Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/276 E. 2021/539 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2021/276 Esas
KARAR NO : 2021/539

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … –
VEKİLLERİ : Av. … – …

BİRLEŞEN ANKARA … TİCARETE MAHKEMESİNİN 2011/223 ESAS,
2012/13 KARAR SAYILI DAVA DOSYASI

DAVACI : … (T.C….) (Temlik Alan)

VEKİLİ : AV….-…

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/04/2011
KARAR TARİHİ : 07/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/08/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılar tarafından oluşturulan “…” ile davalı arasında … kredili “H.186 Sözleşme Nolu 380 kw Babaeski Yunanistan Sınır Enerji Üretim Hattını Anahtar Teslimi Yapımı” işine ilişkin sözleşme akdedildiğini, sözleşme gereğinin usulüne uygun tam ve eksiksiz ifa edilerek davalıya teslim edildiğini, işin … kredili olması sebebiyle bazı prensiplerin sözleşmenin esaslı unsurları arasında yer aldığını, teklif dökümanlarında işaret edildiği üzere mal ve hizmetlerin temini yapılacak firmaların sayma yolu ile davalı tarafından belirtildiğini, ifası istenen mal ve hizmetin hangi firmalardan temin edileceğini işaretlenmiş olduğunu, bunun dışında firmalardan mal teminine izin verilmediğini, idarece işaret edilen firmalardan …..A.Ş firması ile davacıların sözleşme akdettiğini, ancak bu firmanın hizmet ifasında geciktiğini, yetersiz kaldığını, ekonomik sorunları sebebiyle süresinde mal temin edemediğini, davacı tarafından kullanılan mal ve malzemelerin … A.Ş’nin borcundan dolayı haczedilip muhafaza altına alındığını, bu durumun iş proğramının aksamasına sebep olduğunu, haczedilen malların bir kısmının aidiyeti konusunda ihtilaflar çıktığını, Ankara …Hukuk Mahkemesinin 2010/898 sayılı dosyasında istikak iddiasında bulunulduğunu, bu davanın 23/02/2010 tarihinde hükme bağlandığını, buna rağmen davacılar tarafından işin tamamlanarak teslim edildiğini, geçikmenin işaret edilen firmaların kusurundan ve doğal olarak davalı idare kusurundan kaynaklandığını, davacılara yüklenebilecek kusur olmadığını, buna rağmen davalı tarafından gecikme cezası uygulandığını, bu cezaların tahsil edildiğini, haksız kesilen gecikme cezalarının iadesi amacıyla Ankara 4.İcra Müdürlüğünün 2011/768 sayılı dosyasında davacılar tarafından yapılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini bildirmiş, itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %40’dan az olmayacak şekilde icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini dava ve talep etmiştir.
Dava dosyamızla birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesinin 2011/223 esas, 2012/13 karar sayılı dosyasında; Davacı şirketlerin oluşturduğu… Ortak Girişimi ile davalı arasında ” Horasan Ağrı Enerji İletim Hattının Anahtar Teslimi Yapım İşi” ile ilgili taraflar arasında yapılan sözleşme gereği davacıların edimini geçte olsa yerine getirdiğini, davalının gecikme cezası kestiğini, gecikmenin işaret edilen şirketin “… A.Ş’nin) ve davalının kusurundan kaynaklandığını, haksız kesilen gecikme cezasının iadesi amacıyla Ankara ….İcra Müdürlüğünün 2011/781 sayılı dosyasında yapılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini bildirmiş, itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’den az olmayacak şekilde icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yargılama sırasında davacılar tarafından alacağın …’e Ankara …. Noterliğinin 08226 yevmiye nolu, 26/04/2011 tarihli temlikname ile alacağı temlik ettiği anlaşılmıştır.
