Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/89 E. 2021/320 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2020/89 Esas
KARAR NO : 2021/320

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/02/2020
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
GEREKÇELİ KARARI
YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davalı/borçlu … arasında “… Plajyolu Arası 2 Etap Tramway Hattı Yapım İşi Kapsamındaki İstasyonların Granit Kaplama İşleri” başlıklı sözleşme tanzim edilerek imza altına alındığı, müvekkilinin sözleşme kapsamındaki tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği, bu kapsamda davalı/borçlu … adına takip müstenidi fatura tanzim edildiği, taraflar arasındaki ticari münasebet kapsamında müvekkil üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirmiş olmasına rağmen, davalı/borçlunun basiretli bir tacir gibi davranmadığını, müvekkilinin iyiniyetli tüm çağrılarına rağmen fatura bedellerini ödemediğini, davalı/borçlunun kötüniyetli bu tutumu nedeniyle müvekkilinin alacağının temini tahsili amacıyla yasal yollara başvurmaktan başka çaresi kalmadığını, davalı/borçlu aleyhine … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden ’’Genel Haciz Yolu İle İlamsız İcra Takibi’’ başlatıldığı, icra dosyasından gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliği üzerine kötüniyetinde ısrar eden davalı/borçlu takibe itiraz ettiği, borçlunun haksız ve kötüniyetli itirazı üzerine Ticari Davalarda Zorunlu Arabulucuk kapsamında başvuruda bulunulmuşsa da davalı/borçlu ile yapılan görüşmelerden olumlu netice alınamadığı, bunun üzerine son toplantı tutanağı tanzim ediklerek hazır bulunanlar tarafından imza altına alındığı, davalı/borçlunun haksız ve kötüniyetli itirazı nedeniyle müvekkilinin halen alacağına kavuşamadığını, vaki itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu, iptali gerektiğini belirterek davanın kabulü ile davalı/borçlunun, … Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı icra takip dosyası nezdindeki haksız ve kötü niyetli vaki itirazının iptali ile takibin devamına, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalının asıl alacağın %20‘sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama harç ve giderleriyle, ücreti vekâletin davalı/borçlu yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket … Enerji İnşaat San. Ve Tic. A.Ş.’nin İşveren, … MERMER-…’nin Alt Yüklenici olduğu ”… Plajyolu Arası 2 Etap Tramvay Hattı Yapım İşi Kapsamındaki İstasyonların Granit Kaplama İşine ilişkin Alt Yüklenici Sözleşmesi” taraflar arasında imzalandığı, Sözleşme kapsamında davacı tarafından 02.01.2019 tarihinde başlanılan iş, 06.02.2019 tarihinde sona erdiği ve davacı taraf şantiye sahasından çekildiği, müvekkili şirket tarafından, Ankara … Noterliği’nden keşide edilen 16 Nisan 2019 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarname ile ikinci hakedişin hazırlanması için sözleşmede gerekli görülen tüm evrakların tamamlanarak sunulması, sözleşmenin tasfiye protokolü ile yapılan imalatların tümünü kapsayacak şekilde hazırlanmış olan 2 nolu hakediş hususlarında mutabakat sağlanması ve karşılıklı imza altına alınabilmesi için davacı tarafa davette bulunulduğu, işbu ihtarnamenin ekinde, taraflarca karşılıklı imza altına alınan 1. hakedişe istinaden hazırlanan malzeme ve nakliye bedeline ait yansıtma faturası da davacı tarafa gönderildiği, ancak, bahse konu ihtarnameye ve yapılan telefon görüşmelerine rağmen davacı tarafından müvekkil şirketin davetine herhangi bir geri dönüş olmadığını, bu nedenle kesin hakedişin hazırlandığını, kesin hakedişe istinaden hazırlanan malzeme ve nakliye bedeline ait yansıtma faturası da hakediş ile birlikte Ankara 54. Noterliği’nden keşide edilen 06 Mayıs 2019 tarih ve 14450 yevmiye numaralı ihtarname ekinde davacı tarafa gönderildiği, dava dilekçesinde iddia edilenin aksine davacı taraf sözleşme gereği yükümlü olduğu edimlerin tamamını yerine getirmediğini, davacı tarafın kötü niyetli olarak, sözleşme gereği yerine getirmediği edimlerin bedelinin tahsili için işbu davayı müvekkil şirkete karşı açtığını, ancak, müvekkili şirketin davaya konu sözleşme nedeniyle davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek davalı müvekkil şirket aleyhine açılan davanın usule ve esasa ilişkin nedenlerle reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacının takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Ankara 54. Noterliğine, Kocaeli Alemdar Vergi Dairesine, Bilecik Ticaret Odasına ve … Dairesine müzekkere yazıldığı görüldü.
… Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: Davacı tarafından davalı aleyhine 10/07/2019 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde 97.936,54-TL asıl alacak, 6.226,35-TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 104.162,89-TL istendiği, takibin dayanağının 13/03/2019 tarih 144.827,54-TL tutarındaki faturalar olduğu, ödeme emrinin davalıya 14/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 18/10/2019 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Dava, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı fatura alacağı nedeniyle davacı tarafça başlatılan icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın iptali isteminden ibarettir. (İİK md. 67)
Öncelikle mahkememizce 6102 s. TKK 4, 5 maddeleri uyarınca öncelikle uyuşmazlık konusunun ticari dava niteliğinde olup olmadığı ve Asliye Ticaret Mahkemesinin bu davaya görevli olup olmadığının mahkemece tespit edilmesi gerekir.
6102 s. TTK m. 5/1’de yapılan düzenlemede, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartları aranmaz. Uyuşmazlık konusunun 6102 s. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanunda yapılan bu düzenleme uyarınca bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
6102 sayılı TTK 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusundaki işin ticari iş niteliğinde olması bunun aynı zamanda ticari dava sayılmasını gerektirmez.
C-Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6102 s. TTK 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülerek karara bağlanır. Aynı düzenleme uyarınca, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, mülga 6762 s. TTK’dan farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 s. HMK m. 1 uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6102 s. TTK m. 5/4’de düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Bu nedenle yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesi’ne genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin esasının görülmesi gerekir. Buna karşılık, kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık hali oluşturur.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla (6100 s. HMK m.1) düzenlenir. Görev ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Bu nedenle yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir Kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller ve diğer belgelerin incelenmesinde; somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı davacının fatura alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlattığı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davada taraflardan davalının şirket olduğundan tacir sıfatının bulunduğu, mahkememizce ilgili vergi dairesi ve ticaret odasına yazılan yazı cevaplarına göre davacının tacir kaydının bulunmadığı, bilanço usulüne göre defter tutmadığı ve yapmış olduğu bildirdiği faaliyeti kapsamında dava konusu işin yapıldığı dönem yıllık alış ve satışları tutarının esnaflık sınırını aşacak miktarda olmadığından davacının tacir olmadığı, bu nedenle davaya bakma görevinin mahkememizin görev alanına girmediği, eldeki davanın mutlak ticari davalardan da olmadığı, uyuşmazlığın genel mahkemenin görev alanında kaldığı anlaşılmakla açılan bu davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 1, 20 maddeleri uyarınca, görevli ve yetkili Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 sayılı yasanın 20/1 maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra 2 haftalık süre içerisinde taraflarca dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulmadığı taktirde, mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılacağına karar VERİLECEĞİNE,

İlişkin, tarafların yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/04/2021
Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır