Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/312 E. 2021/984 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/312 Esas – 2021/984
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/312
KARAR NO : 2021/984

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM : …
KATİP :….

DAVACI : ….
DAVALILAR :…

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 27/05/2021
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:

TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili Banka ile davalı…Teknolojileri San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 28/06/2016 tarihinde sözleşme imzalanarak kredi kullandırıldığını, Haluk BALÇIK’ın bu kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, müvekkili Banka tarafından kullandırılmış olan kredinin geri ödemelerinin zamanında yerine getirilmemesi nedeniyle davalılara 11/03/2019 tarihinde Etimesgut 1. Noterliği tarafından 9625 yevmiye nolu ihtarnamesinin çekilerek ihtar tarihi itibariyle masraf hariç 419.930,83 TL borç alacak olduğu ve iş bu borcun ihtarnamenin tebliği ile fiili ödeme tarihine kadar işleyecek temerrüt faizi ile birlikte ödenmesinin, aksi halde yasal yollara başvurulacağının bildirildiğini, borç miktarının hem sözleşme hükümleri ile hem de hesap tablosunda açıkça belirtildiğini ödeme yapılmadığını belirterek, 419.930,83 TL alacağın ihtarname tarihinden itibaren bankanın temerrüt faizi oranında işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından dava konusu takibe dayanak gösterilen kredi sözleşmesi dosyaya sunulmadığı için müvekkillerinden…’ın sözleşmeyi şirket yetkilisi mi yoksa kefili olarak mı imzaladığının ya da imzasının bulunup bulunmadığının incelenemediğini, bu nedenle borcun kaynağı olarak belirtilen sözleşmelerin dosya kapsamına celbinin önem arz ettiğini, alacağın likit olmadığını, davacı yanın vadesi gelmemiş borçlar için çok fahiş faiz oranları üzerinden talepte bulunduğunu, kredi kartı ve kredi sözleşmeleri azami faiz oranlarının sınırlandırıldığını ve faiz oranının belirlenmesinde takip tarihinin’ esas alınması gerektiğini, bu nedenle takip tarihindeki TCMB azami gecikme faizi oranın üzerinden bir değerlendirme yapılması gerektiğini, sözleşmelerde yer alan temerrüt faizi oranının davacı banka tarafından tek taraflı ve fahiş olarak belirlenmiş olup bu hükmün kamu düzenine, ahlaka ve kişilik haklarına, sözleşme özgürlüğü ilkesine, dürüstlük kuralına, emredici kurallara ve TBK md. 20/25 çerçevesinde genel işlem şartı hükümlerine aykırı olduğunu, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun uyarınca da davacının sözleşmeye koyduğu hükümlerin haksız şart olduğunu, haksız şartların da sözleşmede yazılmamış sayılmasının gerektiğini, taraflar arasında imzalanan bir sözleşme var ise bu matbu sözleşmede yer alan ve müvekkillerine müzakere imkanı tanınmadan imzalattırılan temerrüt maddesindeki hükümler mutlak butlanla batıl olup yok hükmünde olduğu için, temerrüt faizine ilişkin hüküm kesin hükümsüzlük nedeniyle yok sayılacağı için tarafların arasındaki temerrüt faizinin belirlenmesinde, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve 3095 Sayılı Kanuna göre belirleme yapılması gerektiğini belirterek, haksız ve kötü niyetli davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, Genel Kredi sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
Davacı banka ile davalı…Teknolojileri San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasında 28.06.2016 tarihinde 750.000,00 TL. limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdedilmiştir. 07.09.2010 tarihli ikinci bir kredi sözleşmesi ile 300.000,00 TL limitli, davalı…’ın kefaletine haiz bir sözleşme daha akdedilmiş, sözleşme ile davalı…’ın 750.000,00 TL limitle müteselsil kefaleti alınmıştır.
Sözleşme tarihi itibariyle uygulanması gereken TBK’nın 583. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olması için; yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olduğu azami miktar ile kefalet tarihinin belirtilmesi, müteselsil kefalet halinde bu ibarenin kefilin el yazısı ile yazılması, ayrıca kefil şirket ortağı değilse aynı yasanın 584. maddesi gereğince kefilin evli olması halinde yazılı eş rızasının da alınması zorunludur. Bu kapsamda davalının imzaladığı kefalet sözleşmesinin yasanın aradığı tüm şekil şartlarını taşıdığı ve geçerli olduğu sabittir. Dolayısıyla müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davalı, asıl borçlunun borcundan (asıl borçlunun temerrüdü dahil) kefalet limiti ile ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumludur.
Kefalet sözleşmesi; kefalet limiti, kefalet tarihi ve kefaletin müteselsil olduğu hususları kefilin el yazısı ile yazılmak suretiyle imzalanmış olup kefil… davalı şirketi temsile yetkili ortağı olduğu için kefaletine ilişkin olarak eş muvafakatinin alınmasına yasal gerek bulunmadığı anlaşılmıştır.
Alacağın sebebi GKS kapsamında borçlu cari hesap, taksitli ticari kredi, ticari kredili mevduat hesabı ve kredi kartı alacaklarından kaynaklanmaktadır.
HMK’ nın 266. Maddesi gereğince bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi raporunda dosyaya delil olarak sunulan sözleşme incelenerek, imzalanan sözleşmeler gereği kullandırılan kredi türüne göre kredi kartlarında Merkez Bankası’ na bildirilen faiz oranları , taksitli kredilerde sözleşmedeki faiz oranları üzerinden tespit edilmiş ve temerrüt tarihi usulüne uygun belirlenerek davacı bankanın alacağı hesaplanmıştır.
U2019020500401 Nolu Taksitli Ticari Krediden: Davalı asıl borçlu şirkete 05.02.2019 tarihinde 36 ay vadeli olarak 47.436,28 TL KGF Yapılandırma Kredisi kullandırılmış, beş adet taksit borcu ödenmiştir.
U2017032400114 Nolu Taksitli Ticari Krediden Davalı asıl borçlu şirkete 24.03.2017 tarihinde 36 ay vadeli olarak 300.000 TL tutarında taksitli ticari kredi kullandırılmıştır. Kat tarihi itibariyle ödenen en son taksit tarihi 24.04.2019 itibariyle kalan anapara borcu 108.339,45 TL’dir.
U201802200038S0 Nolu İhracat Kredisinden, Davalı asıl borçlu şirkete 20.02.2018 tarihinde 36 ay vadeli olarak 250.000 TL tutarında ihracat kredisi kullandırılmıştır. Ödenen en son taksit tarihi 22.04.2019 itibariyle kalan anapara borcu 170.379,46 TL’dir.
U2019020500355 Nolu Taksitli Ticari Krediden, Davalı asıl borçlu şirkete 05.02.2019 tarihinde 36 ay vadeli olarak 54.377,84 TL Yapılandırma kredisi kullandırılmıştır. Kullandırılan yapılandırma kredisinden karşılanmak suretiyle davalı şirkete 24.03.2017 tarihinde kullandırılmış olan 300.000,00 TL tutarındaki taksitli ticari kredinin 5 taksiti ödenmiştir.
KMH Hesabından kaynaklı, Davalı şirket adına açılan Ticari Kredili Mevduat hesabının 25.02.2019 tarihli borç bakiyesi de 36.356,40 TL olarak tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporunda; 6495 sayılı Torba Kanun ile 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun “Kurumsal Kredi Kartları” başlık 43 üncü maddesinde yapılan değişiklik ile, kurumsal kredi (şirket) kartları faiz oranları TCMB’nin belirlediği kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami akdi ve azami gecikme faizi oranı sınırlamalarına tabi hale getirildiği, Resmi Gazete de yayımlanan Mevduat ve Kredi Faiz oranları ve Katılma Hesapları Kar ve Zarara Katılma Oranları ile Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğ (Sayı:2006/1)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sayı:2013/8)” ile TCMB’nin yayımladığı Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğ’e tabi hale getirilmiş, bu suretle kredili mevduat hesaplarında uygulanacak azami akdi ve gecikme faizi oranlarının kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranlarını geçemeyeceği hüküm altına alındığını, Ticari kredili mevduat hesabi dışında kalan taksitli licarı kredi ve muhtelif alacaklar için uygulanacak faizi oranının sözleşmenin 7.8.3. maddesine göre tespit edilmesi gerektiği, Sözleşmenin anılan maddesinde, temerrüt halinde temerrüt tarihindeki aynı tür krediler için an en yüksek faiz oranının % 50 fazlası ile temerrüt faizi uygulanacağı hükme bağlanmış olduğunu belirterek hesaplama yapmıştır.
Bilirkişi raporunun 11.2.2. maddesinde her bir kredi yönünden yapılan hesaplamalar birlikte dikkate alındığında kat tarihine göre talep edilebilecek toplam tutarın;
-U2019020500401 Nolu Taksitli Ticari Krediden 48.614,72 TL,
