Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/141 E. 2022/42 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/141
KARAR NO : 2022/42

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …

DAVALI : … – ……

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2021
KARAR TARİHİ : 28/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 2017 yılından beri… LOK. GIDA İNŞ TUR TEM TİC VE SAN LTD ŞTİ şirketini işlettiğini, 29/10/2020 tarihli fatura ile davalı şirket … BISIKLET OTO İNŞ NAK SAN VE TtC LTD ŞTİ’ den ticari amaçla kullanmak üzere 1 (bir) adet RKS RSlll PRO Marka elektrikli bisikleti (Şasi No: kSIII0371) 7.750-TL ödeyerek satın aldığını, ürünü aldığı gün akşam saatlerinde şarja takmak istediklerini ancak şarj aletinin yanında verilmediğini gördüklerini, davalı Şirkete tekrar giderek şarj aletini aldıklarını, bataryasını şarj etmek istediklerinde bataryanın bozuk olduğunu fark ettiklerini, bunun üzerine davalı şirkete tekrar başvurduklarını ve bataryanın bozuk olduğunu dile getirdiklerini, davalı Şirket yetkilisinin başka bir batarya çıkararak davacıya verdiğini, bu işlem için davacıya herhangi bir bir evrak teslim edilmediğini, verilen bataryayı 2 gün kullandıktan sonra onun da şarj olmadığını fark ettiklerini, bunun üzerine tekrar davalı şirkete gittiklerini, “Bataryayı fabrikaya gönderelim, inceleyelim, bir iki güne teslim ederiz.” dediklerini, bu konuşmadan 5 gün sonra fabrikayı aradıklarını ve ürünün durumunu sorduklarını, fabrika yetkililerinin orada öyle bir ürünün olmadığını söylediğini, bunun üzerine davalı şirketi aradığını, 3 yetkili ile telefonda konuştuğunu, davalı yetkilisinin “Bir iki güne ürünü teslim edeceğiz, sana da tamir edildiğiyle alakalı resmi evrak vereceğiz” dediğini, davacının toplamda 10 gün beklediğini, 10 günün sonunda davalı şirketin bataryayı teslim ettiğini, bataryanın değiştirildiği ve tamir ettiğine dair resmi evrak istediğini ancak evrak üzerine fatura tarihini yazarak imza attırmaya çalıştıklarını ancak davacının ürünü sağlam teslim aldığı tarih olan 16/11/2020 tarihini yazarak evraka imza attığını, 16/11/2020 tarihinde teslim alınan batarya ile ürünü bir haftaya yakın kullandıklarını, ürün tekrar arızalanınca davalı şirket yetkilileri artık bu ürünle ilgilenemeyeceklerini ve teknik servise gönderilmesi gerektiğini söylediklerini, davalı şirketin yönlendirdiği teknik servisin ”… ” adresindeki Fora Motor olduğunu, davalı şirketin davacı ile ilgilenmemesi üzerine ürünü 27/11/2020 t‹ırihinde yetkili teknik servis olan Fora Motor’a götürdüklerini, ürünün bir aydan fazla süre bu teknik serviste kaldığını, orada inceleme yapıldıktan sonra 04/12/2020 tarihinde ürünün beyninin arızalı olduğunu ve yeni bir beyin takılması gerektiğini söylediklerini, akabinde tadilat yapılmadan ürünü teslim aldıklarını, bu teknik servisten yapılan işlemlere dair belge talep etmesine rağmen resmi bir evrak sunmadığını, mahkemece bu evrakın talep edilmesini, ürünü yetkili teknik servisten teslim aldıktan sonra arızaların devam ettiğini, ürünün kullanılmaz halde olduğunu, bu nedenle yasal