Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR
ESAS NO : 2021/332
KARAR NO : 2022/453
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACI : … -..
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1-… (…
2-……
3-….
VEKİLİ : Av. ……
DAVA : Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 04/06/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından dava dışı ….. arasında imzalanan 10.01.2018 tarih 40.000.000,00 TL tutarlı kredi sözleşmesine istinaden borçlu firmaya kredi kullandırıldığını, davalıların borçlu şirketin ortağı olup Genel Kredi Sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi geri ödemelerinin zamanında yerine getirilmemesi üzerine asıl borçlu ve davalı kefillere …. Noterliğinin 19.10.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek borcun ödenmemesi halinde icra takibine girişileceğinin ihtar edildiğini, ihtara rağmen ödeme yapılmaması üzerine borçlular hakkında icra takip işlemlerine başlandığını, rehinle temin edilmiş bir alacağın tahsili için alacaklının öncelikle sadece rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği İİK. m.45 hükmü gereği olmakla birlikte, bu hükmün müteselsil kefiller yönünden uygulanabilirliğinin bulunmadığını, asıl borçlu hakkında takip yapılmadan ve mevcut rehinleri paraya çevirmeden kefiller hakkında takip yapılabileceğini, dava şartı olarak arabuluculuk müessesesine başvuruda bulunulmuş olmasına karşın anlaşma sağlanamadığını, belirterek; davalıların icra takibine vaki usul ve yasaya aykırı itirazlarının iptali ile takip devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline, masraf ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Genel Kredi Sözleşmesinin bir nüshası imza aşamasında müvekkillerine verilmediği için sözleşmede ne tür hükümler olduğunun bilinmediğini, davacı banka tarafından açılan davanın haksız, mesnetsiz ve bukuka aykırı olması nedeniyle reddi gerektiğini, dava dışı asıl borçlu …. sayılı taşınmaz üzerinde inşa edilen Kavuklar Bornova adlı projenin yapımı esnasında, proje sahibi dava dışı …. grubuna dahil tüm firmalar ile firma yelkilileri hakkında ….başlattığı bir soruşturma kapsamında, talep üzerine…. kararıyla Malvarlıklarına tedbir konulduğunu ve tüm malların ….’ye devredildiğini, … tarafından 07.05.2017 tarihinde yapıları ihalenin dava dışı asıl borçlu … tarafından alındığını ve proje taahhüdünün üstlenerek 20.06.2017 tarihli protokolün imzalandığını, protokol çerçevesinde …. Grubu tarafından evvelce satışı yapılan ve ödemeleri K… Grubü tarafından tahsil edilen 387 adet dairenin hak sahiplerine inşa ve teslimini, ayrıca …’nin T… yaklaşık 25.000.000,00 TL tutarlı kredi borcunun üstlenilerek ödenmesi yükümlülükleri karşılığından Projenin yapımını devir yoluyla üstlendiğini, söz konusu üstlenmenin haricinde … firmasının Projenin yapımı aşamasında sarf edilmek üzere davacı bankadan kredi kullandığını, davalı müvekkillerinin ise söz konusu sözleşmeye müteselsil kefil sifatıyla taraf olduklarını, dava dışı borçlu şirketin Protokol hükümlerini yerine getirererk 17.01.2018 tarihinde proje arsasının tapu mülkiyetini üzerine aldığını ve halihazırda 200 milyon değerine haiz taşınmaz üzerinde banka lehine ipotek bulunduğunu, 2018 yılı Nisan ayında inşaat ruhsatı alınarak proje inşasına başlandığını, 2018 yılı Mayıs ayından itibaren başlamak üzere özellikle başka ülkelerin bir takım müdahaleleri ile ülke ekonomisinde ve döviz kurlarında yaşanan olumsuzluklar, imalat girdi fiyatlarının anormal şekilde yükselmesi nedeniyle proje maliyetlerinin son derece arttığını, bu durumun gayrimenkul sektöründe uzun süre devam eden ciddi anlamda bir durgunluk yaşanmasına sebebiyet verdiğini, bu durumun 2019 yılında da devam ettiğini, projeden konut satışlarının yetersiz kalışına bağlı olarak finansal kaynak sıkıntısı nedeniyle Projenin ve eş zamanlı olarak konut satışlarının