Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/342 E. 2021/821 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/342 Esas – 2021/821
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2021/342 Esas
KARAR NO : 2021/821 Karar

BAŞKAN : ….
KATİP : ….

DAVACI : ….
DAVALI : …..

KARAR TARİHİ : 10/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin …Rüzgar Enerji Santralini işlettiğini, davalı İdare tarafından Rüzgar Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi kurmak üzere yapılan başvurulara ilişkin yönetmelik hükümleri doğrultusunda yapılan yarışma sonucunda müvekkili şirket ile davalı idare arasında 16/12/2011 tarihli Res Katkı Payı Sözleşmesi imzalandığını, anılan sözleşme hükümleri gereğince müvekkili şirketin, ürettiği her bir kwh için 4.24TL ödemeyi taahhüt ettiğini, Rüzgar Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi kurmak üzere yapılan lisans başvurularına ilişkin yarışma yönetmeliği hükümlerince davalı İdare’nin yapmış olduğu yarışmaya katılmadan enerji üretilmesinin mümkün olmadığını, teklif mektubunun verilmesinden sonra davalı İdare ile davalı tarafından hazırlan tip sözleşme imzalandığını, imzalanan sözleşme ile teklif mektubu arasında ortaya çıkan TÜFE fiyatının sözleşmeye uygulanması yönündeki farklılıklar, davalı İdare tarafından sözleşmeye ve yönetmeliğe aykırı olacak şekilde yorumlandığı ve müvekkili şirketin aleyhine olacak şekilde fahiş fatura düzenlendiğini, sözleşmede yer alan hükümler ile yönetmelikte düzenlenen hükümler bire bir aynı şekilde düzenlendiğini buna rağmen Türk Ticaret Kanunu’na göre tacir kabul edilen davalı İdare tarafından sözleşme’de ve yönetmelikte belirlenen şekilde fiyat hesaplaması yapılmadığını, sonuç itibariyle işbu davaya konu fatura fahiş şekilde düzenlendiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile bileşik faiz sistemi uygulanarak hesaplanan 21/01/2021 tarih ve TEE2021015800230 numaralı 12.396.339,83TL’lik Fatura’nın 7.278.736,37TL’lik kısmı yönünden müvekkil şirketin borçlu olmadığının tespitine, taraflarınca itiraz edilen 12.396.339,83TL’nin icra takibine konu edilmesi ihtimali karşısında daha önce verilen mahkeme kararları ve İstinaf Mahkemesi Kararı dikkate alırak teminatsız olarak ihtiyati tedbir verilmesine, teminata hükmedilecekse bile uyuşmazlık konusu olan 7.278.736,37TL üzerinden hesaplanacak şekilde teminata hükmedilmesine, davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücrerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlığın çözümünde idari yargı mercilerinin görevli olduğunu, davanın (yargı yolu) görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı …RES tesisine ilişkin, davaya konu tesisleri için 22/09/2010 tarihli ve 27707 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan mülga Rüzgâr Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Lisans Başvurularına İlişkin Yarışma Yönetmeliği kapsamında 2011 yılında yapılan yarışmalara katıldığını ve bu yarışmalar sonucunda iletim sistemine bağlantı hakkı kazandığını, yarışma sonrasındaki süreç ise sırasıyla RES Katkı Payı anlaşmasının, Bağlantı Anlaşmasının ve Sistem Kullanım Anlaşmasının imzalanması ve ilk geçici kabulün yapılıp üretime geçilmesi olduğunu, davacı şirketin, gerçekleştirilen yarışmalar sırasında sunduğu teklifleri doğrultusunda Taşucu TM’ nin 154 kV Barasına bağlantı hakkı kazandığı, anılan tesis için lisans alarak faaliyetlerine başladığını, ayrıca, davacı ile müvekkili arasında, davacıya ait üretim tesislerinin ilk ünitesinin geçici kabulünün yapıldığı tarihten başlamak üzere ve tüm tesisin geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren yirmi yıl süre boyunca, müvekkili …’a ödemeyi taahhüt ettiği, … (RES) katkı payı bedelinin ödenmesini konu alan, “RES katkı payı anlaşmaları” akdedildiğini, davacı tarafından sunulan kararda, bu eklerin bir Yönetmeliğin bütünlüğü içerisinde yer aldıkları ve aynı tarihte yayımlandıkları göz ardı edilerek, teklifin sunulmasından sonra, davanın taraflarınca farklı hükümler içeren bir sözleşme düzenlenmiş gibi değerlendirmeler yapılmasının kabulünün mümkün olmadığını, yönetmeliğin ekinde basılı olarak yer alan katkı payı anlaşmasının imzalanması, Yönetmelik gereği zorunlu olup, müvekkili teşekkül veya davacı şirketin söz konusu anlaşma üzerinde oynama yapma imkânının bulunmadığını, bu hatalı yorumdan hareket edilirse, RES katkı payı tutarı bakımından, aynı Yönetmelik ile yarışmalarda bağlantı hakkı kazanılması için farklı, bağlantı hakkı kazanıldıktan sonra farklı şartlar öngörüldüğü gibi bir sonuç ortaya çıktığını, yönetmelik ekleri ve içeriği ile bir bütün olduğu gibi, böyle bir değerlendirmenin yarışma ve hukuk mantığına aykırılı olduğunu, davacının bağlantı hakkı kazandığı yarışmalara ilişkin tüm hususların düzenlendiği Yönetmelik parça parça değerlendirilerek, yalnızca