Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/178 E. 2021/229 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/178
KARAR NO : 2021/229

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2021
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/03/2021

Mahkememizde açılan Menfi Tespit davasının yapılan ön incelemesi sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen 24.12.2020 tarihli sözleşme gereği davalı tarafından davacıya teslim edilmesi gereken malzemelerin teslim edilmediğini davacı tarafından keşide edilen 30.03.2021 tarihli 86.000,00-TL bedelli, 30.04.2021 tarihli 85.275,00-TL bedelli iki adet çeklerin bedelsiz kaldığını, öncelikle çeklerin muhatap banka tarafından davalı şirkette ödenmesinin önlenmesi için mahkeme tarafından belirlenecek teminat karşılığında bahsedilen çekler için ödeme yasağı konulmasını, bedelsizlik kararıyla birlikte çeklerin iadesini, karşılıksız kalan çeklerle ilgili müvekkil şirketin borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır. (İİK 72)
Davacı vekili davaya konu çeklerin bedelsiz kaldığı iddiası ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili beyan dilekçesinde menfi tespit davasının arabuluculuk dava şartına tabi olmadığını belirterek Yargıtay kararları sunmuş, tedbir kararı verilerek davanın esastan karara bağlanmasını istemiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … . Hukuk Dairesi 16/02/2021 tarih ve 2021/126 Esas – 2021/196 Karar sayılı ilamında, ”Menfi tespit davasında da öncelikli olarak bir alacağın varlığının tartışıldığı açık olup bu nedenle, alacaklının dava açarken arabulucuya başvurma dava şartına tabi tutulması ancak aynı konu ve alacakla ilgili borçlunun açabileceği menfi tespit davasının arabuluculuğa başvurma dava şartına tabi tutulmaması hak arama yönünden eşitsizliğe yol açacağı gibi dava türü olarak bir ayrımın gözetilmesi de arabuluculuk dava şartının özüne aykırı olacaktır. Genel gerekçe ve madde gerekçesinde dava türüne göre bir ayrıma işaret etmediği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda somut olayda: Davacı tarafça, bedelsizlik ve tahrifat iddiasına dayalı çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesi istenmiştir. Taraflar arasındaki dava menfi tespit davası olup, uyuşmazlık TTK 4/1-a maddesi gereğince mutlak ticari dava olup, TTK’ nın 5/A maddesi gereğince ve yukarıda belirtilen gerekçelerle dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” gerekçesi ile menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olduğunu kabul etmiştir.
Taraflar arasındaki dava menfi tespit davası olup, her iki taraf da tacir olduğundan TTK’nın 5/A maddesi gereğince, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/a-2 maddesi gereğince davacının, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Her ne kadar davacı vekilinin dilekçesine eklediği Yargıtay kararları farklı görüşte ise de Mahkememiz kararları istinaf mahkemesi tarafından incelenmektedir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtay kararından sonraki tarihte verilmiştir. Mahkememizce Bölge Adliye Mahkemesi kararına iştirak edilerek menfi tespit davasının içinde bir nevi alacak davasını barındırdığı, para ile ölçülebilir dava olup arabuluculuk yoluyla çözüme kavuşturulabilir olduğu kabul edilerek davanın dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, 6102 Sayılı TTK’nın 5/A ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi ile HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2) Dava açılışında alınan 2.924,95 TL peşin harcın Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30 TL harçtan düşülmesi ile bakiye 2.865,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde İADESİNE,
3) Davacı tarafından yapılan 5,5 TL tebligat giderinin uhdesinde BIRAKILMASINA,
4) Kullanılmayan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nin 345/1. maddesi uyarınca 2 (iki) hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme ile karar verildi. 25/03/2021
Katip …

Hakim …
“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”