Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/112 E. 2021/199 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/112
KARAR NO : 2021/199

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan )
DAVA TARİHİ : 23/02/2021
KARAR TARİHİ : 16/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalıya temizlik hizmeti verdiğini , muavin defter kayıtlarına göre davalıdan 52.060 TL alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için … Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline takibin devamına, %20den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. (İİK 67)
HMK’ nun 114/1- (c) maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartıdır.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda davacı tacir ise de, davalı yönetimin tacir sıfatı bulunmamaktadır. (Emsal Yargıtay 23. H.D. 2014/5182 E, 2014/8492 K). Alacağın faturaya dayalı olması görevli mahkemeyi Asliye Ticaret Mahkemesi yapmaz. Dava ticari dava niteliğinde olmadığından uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli değildir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Kanunun 73. maddesi bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Davalı site yönetimi 634 sayılı Yasa’nın m.34 gereğince kat malikleri adına vekil sıfatıyla hareket ederek sözleşme yapmıştır. Hizmeti satın alan kat malikleri mesleki ve ticari amaçla hareket etmemeleri nedeniyle tüketici sıfatına haizdirler. Taraflar arasındaki işlem 6502 sayılı Yasa’nın 3/1-L bendi gereği tüketici işlemidir.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2015/ 4176 Esas- 2015/ 9639 Karar sayılı Yargı Yeri belirlenmesi kararında; ”Somut olayda, taraflar arasında, güvenlik hizmeti alım sözleşmesi bulunmakta olup ihtilaf bu sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Davacı, yukarıda yazılı tanımlara uygun olarak “hizmet sağlayan” kişi; davalı ise hizmet satın alan ve hizmetten yararlanan kişi olması nedeniyle tüketicidir. Bu nedenle uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanunun 23/1. maddesi uyarınca tüketici mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir.” gerekçesi ile Temizlik Hizmeti veren şirketin açtığı davada davalı Site Yönetiminin Tüketici olduğunu kabul ederek karar vermiştir. Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesi’nden verilen karar da Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2019/304 Esas ve 2020/587 Karar sayılı ilamı ile onanmıştır.
İstanbul BAM 18. Hukuk dairesinin 2020/79 Esas ve 2020/771 Karar sayılı ilamında da Site Yönetimine karşı açılan davalarda Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Bu durumda davalı Site Yönetimi 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici olduğu, uyuşmazlığın temelinde hizmet sözleşmesi bulunduğu ve taraflar arasındaki sözleşmenin 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici işlemi olduğu, uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğundan açılan davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığından HMK nın 114 /1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ANKARA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 sayılı yasanın 20/1 maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra 2 haftalık süre içerisinde taraflarca dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulmadığı taktirde, mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılacağına karar VERİLECEĞİNİN İHTARINA ,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.16/03/202

Katip …

Hakim …

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”