Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/656 E. 2022/70 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2020/656 Esas
KARAR NO : 2022/70

HAKİM : … …
KATİP : … …

TEMLİK EDEN ….
TEMLİK ALAN
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … …
DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 15/03/2012
KARAR TARİHİ : 10/02/2022
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 14/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı bankanın dava dışı ……Ltd.Şti’nin kredi hesapları 28.12.2011 yılında kat edilerek davalı borçlu müteselsil kefil … hakkında … İcra Müdürlüğü’nün 2011/14070 esas sayılı dosyasından 458.706,52 TL nakit, 3.815,00 TL gayri nakit alacaklarının tahsili için 08.12.2011 tarihinde icra takibine başlandığı, bu takibin borçlu yönünden itirazsız kesinleştiği, …’ın haczedilen mallarının alacağı karşılayamayacağının anlaşıldığı, Bu nedenle icra dosyası, İİK 105. maddesi gereği geçici aciz vesikası olduğundan bahisle İİK 105/2. madde gereğince müvekkili bankaya İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali davası açma yetkisi verdiği, Borçu …’ın Ankara ili Keçiören ilçesi İncirli Mahallesinde 7811 ada 11 parselde kayıtlı 1. bodrum kat 6 nolu bağımsız bölüm mesken vasıflı taşınmazın 05.07.2011 günü 31748 nolu yevmiye ile 33.000,00 TL bedelli oğlu …’a devredildiğinin tespit edildiği, Davalı satıcı borçlu ile davalı alıcının baba oğul oldukları dava konusu taşınmazın üzerinde mevcut ipotek ile devredildiği, davalıların aynı adreste ikamet ettikleri, bu itibarla İİK 278/3-1 ve İİK 280/3 ile BK 18. maddesi gereği dava konusu tasarrufun iptalinin gerektiği belirtilerek Gayrimenkulün bir kez daha el değiştirmemesi ve müvekkili bankanın zarar görmemesi için İİK 281/2 maddesi uyarınca icra takibine konu alacakları ve fer’ileri yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesini Borçlu …’ın taşınmazı oğlu İbrahim’e devrine ilişkin tasarrufun Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2011/14070 sayılı icra takibi yönünden İİK 277 ve devamı maddeleri ile BK 18. maddesi gereği iptaline dava konusu taşınmaz üzerinden müvekkili bankaya cebri icra yapılması yetkisinin verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın davalı …’ın oğlu olduğu dava konusu taşınmazın …’ın Halk Bank’dan kredi kullanarak aldığını, Taksitlerinin ödemekte güçlük çekmesi üzerine Müvekkili …’ın taşınmazı üzerine Akbank lehine 25.000,00 TL bedelli ipotekle birlikte satın alındığını. Satış işleminin gerçek bir satış olduğunu, Davacı tarafı zarara sokmak kastıyla yapılmadığını, Davacı taraf diğer davalı … ve dava dışı Kredi borçlusu … Nak..Ltd.Şti’nin hakkında alacaklarının müvekkili …’a icra takibinden önce 05.07.2011 tarihinde satıldığını müvekkili …’ın dava konusu taşınmazın satış bedelini diğer davalı …’a bir kısmını nakit olarak bir kısmını bankadan hesabına havale olarak ödediğini, Diğer davalı …’ın almış olduğu parayla Akbank dan çekmiş olduğu kredinin borcunu kapattığını ve taşınmazın üzerindeki ipoteği kaldırdığını, Müvekkili …’ın dava konusu taşınmazı satın aldıktan sonra taşınmazda esaslı tadilat yenileme iç dekorasyon yaptırdığı ve yaklaşık 15.000,00 TL civarında masraf yaptığını belirterek Fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla söz konusu tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu ……Ltd.Şti arasında imzalanan 19.07.2007 tarihli 500.000,00 TL, 29.03.2010 tarihli 29.300,00-TL, 21.01.2011 tarih 3.000.000 TL, 02.03.2011 tarihli 1.000.000-TL olmak üzere toplam 4.554.300 TL limitli … Bankası A.Ş’nin taraf olduğu kredi ve teminat sözleşmelerin tamamında davalı …’ın müteselsil kefil müşterek borçlu sıfatı ile imzasının olduğu,
Ankara 9. Noterliği’nin 29.01.2011 tarihli 24322 nolu ihtarnamesinin incelenmesinde; 28.11.2011 tarihi itibari ile 929 FF 004948 sayılı ticari kredi hesabından 815,78 TL 929 FF 005 003 sayılı ticari araç kredisi hesabından 9.013,03 TL 929 FF 008442 sayılı ticari araç kredisi hesabından 108.843,35 TL 929 FF 008 443 sayılı ticari araç kredisi hesabından 108.843,35 TL 198 1994 38554 sayılı borçlu cari kredi hesabından 43.688,53 TL 1983 107 901 60 sayılı Borçlu cari kredi hesabından 485,28 TL 1984 7174 0260 sayılı borçlu cari kredi hesabından 112.512,22 TL TR91 0006 7010 0000 0080 1646 92 sayılı esnek ticari hesaptan dolayı 12.484,75 TL, 552 645 911 647 4844 nolu TRİO kartından dolayı 54.020,23 TL olmak üzere toplam 458.706,52 TL’nin 24 saat içinde ödenmesi ve 32 adet çek yaprağının 3167 sayılı kanunun 10. maddesi gereğince garanti edilen miktarı 17.740,00 TL’nin banka veznesine depo edilmesinin ihtar edildiği anlaşılmıştır.
Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2010/14070 sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı banka tarafından davalı … hakkında 08.12.2011 tarihinde 458.706,52 TL asıl alacak 73.183,79 TL temerrüt faizi 3.659,15 TL BSMV 308,19 TL masraf olmak üzere toplam 535.857,65 TL nakit toplamı ve 3.815,00 TL depo edilmesi istenen gayrinakit toplam ile 539.672,65 TL toplam alacağın tahsiline yönelik ilamsız icra takibi olduğu, takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiği görüldü.
Dava; alacağı temlik eden bankadan kredi kullanan dava dışı asıl borçlu şirkete kefil olan davalı …’ın banka alacağının tahsili için başlatılan icra takibinin kesinleşmesi ve alacağın tahsiline yetecek malları olmadığının anlaşılması sebebi ile davalı …’a devrettiği taşınmazı sebebiyle İİK 278 vd. maddeleri gereği tasarrufun iptali ve taşınmaz üzerinde alacaklıya cebri icra yapabilme yetkisine ilişkin talep ve davadır.
Kredi sözleşmeleri, ihtarlar, tapu kayıtları, icra dosyaları celp edilmiş, uzman bilirkişilerden rapor aldırılmıştır.
