Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/558 E. 2021/294 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T…. 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2020/558 Esas
KARAR NO : 2021/294

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 11/11/2020
KARAR TARİHİ : 14/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının ortağı olduğu…San. Paz. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin …’nün 90803 sicilinde kayıtlı olduğunu, şirketin alacaklı olduğu … … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/280 esas sayılı dosya devam ederken sicilden re’sen terkin edildiğini, … … Asliye Hukuk Mahkemesinde dosyada verilen ara karar gereği şirketi ihya etmek süre yetki ve verildiğini, şirketin alacaklı olduğu dava dosyaları olduğunu, bu yüzden şirketin ihyası gerektiğini bildirmiş, …nün 90803 sicilinde kayıtlı…San. Paz. Ve Tic. Ltd. Şti unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Zamanaşımı itirazında bulunmuş, terkin tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin dolduğunu savunmuş, esasa dair savunmalarında da 90803 sicil numarası ile kayıtlı bulunan…San. Paz. Ticaret Limited Şirketinin 19.11.1992 tarihinde kurulduğunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi kapsamında 23.01.2014 tarihinde re’sen terkin edildiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun Geçici 7’nci maddesinin b bendinde “Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya yürürlük tarihinden itibaren iki yıl içinde münfesih olan anonim ve limited şirketler”in de tasfiye usulüne uyulmaksızın ticaret sicilinden kayıtlarının silineceğini düzenlediğini, daha sonra 30.12.2012 tarihinde 28513 sayılı Resmi Gazete’de “Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ” yayınlandığını, anılan tebliğin amacının ilk maddesinde belirtilerek “Bu Tebliğin amacı; münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin, bu kanunlardaki tasfiye usullerine uyulmaksızın tasfiyelerine ve ticaret sicili kayıtlarının silinmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” denildiğini, aynı tebliğin ikinci maddesi tebliğin kapsamını düzenleyerek ‘Bu Tebliğ, 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanununda sayılan sebeplerle münfesih olan veya sayılan anonim ve limited şirketleri; 13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun yürürlük tarihinden itibaren iki yıl içinde münfesih olacak anonim ve limited şirketleti kapsar”, Tebliğin 5’inci maddesinde Müdürlüklerce sayılı sebeplerle münfesih olan şirketlerin belirleneceği ifade edilmiş ve d bendinde “18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler.” kapsamında resen terkin edildiğini, … İnşaat San. Paz. Ticaret Limited Şirketinin müdürlüğe bildirilen son adresinin Mesnevi Sk. 36/1 Çanka… olduğunu, şirket adresine kapatılma nedenine ilişkin 03.10.2013 tarihinde çıkarılan tebligat, “sürekli kapalı” notuyla 07.11.2013 tarihinde iade olduğunu, ihtarın ayrıca, 07.07.2013 tarih ve 8420 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiğini, şirketlerin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 31’nci maddesi uyarınca, tescil edilmiş hususlarda meydana gelen her türlü değişikliği tescil ettirmesi gerektiğini, ancak şirketler adres değişikliğinin tescili zorunluluklarını yerine getirilmemekle ve bu konudaki sorumluluğun şirket yetkililerine ait olduğunu, 2 ay içinde bildirimde bulunmadığı takdirde münfesih sayılacağı ilanen bildirilen şirketin süresi içinde başvuruda bulunulmadığı için 28.01.2014 tarih ve 8495 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yapılan ilan ile sicilden re’sen terkin edildiğini, bu davanın açılmasına sebebiyet veren Gölbaşı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/280 Esas sayılı davası da şirketin 23.01.2014’te yapılan resen terkininden sonra açıldığını, şirketin kapanmadan önce devam eden bir davası bulunmadığını, dava konusu şirket Geçici 7’nci maddedeki prosedüre uygun olarak hukuka uygun bir şekilde kapatıldığını, mahkeme resen terkinin Geçici 7’nci maddedeki düzenlemeye göre terkin edilmemesi gerektiğine kanaat getiriyorsa şirketin ihyasına karar vermesi gerektiğini, bu durumda ek tasfiyeye karar verilmeyip şirketin ihyası gerektiğini, resen terkinin hukuka uygun olduğuna kanaat getiriliyorsa, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 547’nci maddesi uyarınca ek tasfiyeye karar verilmesi ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 547’nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tasfiye memuru atanması gerektiğini, ticaret sicili müdürlüğü tescile dair verilen kararlara karşı açılan davalarda yasadan doğan zorunlu hasım durumunda olduğunu, davada taraf gösterilmesinin gerekçesinin de bu olduğunu, bu nedenle yapılacak yargılama sonucu, zorunlu hasım olunması ve davanın açılmasında kusur bulunmaması nedeniyle davalı tarafa yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini bildirmiş, davanın süre yönünden reddine karar verilmesine, şirketin 6102 sayılı TTK’nin 547.maddesi uyarınca ek tasfiyesine karar verilmesi halinde, 547/2.maddesi uyarınca tasfiye memuru atanmasına, müdürlüğün yasal(zorunlu) hasım olduğundan aleyhe vekâlet ücreti-yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; TTK’nın geçici 7. madde uyarınca ticaret sicilden terkin edilen şirketin ihyasına ilişkindir.
