Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/189 Esas – 2021/397
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR
ESAS NO : 2021/189 Esas
KARAR NO : 2021/397 Karar
HAKİM :….
KATİP :…
DAVACI : ….
VEKİLİ : Av…..
DAVALI :….
VEKİLİ : Av…..
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/11/2019
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … hakkında, sözleşmeleri garantör olarak imzaladığı ve sorumluluğu bulunduğu için Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/7982 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı ve ödeme emri gönderildiği, borçlunun borca, ödeme emrine, faiz oranına, işlemiş faize itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borcun varlığı ve ödenmediğinin sabit olduğunu, dava dışı, … İnşaat Turizm. Nak. Tic. Ltd. Şti.’nin ortağı da garantör olan ve işbu davada davalı … olduğu, bu nedenle borçlunun vaki itirazının iptalini talep ettiği, davalı …’in Garantör sıfatıyla icra takibine konu edilen borçtan sorumlu olduğu, itiraz dilekçesi incelendiğinde görüleceği üzere sözleşmelerde var olan garanti beyanına ve beyan altında yer alan imzaya ilişkin herhangi bir itiraz da mevcut değildir diyerek iş bu nedenlerle borçlu olunmadığı yönündeki itirazın iptalini talep etme zorunluluğu doğduğunu, borçlu davalının itirazları, yukarıda sayılan gerekçeler karşısında haksız olduğundan lehimize %20’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini de talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetel; huzurda görülen davada konu davalı müvekkili garantör olduğu taraf ve davacı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı Hazır Beton Yapımı Ve Teslimi Sözleşmesinden kaynaklı olduğu, bu sebeple TTK madde 5 gereğince, bu tür davalarda Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava dışı … İnş. Turz. Nak. Tic. Ltd. Şti. ile davacı şirket arasında imzalanan sözleşme uyarınca hazır beton satışının yapılıp teslim edilmesinden kaynaklı şirket tarafından faturalar kesildiği, kesilen fatura bedellerinin ödenmediğinden bahisle davacı tarafından Ankara …Müdürlüğü’nün 2019/7982 Esas sayılı icra takip dosyası ile müvekkil aleyhine takip başlatıldığı, başlatılan bu haksız takibe müvekkili tarafından itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, akabinde davacı tarafından icra takibine yapılmış olan itirazın iptali ve takibin devamı talebiyle huzurdaki işbu dava açıldığı, haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddi gerektiğini, kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartlarından biri de kefil olunan (asıl) alacağın kefalet sözleşmesinde açıkça tanımlanmış ve ayırt edici niteliklerinin belirlenmiş olduğu, asıl alacak miktarı bu unsurlara göre belirli veya belirlenebilir olması gerektiği, garanti sözleşmesi, geçerlilik şekline tâbi olmadığı halde kefil yönünden Türk Borçlar Kanunu m.583 gereğince yazılı şekil zorunlu olduğu gibi, kefilin sorumlu olacağı azami miktarın (kefalet limitinin) de gösterilmesi şarttır. Kredi sözleşmesinin asıl borçlusu olan … İNŞAAT TURİZM NAKLİYAT TİCARET LİMİTED ŞİRKET tarafından konkordato talebinde bulunduğu ve bu talep Ankara … Ticaret Mahkemesi’nin 2019/289 Esas sayılı dosyası üzerinden uygun bulunarak şirkete 21/05/2019 tarihinde 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, devamında 05/08/2019 tarihinde 2 ay süre ile süre uzatım kararı ve 16/10/2019 tarihinde de 1 yıllık kesin mühlet kararı verildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Ankara …Müdürlüğünün 2019/7982 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: Davacı tarafından davalı aleyhine 30/05/2019 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde 233.000,00-TL asıl alacak, 4.819,98-TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 237.819,98-TL istendiği, takibin dayanağının faturalar olduğu, ödeme emrinin davalıya 31/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 06/06/2019 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Dava, davacı ile dava dışı … İnşaat Turizm. Nak. Tic. Ltd. Şti. arasında hazır beton yapım ve teslimine dair sözleşmenin garantör sıfatıyla imzalanması nedeniyle bu sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara …Müdürlüğünün 2019/7982 sayılı dosyası, taraflar arasında yapılan sözleşme sureti, müzekkere cevapları ile getirtilmesi gerekli deliller dosyaya celp edilmiştir.