bir kısmının taraflar için bağlayıcı olacağının ileri sürülmesinin yerinde olmadığını, davacı şirket tarafından, taahhütname, teklif mektubu formu ve anlaşma içerikleri önceden bilinmekte olup, bu şartlarda yarışmaya katılım sağlanarak teklif verildiğini, anlaşma metni gibi içeriği önceden Yönetmelik ekinde yayımlanan ve davacı tarafından çekincesiz şekilde imzalanarak, tüm şartları ile kabul ve taahhüt edilen teklif mektubu formunda, “teklif fiyatının teklif yılından itibaren TÜFE oranında güncellenerek hesaplanacağı” açıkça ifade edildiğini, yönetmeliğin 6. Maddesi uyarınca, yarışma sırasında sunmuş olduğu bu teklif tüm şartları ile birlikte, davacı şirket için bağlayıcı olduğunu, dava dilekçesinde basiretli tacir gibi davrandığı belirtilen davacı şirketin, imzaladığı teklif mektubunu verirken, teklif mektubunda bulunan formülü göz önüne alarak ödeyebileceği RES katkı payı tutarını hesaplaması ve buna göre teklif fiyatını belirlemesi, basiretli davranma yükümlülüğünün bir gereği olduğunu, davacının diğer isteklilerle birlikte iştirak ettiği yarışmada, önceden bildiği şartlar altında oluşturduğu teklif üzerinden anlaşma imzalandığı dikkate alındığında, daha sonra bu teklifte yer alan hesaplama şekli ile bağlı olmadığının öne sürülmesi, dürüstlük kuralına uygun olmadığı gibi, yarışma koşullarının (teklifin) da değiştirilmesi anlamına geldiğini, bu durumun, sunulan teklifte değişiklik yapılamayacağı (bağlayıcı olduğu) yönündeki Yönetmelik hükmüne açıkça aykırı olduğunu, bu sebeplerle davanın idari yargı yolunun görevli olması nedeniyle usulden reddine, aksi kanaat halinde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esas yönünden reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Davadaki talep, davacı tarafından davalıdan tahsili gereken RES katkı payının taraflar arasındaki sözleşme ve yasal düzenlemeye uygun hesaplanmadığı gerekçesi ile fazladan ödendiği ileri sürülen miktarın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Kamu iktisadi girişimleri kurduklan ticari işletmeler nedeniyle tacir niteliğini taşımaktadırlar. Bu nedenle, gerek sözleşmeden gerekse sözleşmeye aykırılık nedenleriyle özel hukuk kuralları uygulanır. Ancak, idarenin iş ve işlemlerinden dolayı çıkan uyuşmazlıklar idari yargı yerinde sonuca bağlanır. Nitekim, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sının başlıklı 2.maddesinde “1.İdari dava türleri şunlardır:
a) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,
b) îdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalan,
c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının dayandığı banka makbuzları üzerinde ödeme gerekçesi olarak katkı payı bedeli açıklamasının yer aldığı görülmektedir.
Davalı bu bedelin tahsilinde taraflar arasındaki sözleşmeye dayanmamış, ilgili yasa ve yönetmeliklerin tarafına yüklediği görevlerin ifası sırasında alınabilecek hizmet bedeli olduğu, başka bir anlatımla yasa ile yapılan düzenlemeye dayanmaktadır. Taraflar arasındaki özel hukuku ilgilendiren bir sözleşme hükümlerine dayanılmadığmdan davalı idarenin iş ve işlemlerinden doğan bir eylem nedeniyle bedel iadesi istendiğinden 2577 sayılı yasamn 2.maddesi de gözetildiğinde idari yargının görevli olduğu açıktır.
Bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesinin 2021/132 Esas 2021/194 Karar sayılı ve 05/04/2021 tarihli kararı olup, uyuşmazlığın idari eylem ve işlemden kaynaklandığı, bu hali ile İdari Yargı Mahkemelerinin görevli olduklarının belirtildiği, söz konusu kararda …’ın işleminin bir idari işlem olduğu, bu idari işlemden kaynaklanan uyuşmazlıklara idare mahkemesi tarafından bakılması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Davacı tarafından idari işlemin iptali veya idari işlem sonucu ödenen bedelin iadesi için idari mahkemelerinde dava açması gerekirken TBK’daki sözleşmeye aykırılık hükümlerine dayanarak adli yargıda dava açtığı, idarece yapılan işlemlerin usulüne uygun olup olmadığının değerlendirilme yerinin idare mahkemesi olduğu, sadece idari işlemin sözleşmeye aykırılık hükümleri dayanak gösterilerek ödenen bedelin iadesi istenmekle mevcut davanın idare mahkemesi görevinden çıkarak adli yargı mahkemeleri görevine girmeyeceği, bu nedenle adli yargı mahkemelerinin somut olayda görevli olmadıkları kabul edilip aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasında Yargı Yolunun Caiz Olmadığı anlaşıldığından HMK 114/1-b ve 115/2 maddesi uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL.harcın başlangıçta peşin alınan 124.302,63-TL.harçtan mahsubu ile bakiye 124.243,33‬‬‬‬-TL.harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki saatlik ücret tutarı karşılığı 1.320,00-TL ticari arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.10/11/2021

Başkan ….
✍e-imzalıdır
Üye….
✍e-imzalıdır
Üye….
✍e-imzalıdır
Katip….
✍e-imzalıdır