Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/275
KARAR NO : 2022/522
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. ……
DAVA : İtirazın iptali
DAVA TARİHİ : 04/05/2021
KARAR TARİHİ : 21/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı kooperatifin tasfiyeye girdiği ve tasfiye sürecini devam ettiği, … Mahkemesi’nin 14.09.2000 gün … K sayılı kararı ile tasfiye memurları atanarak, atanan her bir tasfiye memuru için 300 TL ücret takdir edildiği, tasfiye memurlarından Hayri Ökdem’in vefatı ile yerine 02.03.2012 tarihinde Mahkemece davalının atandığı, davalının da aralarında bulunduğu tasfiye memurlarının 10 yılda tasfiyeyi sonlandıramamaları üzerine, 1163 sayılı KK’nun 81/3.maddesi, Kooperatif Anasözleşmesinin 86/1-2.maddesi doğrultusunda 30.11.2014 tarihinde genel kurul toplantısı yapılarak, yeni yönetim kurulu üyeleri ve aynı zamanda yeni tasfiye memurlarının seçildiği, bu sebeple davalının görev süresinin sona erdiğini, yeni seçilen yönetim tarafından mahkemeye başvurup eski tasfiye memurlarının azlinin talep edildiği mahkemenin davada tasfiye memurlarına husumet yöneltilmediği gerekçesi ile talebi reddettiği, kararın temyiz ediliği … K. sayılı kararı ile, Kooperatif Anasözleşmesi ve ayrıca 1163 sayılı KK’nun 86/1-2.maddeleri uyarınca genel kurul tarafından tasfiye memurlarının seçilmesi ve yine genel kurulca bunların her zaman azli ve yerine yenilerinin tayininin mümkün olduğu, somut olayda da genel kurulca yeni tasfiye memurlarının seçildiği, pay sahiplerinden biri tarafından ayrıca bir azil davası açılmasına gerek bulunmadığı, kooperatife ait defterleri ve kasayı teslim etmemeleri halinde KK’nun 62/2 ve Ana sözleşmenin 73.maddesi gereğince yeni bir dava açılabileceği yönünde gerekçenin değiştirildiği ve yerel mahkemece sonrasında verilen kararın bu gerekçe ile onandığı, davalının da aralarında bulunduğu eski tasfiye memurlarınca, … K. sayılı dosyasında görev sürelerinin devam ettiğine dair bir belgenin kendilerine verilmesi ve ücretlerinin artırılması talebi ile başvurulduğu, Mahkemece 26.03.2019 günü verilen ek karar ile Yargıtay 23.HD’nin yukarıda belirtilen kararı doğrultusunda; asıl ve ek karar ile atanan davalı ve diğer tasfîîîmemurlarımn görev sürelerinin 30.11.2014 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısında yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi ile son bulduğu, buna ilişkin kararın da 13.04.2016 tarihinde kesinleştiği gerekçesi ile görev sürelerinin devamı ve ücret artışı taleplerinin reddine karar verildiği, tasfiye memuru olarak görev süreleri 30.11.2014 tarihinde son bulan davalı ve diğer tasfiye memurlarının 30.11.2014 tarihinden Nisan 2017 tarihine kadar haksız olarak aldıkları ücretlerin yasal faizi ile birlikte iadesinin gerektiğini davalının itirazının iptali ile takibin aynen devamına, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Zaman aşımı itirazında bulunmuş, itirazlarında yönetim kurulu üyelerinin kooperatifi temsil yetkisi olmadığını, yetkisiz tarafça yapılan takibin iptaline karar verilmesini, esasa dair itirazlarında ise tasfiye memurunu mahkemenin atadığını, bu konuda mahkemece bir görevinin kaldırılmasına ilişkin kararın bulunmadığını, kooperatifin bu konularda aldığı kararların yok hükmünde olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, Tasfiye memuruna ödenen ücretin istirdatı için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince , Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
… Esas sayılı icra dosyasının tetkikinde, Davacı tarafından davalı aleyhine 13/02/2020 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde toplam 13,769,78 TL alacağın talep ediliği ödeme emrinin davalıya 19/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 20/02/2020 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili, Genel kurul toplantısında alınan 30/11/2014 tarihli karar ile tasfiye memurlarının görevi sona erdiğini beyan etmiş davalı vekili de müvekkilinin tasfiye memurluğu görevinin halen devam ettiğini, … tarihli kararının kesinleşmediğini, … Dairesinin vermiş olduğu karar için karar düzeltme talep ettiklerini …E. İle inceleme de olduğunu beyan etmiş, …dairesine devri sonrasında karar düzeltme talebi reddedilerek … nin kararı kesinleşmiştir.