durdurulması zorunda kalırdığını, projenin inşai faaliyetlerinin devam ettiği 19 aylık süreç içinde … tarafından projeye 76.907.000,00-TL sarfiyat gerçekleştirildiğini ve toplamda %26 oranında proje tamamlama seviyesine gelindiğini, proje inşa faaliyetlerinin 2019 yılı Kasım ayında durdurulmak zorunda kalınması ile birlikte … tarafından proje finansmanı için… ile kredi görüşmelerine başlandığını, kredi görüşmeleri devam ederken 2020 yılı Mart ayı başlarında pandemi dolayısıyla alınan tedbirlerin çalışma şartlarını zorlaştırdığını, bu nedenle 2020 yılırıda Projede inşai faaliyet yapılamadığı gibi tüm satış faaliyetlerinin de durdurulduğunu, müvekkillerinden ….bünyesinde toplam 3500 m2 kapalı alana sahip spor merkezini işlettiğini, tüm dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de yoğun şekilde hissedilen COVİD-19 salgınının 2020 iyıl başı itibariyle olumsuz etkilerini hissettirmesi, hastalığın Mart 2020 ayından itibaren ilk bulaşlarının tespit edilmesi ve Nisan 2020 ayından itibaren de hastalıktan kaynaklı ölümlerin başlaması üzerine Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı tarafından son derece sıkı tedbirler alındığını, bu kapsamda sokağa çıkma ve seyahat yasaklarının başladığı gibi spor merkezlerinin kapatılması kararının alındığını ve bu tedbirin uzun bir süre devam ettiğini, işbu dava tarihi itbariyle dahi spor merkezinin kapalı kalmaya devam ediyor olması nedeniyle hiçbir şekilde para kazanılmadığı gibi, bünyesinde yer aldığı AVM’nin indirgenmiş kira bedeli, ortak gider, vergi,… primleri, güvenlik gibi pek çok giderin devam ediyor olması nedeniyle yaklaşık 17 aydan bu yana önemli ölçüde zarara uğranıldığını ve bu zararın halen devam ettiğini, davacı tarafın yaşanan tüm bu gelişmelere rağmen krediyi kat ederek müyekkilleri ve asıl borçluyu temerrüde düşürdüğünü, ihtamamenin tebellüğünü müteakip davacı Banka Şubesi yetkilileri ile görüşme yapılmasına, kredi taksit ödemelerinin bir müddet ertelenmesi yönünde talepte bulunulmasına karşın bu taleplerin kabul edilmediğini ve fahiş faiz oranları tatbik etmek suretiyle icra takibine giriştiğini, bu nedenle borcun katlanarak artmasına sebebiyet verdiğini, gerek ülkemizde yaşanan ekonomik kriz gerekse COVİD/19 hastalığının hukuki anlamda mücbir sebep olduğunu, işletme faaliyetlerinin devamına engel teşkil eden mücbir sebep nitelikli COVİD-19 salgınının davalı Müvekkillerinin irade va tasamufunda bulunmaması nedeniyle, bu şartlar çerçevesinde işletme faaliyetlerinin devamının imkansız olduğunu ve bu sebeple müvekkillerinin davacı banka nezdinde temerrüde düşmelerinden veya ödeme yükümlülüklerinden söz edilemeyeceğini, dolayısıyla müvekkilleri hakkında henüz temerrüde düşmeden icra takibi başlatıldığını, gerek idari makamlar gerek…tarafından kredi temerrüt ve takip işlemlerinin gevşetilmesi, mümkün olduğunca kredi borçlarının geri ödemelerinin ertelenmesi yönünde alınan karar ve tavsiyelere rağmen kamu bankası niteliğini haiz davacı bankanın tamamen aykırı yönde uygulamalarla davalı müvekkilleri aleyhinde icra takibi başlattığını, belirtilen hususların, davalı müvekkillerinin kefaletle bağlı bulunduğu asıl borçlu sıfatını haiz dava dışı… için de geçerli olması sebebile mücbir sebep teşkil eden olaylar dolayısıyla temerrüdün oluşmadığı kabul edildiğinde, müteselsil kefil sıfatını haiz davalı müvekkilleri açısından da takip ve dava yolu açılamayacağı için işbu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilleri … ve …’nın kefaletlerine ilişkin olarak eş muvafakatinin alınmadığını belirterek; haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı açıları davanın reddine, davacı taraf takip gerçekleştirmekte haksız ve kötü niyetli olduğu için alacağın 20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine icra tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini cevap ve talep etmiştir.
DELİLLER , DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalılar aleyhine genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK’67. Maddesi kapsamında iptali istemine ilişkindir.
… takip sayılı icra dosyası, Genel Kredi Sözleşmesi örnekleri, hesap ekstreleri, ihtarnameler, bilirkişi raporları ile diğer belgeler dosyada mevcuttur.
… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: Davacı tarafından davalılar aleyhine 05/03/2021 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde 29.404.433,20-TL asıl alacak, 3.234.487,65-TL işlenmiş temerrüt faizi, 161.724,38-TL BSMV, 26.790,67-TL masraf olmak üzere toplam 32.827.435,90-TL istendiği, takibin dayanağının 40.000.000,00-TL tutarındaki kredi çerçeve sözleşmesi olduğu, ödeme emrinin davalılara 12/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalıların 18/03/2021 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Genel Kredi Sözleşmesinin incelenmesinde; davacı banka ile asıl borçlu şirket olan …. arasında 10/01/2018 tarihinde 40.000,000,00-TL tutarında genel kredi sözleşmesinin akdedildiği, sözleşmede davalılar …, … ve….’nin müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının mevcut olduğu, kefalet sözleşmesi, kefalet tarihi, kefalet tutarı ve kefaletin müteselsil olduğu hususları kefillerin el yazı ile yazılarak akdedildiği, kefillerin kefalet limitinin 40.000,000,00-TL olarak beyan ve kabul ettikleri, davalı gerçek kişilerin dava dışı asıl borçlu şirketin şirket ortağı oldukları görülmüştür.
Davacı banka tarafından davalılara gönderilen ihtarnamenin incelenmesinde, davacı banka tarafından dava dışı asıl borçlu ve davalı kefillere …. Noterliği marifetiyle gönderilen 19/10/2020 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile 28.921.919,19-TL nakit alacağın ödenmesine ve 13.467,00-TL gayrinakit alacağın depo edilmesi için muhataplara 3 gün süre verildiği, tebliğ şerhine göre ihtarnamenin dava dışı asıl borçlu şirket ile dava kefillere 20/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalıların 24/10/2020 tarihinde temerrüde düşmüş kabul edileceği, takip talebinde davalıların temerrüt tarihinin 26/10/2020 olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Bankaca gönderilen krediye ilişkin bilgi ve belgelerde dava dışı asıl borçlunun kullandığı krediler taksitlerini COVİD -19 salgının ülkemizde etkisini gösterdiği Mart 2020 öncesinde ödememeye başladığı, söz konusu salgının nedeniyle ekonomik zorluk içine girmediği ve bu nedenle mücbir sebep olarak kabul edilemeyeceği nazara alınarak, davalıların kefil oldukları kredilerin geri ödenmesinde temerrütün gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bankacı bilirkişi ….den alınan 14/02/2022 tarihli raporda ; Davacı Banka ile dava dışı asıl borçlu… arasında 10,01.2018 tarihinde 40.000.000,00 TL tutarında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmede … ve … ile …nin 40.000.000,00 TL fimitle müteselsil kefaletleri mevcut olup, kefalet akitleri, kefalet limiti, kefalet tarihi ve kefaletin müteselsil olduğu hususları davalı kefillerin el yazıları ile yazılmak suretiyle Borçlar Kanunu hükümlerine uygun olarak tesis edildiğini, 04.07.2017 tarih 9359 sayılı Türkiye Sicil Gazetesinin 30. Sayfasında yer alan dava dışı …ait sicil bilgilere göre … ve …’un şirket ortağı oldukları anlaşılmış, bu nedenle gerçak kişi kefillerin kefaletine ilişkin olarak eş muvafakatinin alınmasına yasal gerek bulunmadığının tespit edildiği , Kredi sözleşmesinin ilgili hükmü gereğince temerrüt faizi oranının, davacı Bankaca Merkez Bankasına bildirilen oran üzerinden %33.00 olarak kabul edilmesi halinde, davacının davalılardan talep edebileceği tutarın; 29.404.433,20-TL asıl alacak, 3.234.487,65-TL işlemiş temerrüt faizi, 161.724,38-TL