Temlik alan vekili 10/05/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile itirazın iptali davalarına alacak davası olarak devam ettiğini, asıl davaya konu bedellerin 03/02/2006 tarihinden, birleşen davaya konu bedellerin 28/02/2006 tarihinden itibaren en yüksek mevduat hesabı ile davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında özetle; davacı iddialarını kabulü etmediğini, öncelikle adi şirketin tüzel kişiliği olmadığından husumet ve taraf ehliyeti olmadığını, takibe karşı Ankara …Hukuk Mahkemesinin 2011/588 sayılı dosyasında icra takibinin iptali amacıyla dava açtıklarını, taraflar arasındaki sözleşmenin anlaşmazlıkların çözümü başlıklı 6.1 ve 6.2 maddesi uyarınca tahkim yoluyla uyuşmazlığın çözülmesi gerektiğini, yapılan iş sebebiyle gecikmelerin davalıya bağlanamayacağını, … Kredisi olan iş yönünden şartnamenin de … kıstaslarına göre hazırlandığını, yüklenicinin her kalem iş için yeterliliği olan firmalardan liste yapması istendiğini ve malzemeleri bu firmalardan temin etmesinin beklendiğini, davacı yüklenicinin 4 adet firmayı önerdiğini bu firmalardan … A.Ş ile sözleşme imzalandığını ancak GCC 19.maddesi uyarınca yüklenicinin bu listeye herhangi bir ilave veya çıkarma yapılmasını önerme hakkı bulunduğunu, taşeronlardan her hangi birinin işletme tarafından onaylanmasının sözleşme altındaki yükümlülüklerin görev ve sorumlulukların herhangi birisinin yükleniciyi kurtaramayacağının düzenlendiğini, yüklenicinin yeterliliği olan her hangi bir alt yükleniciden direk imalatları temin etme yükümlülüğünün olduğunu, imalatçı listesine ilave yapma hakkı da bulunduğunu, davacının … A.Ş ile yaşadığı sorunlar nedeniyle talep edilen sürenin sözleşme hükümlerine göre uzatma talep hakkı doğmadığından davalı tarafından kabul edilmediğini, gecikme cezalarının usulüne uygun olduğunu, gecikme süresine göre kesilmesi gereken cezanın çok daha üst sınırda olmasına rağmen sözleşme gereği en fazla üst sınır olan %10 sınırı üzerinden kesinde yapıldığını bildirmiş haksız davanın reddine, takibin iptaline, alacağın %40’dan az olmayacak şekilde icra inkar tazminatının davacılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali ve ıslah ile alacak davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama soncunda; her iki dava yönünden sözleşmelerin gecikme cezası ile ilgili maddesinde (madde SCC 11.1) işin yapılmasında ortaya çıkacak gecikmelerde haftalık sözleşme bedelinin %0,5’i oranında gecikme cezası kesilmesi ve kesilebilecek en yüksek ceza miktarının da sözleşme bedelinin %10 aşamayacağı hükmü bulunduğu bu doğrultuda asıl davada; sözleşme bedelinin 5.646.264,70 USD, sözleşmeye göre işin bitim tarihinin 22/01/2006, işin bitirildiği tarihin 21/11/2006 olduğu, gecikme süresinin 303 gün (43 hafta) olduğu, ceza tutarının bir haftalık gecikme için sözleşme bedelinin %0,5 oranında olacağı ancak bu miktarın sözleşme bedelinin %10 geçemeyeceği anlaşılmakla haftalık hesaplama ile sözleşme bedelinin %21,6’sına tekabül eden ceza miktarının sözleşmedeki sınırlama gereği %10 ile sınırlı tutularak davacılara 564.626,47 USD ceza kesildiği; birleşen dava yönünden sözleşme bedelinin 7.961.563,20 USD olduğu, sözleşmeye göre işin bitim tarihinin 09/01/2006, işin bitirildiği tarihin 03/11/2008 olup gecikme süresinin 1029 gün (147 hafta) olduğu, 147 haftalık gecikme süresine göre ceza kesilmesi halinde sözleşme bedelinin %73,5 oranında ceza kesintisi yapılması gerektiği, sözleşme maddesindeki sınırlama gereği sözleşme bedelinin %10 gereği 796.156,32 USD ceza kesintisi yapıldığı, yapılan ceza kesintisinin taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olduğu, davacı tarafın gecikmenin ….A.Ş’nin yaşadığı sorunlara ilişkin gerçekleştiğine ilişkin iddiaları sözleşmenin GCC 19.maddesi çerçevesinde yüklenicinin zaman zaman listeye herhangi birini ilave veya çıkarma yapmasını önerebileceği, davacının bu yönde bir önerisi bulunmadığı, listeden seçtiği taşeron yönünden mal temininde yaşanan sorunların etkin bir şekilde sonuçlandırılamadığı, (zira ilk listede 4 mal temin eden firma ismi belirlendiği, davacının yaşanan sıkıntılar üzerine diğer firmalarla da görüşme yaparak mal temini olanağının mevcut olduğu) bu durumda davalıya yüklenebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, bilirkişilerin bu yöndeki görüşlerine itibar edilmeyerek davacının davasının yerinde olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyanın istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi 2020/449 esas- 2021/297 karar sayılı ilamı ile; “…Mahkemece tahkim ilk itirazı hakkında esastan bir değerlendirme yapılmadan sözleşmede tahkime başvurmak için ön koşul olarak öngörülen niyet başvurusunun tahkim şartını ortadan kaldıran bir düzenleme şeklinde değerlendirilmesi ve tahkim şartı yöntemince tartışılmadan yargılamaya devam edilmesi doğru görülmemiştir….Mahkemece; temlik işleminin dava konusunun devri olarak vasıflandırılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; temlik işleminin gerçekleştiren ortaklık temsilcisi …’ın temlik yetkisi bulunup bulunmadığı değerlendirilmeden ve ortaklık şirketlerinden … Makine İnşaat San. Ve Tic. Ltd.şti. ‘nin müflis konumunda olması nedeniyle iflas idaresinin yazılı onayı alınmadan temlik işlemlerinin hukuken gerçekleştiğinin kabulü doğru görülmemiştir…Somut olayda; davacı vekilince 10/05/2013 tarihinde dosyaya sunulan ıslah beyanının davanın tamamen ıslah edildiğinin bildirimi niteliğinde olup olmadığının ve tamamen ıslah niteliğinde olduğunun tespiti halinde HMK hükümlerine göre usulüne uygun olarak davanın tamamen ıslah edilip edilmediğinin ve sonuçlarının tartışılmaması doğru görülmemiştir.”
Mahkememizce Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda dosya esasa kaydedilmiştir.
İlk kararımızda tahkim itirazı değerlendirilmiş ve ” Davalının tahkim itirazının sözleşme hükümleri uyarınca karşılıklı danışma yoluyla uyuşmazlığın çözülememesi halinde taraflardan birinin diğerine niyet başvuru bildiriminde bulunması, böyle bir bildirim verilmediği taktirde tahkim yoluna başvurulamayacağı şeklinde düzenleme içerdiği dikkate alındığında, geçerli bir tahkim şartının bulunabilmesi için uyuşmazlığın mutlak suretle hakemde çözüleceği konusunda tarafların karşılıklı anlaşması şartı bulunduğundan, sözleşmedeki hükmün ise bu yönde olmadığı anlaşıldığından tahkim iddiası yerinde görülmemiş yargılamaya devam edilmiştir.” yönünde görüş oluşmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına karşı direnme yolu bulunmamaktadır. Mahkememizce tahkim şartı değerlendirilip bu konudaki itiraz yerinde görülmemiş olmakla birlikte Bölge Adliye Mahkemesince öncelikle HMK 413. Madde kapsamında yöntemince değerlendirme yapılması gerekçesi ile kararımız kaldırıldığından bu hususta yeniden inceleme yapılmış ve taraflar arasındaki sözleşmenin 6/1 maddesinde yer alan çözümün öncelikle karşılıklı danışma yolu ile aranması, danışma yolu ile çözülememesi halinde taraflardan birinin bir yazı ile hakeme havale edeceği, hakem kararının işveren ve yüklenici tarafından uygun görülmemesi veya 28 gün içinde karar verilememesi halinde tarafların yazının hava edilişini izleyen 56 gün içinde bilgi ve kopyasını hakeme göndermek suretiyle tahkimi başlatma hususunda niyet bildirimi yoluna gideceği, böyle bir bildirim verilmediği sürece bu konuya ilişkin tahkimin başlatılamayacağı düzenlemesinin tarafların tahkim idaresini bertaraf etmediği, tahkim öncesi alternatif uyuşmazlık yollarının araştırılmasının tahkim şartını bozmayacağı anlaşılmakla tahkim şartı geçerli kabul edilerek dava açılmadan önce tahkime başvurulmadığından HMK 413 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının asıl ve birleşen davasının HMK 413.maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Asıl davada alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 9.720,35 TL peşin harç, 23.471,30 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 33.132,35‬ TL’nin davacıya iadesine,
3-Asıl davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Asıl davada davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Birleşen davada alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 13.702,35 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 13.643,05‬ TL’nin davacıya iadesine,
6-Birleşen davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Birleşen davada davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2021

Başkan …
E-imzalı.
Üye …
E-imzalı.
Üye …
E-imzalı.
Katip …
E-imzalı.