İhyası talep olunan şirketin terkinine dayanak ihtarname, tebligat ve ilan suretleri, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, Gölbaşı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin bir sureti delil olarak incelenmiş , infisah sebebi olaak 5174 sy gereği odaca kaydı silinenler olarak gösterilmiş, şirket adresine gönderilen tebligat sonrasında , Gazete ile ilan edilerek 6102 say nın geçici 7 maddesine göre de sicilden terkin edildiği anlaşılmıştır.
… … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/280 Esas sayılı davasının dava tarihi 19.01.2010 tarihi olup terkinden önce açılmıştır.
İhyası istenen şirketin 6102 sayılı Yasa’nın geçici 7.maddesi uyarınca resen terk edildiği ancak terkin edildiği tarih itibariyle derdest davası olduğu anlaşılmaktadır.
Davalının zamanaşımı itirazı reddedilerek yargılama devam olunmuştur.
İhyası talep olunan şirketin münfesih sayılmasına rağmen TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca kendisine yapılan ihtar ve ilan üzerine süresi içerisinde bildirimde bulunmadığından 23/01/2014 tarihinde ticaret sicilinden resen silindiği, ihtarnamede infisah sebebi olarak 5174 sayılı kanuna göre odaca kaydı silinenler olarak yer aldığı dosya içeriğiyle sabittir.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerde tasfiye ve ticaret sicilinden re’sen kayıtlarının silinmesinin düzenlendiği, aynı maddenin 4.fıkrasının “a” bendinde; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, aynı maddenin 11.bendinde ise; dördüncü fıkra uyarınca yapılan ihtar ve ilana rağmen süresi içerisinde cevap vermeyen veya tasfiye memuru bildirmeyen veyahut durumunu kanuna uygun hale getirmeyen veya faaliyette bulunduğunu adres ve kanıtları ile birlikte bildirmeyen şirketin unvanının ticaret sicilinden re’sen silineceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta şirketin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamenin Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığı, ancak ihyası istenen şirket yetkilisine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi belgenin veya tebligatın dosyaya sunulmadığı gibi dosyaya sunulan ihyası istenen şirkete çıkartılan tebligatın ise taşınmış olması nedeniyle bila tebliğ iade edildiği anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 4/a bendi uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete ya da şirketin yetkisine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesinde ilan suretiyle yapılan ihtar usule aykırıdır. Bu nedenle dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı ihya isteminin yerinde olduğu anlaşılmaktadır.
Ankara BAM 23. Hukuk Dairesinin 23/01/2014 tarihinde ticaret sicilinden resen silinen infisah sebebi olarak 5174 sayılı kanun olan emsal bir davada verdiği, Yargıtay … . Hukuk Dairesinin 02/03/2020 tarihli 2020/602 Esas ve 2020/2273 Karar sayılı ilamı ile de onaylanan kararda :
” Öte yandan 5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar Ve Borsalar Kanunun 10/3.maddesinde; “Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re’sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği, hükmünü içermektedir.