Uyuşmazlık : Davanın kısmi dava olup olmadığı, İcra takibinden sonra icra takibini yapan kooperatif yönetim kurulu üyelerinin seçildiği genel kurulda alınan kararların iptal edilmiş olması nedeniyle davacıların dava tarihi itibariyle itirazın iptali davasını açma yetkilerinin olup olmadığı, bu konuda bir dava şartı noksanlığı var ise giderilebilir dava şartı olup olmadığı, Tasfiye memurunun görevinin devam edip etmediği, sona ermiş ise ne zaman sona erdiği, davacının fazla ödenmesi olup olmadığı, alacağın likit olup olmadığına ilişkindir.
Dava dilekçesinde dava değeri 1000 TL olarak gösterilmiş ise de nihai talep itirazın iptali takibin tüm alacak devamı olduğundan davanın kısmi dava niteliğinde olmadığı kabul edilmiştir.
Davacıya gönderilen yazıda 17/10/2019 tarihli Kooperatif Yönetim Kurulu kararı gereği 2014 yılı Aralık, 2015 yılı 12 ay, 2016 yılı 12 ay, 2017 yılı Aralık- Mart dönemi 4 aylık olmak üzere toplam 13. 769,78 TL nin 30 gün içinde ödenmesi aksi takdirde yasal yollara başvurulacağı ihtar edilmiş, 12.02..2020 tarihinde de icra takibi yapılmıştır.
Davalının zamanaşımı itirazının incelenmesinde; Bununla birlikte zaman aşımı borcu sona erdirmez, sadece borçluya ödemekten kaçınma hakkı verir. Mahkemece atanan tasfiye memurunun tasfiyesi süren kooperatif ile ilişkisinin hukuki niteliği 818 sayılı mülga BK. 386 ve 6098 sayılı TBK. 502. madde hükümleri uyarınca vekalet ilişkisi olup işbu davada da bu ilişkiden kaynaklanan ücretin iadesi talep edildiğine göre, istemin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı değerlendirilmesinde 818 sayılı Kanunun 126/3 ve 6098 sayılı Kanunun 147. maddelerinin nazara alınması gerekmektedir. ( …
…) . Buna göre zamanaşımı 5 yıldır.
Somut olayda zamanaşımının ne zaman başlayacağının da tespiti gerekmektedir. Davacının iddiasına dayanak … K. sayılı kararına göre yeni tasfiye memuru seçilmesi ile eski tasfiye memurlarının görevi sona erer. Bu durumda davalının görevi 30/11/2014 tarihinde sona ermiş ise takip tarihi itibariyle bir kısım alacak için zamanaşımı dolmuştur. Davacı tarafından … Mahkemesine tasfiye memurunun azli talebi konusunda yapılan başvuru hakkında 16.01.2015 tarihinde karar verilmiş olması bu kararın …dan geçerek farklı gerekçe ile onanma tarihi, Davalı tasfiye memuru… K. sayılı dosyasında görev sürelerinin devam ettiğine dair bir belgenin kendilerine verilmesi ve ücretlerinin artırılması talebi ile yaptığı başvuru ve bu konuda 26.03.2019 günü karar verilmiş olmasına göre hukuken sona erme yanında hükmen sona erme tarih ve gerekçelerine göre, Ticaret Sicil Müdürlüğünün vermiş olduğu 07.04.2014- 21.01.2015 – 01.03.2016- 05.04.2017 – 10.04.2018- 05.03.2019 tarihli yetki belgelerinde yetki süresinin tasfiye sonuna kadar yazmış olmasına göre görevin sona ermesindeki belirsizlik nedeni ile davalının zamanaşımı itirazı reddedilmiştir.
