Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/576 E. 2021/395 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/576 Esas – 2021/395
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2020/576 Esas
KARAR NO : 2021/395 Karar

HAKİM :….
KATİP :….

DAVACI :….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI :….
VEKİLİ : Av….

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/11/2020
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 16,11.2015 tarihinde imzalanan danışmanlık sözleşmesi ile davacının davalı şirketin bağlı bulunduğu holding bünyesindeki mevcut ve ileri de geliştirilebilecek “Hidroelektrik Santrali” projeleri ile İlgili proje takibi ve yürütme konusunda her türlü teknik ve idari bilgi verilmesi dahil, yetkili mercii başvuru ve bildirimlerde gerekli onay, izin, ruhsat, ve belgelerin alınmasında ayrıca davalının ihtiyaç duyacağı ve ilgili mevzuatın gerekli kılacağı diğer hususlarda danışmanlık hizmeti verilmesi konusunda anlaşıldığı, hizmet karşılığında davacıya aylık 5.000,00+KDV şeklinde ödeme yapılacağı, davalı tarafından davacıya 6 aylık ödeme yapılmış olup ödenmeyen ücretlere ilişkin 24.12.2018 tarihinde 35 400,00 TL tutarında DKV dahil fatura düzenlendiği ve davalıya 26.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafın Ankara …. Noteri kanalıyla 28.12.2018 tarih 54892 yevmiye numaralı ihtarname ile faturada befrtiien alacağın bulunmadığı iddia edilerek davacıya iade edildiği, davacının sözleşme kapsamında davalıya danışmanlık hizmeti verdiği, sözleşmenin fesih edilmediği, davalının hizmeti almaya devam ettiği ancak davacıya borcunu ödemediği, 07.05.2019 tarihinde zorunlu arabuluculuk kapsamında görüşmeler yapıldığı ancak anlaşma sağlanamadığı, Ankara …. ATM 2019/267 Esas numaralı dosyası ile açılan kısmı alacak davası neticesinde mahkemenin kesin kararına rağmen Ankara …. İcra Dairesi 202077399 E numaralı dosyası ile takip başlatılan kısmi alacağa (1,000,00 TL) davalı tarafın itiraz ederek takibi durdurduğu, davalı tarafından yapılan itirazlar kötü niyetli olduğundan en az %20 icra inkar tazminatı hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 16.11.2015 tarihli danışmanlık sözleşmesi sonrası davalı şirketin davacı firmadan 6 ay hizmet aldığı, aldığı hizmet karşılığı düzenlenen 23.11.2015-24.12.2015-23.01.2016-23.02.2016-23.03.2016 ve 21,04.2016 tarihlerinde düzenlenen 6 adet faturaya ilişkin 35.400,00 TL ödeme yapıldığı, 6 aylık sürenin dolmasından sonra davalı şirketçe görülen lüzum üzerine sözleşmenin 5. Maddesinin 2. Paragrafının davalıya verdiği yetki ile sözleşme fesih edilerek davacıya bildirildiği, davacıya sözleşmenin sona erdirildiği bildirilmesinden sonra davacının danışmanlık hizmeti vermediği ve hizmet vermediği için bu konuda aylık fatura düzenlemediği, aksi vari olsaydı davacının 24.12.2018 tarihine kadar 3 yıla yakın bir süre beklemeyeceği, toplu fatura düzenlemeyeceği ve yıllar önce her ay fatura düzenleyerek alacağını isteyeceği, uzun yıllar alacağını istememesi ticari hayatın olağan akışına uygun olmadığı, hatta davacının 16,11.2015 tarihli sözleşme ile ilgili olarak 24.12.2018 tarihinde davalıya gönderdiği yazı ile “bundan sonra benzer etüd proje ve danışmanlık işlerinde hizmet vermeye açık olduğunu” bildirdiği, davacının hizmetin verilip verilmemesinin ispatına yönelik hiçbir belge ve delil sunmadığı, davacının davalıdan haksız çıkar sağlamaya çalıştığı, davacının Ankara …. ATM 2019/267 Esas numaralı dosyası ile haksız olduğunu bildiği halde kısmi alacak davası açtığı, hükmolunan miktar istinaf sınırının altında olduğundan davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığı, karar gereği ödeme yapılmak zorunda kalındığı, kısmi dava ile sonradan açılan ek davanın birbiri ile bağımlı olmadığı, kısmi dava nedeniyle toplam alacak miktarının ortaya koyacak şekilde kesinleşmiş va taraflar yönünden yargısal denetim yolları tüketilerek usulü kazanılmış bir durum gerçekleşmediğinden Ankara …. ATM 2019/267 E.-2020/431 K, sayılı dosyasında verilen kısmi davayla ilişkin kararın saklı tutulan kısım için emsal ve kesinlik oluşturacağını söylemenin hukuken mümkün olamayacağı belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Ankara…Dairesine, Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesine ve Maltepe Vergi Dairesine müzekkere yazıldığı görüldü.
Ankara…Müdürlüğünün 2020/7399 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: Davacı tarafından davalı aleyhine 02/09/2020 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde 34.400,00-TL cari hesap alacağı, 6.204,90-TL faiz, 3.153,33-TL faiz olmak üzere toplam 43.758,23-TL istendiği, takibin dayanağının cari hesap alacağı olduğu, ödeme emrinin davalıya 15/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 16/09/2020 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi …’dan 14/04/2021 tarihli bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Rapora göre;