yollara başvuru zorunluluğu doğduğunu, dava şartı olan arabuluculuk için 07/01/2021 tarihinde Arabuluculuk Merkezine başvurulduğunu, 11/02/2021 tarihinde “anlaşamama” sonucu ile bu sürecin sonlandığını ileri sürerek ayıplı satılan ürünün satış bedelinin satın alma tarihinden itibaren ticari faiz uygulanarak tarafına iadesini olmazsa aynı marka ve modelde yenisi ile değiştirilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının mevzuat uyarınca öngörülen ayıp ihbar sürelerine riayet etmediğini, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davacının maliki bulunduğu RSIII04371 şase numaralı RSIII PRO aracı 29/10/2020 tarihinde satın aldığını, aracın çalışır şekilde ve sorunsuz bir vaziyette davacıya teslim edildiğini, davacının maliki bulunduğu araçta yer alan akülerin arızalı olduğu iddiasıyla davalıya başvurduğunu, davacının aracında aynı sorunun devam ettiği iddiasıyla başvuruda bulunduğunu, araçta takılı olan akülerin teknik bakımdan kontrolünün sağlanması için akülerin üretici firmaya gönderildiğini, üretici firma tarafından yapılan inceleme neticesinde akülerde sorun tespit edilmediğini, akülerin araca takıldığını, araç çalışır vaziyette davacıya teslim edildiğini, davacının temelde oluşan şikayeti aracın kısa mesafe gitmesi olduğunu, bu hususunun temel sebebi aracın orijinal üretiminde yer almayan gaz kolunun sonradan araca takılması olduğunu, davacının aracında yer alan sorun bakımından başkaca bir yetkili servise başvuruda bulunulduğunu ve inceleme neticesinde aracın beyninin de arıza olduğunun tespit edildiğini, akabinde davacının aracının beyninin değiştirildiğini, çalışır vaziyette teslim edildiğini, davacının tarafından aracın kullanıldığını, davacı tarafından ileri sürülen hususlar ve maddi gerçeklik değerlendirildiğinde şirkete izafe edilebilecek bir kusurunun mevcut olmadığını, davacı tarafından başvuru konusu olan talebi ancak araçta üretimden kaynaklanan bir ayıbın mevcudiyeti halinde tartışabileceği hususunun sayın mahkemenin takdirinde olduğunu, somut olayda araçta üretimden kaynaklanan bir ayıp bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, satım sözleşmesinden kaynaklı ürünün ayıplı çıkması nedeniyle ürün bedelinin iadesi olmazsa ayıpsız misliyle değiştirilmesi isteminden ibarettir.
Fora Motor’a ait tamir evrakları, ödeme belgeleri, fatura suretleri, bilirkişi raporları ile getirtilmesi gerekli tüm belgeler dosyaya celp edilmiş ve incelenmiştir.
Tarafların tacir olması nedeniyle yapılan sözleşme, ticari satış niteliğindedir. 6102 sayılı TTK m. 23 hükmünde yapılan düzenleme uyarınca; bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartı ile tacirler arasında satış ve mal değişimlerinde TBK’nın satış sözleşmesi ile mal değişimi sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır. Malın ayıplı olduğu, teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde satıcıya ihbar etmek zorundadır. Açıkça belli değilse, alıcının 8 gün içerisinde malı incelemesi ve ayıp bulunması halinde bunu satıcıya bildirmesi gerekir. Diğer durumlarda, TBK m. 223/2 fıkra hükmü uygulanır.
Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Durum ve koşullara göre belirlenmesi mümkün olan bedel, kararlaştırılmış bedel hükmündedir. Kanundan, durumun gereğinden veya sözleşmede öngörülen özel koşullardan doğan istisnalar dışında, satılanın yarar ve hasarı; taşınır satışlarında zilyetliğin devri, taşınmaz satışlarında ise tescil anına kadar satıcıya aittir. Taşınır satışlarında, alıcının satılanın zilyetliğini devralmada temerrüde düşmesi durumunda, devir yapılmış gibi satılanın yarar ve hasarı alıcıya geçer. Satıcı alıcının isteği üzerine satılanı ifa yerinden başka bir yere gönderirse, yarar ve hasar, satılanın taşıyıcıya teslim edildiği anda alıcıya geçer (TBK m.208). Satıcının temerrüdü hâlinde, borçlunun temerrüdüne ilişkin genel hükümler uygulanır. Zilyetliğin devri için belirli bir süre konulmuş olan ticari satışlarda, satıcı temerrüde düşerse alıcının, devir isteminden vazgeçerek borcun ifa edilmemesinden doğan zararının giderilmesini istediği kabul edilir. Alıcı, satılanın devredilmesini isteme niyetinde ise, belirlenen sürenin bitiminde bunu satıcıya hemen bildirmek zorundadır. Satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla satılanın tamamı veya bir kısmı üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa, satıcı bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur. Satılanın elinden alınması tehlikesi ile karşılaşan alıcı, kendisine karşı açılan davayı satıcıya bildirmek zorundadır (TBK m. 215). Satılanın tamamı alıcının elinden alınmışsa satış sözleşmesi kendiliğinden sona ermiş olur ve alıcı bu nedenle uğradığı zararları ve satış bedelini satıcıdan talep edebilir (TBK m.215). Satıcı, sözleşmede taahhüt ettiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.
Satışa sunulan bir ürünün ambalajında etiketinde tanıtma ve kullanma kılavuzunda ürünle ilgili reklam ve ilanlarda veya taraflar arasında kurulan sözleşmede, satıcı tarafından belirtilen hususların ve özelliklerin üründe bulunmaması veya tahsis ya da kullanım amacı bakımından malın değerinin veya müşterinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler ayıp sayılır. Bu eksiklikleri taşıyan mal ve ürünler ise ayıplı mal sayılır (TBK m. 219 ). Üründe mevcut olan ayıp, açık veya gizli olabilir. Gözle görülebilen, ilk bakışta fark edilebilen ayıplar açık ayıp sayılır. Ticari satışlarda açık ayıpların malın teslim alındığı tarihten itibaren 2 (gün) içinde satıcıya bildirilmesi zorunludur. Dış muayene ile tespit edilemeyen ve malın kullanımı ile birlikte zaman içerisinde ortaya çıkan veya çok detaylı teknik inceleme sonucu anlaşılabilen ayıplar, gizli ayıp sayılır (TBK m.219). Satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, ayıptan sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan her anlaşma kesin olarak hükümsüzdür (TBK m.221). Sözleşmenin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplar nedeni ile satıcı sorumlu olmaz. Satıcı daha uzun bir süre için sorumluluk üstlenmemiş ise ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, müşteriye teslim tarihinden itibaren 2 (iki) yıllık zaman aşımına tabidir (TBK m.231). Ancak satılan malın ayıbı satıcının ağır kusuru veya hilesi ile gizlenmişse satıcı iki yıllık zaman aşımı süresinden yararlanamaz. (TBK m.231/2). Ürün birden fazla parçadan ibaret ise, ayıplı parçanın yokluğu, diğer parçaların kullanımını etkiliyorsa, ayıbın tüm ürünü kapsadığı kabul edilir. Satıcı veya üretici tarafından ihtiyari veya zorunlu garanti kapsamında ayıp nedeni ile sorumluluk konusunda daha uzun bir süre kararlaştırılabilir.
