Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/255 E. 2022/65 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/255 Esas
KARAR NO : 2022/65

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : – … – ….
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil -Alacak (Eser sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 13/01/2018
KARAR TARİHİ : 08/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24.02.2022

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … ile davalı …İnş. Gıda Tur. Oto. San. Tic. Ltd. Şti. Arasında 21/09/2013 tarihinde 50979/6 parsel üzerinde yapılacak inşaatın alçı işleri hakkında sözleşme yapıldığını, davacı sözleşme gereği üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen davalı…sorumlu olduğu edimini ifa etmediğini, 21/09/2013 tarihinde yapılan dava konusu sözleşme hükümlerine göre davacıya iş karşılığı daire verileceğinin kararlaştırıldığını, davalıya ihtarname gönderildiğini buna rağmen davalının kendisine düşen edimi ifa etmediğini belirterek öncelikle sözleşme gereği … bulunan … nolu bağımsız bölümün davalı adına bulunan tapusunun iptal edilerek, davacı … adına tescil edilmesini, bunun ifa imkansızlığı nedeniyle mümkün olmaması halinde, taşınmazların rayiç bedelinin tespit edilerek davalıdan alınmak suretiyle müvekkile ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesi ekindeki sözleşmenin tek taraflı düzenlendiğini, davacının imzasının dahi bulunmadığını, taşınmaz satış vaadi şeklinde düzenlenen sözleşmenin hukuken geçerli olmadığını, davacı tarafından herhangi bir işin yapılmadığını, davacı tarafından idda edilen sözleşme üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen davacı tarafından herhangi bir işlem yapılmamasının da davacının kötüniyetli olduğunun göstergesi olduğunu davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan, iş bedeli yerine verilen taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tescili, bu talebin mümkün olmaması halinde de rayiç bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, sözleşmenin geçerli olup olmadığı, dava konusu inşaatın davacı tarafından yapılıp yapılmadığı, ödeme yerine barter (taşınmaz verilmesi ) sözleşmesi uyarınca davacının tapu iptali talebinin yerinde olup olmadığı noktasındadır.
Bu tür davalarda Sözleşmenin varlığı kabul edildiğinde taşınmazın davacıya devri konusunda ifa imkansızlığı bulunup bulunmadığının araştırılması , ifa imkansızlığı varsa davalının barter (taşınmaz) olarak yapılması gereken ödemeyi para olarak talep edebileceği kabul edilerek dava kabul edilmelidir.
Dava dilekçesinde, harca esas değer olarak 10.000,00 TL yazılmış olup, sözleşme bedeli 100.000,00 TL olduğundan davacıya eksik harcı tamamlaması için süre verilmiş, harç ikmal edilerek, tahkikata devam olunmuştur.
Deliller, davalı şirketin kaşe ve imzasını taşıyan, davacı tarafça imzalanmamış 21/09/2013 tarihli sözleşme, tanık beyanları, keşif, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
TBK’nın 1. ve devamı maddelerine göre sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamaları ile kurulur. İrade açıklaması açık veya örtülü olabilir. TBK’nın 470. maddesinde de eser sözleşmesi; yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır.
Eser sözleşmeleri dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ile 486. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır.Yazılı olması ancak, taraflara ispat kolaylığı sağlar. Genel kural böyle olmakla birlikte bazı eser sözleşmelerinin belli şekil şartında yapılması gerekmektedir. Buna göre; eser sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, “gayrimenkul satış vaadini” de kapsadığından noterden re’sen düzenleme şeklinde yapılması gerekir (TBK 237, M.K.706, Tapu Kanunu 26, Noterlik Kanunu 60). Bu şekil şartı sözleşmenin geçerlilik şartı olup, bu şekil şartına uygun yapılmayan sözleşmeler geçerli olmayacağının gibi, taraflar geçersiz bir sözleşmenin ifasını isteyemezler. Sözleşme ilişkisinin varlığı halinde tarafların hak ve yükümlülükleri bu sözleşme kapsamına göre belirlenmelidir.
Teklif mektubunu davacının gönderdiğinin anlaşılması halinde iş sahibinin işi başkasına yaptırdığı ispat edilemezse iş davacıya yaptırılmış olduğundan, akdî ilişkinin teklif mektubunda belirtildiği biçimde kurulduğunun kabulü zorunludur.
Sözleşmede, davacı şirketin imzası bulunmadığından, davalı şirket sözleşmenin geçersiz olduğunu savunmuş ise de, Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davalının hazırlamış olduğu sözleşmenin teklif mahiyetinde olduğu, tekliften caydığına ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, imzalı sözleşme aslının davacıda olması sebebiyle davalı imzasının sonradan tamamlanabilir nitelikte olduğu kabul edilerek, geçerli bir sözleşme ilişkisinin kurulduğu kabul edilmiştir.
Sözleşme hükmü haline gelen davacı teklifte sözleşmenin bedeli 100.000,00 TL olup, sözleşmedeki ödeme notuna göre taşeron, ödemeye istinaden 50979 Ada, 6 Parselde, 3. Kot, 5 nolu daireyi 130.000,00 TL karşılığında almıştır, daire tapu iş bitiminde taşerona verilecek, geri kalan bakiye taşeron tarafından tapu tesliminde iş veren firmaya iade edilecektir.