Davanın Ankara …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/839 Esası ile açıldığı, 14/07/2020 tarihinde görevsizlik kararı verildiği, bu karar davacı vekilince istinaf edilmiş olup Ankara BAM …. HD’nin 2020/1250 esas 2021/188 karar sayılı ilamı ile talebin kesin olarak 16/02/2021 tarihinde esastan reddine karar verildiği, akabinde dosyanın mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce öncelikle incelenmesi gerekli husus davacı ile dava dışı … İnşaat Turizm. Nak. Tic. Ltd. Şti. arasında hazır beton yapım ve teslimine dair sözleşmede davalının hukuki durumu tespit edilerek davalı bakımından sözleşmenin geçerli olup olmadığı üzerinde durulmalıdır.
Bilindiği üzere, 818 sayılı eski Borçlar Kanunu’nda gerçek kişilerin “kefalet” adı dışında kişisel teminat vermeleri halinde bu teminata kefalete ilişkin hükümlerin uygulanacağına dair bir hüküm yer almamaktaydı. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 603. maddesiyle yeni bir düzenleme getirilmiş ve kefaletin şekline, kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümlerin gerçek kişilerce, kişisel güvence verilmesine ilişkin olarak, başka ad altında yapılan diğer sözleşmelere de uygulanacağı öngörülmüştür. Madde gerekçesinde, kaynak İsviçre Borçlar Kanunu’nda olmayan bu düzenleme ile amaçlananın kredi sözleşmelerine kefil olan gerçek kişilerin “garanti” başlığını taşıyan düzenlemelerle daha korunaklı bir kurum olan kefaletin bertaraf edilmesinin önüne geçmek olduğu belirtilmiştir. TBK’nın 603. maddenin konuluş amacı (ratio legis) şu şekildedir: “Madde kefili koruyucu hükümlerden kurtulmak amacıyla başka adlar altında yaptıkları sözleşmelere de kefalet hükümlerinin uygulanacağını belirtmektedir. Böylece mesela kefalet sözleşmesi yerine üçüncü kişinin fiilini üstlenme sözleşmesi yapılmasında olduğu gibi alacaklıların kefili koruyucu hükümlerden kurtulmalarının ve bunları dolanmalarının önlenmesi amaçlanmıştır.”
Yukarıda belirtilen TBK’nun 603.maddesindeki düzenleme ve özellikle madde gerekçesi dikkate alındığında kefaletin şekline ve kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümler garantöre veya herhangi nam altında asıl borçlu yanında şahsi sorumluluğu bulunan kişiye de uygulanacağından, dava konusu hazır beton yapım ve teslimine dair sözleşmenin de garantör olan davalı yönünden TBK’nun 583. maddesindeki şekil koşullarını taşıması gerektiği açıktır. TBK’nun kefalet sözleşmesinin şekil şartlarını düzenleyen 583.maddesi “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmünü içermektedir. Davaya konu sözleşmede mahkememizce temin edilen TTSG kayıtlarına göre davalı …’in dava dışı … İnşaat Ltd. Şti.’nin ortağı olduğu ve bu sebeple TBK’nın 584/3 maddesi gereği eş rızasına ihtiyacının bulunmadığı anlaşılmakla birlikte davalının sorumlu olduğu azami miktar ve müteselsil borçlu olduğu veya bu anlama gelen herhangi bir ifade davalı tarafından el yazısı ile yazılmış olmadığından davalı bakımından sözleşmenin TBK’nun 583/1. maddesindeki şekli unsurlarını taşımadığı ve bu durumda TBK’nın 583. maddesinde belirtilen şekil şartlarına uyulmadan yapılan sözleşmenin davalı yönünden geçersiz olduğu anlaşılmış, bu nedenle davalının itirazı yerinde bulunarak geçersiz sözleşmeye istinaden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekmiş, İİK uyarınca verilen kararın mahiyeti itibarıyla şartları oluşmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
Şartlar oluşmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL.harçtan başlangıçta peşin alınan 2.872,28-TL.harcın mahsubu ile bakiye 2.812,98-TL.harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 25.097,40-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki saatlik ücret tutarı karşılığı 1.320,00-TL ticari arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/06/2021
Katip …. ✍e-imzalıdır
Hakim….
✍e-imzalıdır