30/12/2012 gün ve 28513 sayılı resmi gazetede yayınlanan ” Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 1. maddesinin “d” bendinde; “18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler.” ifadesi ile kanunda olmayan bir hali tebliğ ile düzenlemiştir.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde; “01/07/2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır” denilmek sureti ile ancak kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirketin tasfiyesi TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre tasfiye edileceği belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu maddede belirtilen sınırlı hallere mühhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Bu nedenle tadadi nitelikteki (numerus clausus) bu haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin geçici ve istisnai oluşu göz önüne alındığında anılan maddeki sayılan hallerin tadadi olduğu ve genişletilmeye tabi tutulamayacağı veya genişletici yorumda bulunulamayacağı açıktır. Kanunun istisnai tasfiye usulüne (geçici 7. Maddeye göre) tabi olacağını belirtmediği bir hal ikincil bir düzenleme ile de olsa geçici 7. madde kapsamına alınamaz. Hukuk Genel Kurulu’nun 14/06/2017 tarih ve 2017/4-1358 esas 2017/1193 karar sayılı kararında; “…Diğer taraftan normlar hiyerarşisi dikkate alındığında daha alt basamakta yer alan ve tamamen idarenin düzenleyici tasarrufu niteliğinde olan yönetmelikle, daha üst basamakta bulunan ve yasama organı tarafından objektif, soyut ve genel nitelikte bir yasama tasarrufu niteliğinde bulunan kanuna aykırı düzenleme getirilmesi mümkün değildir. Yönetmelik kaynağını kanundan alır ve ancak kanunun uygulanmasını gösterir. Kanunda bulunmayan bir düzenlemenin, yönetmelikle ihdası ve bu yolla kanunun önüne geçen bir uygulamanın benimsenmesi huku kun genel teorisine de aykırıdır” denilmek sureti ile yönetmeliğin kanunla çelişen hükümlerinin değil kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Özetle ikincil düzenlemeler dayandıkları kanun maddelerine aykırı olamaz ve çelişen hallerde ikincil düzenleme hükümleri dikkate alınmaz ve kanun hükümleri uygulanır.
Doktrinde de bu çelişkiye dikkat çekilerek tebliğdeki düzenlemenin kanuni dayanağının bulunmadığı ve kanundaki sayımın sınırlı olduğu vurgulanmıştır. ( … … Anonim Şirketlerin İnfisahı, sayfa 350-351, dipnot 251 atfı Çalışkan s. 200; … … … , Anonim Şirketlerde Tasfiyeden Dönme, sayfa 168 dipnot 418-aynı yöndeki atıf … … s.316,)
Davalı … Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydından re’sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığından yapılan terkin işlemi bu nedenle de usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca mahkemece, davalı … sicil müdürlüğünün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re’sen terkin ettiği, ihyasına karar verilen şirketin tasfiyeye tabi tutulmasına gerek bulunmadığı gibi tasfiye memuru atanmasına da gerek olmadığı” belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede de , emsal karar gözönüne alınarak doğrudan Ticaret Sicil Gazetesinde ilan suretiyle yapılan ihtar usule aykırı bulunarak davacının ihya talebinin kabulüne, ihyasına karar verilen şirketin tasfiyeye tabi tutulmasına ve tasfiye memuru atanmasına gerek olmadığına, davalı dava açılmasına sebep olduğundan davacı lehine vekalet ücreti takdirine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 90803 sicil sırasında kayıtlı Moga İnşaat Sanayi Pazarlama ve Ticaret Ltd. Şti’nin Gölbaşı (Ankara) 1. Asliye Hukuk Mah. 2020/280 E. Sayılı dosyasından taraf teşkili tamamlanmak ve infaz işlemleri sona erinceye kadar devam etmek üzere ihyasına,
2-Karar kesinleştiğinde karar örneğinin tescil ve ilan edilmek üzere Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davalıdan tahsiline,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilip taktir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 54,40 TL peşin harç, 2,00 TL dosya ücreti, bir müzekkere gideri 0,50 TL, 6 tebligat gideri 74,00 TL olmak üzere toplam 130,90 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanın 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya İADE EDİLMESİNE,
İlişkin, davacı vekilinin yüzene karşı, davalı tarafın yokluğunda oy birliği ile verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/04/2021

Başkan …
E-imzalı.
Üye …
E-imzalı.
Üye …
E-imzalı.
Katip …
E-imzalı.