Barter sözleşmeleri Türk Hukukunda Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu içerisinde açıkça düzenlenmemiş olmakla birlikte bu tür sözleşmeleri açıkça yasaklayan bir düzenleme de bulunmamaktadır.
Barter, İngilizce kökenli bir kelime olup kelime anlamı ile; “iki taraf arasında düzenlenen ve para kullanılmaksızın bir malın diğer bir malla değiştirilmesini öngören” anlaşma, takas ve trampa gibi anlamlara gelmektedir.
Taraflar arasında yapılan sözleşme, TBK’ da tanımı yapılmayan Barter sözleşmesi niteliğindedir. Buna göre iş karşılığında nakit ödeme yerine, yükleniciye daire verilmektedir.
İhtarname: Davacı tarafından davalıya gönderilen 19/10/2017 tarihli Noter ihtarında, sözleşmedeki dairenin tapusunun 7 gün içerisinde davacı adına tescili talep edilmiştir.
Tanık Beyanları: Davacı Tanıkları …, …, … beyanlarında, dava konusu inşaatta kendileriyle birlikte 9-10 alçı ustası çalıştıklarını, paralarını davacıdan aldıklarını beyan etmişlerdir.
Davalı tanıkları …; ” Ben davacı şirketin ortaklarından Gültekin Köse’nin eniştesi oluyorum. Dava konusu olan parselin üzerindeki 14 katlı inşaatın alçı işlerini ben yaptım. Alçı işinde çalışan diğer işçiler bana bağlı olarak çalıştılar ücretlerini ben ödedim. Alçı işinin tamamını ben yaptım ve bitirdim. …inşaat benim hizmetim karşılığında giriş kattaki sağdaki 18 ya da 19 nolu daireyi verdi. Ben de daireyi 90.000 TL’ye sattım. Davalı taraf ile 95.000 TL’ye anlaşmıştık, iş karşılığında bu daireyi verdiler, paraya ihtiyacım olduğundan daireyi üzerime almadan 90.000 TL’ye sattım. Ben aynı dönemde … İnşaat ev …İnşaatında işini yaptım. Davacıyı tanımıyorum…. (soyismini hazırlamıyorum), … isimli işçileri 2013 yılı sonbaharında inşaatta çalıştı, yaklaşık 1 yıl çalıştık. Davalı firma tarafından işçiler sigortalanmıştır. ” demiştir.
Davalı tanığı Sefa Ceyhan ; ”Davacı da davalı da mütehahitlik yapar .Ben de harfiyat işi yaparım iki tarafıda tanırım, …’un yaptığı inşaatın alçı işini yapan … isimli şahıstır, bu şahıs aynı zamanda benim de taşeronluğumu yaptı, bildiğim kadarıyla … alçı işi yapmadı, alçı işini … yaptı, … mütahahittir, davacı ile davalı arasında olan ihtilafı duyduğumda iki tarafla da konuştum … alçı işini ben yaptım diyeceğim dedi, ancak ben …’ın yapmadığını biliyorum, çünkü aynı dönemde bende alçı işi yaptırdım Çelebinin işçilerini alıp kendi inşaatıma getirmek için … ‘un inşaatının olduğu yere gidip geldim, …’ı görmedim, … ve elemanlarını gördüm, …’nin elamanı Ali Osman’ı tanıyorum diğer elemanların ismen tanımıyorum, … sözleşmeden bahsetmedi” demiştir.
Davalı tanığı …: ” Kardeşim ve yeğenim …İnşaatın ortaklarıdır, bende emlakçılık ve mütehahitlik yapıyorum , dava dilekçesindeki inşaatın alçı işlerini Çebeli Ahnik yapmıştır, bu iş karşılığında binanın giriş katındaki daire …’ye verilmiş, … bana daireyi satmamı istedi bende daireyi Yozgatlı bir vatandaşa 90.000.00 TL’ye sattım, resmi satışın kaç TL üzerinden yapıldığını bilmiyorum, …’da aynı bölgede inşaat işleri yapar kendisini bu sayede tanıdım, ”demiştir.
Davacı ve davalı tanıkları yakın akraba olup dava değerine göre akdi ilişki tanıkla ispat edilemeyeceğinden tanık beyanlarına itibar edilmemiştir.
SGK kayıtlarına göre davalı tanıklardan … Sıhhi tesisat ,ısıtma, iklimlendirme meslek türünden sigortalıdır. …, İnşaat kalıpçılığı, boyacısı, kalfası , Motorlu Kara taşıtları yedek parça toptancılığı meslek kodundan sigortalıdır. Davacı tanığı … , … , … ”İnşaat/ alçı dekorasyın işleri” meslek kodundan sigortalıdır.