Davacı …Proje Mim, Müh. A.Ş. firmasına ait 2015-2016-2018-2019 yılları yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı ve defterlerin birbirini teyit ettiği lehine delil niteliği taşıdığı,
Davalı … Enerji Mad.Tic.A.Ş. firmasına ait 2015-2016-2017-2018 yılları yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, berat onaylarının süresi içerisinde yapıldığı ve defterlerin birbirini teyit ettiği lehine delil niteliği taşıdığı,
Taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin süresinin 1 yıl (Madde-5) hizmet bedelinin “aylık” olarak belirlendiği,
23,11.2015-21.04.2016 tarihleri arasında düzenli olarak aylık fatura düzenlendiği, 24.12.2018 tarihine kadar geçen sürede ise davacı tarafından fatura düzenlenmediği,
Davaya konu edilen 24.12.2018 tarih 35.400,00 TL tutarlı faturanın davalı kayıtlarında bulunmadığı, ilgili fatura için Ankara … Noteri kanalıyla 28.12.2018 tarihinde 54892 yevmiye numarası ile faturaya itiraz edilerek iade edildiği,
Danışmanlık hizmetine konu sözleşmenin feshi ile ilgili taraflarca dosyaya eklenen bilgi ve belge bulunmadığı,
Davacının resmi defter kayıtlarına göre davalıdan 35.400.00 TL alacaklı olduğu, (Ankara …. ATM’nin 2020/431 K numaralı dosyası ile tahsil edildiği belirtilen 1.000,00 TL ‘nin davacı kayıtlarında bulunmadığı)
Davalının resmi defter kayıtlarına göre davacıya borcu bulunmadığı,
Tarafların resmi defter bakiyelerinin birbiri ile uyumlu olmadığı,
Davacının icra inkar tazminat talebinin mahkemenin takdirinde olduğunu rapor etmiştir.
Dava, davacı tarafından taraflar arasında yapılan sözleşmeye dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır. (İİK md. 67)
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. ile 5/A maddesi eklenmiş olup bu maddeye göre Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6325 sayılı Kanunun 18/A maddesine göre, ”(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Dosya kapsamı incelendiğinde, davacı tarafça yine davalıya karşı aynı sözleşmeye istinaden alacak istemiyle açılan Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/267 esas sayılı dava dosyası ile görülen davanın kabul edildiği ve bahse konu dava öncesi zorunlu olduğundan arabulucuya başvuru yapıldığı, bu nedenle bu davada geçerli olmak üzere mahkemesince gerekçeli kararda hazine tarafından karşılanan arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsiline karar verildiği, akabinde bu sözleşmeye dayalı olarak bakiye alacağın tahsili istemiyle davacının Ankara…Müdürlüğünün 2020/7399 takip sayılı icra dosyasını başlattığı, takibe yapılan itiraz üzerine zorunlu arabulucuya başvuru yapılmaksızın eldeki itirazın iptali davasının açıldığı, itirazın iptali davası neticesinde para alacağı hakkında hüküm kurulması gerektiğinden arabuluculuk yoluna başvurulmaksızın dava açılamayacağı, hukuki nedeni aynı olsa da davanın türü ve miktarı bakımından farklı olan Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesine konu edilmeyen bakiye alacak istemine ilişkin olan eldeki davada da arabulucuya başvurulmasının zorunlu olduğu, dava dilekçesinden ve ekli belgelerden davacı vekili tarafından dava açılmadan önce arabulucuya başvuru yapılmadığı, arabulucuya başvuru yapıldığına yönelik herhangi bir bilgi-belge sunulmadığı, zorunlu arabuluculuk başvuru yoluna gidilmeksizin davanın ikame edildiği anlaşılmıştır.
6201 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5/A maddesinin 1. fıkrası ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk kanununa 7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile eklenen 18/A-2 maddesi gereğince bu husus mahkememiz açısından özel dava şartı olduğu ve itirazın iptali davalarında da bu hususun arandığı, (bkz. ticari nitelikteki itirazın iptali davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olduğuna dair Yargıtay …. HD.’nin 2020/1943 esas ve 2020/4052 karar sayılı, 04.12.2020 tarihli ilamı) dava şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından HMK’nın 114 ve 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın reddine ve İİK uyarınca verilen hükmün mahiyeti itibarıyla şartları oluşmadığından davacı aleyhine kötü niyet tazminatı verilmesi talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
Şartlar oluşmadığından davacı aleyhine kötü niyet tazminatı verilmesi talebinin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL.harçtan başlangıçta peşin alınan 528,50-TL.harcın mahsubu ile bakiye 469,20-TL.harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/06/2021

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır