Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/204 E. 2021/443 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/204 Esas – 2021/443
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2021/204 Esas
KARAR NO : 2021/443

BAŞKAN : ….
ÜYE : ….
ÜYE : ….
KATİP : …

DAVACI :….
VEKİLİ : Av…..
DAVALI :…….
VEKİLİ : Av….
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/04/2021
KARAR TARİHİ : 16/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı ve davalı arasında 29/07/2006 tarihinde müşavirlik anlaşması imzalandığını, bu sözleşme uyarınca Gümüşhane İli sınırları içindeki … Çayı üzerinde yer alan… … projesinin davalıya devri ve devir sonrası yapılacak işlemlerin düzenlendiğini, sözleşme bedelinin 425.000,00 USD olduğunu, davacının üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, bu arada davacı ile davalının … Projesinde de anlaştıklarını, … projesinin satışının yapıldığını, diğer projelerin devam ettiğini, … … Projesi ile ilgili uyuşmazlık nedeni ile Ankara …’nin 2018/288 sayılı dosyasında dava açıldığını, davalının tutumu nedeni ile… … projesi için düzenlenen ön rapor, fizibilite raporlarının hizmet bedelinin talep edildiğini, bu konunun … Firmasına da ihbar edildiğini, … firması tarafından talebin kabul edilmediğini, bu nedenle Ankara …’nin 2018/666 sayılı dosyasıyla da … firmasına karşı dava açıldığını, … … projesi yönünden davacının üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, … I … ve … II … firması yönünden yapılan iş bedelinin ödenmediğini bildirmiş, şimdilik 150.000,00 USD’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa kapsamında uygulanacak en yüksek faizi ile tahsiline, şayet 2018/666 sayılı dosya ile birleşme sağlanamaz ise tahsilde tekerrür olmamak üzere karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, öncelikle tahkim itirazında bulunmuş, tahkim yoluna gidilmesi gerektiğini, tahkim yoluna gidilmeden dava açılmasının usule aykırı olduğunu bildirmiş, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını tekrar etmiş, davacının … firmasına karşı aynı konuda dava açtığını bildirerek 2018/666 esas sayılı dosya olduğunu bildirmiş, derdestlik itirazında bulunmuş, 2006 yılında hazırlanan müşavirlik hizmet sözleşmesine istinaden davada davacının davalı lehine hiçbir faaliyette bulunmadığı belirtilerek husumet yokluğundan davanın reddini talep etmiş, taraflar arasında sözleşme bulunmadığından alacak talebinin yersiz olduğunu bildirerek haksız davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, danışmanlık sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile yapılan 29/07/2006 tarihli “Müşavirlik Anlaşması” çerçevesinde davacıdan alacağı bulunduğunu bildirmekte ve talepte bulunmaktadır.
Davalı vekili tahkim ilk itirazında bulunmuş ve taraflar arasındaki sözleşmede mevcut olan tahkim şartının yerine getirilmediğini bildirmiştir.
Mahkememizce taraflar arasında yapıldığı bildirilen 29/07/2006 tarihli sözleşme incelendiğinde sözleşmenin 6.maddesinde “Bu anlaşmadan kaynaklanan bütün anlaşmazlıklar, anlaşmanın geçerliliği dahil taraflarca atanacak birer hakem ve bu hakemlerin seçeceği bir başhakem tarafından, 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununa uygun olarak çözümlenecektir, söz konusu hakem heyeti kararları taraflar arasında bağlayıcı nitelikte olacaktır. Tahkim yeri Ankara Türkiyedir ve tahkim oturumları Türkçe olarak yapılacaktır. Geçerli kanun Türkiye Cumhuriyeti kanunlarıdır.” düzenlemesi bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK’nın 407. Maddesi tahkimin uygulama alanını düzenlemiştir. Buna göre “Bu Kısımda yer alan hükümler, 21/6/2001 tarihli ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununun tanımladığı anlamda yabancılık unsuru içermeyen ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği uyuşmazlıklar hakkında uygulanır.”
HMK’nın 408. Maddesi tahkime elverişlilik hususunu düzenlenmiştir, buna göre “Taşınmaz mallar üzerindeki ayni haklardan veya iki tarafın iradelerine tabi olmayan işlerden kaynaklanan uyuşmazlıklar tahkime elverişli değildir.”
HMK’nın 412. Maddesi tahkim sözleşmesinin tanımı ve şeklini bildirmiştir. Buna göre “Tahkim sözleşmesi, tarafların, sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamı veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmadır.
Tahkim sözleşmesi, taraflar arasındaki sözleşmenin bir şartı veya ayrı bir sözleşme şeklinde yapılabilir.
Tahkim sözleşmesi yazılı şekilde yapılır. Yazılı şekil şartının yerine getirilmiş sayılması için, tahkim sözleşmesinin taraflarca imzalanmış yazılı bir belgeye veya taraflar arasında teati edilen mektup, telgraf, teleks, faks gibi bir iletişim aracına veya elektronik ortama geçirilmiş olması ya da dava dilekçesinde yazılı bir tahkim sözleşmesinin varlığının iddia edilmesine davalının verdiği cevap dilekçesinde itiraz edilmemiş olması yeterlidir. Asıl sözleşmenin bir parçası hâline getirilmek amacıyla tahkim şartı içeren bir belgeye yollama yapılması hâlinde de tahkim sözleşmesi yapılmış sayılır.
Tahkim sözleşmesine karşı, asıl sözleşmenin geçerli olmadığı veya tahkim sözleşmesinin henüz doğmamış olan bir uyuşmazlığa ilişkin olduğu itirazında bulunulamaz.
Yargılama sırasında tarafların tahkim yoluna başvurma konusunda anlaşmaları hâlinde, dava dosyası mahkemece ilgili hakem veya hakem kuruluna gönderilir.”
HMK’nın 413. Maddesinde tahkim itirazı düzenlenmiş, buna göre “Tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı taraf tahkim ilk itirazında bulunabilir. Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkânsız değil ise mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder.
Tahkim itirazının ileri sürülmesi, tahkim yargılamasına engel değildir.”
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacının açtığı davada tahkim ilk itirazında bulunulduğu, taraflar arasındaki müşavirlik sözleşmesinin 6. Maddesinde tahkim şartı bulunduğu ve davanın tahkim heyetince değerlendirilmesi gerektiği, HMK’nın 413 ve 114/1-a ile 115/2 maddeleri uyarınca dava dosyasında dava şartının bulunmadığı anlaşıldığından, davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının taraflar arasındaki sözleşmede tahkim şartı bulunması ve tahkime başvurulmadığı anlaşılmakla HMK 114/1-a ve 115/2.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harç başlangıçta alınmış olduğundan ayrıca alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2021

Başkan ….
E-imzalı.
Üye ….
E-imzalı.
Üye …
E-imzalı.
Katip ….
E-imzalı.