BMSV, 14.373,46-TL masraf, toplam 32.815.018,69-TL tespit edildiği, bu halde davacının asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren %42 oranından işlemiş faiz talep edilebileceğini, yine temerrüt faizi oranının davacı bankaca Merkez bankasına fiilen uygulanacağı bildirilen en yüksek ticari kredi faiz oranı esas alınarak tespit olunan %24.795 olarak kabul edilmesi halinde, davacının davalılardan talep edebileceği tutarın; 29.284.462,68-TL asıl alacak, 2.420.360,84-TL işlemiş temerrüt faizi, 121.018,04-TL BSMV, 14.373,46-TL masraf olmak üzere toplam 31.840,215, 02-TL tespit edildiği, bu halde asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren %24.795 oranı üzerinden işlemiş faiz talep edilebileceğini, tespit edilerek terditli olarak yapılan hesaplamaların hangisine itibar edileceğinin mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmede teminat mektubu ve çek yaprakları yasal garanti tutarlarından kaynaklı gayrinakdi riskin depo talebinden kefillerin sorumlu olacağına dair açık bir hüküm bulunmadığı için depo talebine konu edilen 16.137 TL’nin depo talebinden kefillerin sorumlu tutulamayacağınıda rapor etmiştir.
Bilirkişi …’den tarafların itirazlarının değerlendirilmesi için alınan 17/05/2022 tarihli ek raporda ise ; davacı vekili tarafından dosyaya sunulan masraf belgeleri dikkate alınarak Kök Raporun “SONUÇ ve KANAAT” bölümünün V.4.(a) ve V.4.(b) maddelerinde yer verilen tablodaki masraf tutarının 29.206,48 TL olduğu, ancak takip talebindeki 26.790,67-TL’yi aşamayacağından, bu miktarın nazara alınacağını rapor etmiştir.
Dosyamızda davacı banka genel kredi sözleşmesi uyarınca dava dışı asıl borçlu şirkete ticari krediler kullandırmıştır.Diğer taraftan borcun ödenmemesi nedeniyle davacı davalı kefiller hakkında icra takibi yapmakta haklıdır. Zira davalıların akdedilen sözleşmeye müteselsil kefil olduğu, kefalet sözleşmesinde kefalet limiti, tarihi ve kefaletin müteselsil olduğu hususlarının kefilin el yazısı ile yazıldığı, davalıların kefilliğinin TBK hükümleri gereğince geçerli bulunduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık davalıların borcunun miktarı, temerrütün oluşup oluşmadığı ve oluşması halinde temmerrüt tarihi , uygulanması gerekli faiz ve miktarı konusunda toplanmıştır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, genel kredi sözleşmesi, bilirkişi raporları ve tüm bilgi ve belgeler incelendiğinde; davacı tarafından yukarıda detayları belirtilen genel kredi sözleşmesine dayalı olarak dava dışı asıl borçlu şirkete 17/01/2018 tarihinde 3.600.020,74-TL, 18/01/2018 tarihinde 4.400.000,00-TL, 16/03/2018 tarihinde 2.999.700,00-TL, 04/05/2018 tarihinde 2.999.700,00-TL, 26/06/201 tarihinde 2.999.700,00-TL, 30/07/2018 tarihinde 2.999.700,00-TL tutarlı birden fazla taksitli ticari kredi kullandırdığı, bunun yanında asıl borçlu şirkete birden fazla çek tahsis ettiği, dava dışı asıl ticari kredilerden kaynaklı borçların ödenmemesi üzerine davacının kredi hesaplarını kat ederek dava dışı asıl borçlu ve davalılara ihtarname keşide ettiği, ihtara rağmen davacıya ödeme yapılmaması üzerine takibe girişildiği, somut hadisede davalı kefillerin kat tarihindeki borç miktarından ve kendi kefaletlerinden kaynaklı faiz borcundan sorumlu olduğu, kefillerin yukarıda belirtilen temerrüt tarihlerine göre borcun hesabının gerektiği, davalıların takibe konu borcun ödenmemesine ilişkin ileri sürdükleri itirazların yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı bankanın kat tarihi itibarıyla ticari krediler için fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranı olan yüzde 16.53’ün düzenlenen sözleşmeye bağlı olarak % 50 fazlası ile temerrüt oranını belirleyebilmesi dikkate alındığında takip tarihi itibarıyla