Mahkememizce atanan bilirkişi vasıtasıyla kooperatifin defterleri incelenmiş, davalının takibe konu edilen dönemde fiilen görev yaptığı tespit edilmiştir. Bilirkişi raporuna göre; Davalının, dava konusu olan dönemde tasfiye memuru olarak Kooperatifte ne gibi işler yaptığı incelendiğinde; aynı dönemde Yönetim Kurulu ve Tasfiye Kurulu tarafından toplam 108 adet karar alınmış olup, bu kararlardan 5’i Yönetim Kurulu tarafından, 2’si Yönetim Kurulu ile Tasfiye Kurulu tarafından ortaklaşa olarak, 101’i ise Tasfiye Kurulu tarafından alınmıştır. Davalının; Yönetim kurulu üyesi olarak 1 kararda imzasının bulunduğu ve bu kararın yeni seçilen yönetim kurulunun görev taksimine ilişkin olduğu, |Her iki kurul tarafından ortaklaşa alınan 1 kararda Tasfiye Kurulu Üyesi olarak imzasının bulunduğu ve bu kararın kooperatifin temsil ve ilzamına ilişkin olduğu, Ayrıca tasfiye memuru olarak 100 kararda imzası bulunmakta olup, bu kararların; 7”’si kooperatif taşınmazları ile ilgili olarak, bazı taşınmazların ihale yoluyla satışı, bazılarının belediyeye bedelsiz terki, bazı arsalar üzerindeki sit kararının kaldırılmasına ilişkin alınan kararlar olduğu, 86’sının vefat eden üyelerin hisselerinin mirasçılarına intikali, üyelik hisse devir işlemlerinin onaylanması ve üyelikten istifa işlemlerine ilişkin olarak alınan olduğu, 4’ünün genel kurul toplantısı yapılması konusunda, 3’ünün ise tasfiye kurulu üyeleri arasında görev taksimi ve yetkilendirilmeleri konusunda alınan kararlar olduğu görülmüştür.
Anayasa’nın 18. maddesinde zorla çalıştırma yasağı ile birlikte düzenlenen angarya yasağı açısından bakıldığında yapılan görevin karşılığında bir menfaat sağlanması yada bedel ödenmesi gerekmektedir.
Netice olarak davalının mahkeme tarafından kooperatife tasfiye memuru olarak atandığı, görevinin hangi tarihte sona erdiğinin çekişmeli olduğu dönemde fiilen tasfiye memurluğu yaparak yasal sorumluluk altına girdiği , Anayasaya göre karşılıksız çalışmanın yasak olduğu, kooperatife ait defterleri ve kasayı teslim etmeleri için KK’nun 62/2 ve Ana sözleşmenin 73.maddesi gereğince yeni bir dava da açılmadığından davacının ücret iadesi için yaptığı icra takibi yerinde görülmeyerek itirazın iptali davasının reddine karar verilmiştir.
Dava dilekçesinde dava değeri 1000 TL gösterilmiş ise de nihai talebe göre icra takibinin aynen devamı istendiğinden dava değerinin 13.769,78 TL olduğu kabul edilerek (eksik harcın ikmal ettirilmesi sehven gözden kaçırılmış ise de ) olması gereken dava değeri üzerinden davalı lehine vekalet ücreti takdir edilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
Yasal şartlar oluşmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan, dava açılışında alınan 59,30 TL peşin harcın düşülmesi ile bakiye 21,40 TL harcın DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) 6102 sayılı…Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) Davacı tarafından yapılan 700,00 TL bilirkişi ücreti ve 35,50 TL posta giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5100,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde … istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2022
Katip …
Hakim …
“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”