Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/326 E. 2022/452 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/326 Esas – 2022/452
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2021/326
KARAR NO : 2022/452

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE…
KATİP :..

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI ….
VEKİLLERİ : Av. …
Av….
DAVA : Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 02/06/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Banka ile dava dışı…… arasında 06.04.2017 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, davalı …’ın bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kullandırılan krediden doğan borcun ödenmemesi sebebiyle borçlular aleyhine … Noterliğinin 07.11.2019 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilmiş olmasına rağmen borçlu tarafından herhangi bir itraz ve ödeme yapılmadığını, ödenmeyen ve kesinleşen borca ilişkin … esas sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibine giriliğini, davalı tarafından itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu, dava şartı olarak arabuluculuk müessesesine başvuruda bulunulmuş olmasına karşın anlaşma sağlanamadığını belirterek; … esas sayılı icra dosyasına vaki itirazın 528.000,00 TL kefalet limitine, hesap kat ihtarı sonrası işleyen faiz ve giderler toplamı ile sınırlı olmak üzere 654.126,00 TL açısından iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, davalı aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafına yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı banka dilekçesinde atıf yapılan tüm sözleşme hükümlerinin T.B,K. hükümleri kapsamında genel işlem koruşul mahiyetinde olduğunu, davaya dayanak gösterilen kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmesinin usule ve yasalara aykırı olduğunu, azami sorumluluk miktarı, kefalet tarihi, el yazısı, eş rızası gibi yasal şartları taşımayan kefalet sözleşmesinin hukuken geçersiz olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkilinin sorumlu olacağı düşünülse dahi kanunda kefalet için aranan şartların kefalet sözleşmesinde mevcut olmadığını, sorumluluğunun sözleşmede belirtilen üst limite kadar olduğunun yasa gereği olduğunu, müvekkiline gönderilen ihtarname ve ödeme emrinde bu durumun olmadığını, haksız ve hukuka uygun olmayan, azami miktarı aşar şekilde dava aşan davacının davasının reddi gerektiğini, müvekkilinin sorumlu olduğu düşünülse dahi uygulanan faiz oranının fahiş olduğunu, davalının eş muvafakatinin dosyaya alınmamış olduğunu, davacı Bankanın, dava dışı asıl borçlu şirketin vergi borcu olmasına rağmen kredi kullandırıp hukuka aykırı işlem yaptığını, bu nedenli ilgili kredi sözleşmesi usulsüz olup vergi borcu olan firmaya kredi kullandıran davacının bu borçtan sorumlu olacağını, Yargıtay İçtihatlarının da bu yönde olduğunu, müvekkilinin sınırlı olarak verdiği kefalet sebebiyle sorumluluğuna dayanarak yaptığı icra takibinde tüm borçtan müvekkilini sorumlu tutmasının ve bunu ayrıca icra takibinde belirtmemesinin hukuka uygun olmadığını, davacının yapmış olduğu İcra takibinde müvekkilinin kısmi sorumlu olduğuna dair bir beyanı bulunmadığını, müvekkilinin sınırlı sorumluluğuna dayanmadan yapılan icra takibi ve açılan itirazın iptali davasının hukuka ve usule uygun olmayan davanın reddi gerektiğini, itirazlar baki kalmak kaydıyla, davacı bankanın da bilgisi ve isteği doğrultusunda müvekkilin ödeme yaptığını, davacının asıl borcu olan şirket hesabına bloke koyup, müvekkilinden bu hesaba ödeme yapmasını talep ettiğini, dekontun açıklama kısmında da açıkça kefalet ödemesi olduğunun belirtildiğini, ancak davacının bahse konu ödemeyi mahsup etmediğini, bu nedenle kötü niyetli olduğunun açık olduğunu belirterek; davanın usulden ve esastan reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve cevap etmiştir.
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalı aleyhinde genel kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan ilamsız takipte İİK. 67 maddesi kapsamınca itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili delil olarak; … takip sayılı icra dosyası, Genel Kredi Sözleşmesine , hesap ekstrelerine, ihtarnamelere, banka kayıt ve belgeleri ile bilirkişi incelemesine, davalı vekili ise; ödeme belgesi ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: Davacı tarafından davalı aleyhine 11/11/2020 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde 649.781,09-TL asıl alacak, 87.446,54-TL temerrüt faizi, 5.631,98-TL BSMV olmak üzere toplam 742.859,61-TL istendiği, takibin dayanağının genel kredi sözleşmesi olduğu, ödeme emrinin davalıya 27/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 02/11/2020 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu ve davacının yasal süresi içerisinde iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Genel Kredi Sözleşmesinin incelenmesinde; Davacı Banka ile dava dışı asıl borçlu şirket olan 72 …. arasında 06/04/2018 tarihinde 1.250,000,00-TL tutarında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, sözleşmede davalı ….’ın müteselsil kefil sıfatıyla imzasının mevcut olduğu, kefalet sözleşmesi, kefalet tarihi, kefalet tutarı ve kefaletin müteselsil olduğu hususları kefilin el yazı ile yazılarak akdedildiği, kefillerin kefalet limitinin 528,000,00-TL olarak beyan ve kabul ettikleri , davalının dava dışı asıl borçlu şirketin ortağı olduğu ve eş onayının gerekmediği görülmüştür.