uygulanması gerekli temerrüt faizi oranının % 24.795 (yüzde 16,53×1.50) olduğu, yukarıda belirtilen kat tarihi, temerrüt tarihi, akdi faiz oranı, temerrüt faiz oranı dikkate alınarak hazırlanan yargısal denetime elverişli hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davacının davalılardan takip tarihi itibarıyla talep edebileceği tutar 29.284.462,68TL asıl alacak, 2.420.360,84TL işlemiş faiz, 121.018,04TL BSMV ve 26.790,67-TL masraf olmak üzere toplam 31.852.632,23-TL olduğundan davalıların bu miktar kadar icra takibine yapmış oldukları itirazlarının iptalinin gerektiği, takibin belirtilen bu değerler üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek % 24.795 oranında faiz oranıyla devamı ile fazlaya ilişkin istemlerin ise reddi gerektiği, davalılar takibe haksız olarak itiraz ettiklerinden ve alacak tutarı likit olarak değerlendirildiğinden davalılar yönünden kabul edilen miktar dikkate alınarak toplam alacağın takdiren yüzde 20’si üzerinden icra inkar tazminatının davalılardan tahsil edileceği, davanın kabul edilmeyen kısım yönünden davalı tarafların itirazının yerinde olduğu, son olarak icra takibinde davacı tarafın 34.500,00-TL çek riskinin depo talebinden davalı kefilleri sorumlu tuttuğu, ancak bilindiği üzere kefillerin gayri nakit riskin depo talebinden sorumlu tutulması için sözleşmede bu hususta açık hüküm bulunması gerektiği, eldeki davadaki incelenen sözleşmede depo talebinden davalı kefillerin sorumlu olacağına yönelik açık bir düzenleme bulunmadığından davacıların bu yöndeki taleplerinin ise reddi gerektiği anlaşıldığından ,davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; davalıların Ankara 30. İcra Müdürlüğünün 2021/2564 esas sayılı dosyasında asıl alacağın 29.284.462,68-TL’sine, işlemiş faizin 2.420.360,84-TL’sine, BSMV’nin 121.018,04-TL’sine ve masrafın 26.790,67-TL’sine olmak üzere toplam 31.852.632,23-TL’sine yaptıkları itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacak kalemine %24,795 oranında faiz işletilmesine ve faize %5 BSMV uygulanmasına, takibin bu şekilde devamına, bu kalem alacak yönünde fazla istemin reddine,
Depo talebinin reddine,
Kabul edilen miktarın %20’si oranında hesap edilen 6.370.526.45 TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-a)Alınması gereken 2.175.853,31-TL harçtan peşin alınan 396.473,36-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.779.379,95-TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye irad kaydına,
b)Gayrinakti alacak için ayrıca 80,70-TL maktu harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 59,30-TL başvuru harcı, 396.473,36-TL peşin harç, 8,50-TL vekalet harcı toplamı 396.541,16-TL ile, davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 109,10-TL posta masrafı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.109,10-TL’nin davanın kabul red oranı dikkate alınarak 1.076,16-TLsinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AÜT gereğince hesap edilen 407.151,32-TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-a)Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden AÜT gereğince hesap edilen 65.790,18-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
b)Davalılar gayrinakti alacak yönünden kendisini vekille temsil ettirdiğinden AÜT gereğince hesap edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği … tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki saatlik ücret tutarı karşılığı ticari arabulucu ücreti olan 1.320,00-TL’nin kabul/red oranına göre 1.280,80-TL’sinin davalılardan müteselsilen, 39,20-TL’nin davacıdan alınarak alınarak hazineye gelir kaydına,
7-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2022
Başkan …
✍e-imzalıdır
Üye …
✍e-imzalıdır
Üye …
✍e-imzalıdır
Katip …
✍e-imzalıdır