Mahallinde yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda, davacı tanıklarının SGK kayıtları incelenmiş, dava konusu 5 nolu bağımsız bölümün, 3. Bodrum katta yer aldığı, binanın ortak alanları olan apartman boşlukları, kat holleri, sığınak, kömürlük, bina ana trafosunun bulunduğu alanın alçı işlerinin yapılmış olduğu, davacının işi kendisinin yaptığına ilişkin Mahkemeye vermiş olduğu 10/01/2021 tarihli dilekçesinde yer olan alçı işleri karşılığında, 5 nolu dairenin fayans işleri karşılığında tüm fayans işleri yapıldığında 10 nolu dairenin Aydın TUNÇ’ a devredileceği, bu nedenle 5 ve 10 nolu taşınmazların mutfak fayanslarını kendi istekleri doğrultusunda yapıldığı (Diğer dairelerden farklı) ifadesine yönelik yerinde yaptığı incelemede, 5 ve 10 nolu dairelerin mutfak fayanslarının duvara kadar ve aynı renk ve desende olduğu, diğer dairelerin farklı ve sadece tezgah üste fayans yapıldığının tespitinin de yerinde görülerek tespit edildiği, işin ne zaman tamamlandığı konusunda somut bilgi olmadığını, bağımsız bölümün 12/05/2015 tarihinde… a satışının yapıldığını, 5 nolu bağımsız bölümün tapusunun davacı adına tesciline karar verilmesi halinde davacının, davalıya 30.000,00 TL borcu olacağı mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz üzerine alınan bilirkişi ek raporunda, taşınmazın keşif tarihi itibariyle değerinin 293.750,00 TL, sözleşme tarihi itibariyle 85.750,00 TL, tapudaki satış tarihi itibariyle 98.295,00 TL, muhtemel işin bitim tarihi itibariyle 93.330,00 TL, dava tarihi itibari olan 13/01/2018 tarihinde 126.598,00 TL olacağı belirtilmiştir.
Davalı vekili, bilirkişi raporuna itirazlarında, sözleşmenin geçerli olmadığını, davacının alçı işini yapmadığını savunmuş ise de mahkememizce davalının imzasını taşıyan sözleşme ve davacının mahkememize verdiği beyan dilekçesindeki dairelerin keşfe katılan bilirkişinin bilirkişi raporundaki 5 ve 10 nolu dairelerin mutfak seramiklerinin diğer dairelerden farklı olduğuna dair tespitleri, davacı tanıklarının alçı dekorasyon iş kolundan mesleki sigortaları bulunduğu da nazara alınarak davacının akdi ilişkiyi ispatladığı, davacının sözleşmedeki daireyi talep etme hakkı kazandığı, ancak 3. Şahıs adına tapulu olduğundan tapu iptal tescil talebinin tazminata dönüştüğü kabul edilmiştir.
Davacı vekili, 28/12/2021 tarihli dilekçesinde, taşınmazın dava tarihi itibariyle rayiç bedeli olan 126.598,00 TL’ den, sözleşmedeki 30.000,00 TL iade edilecek miktar düşüldükten sonra bakiye 86.598,00 TL bakımından eksik harcı tamamlayarak, 96.598,00 TL üzerinden tazminat alacağı olarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Oysaki sözleşmede iş bedeli 100.000 TL dir. Dava konusu 5 nolu dairenin bedeli sözleşme tarihinde 130.000 TL olarak belirlenmiş, tapu devrinden sonra davacının davalıya 30.000 TL yı iade edeceği kararlaştırılmıştır. Bu durumda davacıya ödenecek tazminatın 100.000 TL olması gerekmekle birlikte davacı bilirkişi raporundaki taşınmaz değerlerini esas alarak nihai talebini 96.598,00 TL olarak açıklamıştır. Dava terditli olarak açılmıştır. Taleple bağlılık ilkesi gereği talepten fazlaya karar verilemeyeceğinden 96.598,00 TL üzerinden hüküm kurulmuştur.
Davalı vekili ıslah/talep arttırımı dilekçesine karşı beyan ve itiraz dilekçesinde, sözleşmenin geçerli olmadığını, yatırılan harç miktarına göre dava değerinin 186.598,00 TL’ ye çıkarıldığını belirtmiş ise de, davanın değerinin Mahkememizce ön inceleme duruşmasında davalının imzası bulunan sözleşeme yazan 100.000,00 TL olduğu gerekçesi ile harç ikmal ettirilmiş, davacının 96.598,00 TL tazminat talebi için sonradan yatırdığı harç sehven yatırılan bir miktar olup dava değerini artırma maksadı taşımadığından dava değerinin 96.598,00 TL olduğu kabul edilmiş, bu miktar üzerinden harç ve yargılama gideri hesabı yapılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davacının Ankara Mamak 50979 ada 6 parselde bulunan 5 nolu dairenin tapusunun iptali talebinin ifa imkansızlığı sebebiyle REDDİNE,
Dava ve ıslah dilekçesi esas alınarak 96.598,00 TL’nin davalıdan tahsiline,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 6.598,61 TL harçtan, dava açılışında alınan 2.220,78 TL peşin harcın düşülmesi ile bakiye 4.377,83 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 2.220,78 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı, 300,00 TL ATGV araç ücreti, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 419,90 TL keşif harcı, 137,45 TL posta gideri, olmak üzere toplam 3.864,03 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 13.126,81 tl vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2022

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”