Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/668 E. 2021/107 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2020/668 Esas
KARAR NO : 2021/107

Av. … – […

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 24/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/02/2021

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında Eylül/ 2014 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme sırasında davalı tarafından kendilerinden teminat amaçlı boş çek talep edildiğini, davacı tarafından on adet çekin üzerine sadece davalının adını yazarak teslim ettiğini, sonrasında davalının vadeli akaryakıt vermeyi reddetmesi sebebiyle peşin ödeyerek akaryakıt almak zorunda kaldığını, davalıya ayrıca 750.000 TL’lik teminat mektubu da verildiğini, 17/09/2019 tarihinde sözleşmenin davalı tarafından feshedildiğini ancak boş çekler ile teminat mektubunun iade edilmediğini, 01/10/2019 tarihinde davalının teminat mektubunu gerekçe açıklamadan paarya çevirmiş, ayrıca cezai şart açıklaması ile fatura düzenleyerek taraflarına bildirmiş ve Ankara …. İcra Müdürlüğünün 2019/14782 esas sayılı dosyasında takip başlattığını, davacının davalıya borcu olmadığını bildirmiş, davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra verdiği beyan dilekçesi ile takibin iptaline ilişkin talebinden feragat ettiğini, menfi tesbit talebi yönünden arabuluculuğun dava şartı olmadığını beyan etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmak için süre talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedine istinaden yapılan icra takibine dayanak çekler nedeniyle borçlu olmadığının tesbiti talebine ilişkindir.
Davacı vekili, takibin iptali talebinden feragat etmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. ile 5/A maddesi eklenmiş olup bu maddeye göre Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6325 sayılı Kanunun 18/A maddesine göre, ”(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Davacı vekili dava dilekçesi ile menfi tesbit talepli davayı açmış ise de; dava dilekçesinden ve ekli belgelerden davacı vekili tarafından dava açılmadan önce arabulucuya başvuru yapılmadığı, arabulucuya başvuru yapıldığına yönelik herhangi bir bilgi-belge sunulmadığı, zorunlu arabuluculuk başvuru yoluna gidilmeksizin davanın ikame edildiği ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin içtihadını sunarak menfi tesbit davası yönünden arabuluculuğa başvuru aranmaması gerektiğini belirterek ara karardan dönülmesi talep edilmiştir.
Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Dolayısıyla davanın konusu yine bir alacağın varlığı/yokluğu noktasında toplanmaktadır.
Menfi tespit davasında öncelikli olarak bir alacağın varlığı tartışılmakta olup, alacaklının dava açarken arabulucuya başvurma dava şartına tabi tutulması ancak aynı konu ve alacakla ilgili borçlunun açabileceği menfi tespit davasının arabuluculuğa başvurma dava şartına tabi tutulmaması hak arama yönünden eşitsizliğe yol açacağı gibi dava türü olarak bir ayrımın gözetilmesi de arabuluculuk dava şartının özüne aykırı olacaktır. Genel gerekçe ve madde gerekçesinde dava türüne göre bir ayrıma işaret etmediği, sonucuna ulaşılmıştır.
6201 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5/A maddesinin 1. fıkrası ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk kanununa 7155 sayılı yasanın 23. Maddesi ile eklenen 18/A-2 maddesi gereğince bu husus mahkememiz açısından özel dava şartı olduğu ve menfi tespit davalarında da bu hususun aranması gerektiği kanaatine varılmış, dava dosyamızda dava şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından HMK’nın 114 ve 115. maddeleri gereğince menfi tesbit talebi yönünden dava şartı yokluğundan davanın reddine, takibin iptaline ilişkin talep yönünden feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının menfi tespit talepli davasının arabuluculuk yoluna başvurmaksızın açıldığından 6201 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5/A maddesinin 1. fıkrası, HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
-Davacının takibin iptaline ilişkin talebinin feragat nedeniyle REDDİNE
2-Alınması gerekli 59,30-TL.harçtan başlangıçta peşin alınan 23.128,00TL.harcın mahsubu ile bakiye 23.068.70-TL.harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla geçerli AÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.24/02/2021

Başkan …
E-imzalı.
Üye …
E-imzalı.
Üye …
E-imzalı.
Katip …
E-imzalı.