Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/272 E. 2021/495 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2021/272 Esas
KARAR NO : 2021/495

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … –
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
Av. … –
Av. … – …

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/05/2014
KARAR TARİHİ : 30/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 15.05.2014 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı arasında trafo merkezi bazında ilk olarak 25.03.2010 tarihinde Sistem Kullanım anlaşmaları imzalamaya başlandığını. Taraflar arasındaki ilişkinin halen bu kapsamda devam etmekte olduğunu. İş bu sözleşmelerin davalı kurum tarafından hazırlanan ve muhataplarına müzakere hakkı tanımayan sözleşme niteliğinde olduğunu. Davalının sistem kullanım anlaşmasının 10. maddesine dayalı olarak davacıya düzeltmek için süre vermeksizin ve uyarıda bulunmaksızın Ocak 2009 döneminde her bir trafo merkezi için reaktif sınırların aşıldığı gerekçesiyle ceza faturaı düzenlediğini. Ceza faturası bedelinin esas dava için 467.791,92 TL olduğunu. Müvekkilinin fatura bedellerini ödediğini, Sözleşme uyarınca davacıya iddia edilen ihlalle ilgili tebliğ yapılarak süre verilmediği ve uyarıda bulunmadığını. Yargıtay’ın aynı görüşte olduğunu. Geriye dönük olarak cezai şart faturası düzenlenmesinin elektrik piyasası mevzuatına aykırı olduğunu ve hakkın kötüye kullanılmasını teşkil ettiğini. Cezaya esas ölçümlerin ve faturalndırmanın mevzuata uygun olarak yapılmadığını. Faturaya esas hesaplamaların hatalı olduğunu. BK’ya göre davalının söz konusu cezai şartı talep hakkının bulunmadığını belirterek; dava dilekçesinde belirtildiği şekilde taraflar arasındaki mevcut anlaşmaya aykırı şekilde düzenlenen ve müvekkili tarafından davalıya ödenen Ocak 2009 dönemine ait 1 adet sistem kullanım ceza faturası tutarı 467.791,92 TL’nin iadesi için ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin 10.07.2014 tarihli cevap dilekçesinde; davalı müvekkili tarafından yapılan işlemlerin mevzuata uygun bulunduğunu. Davacının sitem kullanım sözleşmelerinin 10. maddesine dayanarak ihlalin sona erdirilmesi için tarafına süre verilmediğini. Uyarıda bulunmadığnı iddia etmiş ise de iş bu davaya konu faturaların sebebi olan endüktif reaktif kapasite aşımı ihlalinde anlık bir ihlal olduğundan geri alınmasının mümkün olmadığını. İhlalde ihtara ilişkin sözleşme hükmünün bu durum kapsamadığını. İhlalin niteliği gereği önceden uyarı yapılmasının sorumluluğunun bulunmdığını Dava konusu ihlalin kaynağı olan reaktif enerji ve şebek zararlarının tazminini amaçlandığını. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir .
GEREKÇE:
Dava; davalı şirketçe davacı adına Ocak 2009 dönemi için sistem kullanım sözleşmesinden kaynaklı kesilen cezai şart faturasından dolayı haksız tahsil edilen 467.791,92 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline yönelik talep ve davadır.
Mahkememizce davanın kabulü yönünde verilen karar, Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 2021/898 esas- 2021/2341 karar sayılı ilamı ile; “Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile 467.791,92 TL’nin ödeme tarihinden itibaren davalıdan tahsiline dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davalı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Dava, ceza faturası ödemesinin istirdadı istemine ilişkindir. Hükümden sonra 25.11.2020 tarihinde kabul edilip 02.12.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7257 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 33. maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 8’inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak.” şeklinde (d) bendi eklenmiş, aynı Kanunun 39. maddesi ile 6446 sayılı Kanuna eklenen Ek 3. madde ile de “(1) 8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d)
bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Bu durumda, anılan Kanun değişikliğin somut olayda yargı yolu bakımından etkisinin değerlendirilmesini teminen yerel mahkeme hükmünün bozulması gerektiğinden Dairemizin 06.02.2019 tarihli, 2018/2301 Esas- 2019/883 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yukarıda anılan gerekçeyle mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile bozulmuş, mahkememizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak, bozma ilamındaki gerekçe doğrultusunda yargılama sırasında yasa değişikliği ile dava konusu uyuşmazlığın adli yargı alanından çıkarılıp idari yargı alanına dahil edilmesi, yasa değişikliği yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle davaya bakmakta görevli olmadığımızdan ve usul hükümlerinin anında uygulanma ilkesi gereği dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekmiş, davacı dava açılmasına sesebiyet vermediğinden davalı yönünden vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kanaati ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-b ve 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 7.988,75 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.929,45 TL’nin davacıya ödenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- Dava Yasa değişikliği nedeniyle usulden reddedildiğinden karar gerekçesine göre davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.30/06/2021

Başkan …
E-imzalı.
Üye …
E-imzalı.
Üye …
E-imzalı.
Katip …
E-imzalı.