Mahkememizce yerinde inceleme yetkisi verilerek dosya üzerinde bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
10/12/2021 tarihli Elektrik Elektronik mühendisi Yeşim İlimoğlu’ndan alınan bilirkişi raporunda; “Yerinde yapılan inceleme ve tespitte neticesinde mevcut bataryanın orijinal batarya olduğu ve bataryanın arızalı olduğunun tespit edildiği, Elektrikli bisikletlerin bataryalarının şarj süresi olduğu (maksimum 18 saat şarj da kalabileceği ) bu sürelerin aşılmasından da bataryanın zarar görebileceği, Bisikletin atıl olduğu dikkate alındığında uzun süre kullanılmayan bataryaların da arızaya geçebileceği hususunda göz önünde bulundurulması gerektiği,
Bisiklet beyninin bozulması, motorun ( bisikletin arka tekerinde bulunmaktadır) uzun süre suda kalıp ıslanması, aküde yapılan yanlış işlemler veya aracın aldığı hasarların neden olabileceği, bu hususlar değerlendirildiğinde kullanıcı kaynaklı arızalarında olabileceği,
Sürekli devam eden batarya arızaları neticesinde bisikletin de beyninin arızalanabileceği, nitekim kontrol kutusuna vida başlarından müdahale edildiğinin görüldüğü, bisiklet beyinin de tamir edilmiş olma ihtimalinin yüksek olduğu,
Her iki tarafında garanti kapsamında bataryanın yenisi ile değiştirildiğini kabul ettiği, ancak bir servis formu verilmediği, bu nedenle değişimin resmi olarak ortaya konulmadığı, davacının batarya değişimlerine rağmen arızanın sürekli tekrar ettiğini belirttiği,
Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı arızanın kullanıcı kaynaklı da olabileceği ancak servislerin bisiklete yapılan müdahaleler için servis formu düzenlememesi ve davacıya vermemesi nedeni ile arızaların üretimden kaynaklı ayıplı mal olabileceği ihtimalini yükselttiği hususları göz önünde bulundurularak, elektrikli bisikletin yenisi ile değiştirilmesi ya da ücret iadesi konusundaki kararın mahkemeye ait olduğu” rapor ve beyan edilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında yapılan anlaşma/sözleşme gereğince davalı tarafından davacıya satılan ve teslim edilen dava konusu ürünün ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın gizli yahut açık ayıp olup olmadığı, davacının kullanımından ötürü dava konusu üründe arıza meydana gelip gelmediği, davacının ihbar mükellefiyetini süresinde yerine getirip getirmediği, talebin zamanaşımı süresinde ileri sürülüp sürülmediği, davacının ürün bedelinin tahsili yahut ürünün ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yer verilen tüm açıklamalar ve dava dosya birlikte değerlendirildiğinde, davacının dava konusu ürünü 29/10/2020 tarihli düzenlenen fatura gereğince davalıdan 7.750,00-TL’ye bu tarihte teslimi yapılarak satın aldığı, ürün için 2 yıl garanti süresi verildiği, eldeki dava dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda ürünün ayıplı olduğu belirtilerek ürün üzerinde yapılan teknik incelemede cihazdaki arızanın elektrikli bisikletin beyninin ve bataryasının arızalı olduğunun tespit edildiği, üründeki ayıbın davalının kullanımından yahut bakım eksikliğinden kaynaklanmadığı, üründeki ayıbın hukuki niteliğinin gizli ayıp olduğu, bilindiği üzere garanti süresi içinde davacının davalıya ayıp ihbarında bulunması zaruretinin olmadığı (bkz. Yargıtay 15. HD.’nin 2017/1814 esas ve 2019/1615 karar sayılı ilamı) ve eldeki davanın TBK m. 231 gereği arabulucuya başvuru tarihi itibarla 2 yıllık zamanasımı süresi içinde açıldığı anlaşıldığından davalı tarafın bunun aksine yönelik itirazlarının reddi gerektiği, dosya kapsamı itibariyle dava konusu ürünün misliyle davacıya iadesi mümkün olmadığından, davacının dava dilekçesindeki öncelikli talebi dikkate alınarak ürün için düzenlenen fatura bedeli üzerinden değerlendirme yapılmış ve ürün bedelinin davacıya iadesine şeklinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davacının davasının KABULÜNE,
7.750,00TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
Davacının yedinde bulunan bir adet RKS marka RSIII ticari isimli, RSIII 04371 şase nolu elektrikli bisikletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2) Dava açılışında alınan 132,60 TL peşin harcın alınması gereken 529,40 TL harçtan düşülmesi ile bakiye 396,80 TL harcın DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) (a) Dava açılışında alınan 132,60 TL peşin harcın yargılama gideri olarak kabulü ile DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
(b) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 59,30 TL başvurma harcı, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 118,00 TL posta gideri, olmak üzere toplam 927,30 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, davacı şirket yetkilisinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/01/2022

Katip …

Hakim …

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”