Mahkememizin 17/06/2014 tarih ve 2012/53 esas ve 2014/138 sayılı kararı ile davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmekle; Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 03/06/2020 tarih ve 2018/75 esas ve 2020/3151 karar sayılı ilamı ile “….Dava İİK.nun 277. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalarda alacaklı tarafından geçici (İİK.nun 105.madde) veya kesin (İİK.nun 143. madde) aciz belgesi sunulması dava ön şartı olup hakim tarafından re’sen gözönünde bulundurulması gerekir.Aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasından ve hatta hükmün Yargıtay’ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunulma olanağı vardır. Somut olayda mahkemece aciz belgesinin ibraz edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Davacı tarafından davalı borçlu … hakkında Ankara … İcra Müdürlüğü’nün 2011/14070 sayılı takip dosyası ile yapılan icra takibi sırasında borçlu davalının bilinen bütün adreslerine 27/12/2011 tarihinde hacze gidilmiş, ilk olarak “…. ” adresinde yapılan haciz sırasında borçlunun burada oturmadığını yerine 7 yıldır oturmakta olan başka bir kiracının bulunduğunu, “Sokullu Mehmet Paşa’ daki” adresinde yapılan haciz sırasında yine borçlunun olmadığını, evin boş olduğunu, “Osman Temiz Mahallesi’ndeki” adresinin ise borçlunun mernis adresi olduğu ve yapılan haciz sırasında bina görevlisinin borçlunun buradaki yerinden Ağustos 2011 yılında taşındığını ve son olarak “İlkbahar Mahallesi 593 sokakta” yapılan haciz sırasında ise bina görevlisinin evin boş olduğunu beyan etmesi ayrıca davalı borçlunun farklı icra dosyalarından yapılan detaylı araştırma ile borçlu adına kayıtlı başka gayrimenkullerinin de bulunduğu, bunlarla ilgili yapılan kıymet takdirleri sonucu da borçlunun aciz halinin varlığının sabit olduğunun anlaşılması, hatta bazı gayrimenkullerin de başka şahıslara ihale edilmesi sonucu borçlunun borcuna yetecek haczi kabil malının olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece davalı borçlunun aciz halini kabul ederek işin esasına girerek karar vermesi gerekirken yazılı olduğu şekilde aciz belgesinin sunulmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.” gerekçesi ile mahkememiz kararı bozulmuş, bozma sonrası yargılamaya devam olunmuştur.
Yargılama sırasında Ankara … İcra Müdürlüğünün 2011/14070 takip sayılı dosyasında alacaklı bulunan … Bankası A.Ş. alacağını Arsan … Yönetim A.Ş.’ye temlik etmiş olup, temlikname dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizin 23/12/2020 tarihli ara kararı ile müteveffa …’ın 29/08/2017 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçı olarak eşi Şerife Çağlar, oğlu …, kızı Şükran Yılmaz ve kızı …’ı bıraktığı, mirasçıların Ankara … Sulh Hukuk Mahkemesinin 27/12/2017 tarih ve 2017/1175 esas 2017/1527 karar sayılı ilamı ile kayıtsız şartsız mirası reddettikleri anlaşıldığından Ankara … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/1175 esas sayılı dosyasından … bakımından terekenin iflas hükümleri gereğince tasfiyesi ve terekeye tasfiye temsilcisi atanması için gerekli başvuruyu yapması ve buna ilişkin belgeleri mahkememize sunması için davacı vekiline gelecek celseye kadar yetki ve süre verildiği, dava tarafından muris …’ın terekesinin tasfiyesi istemiyle yapılan başvuru üzerine Ankara …Sulh Hukuk Mahkemesinin 01/07/2021 tarih ve 2021/28 tereke sayılı dosyasında müteveffa … terekesini temsilen tasfiye memuru olarak …’ın görevlendirildiği anlaşılmıştır.
Bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra mahkememizce yukarıda belirtilen bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş bankacı bilirkişi…tarafından 20/12/2021 tarihinde bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Bilirkişi raporuna göre: müteveffa davalı …’ın davacı tarafa dava tarihi (15.03.2012) itibariyle 519.415,67 TL borçlu olduğu hesaplanmış olup, tasarrufun iptaline konu taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin ise kök raporda 53.000,00-TL olarak belirlendiği rapor edilmiştir.
Toplanan tüm deliller, icra dosyaları, tarafların beyanları, tüm dosya kapsamına göre; müteveffa …ı’ın müteselsil kefili olduğu, dava dışı asıl borçlu ……Ltd.Şti’nin asıl borçlusu olduğu yukarıda detayları belirtilen kredi sözleşmeleri uyarınca verilen kredi borçlarının asıl borçlu tarafından süresinde ödenmemesi nedeniyle alacaklı banka vekili tarafından Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2011/14070 esas sayılı dosyası ile 18.08.2011 tarihinde icra takibine geçildiği, takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiği, davaya konu gayrimenkulun 05.07.2011 tarihinde baba … tarafından oğlu olan …’a ipotekle birlikte satıldığı ve ipoteğin kaldırıldığı, davacı bankanın 15.03.2012 tarihinde eldeki davayı açtığı, Yargıtay ilamında da belirtildiği üzere davalı borçlunun aciz içinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği sabittir.