-U2018022000380 Nolu İhracat Kredisinden 170.379,46 TL,
-U2019020500355 Nolu Taksitli Ticari Krediden 55.728,47 TL,
-U2017032400114 Nolu Taksitli Ticari Krediden 108.339,45 TL,
-Kredili Mevduat Hesabından 36.742,09 TL,
Borçlu Muhtelif Alacaklardan (BMV) 126,64 TL olmak üzere toplam 419.930,83 TL olarak saptanmıştır.
Davalı taraf cevap dilekçesinde sözleşmenin temerrüt faizinin tespitine ilişkin hükümlerinin Genel İşlem şartı olduğunu bu nedenle sözleşmeye yazılmamış kabul edilmesi gerektiğini beyan etmiştirr.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. maddesinde genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri olarak tanımlanmış, aynı Kanun’un 21. maddesinde ise, karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlı olduğu, aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı, sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşullarının da yazılmamış sayılacağı düzenlenmiştir.
Sözleşmedeki faiz hükmü kamu düzeni ve genel ahlaka ilişkin bir kural niteliğinde olmayıp sözleşme serbestisi içinde kabul edilmiştir. Davalı vekilinin 3095 sy hükümlerine göre faiz uygulanması talebi yerinde bulunmamıştır. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında, ticari krediler için sözleşme ile belirlenen oranda temerrüt faizi uygulanacağına hükmedilmiş olup, Yüksek Mahkemenin bu konudaki görüşü, Bankaca fiilen uygulanan kredi faiz oranı esas alınarak temerrüt faizi oranının tespit edilmesi gerektiği yönündedir.
Bilirkişi tarafından yapılan hesaplamalar bankacılık uygulamaları ve Yargıtay içtihatlarına uygun olduğundan bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Bilirkişi raporundaki Borçlu Muhtelif Alacaklardan (BMA) 126,64 TL için dosyada yeterli delil bulunmadığından davacının bu talebi reddedilerek, asıl borçlu ve kefil bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı borçlu şirket ve davalı kefile keşide edilen Etimesgut 1.. Noterliğinden gönderilen ihtarname ile toplam 419.930,83 TL alacağın (3) gün içinde ödenmesi ihtar edilmiş, ihtarname davalı asıl borçlu şirket ve davalı kefile 13.03.2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. İhtarname ile verilen (3) günlük sürenin hitama ermesini müteakip 17.03.2019 tarihi itibariyle davalıların temerrüdü oluşmuştur. Temerrüt tarihinden itibaren bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilerek ilgili kredi ve borç türüne uygulanacak faizle birlikte davalı asıl borçlu ve davalı kefilden müteselsilen tahsil kararı verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
…401 nolu taksitli ticari krediden dolayı 48.614,72 TL,
…380 nolu ihracat kredisinden dolayı 170.379,46 TL,
…355 nolu taksitli ticari krediden dolayı 55.728,47 TL,
…114 nolu taksitli ticari krediden dolayı 108.339,45 TL alacağın 17/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek %45 temerrüt faizi işletilerek davalıdan tahsiline,
Kredili mevduat hesabından 36.742,09 TL alacağın 17/03/2019 temerrüt tarihinden itibaren, %33 temerrüt faizi işletilerek davalıdan tahsiline,
126,64 TL TL BMA alacağı konusunda dosyada belge bulunmadığından reddine,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 28.676,82 TL harcın , 7.171,37 TL sini peşin harçtan mahsubu ile bakiye 21.505,45 TL harcın DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin, DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 59,30 TL başvurma harcı, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 101,70 TL posta gideri, toplamı 861,00 TL’nin davanın kabul oranı dikkate alınarak hesaplanan 860,74 TL’si ile dava açılışında alınan 7.171,37 TL peşin harç toplamından oluşan 8.032,11 TL yargılama giderinin DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 37.836,29 TL vekalet ücretinin DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6) Davalı yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar için 126,64 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALILARA VERİLMESİNE,
7) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar, davacı bakımından kesin, davalı bakımından kararın tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/12/2021

Katip ….
✍e-imzalıdır

Hakim ….
✍e-imzalıdır