Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/206 E. 2021/628 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2021/206 Esas
KARAR NO : 2021/628 Karar

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … -….
Av. … -….
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -….

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 02/04/2021
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nın, … Lastik İnş. Uluslarası İth. İhr. Mad. Ltd. Şirketi’nin hisselerinin %20’sinin sahibi olduğu, şirketin diğer iki ortağı: aynı zamanda yetkilisinin … ile … olduğu, davalının yaklaşık beş yıldır Genel Kurul toplantısı yapılmadığını, yapıldıysa bile müvekkilinin haberinin olmadığını, şirketin gelir gider durumu, bilançoları hakkında müvekkilinin bilgi sahibi olmadığını, şirketin devlet kurum ve kuruluşlarına karşı yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği konusunda da müvekkilini bilgilendirilmediğini, müvekkilinin …’nın açıklanan nedenlerle şirket yetkilisi ve ortağı … ile diğer ortağı …’e yapmış olduğu tüm şifahi başvuruların sonuçsuz kaldığını, müvekkili yazılı biçimde ilk olarak 08.11.2016 tarihli bir ihtarname ile başvurduğunu, ortaklıktan ayrılmak istediğini belirttiğini, fakat hala aynı durumun devam ettiğini ve müvekkiline bilgi verilmediğini, açıklanan sebeplerle müvekkilinin, davalı şirketteki ortaklığından bedelsiz olarak çıkmasına izin ve karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olay da genel kurulun toplanamaması nedeni ile ilgili şirket organları ve yetkililerinin kusuru bulunmadığını, tam aksine davacı hissedarın kusuru bulunduğunu, toplantı yapılamaması ile ilgili davacı hissedarın herhangi bir zarara uğramadığını, kusur izafe edilebilecek ve kanuni görevlerini yerine getirmemesinden kaynaklanan bir zarar doğmuş ise bunu somut deliller ile ortaya koyması gerekirken, davacının şüphe ve endişeleri üzerine davayı yöneltmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının hissedarın iddialarının aksine, söz konusu süreç içerisinde şirket müdürü ve pay sahipleri tarafından defaten aranıp toplantıya davet edilmesine rağmen davacı hissedarın yöneltilen bu talebe ”geleceğim, yetişemedim, başka zaman yapalım” gibi çeşitli mazeretler göstererek reddettiğini, söz konusu durumun ortaya çıkmasında esas sorumlu iken bununla kalmayarak haksız dava yöneltildiğini, davacının hissedarın haklı mazeret sayılamayacak nedenlerle genel kurulun toplanamamasına sebebiyet vermesi nedeniyle kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceği gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Ankara Ticaret Odasına müzekkere yazıldığı görüldü.
Dava, davacının ortağı olduğu limited şirket ortaklığından bedelsiz çıkarılması isteminden ibarettir.
Davacı vekili, şirketin genel kurul yapmadığı, müvekkilin şirket ortaklığı pay sahipliğinden kaynaklanan haklarının ihlal edildiğini, ticari defter ve kayıtlarının kanunda belirtilen şekilde tutulmadığı, şirketin devlet ve kurum/kuruluşlara karşı yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek müvekkilinin davalı şirket ortaklığından bedelsiz olarak çıkartılmasını talep etmiştir.
Anasözleşmede belirtilen hallerde ortak, limited şirket ortaklığından ayrılabileceği gibi, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun m. 638 ve devamında hükme bağlanan haklı nedenin varlığı halinde de ortaklıktan çıkabilir. Haklı nedenle limited şirketten ayrılmak isteyen ortak bakımından; ortaklık ilişkisi derinden sarsılmış, şirket sözleşmesinin yapıldığı esnada var olan şartlar geçerliliğini yitirmiş ve bundan sonra ondan şirkete devam etmesi kendisinden beklenemeyecek hale gelmiş olmalıdır. Diğer taraftan aynı Kanunun 617/3. maddesinde toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin hükümler, Bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç, kıyas yoluyla uygulanır denilmektedir. Anonim şirketler hakkında uygulanan Kanunun 411/1 maddesinde, ”sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri, yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilirler. Esas sözleşmeyle, çağrı hakkı daha az sayıda paya sahip pay sahiplerine tanınabilir.”; 412/1 maddesinde, ”Pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemleri yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde, aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi karar verebilir. ” denilmektedir.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri bir arada değerlendirildiğinde, davacının şirket ortaklığı ilişkinin çekilmez hale geldiği, şirket ortaklığını kendisi bakımından yürütülmez boyuta ulaştığı iddialarının yerinde olmadığı, ticari defter ve kayıtların kanuna uygun tutulmadığı, şirketin kurum/kuruluşlara karşı yükümlülüklerinin yerine getirilmediği şekilde iddiaların bu bakımdan geçerli sebep teşkil etmediği, davacının Kanun gereğince tanınan şirket genel kurulunu toplantıya çağırma şeklinde asliye ticaret mahkemesinden bir talepte bulunmadığı gibi bilgi alma hakkının engellenmesine karşın TTK’nın 614/3 maddesi yoluna başvurmadığı, TTK’nın 638. maddesi gereğince davacının şirketten çıkarılmasını gerektirir sebeplerin oluşmadığı anlaşıldığından yersiz açılan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE
2-Alınması gerekli 59,30-TL harç başlangıçta peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/09/2021

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır