi olup davalı ile aralarındaki hukuki ilişkinin de ticari nitelikte olmadığı, bu durum karşısında dava dışı sigortalı gibi davacının da Asliye Hukuk Mahkemelerine dava açması gerektiği, mahkememizin iş bu uyuşmazlıkta görevli olmadığı anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 sayılı yasanın 20/1 maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra 2 haftalık süre içerisinde taraflarca dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulmadığı taktirde, mahkememizce resen davanın açılmamış sayılmasına karar VERİLECEĞİNE,
5-Davacı tarafın tedbir talebinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
İlişkin, tarafların yokluğunda dosya üzerinden verilen kararın tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/07/2021