Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/139 E. 2021/356 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2021/139 Esas
KARAR NO : 2021/356 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2021
KARAR TARİHİ : 20/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Sigorta A.Ş’ne ZMMS ile sigortalı bulunan … plakalı araç ile müvekkiline ait … plakalı araç 20.01.2020 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, müvekkiline ait, 20.01.2020 tarihli kaza sebebiyle hasar gören … plakalı aracın hasar tespit işlemi yapılarak bağımsız eksperden rapor alınmış ve hasar onarım masrafının toplamda 16.015,01 TL olduğu tespit edildiği, müvekkili adına, davalı … şirketinden zararının tamamına ilişkin bir talepte bulunmak adına Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yapıldığı ancak … Sayılı dosyada yargılamanın yetkili ve görevli mahkemede görülmesi gerektiği gerekçe gösterilerek görev yönünden reddedildiği bu sebeple genel mahkemelerde dava açma zorunluluğu doğduğunu, söz konusu nedenlerle davalının yerleşim yeri mahkemesinde davalıya karşı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL Hasar Bedeli ve 288,00 TL Ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 788,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve yargılama giderlerinin, ücreti vekaletin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki dava bakımından her ne kadar davacı vekili tarafından arabulucuya başvurulduğu ve anlaşılamadığı, son tutanağın ise dosya içerisinde mübrez olduğu iddia edilse de başvuru ve başvuruya ilişkin belgelere dosya içerisinde rastlanamadığını, söz konusu eksikliğin dava açıldıktan sonra tamamlanması mümkün olmayıp dava öncesi arabuluculuk başvurusu yapılmamış ise davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği, davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılması mümkün olmadığını, müvekkili şirketin genel müdürlük adresi Maslak SARIYER İSTANBUL olduğunu, müvekkili şirketin genel müdürlük adresinin İstanbul ili Sarıyer ilçesi sınırlarında bulunmasından dolayı mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, davanın ticari nitelikte olup görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini ve davanın reddini talep etmişlerdir.
… Sigorta A.Ş.’ye, Sigorta Tahkim Komisyonuna, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazıldığı görüldü.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan davacının aracında meydana geldiği ileri sürülen değer kaybının tazmini isteminden ibarettir.
Davalı vekili, süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş, davacı vekili duruşmada verdiği beyanında yetki itirazını kabul etmediklerini bildirmiştir.
6100 sayılı HMK.’nin genel yetkiyi düzenleyen 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” 7. maddesinde de, “davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” denilmektedir. Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır. HMK 16.madde hükmü, HUMK.’daki düzenlemeye oranla daha genişletilmiş ve ayrıntılandırılmıştır. Ancak, HMK.’nda kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup, haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp, bir seçimlik yetkidir. ” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.05.2015 tarih, ve 2013/11-2359 Esas, 2015/1443 Kararı), 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 110. maddesinde “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar sigortacının merkez veya şubesinin, veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinin birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa davacı bu mahkemelerden birinde dava açma hususunda seçimlik hakka sahip olup, davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa o zaman seçme hakkı davalı tarafa geçmektedir. (Bkz. Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 23/09/2013 tarih 2013/9042 Esas 2013/12620 Kararı)
Dava konusu uyuşmazlıkta davacı, davalı … şirketinin Ankara’da bölge müdürlüğü bulunduğu iddiasına dayanarak iş bu davanın Ankara’da açıldığını ileri sürmüştür.
Somut olayda yasal hükümlere ve kanunda belirlenen yetki kurallarına göre, davalı … şirketinin HMK’nun 6.maddesi anlamında yerleşim yeri olarak İstanbul ticaret siciline kayıtlı olduğu ve yetkili mahkeme olarak İstanbul Adliyesine bağlı olduğu anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı HMK’nun 16. maddesinde yer alan haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi kuralı dikkate alındığında, dosyada mevcut kaza tespit tutanağına göre trafik kazasının Bursa ilinde meydana geldiği anlaşılmakla, kazanın meydana geldiği yere göre yetkili mahkemenin Bursa mahkemeleri olduğu, dava dilekçesine göre davacının yerleşim yeri Bursa adresi olup buna göre de yetkili mahkemenin Bursa Mahkemeleri olacağı, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110/2. maddesinde düzenlenen davalı tüzel kişi sigorta şirketinin yerleşim yeri yetki kuralına göre yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri, davalı … tarafından düzenlenen sigorta poliçesini düzenleyen acentenin bulunduğu yere göre İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu, bu nedenlerle dava konusu uyuşmazlıkta, davacı taraf davalı … şirketinin Ankara’da bölge müdürlüğünün bulunduğunu belirterek Ankara mahkemelerinde dava açmış ise de 2918 sayılı KTK.nın 110. maddesi ile HMK.nın 14/1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde; davanın, davalının Ankara’da bulunan şubesinin işleminden kaynaklanan bir uyuşmazlık olduğu iddia ve ispat edilmediğinden, sigorta şirketinin her şubesinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olarak kabul edilemeyeceği, gerek şube gerekse acenteye ilişkin hükümler TTK ve diğer özel kanunlarda açıkça düzenlenmiş olup, yasada düzenlenmeyen görev ve yetkilerinin ne olduğu, hangi bölgede bulunduğu bilinmeyen veya varsa adresi, ancak internet üzerinden yapılacak arama ile bulunabilecek, bölge müdürlüğünün bulunduğu yerin yasada düzenlenen şube ve acenteye kıyasla yetkili olarak kabul edilmesinin Anayasanın 142. maddesinde düzenlenen mahkemelerin görev ve yetkilerinin ancak kanunla düzenleneceğine ilişkin Anayasa hükmüne açıkça aykırı bulunduğu da (Bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2018 tarih 2017/17-1092 E- 2018/463 K. sayılı sigorta şirketlerinin bölge müdürlüklerinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkisi ile ilgili olan ilamı) gözetildiğinde, tüm bu yetki kuralları bertaraf edilerek, davacı tarafın kanunda öngörülen genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birinde dava açmadığı, yetkisiz mahkemede dava açtığı dikkate alındığında seçme hakkının davalıya geçtiği, davalının seçtiği yer olan İstanbul Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından (Bkz. benzer konuda Ankara BAM 26. HD.’nin 04/02/2021 tarihli 2021/181 esas ve 2021/170 karar sayılı ilamı), davalı tarafın yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usul reddine ve karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN YETKİSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 sayılı yasanın 20/1 maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra 2 haftalık süre içerisinde taraflarca dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulmadığı taktirde, mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılacağına karar VERİLECEĞİNE,

İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/05/2021

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır