Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/568 E. 2022/514 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/568 Esas – 2022/514
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/568 Esas
KARAR NO : 2022/514

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : Av….

DAVALI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :2- ….
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Tazminat (Vekalet ve Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2020
KARAR TARİHİ : 21/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının gözünde retina yırtılması şikayeti olduğunu, davalı…. tarafından 28/05/2018 tarihinde … Hastanesinde, 07/07/2018 tarihinde ve 13/09/2018 tarihinde…. göz ameliyatları yapıldığını, yapılan operasyonlar sonucunda davacının sağ gözünde %100 görme kaybı oluştuğunu, 2 yıl önce de başka bir doktor tarafından aynı hastalıktan dolayı ameliyat olduğunu ancak hiç bir şikayeti olmadığını, davacının bankada memur olarak çalıştığını, gözündeki hasar durumunun efor kaybına sebep olduğunu belirterek, davalı doktor ve doktorun hizmet kusurlarını sigortalayan tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketinden şimdilik 4.000,00TL maddi tazminat ve 1.000,00TL tedavi giderinin müteselsilen tazminini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Güngör Sobacı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının aynı gözünden aynı hastalıktan ameliyat geçirmiş olduğunu, görme kaybının hastanın gözünde doğuştan var olan katarakt ameliyatı ve retinasındaki yapısal bozukluklardan kaynaklandığını ifade ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı Sigorta Şirketi davaya cevap vermemiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, vekalet akdi, hizmet sözleşmesi ve tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK nın 114. Maddesi gereği yapılan inceleme: 6502 sayılı Yasa’nın 3. maddesi kapsamında, davacının tüketici olduğu, davalı sigortalı doktorun davacıya verdiği tıbbi hizmetin vekalet akdi kapsamında tüketici işlemi niteliğinde bulunduğu anlaşılmakta ise de davalı sigorta şirketi açısından; 6102 sayılı TTK’nın 4/1(a) maddesinde, “Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu Kanun’da..öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları” mutlak ticari dava olarak sayılmıştır. Somut ihtilafa konu tazminat davası, 6102 sayılı TTK’nın 1401 vd. maddelerinde düzenlenen sigorta sözleşmelerinden doğan riziko tazminatı alacağına ilişkin olduğu gibi davalı sigorta şirketinin sorumluluğu anılan Kanunun 1473. maddelerinden kaynaklanmakla ihtilafın TTK hükümleri uygulanmak suretiyle çözülecek olması nedeniyle davaya bakma görevinin asliye ticaret mahkemesine ait olduğu kabul edilerek (….Kararlarına istinaden ) dava şartlarının tamam olduğuna karar verilmiştir.
Sigortalı Doktor ile yapılan Tıbbî Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Sözleşmesi Genel Şartlarının sigortanın konusu başlıklı A1 maddesinde, serbest ya da kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların poliçede belirtilen mesleki faaliyeti ifa ederken, sözleşme tarihinden önceki on yıllık dönemdeki veya sözleşme süresi içindeki mesleki faaliyeti nedeniyle verdiği “zararlara” bağlı olarak sözleşme süresi içinde kendisine yapılan tazminat taleplerine ve bu taleple bağlantılı yargılama giderleri ile hükmolunacak faize karşı, poliçede belirlenen limitler dahilinde teminat sağlar hükmü havidir.
Davalı hekimin hukuki sorumluluğunu üstlenen davalı sigorta şirketi hekimin kusuru olması halinde zarardan sorumludur. Bu bakımdan öncelikle hekimin mesleki faaliyeti nedeniyle ihmal ve kusuru olup olmadığı, hastasına verdiği bir zarar olup olmadığının tespiti gerekmektedir.
Davacının, davasını yönelttiği sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan hekimin ilgili hastanelerdeki tüm muayene ve tetkikleri içerir hastane kayıtları dosyaya kazandırılarak HMK nın 266. Maddesi uyarınca konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiştir.