Tasarrufun iptali davasına esas İİK’nun 278. maddesinin, ”Mütat hediyeler müstesna olmak üzere, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar batıldır. Ancak, bu müddet haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki seneyi geçemez. Aşağıdaki tasarruflar bağışlama gibidir.
1. Karı ve koca ile usul ve füru, sıhren üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) hısımlar, evlat edinenle evlatlık arasında yapılan ivazlı tasarruflar…”; aynı Kanunun 280. maddesinin ”Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu malî durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hâllerde iptal edilebilir. Şu kadar ki, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflâs yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır…Üçüncü şahıs, borçlunun karı veya kocası, usul veya füruu ile üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhri hısımları, evlat edineni veya evlatlığı ise borçlunun birinci fıkrada beyan olunan durumunu bildiği farz olunur. Bunun hilafını üçüncü şahıs, ancak 279 uncu maddenin son fıkrasına göre isbat edebilir.” şeklinde düzenlediği, borçlu müteveffa … ile oğlu olan … arasında taşınmazın devrine ilişkin yapılan tasarrufun bedel farkı gözetilmeksizin iptali tabi olduğu (bkz. Yargıtay 17. HD’nin 23/05/2018 tarih 2016/111 esas ve 2018/5392 karar sayılı ilamı), davalı …’ın babasının borç durumunun bilmeksizin kanunda belirtilen karinenin aksi olacak şekilde taşınmazı devraldığını ispat edemediği, müteveffa …’ın İİK’nın 280. maddesi uyarınca borçlularına zarar verme ve borçlularından mal kaçırma maksatlı hareket ettiği anlaşıldığından davacının davasının kabulü ile davalı (müteveffa) … tarafından Ankara İli, Keçiören İlçesi, İncirli Mahallesi, 7801 Ada, 10 parselde kayıtlı, 1. Bodrum Kat, 6 nolu bağımsız bölümdeki mesken vasıflı taşınmazın davalı …’a yapılan 05/07/2011 tarihli tasarrufun iptali ile davacının Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2011/14070 sayılı takip dosyasındaki asıl alacak ve ferileriyle sınırlı olarak alacağının tahsili için bahse konu taşınmaz üzerinde davacıya cebri icra yetkisi verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davacının davasının KABULÜ ile;
1-Davalı (müteveffa) … tarafından Ankara İli, Keçiören İlçesi, İncirli Mahallesi, 7801 Ada, 10 parselde kayıtlı, 1. Bodrum Kat, 6 nolu bağımsız bölümdeki mesken vasıflı taşınmazın davalı …’a yapılan 05/07/2011 tarihli tasarrufun İPTALİ ile davacının Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2011/14070 sayılı takip dosyasındaki asıl alacak ve ferileriyle sınırlı olarak alacağının tahsili için bahse konu taşınmaz üzerinde davacıya cebri icra yetkisi verilmesine,
2-Mahkememizin 27/03/2012 tarihli ara kararı ile taşınmaz üzerine konulan ihtiyati haczin HMK’nın 397/2. maddesi uyarınca karar kesinleşinceye kadar devamına,
3-Alınması gereken 2.254,23-TL harçtan peşin alınan 490,05-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.764,18 -TL harcın davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Yargıtay bozma ilamı öncesi davacı tarafça yapılan 21,15 TL başvurma harcı, 490,05-TL peşin harç, 3,30-TL vekalet ücreti, 1.050,00-TL bilirkişi ücreti, 177,50 TL keşif harcı, 105,80 TL posta gideri ile Yargıtay bozma ilamı sonrası yapılan 600,00-TL bilirkişi ücreti ve 140,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.588,3‬0-TL’nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,

5-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, davacı vekilinin ve davalı … terekesini temsilen tasfiye memurunun yüzüne karşı diğer davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/02/2022

Katip …
E-İMZALI

Hakim …
E-İMZALI