Davacı banka tarafından gönderilen ihtarnamenin incelenmesinde, davacı banka tarafından dava dışı asıl borçlu ve davalı kefile… marifetiyle gönderilen 08/11/2019 tarih… yevmiye nolu ihtarname ile toplam 1.443.936,75-TL nakit alacağın ödenmesi, gayrinakit alacağın depo edilmesi için muhataplara 3 gün süre verildiği, tebliğ şerhine göre ihtarnamenin davalıya 09/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının temerrüt tarihinin 13/11/2019 olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bankacı bilirkişi…’den alınan 14/03/2022 tarihli raporda ; Davacı ile dava dışı 72 …. Arasında akdedilen 06.04.2017 tarihli ve 1.250.000,00 TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesinde davalı kefilin 528.000,00 TL limitle müteselsil kefaletinin mevcut olduğunu, kefalet akdinin; kefalet limiti, kefalet tarihi ve kefaletin müteselsil olduğu hususu kefilin el yazısı ile yazılmak suretiyle Borçlar Kanunu hükümlerine uygun olarak tesis edildiği , kefalet akit tarihi itibariyle davalının dava dışı borçlu şirketin ortağı olması sebebiyle kefaletine ilişkin olarak eş muvafakatinin alınmasına yasal gerek bulunmadığını, dava dışı borçlu şirkete kullandırılan taksitli ticari krediler ile nakdi krediden kaynaklı borçların ödenmemesi üzerine hesapların kat edilerek ihtamame keşide edildiği, dava dışı asıl borçlu şirket ve davalı kefil tarafından tebellüğ edilen ihtarnameye rağmen bir ödeme yapılmadığı , bu nedenle davacı banka tarafından alacağın yasal yollardan tahsili için icra takibi başlattığını, davalı tarafından 08.05.2020 tarihinde yapılan kısmi ödeme tutarının, kefalet borcuna veya ipotek borcuna karşılık olarak yapıldığı kabulüne göre yapılan alternatifli hesaplamalarda, tutarları farklı olmakla birlikte her iki halde de davalı kefilin takip tarihine göre davacı bankaya borçlu olduğunun belirlendiğini, (08.05.2020) tarihli ödemenin “KEFALET BORCUNA” karşılık olduğunun kabulü halinde davalının takip tarihine göre sorumlu olacağı tutarın; 149.781,73-TL asıl alacak, 13.562,53-TL işlemiş faiz, 678,13-TL BSMV olmak üzere toplam 164.022,39-TL olarak tespit edildiği, bu halde asıl alacak tutarına 149.781,73-TL’ye takip tarihinden itibaren %19,50 oranından işlemiş faiz talep edilebileceğini , yine (08.05.2020) tarihli ödemenin, havale dekontunda yer alan * KEFALET ÖDEMESİ” açıklamasına karşın, “İPOTEK BORCUNA’ karşılık yapıldığının kabulü halinde davalının takip tarihine göre sorumlu olacağı tutarın; 528.000,00-TL asıl alacak, 87.601,80-TL işlemiş faiz, 4.380,08-TL BSMV olmak üzere 619.981,88-TL olarak tespit edildiği, bu halde 528.000,00-TL asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren %19.50 oranından işlemiş faiz talep edilebileceği,
Dosya kapsamında mevcut ödeme emrinde, takip tarihine göre hesaplanan 742.859,61 TL alacağın tamamından dava dışı asıl borçlu şirket ve dava dışı … ile davalı kefil sorumlu tutulduğu , ödeme emrinde, davalı kefil …’ın kefalet limitinin 528.000,00 TL olduğu ve sorumluluğunun bu tutar ve bu tutara ilaveten işleyecek temerrüt faizi ile birlikte olacağına yönelik bir şerh düşülmediğini, bununla birlikte, davacı taraf, işbu davayı ikame ederken, dava dilekçesinde …ın kefalet limitinin 528.000,00 TL ve bu tutara işleyecek faiz ve ferilerinden sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Davacı banka genel kredi sözleşmesi uyarınca dava dışı asıl borçlu şirkete ticari krediler kullandırmıştır.Diğer taraftan borcun ödenmemesi nedeniyle davacı davalı kefil hakkında icra takibi yapmakta haklıdır. Zira davalının akdedilen sözleşmeye müteselsil kefil olduğu, kefalet sözleşmesinde kefalet limiti, tarihi ve kefaletin müteselsil olduğu hususlarının kefilin el yazısı ile yazıldığı, davalının kefilliğinin TBK hükümleri gereğince geçerli bulunduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık davalının borcunun miktarı, temerrüt tarihi, uygulanması gerekli faiz ve miktarı konusunda toplanmıştır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, genel kredi sözleşmesi, bilirkişi raporları ve tüm bilgi ve belgeler incelendiğinde; davacı tarafından yukarıda detayları belirtilen genel kredi sözleşmesine dayalı olarak dava dışı asıl borçlu şirkete 12/04/2017 tarihinde 1.000.000,00-TL ve 07/01/2019 tarihinde 90.000,00-TL tutarlı birden fazla taksitli ticari kredi kullandırdığı, dava dışı asıl borçlunun ticari kredilerden kaynaklı borçların ödenmemesi üzerine, davacının kredi hesaplarını kat ederek dava dışı asıl borçlu ve davalıya ihtarname keşide ettiği, ihtara rağmen davacıya ödeme yapılmaması üzerine takibe girişildiği, davalı kefilin kat tarihindeki borç miktarından ve kendi kefaletinden kaynaklı faiz borcundan sorumlu olduğu, kefilin yukarıda belirtilen temerrüt tarihlerine göre borcun hesabının gerektiği, buna göre kat tarihinde hesap edilen alacak miktarının davalı kefilin kefalet limitinin üzerinde olduğundan, davalının ancak kefalet limiti ile ve bu limite ilaveten temerrüdün oluştuğu 13/11/2019 tarihinden itibaren işletilecek faiz ve faizin gider vergisinden sorumlu olacağı, davalının takibe konu borcun ödenmemesine ilişkin ileri sürdükleri itirazların yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı bankanın kat tarihi itibarıyla ticari krediler için fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranı olan yüzde 19.50 üzerinden temerrüt faizi talep edilebileceği, yukarıda belirtilen kat tarihi, temerrüt tarihi, akdi faiz oranı, temerrüt faiz oranı dikkate alınarak ve davalının ” kefalet ödemesi” açıklaması ile 08/05/2020 tarihinde gönderilen 420.000,00-TL’nin kefalet borcuna karşılık yapılan ödeme olduğu tespit ve kabul edildiğinden, bu tutardan öncelikli olarak faiz ve feriler, kalan kısmı ise anaparaya mahsup edilmek suretiyle terditli olarak hazırlanan denetime elverişli ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davacının , davalıdan takip tarihi itibarıyla talep edebileceği tutarın; 149.781,73 TL asıl alacak, 12.426,68TL işlemiş faiz ve 621,38TL BSMV olmak üzere toplam 162.829,79-TL olduğu hesap edildiğinden, davalının bu miktar kadar icra takibine yapmış olduğu itirazının iptalinin gerektiği, takibin belirtilen bu değerler üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek yüzde 19.50 oranında faiz oranıyla devamı ile fazlaya ilişkin istemlerin ise reddi gerektiği, davalı takibe haksız olarak itiraz etttiğinden ve alacak tutarı likit olarak değerlendirildiğinden davalı yönünden kabul edilen miktar dikkate alınarak toplam alacağın takdiren yüzde 20’si üzerinden icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edileceği anlaşılmış olup, davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; … esas sayılı dosyasında, davalının, asıl alacağın 149.781,73-TL’sine, işlemiş faizin 12.426,68-TL’sine ve BSMV’nin 621,38-TL’sine olmak üzere toplam 162.829,79-TL’ye yaptığı itirazın iptaline, asıl alacak kalemine takip tarihinden itibaren %19,50 faiz uygulanmasına, takibin bu şekilde devamına, fazla istemin reddine,
Kabul edilen miktarın %20’si oranında hesap edilen 32.565,96 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-
Alınması gereken 11.122,90-TL harçtan peşin alınan 7.456,54-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.666,36-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 59,30-TL başvuru harcı, 7.456,54-TL peşin harç, 8,50-TL vekalet harcı toplamı 7.524,34-TL ile, davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 60,10-TL posta masrafı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.060,10-TL’nin davanın kabul red oranı dikkate alınarak 263,89-TLsinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AÜT gereğince hesap edilen 19.418,83-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AÜT gereğince hesap edilen 41.614,81-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği …. tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki saatlik ücret tutarı karşılığı ticari arabulucu ücreti olan 1.320,00-TL’nin kabul/red oranına göre 328,58-TL’sinin davalıdan müteselsilen, 991,42‬-TL’nin davacıdan alınarak alınarak hazineye gelir kaydına,
7-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde… Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2022

Başkan …
✍e-imzalıdır
Üye …
✍e-imzalıdır
Üye …
✍e-imzalıdır
Katip …
✍e-imzalıdır