…. Bölge Bilirkişi Listesinden seçilen Göz doktorlarından oluşan üç kişilik heyetten alınan 05.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda, davacının öz geçmişindeki göz rahatsızlıkları, geçirdiği ameliyat ve uygulanan tedaviler incelenmiş neticede, davalı hekimin hastaya koyduğu teşhis, tedavi şekilleri, operasyonların planları yerinde olup, ameliyatların da usulüne uygun yapıldığı, ameliyat oncesi hastanın bilgilendirmesinin yapıldığı, onam formlarının alındığı, sonrası bakım ve iyileşme döneminde ihmal ve bakım eksikliği bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı üzerine Üniversite Hastanelerinden seçilen Profesör düzeyinde Göz Hastalıkları Uzmanlarından oluşan yeni bir heyetten rapor alınmış , raporda ,” Davacı ….’ın 7 yaşında her iki gözden konjenital (doğuştan olan) katarakt için ameliyat olduğu ve göz içine lens (mercek) konmuş olduğu, Hastanın sağ gözünden geçirdiği mükerrer retina dekolmanı ve cerrahi tedavisi sonucunda özürlülük oranı düzeyindeki değişim (artış), başlangıç (12.11.2016 tarihindeki) durumuna göre %2,3′ olduğu, Davalı hekime ilk başvurduğu 28.5.2018 tarihine göre ise hastanın özürlülük oranında bir değişim olmadığı, Davalı hekim ….’nın davacı….”ın sağ gözündeki hastalık ile ilgili tanısı, ortaya koyduğu yaklaşımı, yaptığı ameliyatlar, ameliyat sonrasında ortaya çıkan problemleri ele alışı ve zamanlaması güncel göz hastalıkları bilimi ve pratiği yönünden yerinde görülmüş, davalı hekime ait herhangi bir kusur, ihmal, özensizlik, yanlış uygulama veya kusurlu ameliyat yönünde değerlendirilebilecek herhangi bir bulgu görülmemiştir. Davacı …’ın davalı hekim….’nın takibinde iken yaşamış olduğu problemlerin , hastanın gözünün zorluk oluşturan niteliklerinden (konjenital katarakt ve refraktif laser geçmişi, yüksek miyopi, genç yaş gibi) ve hastalığının olumsuz niteliklerinden kaynaklandığı, hastanın davalı hekim Dr. … tarafından göz içine konulmuş silikonu başka bir merkezde ameliyat olarak aldırdığı ve sonrasında tekrar nüks retina dekolmanı geliştiği , ancak, COVID-19 pandemisinin getirdiği zorluklar ve kısıtlılıklar nedeniyle hastanın bu dönemde tedavisiz kaldığı için sağ gözünün görmesini kaybettiği, hastanın görmesini tamamen kaybetmesi hastanın davalının takibinden ayrıldığı bir dönemde ortaya çıktığı, davacının tekrar görme imkanının sağlanması için yapılacak bir tedavinin yok olarak gözüktüğünü, modern tıbbi uygulamalar ve cerrahi yaklaşımlar ile retina dekolmanı cerrahi başarı oranı %90”’lar civarında olduğunu, dolayısıyla, tüm dünyada tedavi edilen her on gözden birinde görme kaybı ve gözün kaybının söz konusu olduğunu, hastanın, konjenital katarak ameliyatlı olması, yüksek miyop olması, hastalığın çok kez nüks etmiş olması ve hastalığın nispeten erken yaşta çıkmış olması, hastanın tedavisinin başarısızlıkla sonuçlanmasında önemli rol oynayan faktörler olduğunu, ayrıca, daha sonra başka bir merkezde ameliyatla silikonun alındıktan sonra retina dekolmanının nüks etmesi, ancak pandeminin getirdiği zorluklar nedeniyle hastanın tedavi için başvuramamış olması görmesinin nihai kaybına neden olan faktörler olduğu ” mütalaa edilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz ederek ….Kurumundan rapor alınmasını istemiş ise de alınan raporlardaki değerlendirmeler yeterli incelemeyi içerdiğinden ,raporlar arasında çelişki de bulunmadığından yeni rapor talebi yerinde görülmemiştir.
Netice olarak, davalı hekim mesleki faaliyeti sonucu herhangi bir kusuru olmadığından, kusurlu hareketi ile davacıya zarar verdiği ispatlanmadığından davalı hekim ve sigorta şirketi aleyhine açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan 4.000,00 TL maddi tazminat ve 1.000,00 TL tedavi gideri talebinin reddine,
2)492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan, dava açılışında alınan 85,39 TL peşin harcın düşülmesi 4,69 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde YATIRANA İADESİNE,
3)6102 sayılı… 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5)Davalılar kendini vekille temsil ettiğinden AAÜT gereğince 5.000,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALILARA VERİLMESİNE,
6)Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca İADESİNE,
Davacı/Vekili Av. …. (e duruşma), Davalı…. Vekili Av. ….(e-duruşma)’ un yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2022
Katip…

Hakim …

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”