Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/382 E. 2021/590 K. 14.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C… 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2021/382 Esas
KARAR NO : 2021/590

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLLERİ …
Av. … -….
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – ….
Av. … –
Av. …
Av. … -…
DAVA TARİHİ : 21/02/2017

BİRLEŞE… 12.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2018/446 ESAS
SAYILI DAVA DOSYASI

DAVACI : … –
VEKİLLERİ : Av. … – ….
Av. … -….
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … – Av. … -…

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2017
KARAR TARİHİ : 14/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/08/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin İstanbul Avrupa Yakasında, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (…) tarafından verilen elektrik dağıtım lisansı kapsamında dağıtım faaliyeti yürütmekte olduğunu, müvekkili şirketin kendi bölgesindeki dağıtım faaliyetlerini yürütebilmek için …’a ait iletim hatlarını kullanmak zorunda olduğunu, davalı ile müvekkili şirket arasında müvekkil şirketin iletim sistemini kurabilmesi için iletim sistemin ilişkin sistem bağlantı ve sistem kullanım anlaşmaları akdedilmesi gerektiğini,dağıtım şirketlerinin iletim sistemini kullanırken sisteme zarar vermemesi için çeşitli kurallar getirildiğini, bu kurallardan birinin “İletim sistemi sistem kullanım ve sistem işletim tarifelerini hesaplama yöntem bildirimi”nde gösterildiğini, bunun 1.5 maddesine göre, “…tesislerinde kullanıcının bağlı olduğu fidere 00.00-24.00 saatleri arasında üç veya daha fazla arıza intikal ederek kesicinin açması” şeklinde tanımlanan ihlalle ilgili iletim sisteminin işleticisi davalı …tarafından ceza tahakkuk ettirildiğini, bu şekilde Ocak 2007- Aralık 2009 dönemleri arasında toplam 32 adet 314.943,18 TL’lik ceza faturasının davalı tarafından müvekkili şirkete gönderildiğini, bu faturaları 21/01/2013 tarihinde davalı şirkete ödediğini, dava konusu edilen ceza faturalarına dayanak olduğu iddia edilen olayların üzerinden uzun zaman geçtikten sonra usule ve mevzuata aykırı şekilde tek taraflı ölçümlere dayalı olarak düzenlendiğini, davalı …’ın bu hizmet sektöründe tekel konumunda olduğunu, 2010 yılından önce imzalanan herhangi bir sistem, kullanım ve bağlantı sözleşmesi bulunmadığını, yazılı sözleşme öncesi taraflar arasında fiili olarak sözleşmesel ilişki kurulduğunu, davalı şirket ile müvekkili arasında ilk olarak 16/09/2009 tarihinde sistem kullanım anlaşmaları ve bağlantı anlaşmalarının imzalandığını, davalı tarafın yöntem bildirimine göre ceza verme yetkisinin bulunmadığını, davalı şirketle 2010 yılının sonuna kadar ceza uygulanmaması yönünde mutakabata varıldığını,davalının kestiği sistem kullanım cezalarının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı tarafından müvekkili şirket aleyhine Ocak 2007-Aralık 2009 dönemlerine ilişkin olarak 20/12/2012 düzenleme tarihli 32 adet faturayla tahakkuk ettirilen ceza faturalarına yapılan 314.943,18 TL ödemenin ödeme tarihi olan 21/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 2577 sayılı Kanuna göre idari eylemlerden doğan zararların tazminine ilişkin davaların idari yargının görev alanına girdiğini, elektrik kamu hizmetinin sağlayıcısı ve idari doğal tekel konumunda bulunan müvekkiline yöneltilen iş bu davanın idari yargıda açılması gerekirken adli yargıda açıldığını, bu nedenle davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle usulden reddine, esas yönden de, ceza faturalarının usulüne uygun tahakkuk ettirildiği, iptal şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava taraflar arasındaki sözleşme öncesi ve sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan cezai ödemelerin istirdadına ilişkindir.
Mahkememizce davanın kısmen kabulü yönünde verilen hükmün temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2021/4436 E.-2021/2173 K. Sayılı ilamı ile” Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Dairesince; tarafların tacir olduğu, davacının ödemeleri yasal haklarını kullanacağı itirazı ile yapabileceği, davacının TTK’nın 21/2. maddesinde öngörülen sürede itirazda bulunmadığı ve ödemeleri yaparken ihtirazi kayıt koymadığı gerekçesiyle esas hakkında yeninden karar verilerek davanın reddine karar verilmiştir. Bu kez Davacı vekilince istinaf kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Dairesinin 07.12.2020 tarihli ve 2020/264 E. 2020/4067 K. sayılı kararı ile dava konusu faturaların hakedişe konu edilmediği, Hizmet İşleri Genel Şartnamesi 42. maddesinde belirlenen usulle ihtirazi kaydın da olayda uygulama yeri olmadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf kararı bozulmuştur. Bozma üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesince direnme kararı verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması uyarınca davalı tarafından düzenlenen ve davacı tarafça ödenen ceza faturalarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
02/12/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen ceza-i şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” …’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun’a Ek madde 3 ile 8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanun’un yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
Bu bağlamda, 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin ceza-i şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olduğu, derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıkları da kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması uygun görülmüştür. ” gerekçesi ile bozulmuştur.
Usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, bozma ilamındaki gerekçe doğrultusunda yargılama sırasında yasa değişikliği ile başlangıçta tek dava olarak açılan ,bilahare birleştirilen dava konusu uyuşmazlık yönünden uyuşmazlık konusunun adli yargı alanından çıkarılıp idari yargı alanına dahil edilmesi, yasa değişikliği sonrası yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle davaya bakmakta görevli olmadığımızdan ve usul hükümlerinin anında uygulanma ilkesi gereği dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekmiş, davacı dava açılmasına sesebiyet vermediğinden, davanın açıldığı tarih itibariyle dava şartları yerinde ve yasa yolu doğru olduğundan davalı yönünden vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kanaati ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-b ve 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-Asıl dava bakımından alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 5.378,45 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.319,15 TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- Dava Yasa değişikliği nedeniyle usulden reddedildiğinden karar gerekçesine göre davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay Temyiz kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı14/07/2021

Başkan …
E-imzalı.
Üye …
E-imzalı.
Üye …
E-imzalı.
Katip …
E-imzalı.