Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/53 E. 2021/315 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2020/53 Esas
KARAR NO : 2021/315

Av. … – Av. … – ……
Av. … -…

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/08/2014
KARAR TARİHİ : 21/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA:
Davacı vekili; davacı şirketin 6446 sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde …illerinde … Düzenleme Kurulu tarafından verilen…dağıtım lisansı kapsamında dağıtım faaliyetini yürüttüğünü, davacı şirketin …’a ait iletim hatlarını kullandığını, bu nedenle taraflar arasında sistem kullanım anlaşması imzalandığını, söz konusu sistem kullanım anlaşmasının davacı şirket ile davalı arasında ilk olarak 2010 yılının Haziran ayında imzalandığını, bu tarihten önceki dönemi kapsayan 2007-2010 yıllarına ilişkin ise İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İletişim Tarifelerini Hesaplama Yöntem Bildirimi’nin 1.5 maddesi uyarınca dava konusu idari para cezalarının uygulandığını ve haksız olarak düzenlenen ceza faturalarına konu tutarın ihtirazi kayıtla davalıya ödendiğini belirterek, ceza faturalarının hukuka aykırı olduğunun tespiti ile 3.679.829,70 TL ceza bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

CEVAP:
Davalı vekili; uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiğini, ilgili dönemlerde taraflar arasında sistem kullanım anlaşması bulunmadığını, cezai yaptırımın EPDK tarafından çıkarılan Yönetim Bildirimi hükümlerine dayalı olarak uygulandığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında sistem kullanım anlaşması yapılmadan önceki döneme ilişkin idari para cezalarının haksız olduğunun tespiti ile yapılan ödemenin istirdatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce idari yargının görev alanında olduğu gerekçesiyle yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş, karar temyiz edilmiş Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 22.10.2019 tarihli 2016/16458 Esas ve 2019/4848 Karar sayılı bozma kararı ile ”davalının ana statüsünün 3/2′ inci maddesinde de açıkça özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirket olduğu belirtilmiş olduğundan, mahkemenin, davalının kanunlar ve ilgili mevzuat çerçevesinde yetkisine dayalı olarak tek taraflı irade ile dava konusu ceza faturasını düzenlediği dolayısıyla uyuşmazlığın idari bir işlemden kaynaklandığı yönündeki gerekçesi yerinde değildir.” işin esasına girilerek neticesine göre bir karar vermek gerekir gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozmaya uyma kararı verilerek tahkikata devam olunmuştur.
Dava derdest iken davalı vekili 21.12.2020 tarihli beyan dilekçesinde yasa değişikliği nedeni ile bu aşamadan sonra davaya bakma görevinin idari yargı yerinde olduğunu savunmuştur.
02.12.2020 tarihli 31322 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7257 sayılı “…Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun,
”Madde 33 – 6446 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve sonraki bentler buna göre teselsül ettirilmiş,…
“d) İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak.””un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve sonraki bentler buna göre teselsül ettirilmiştir;
MADDE 39 – 6446 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 3 – (1) 8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” şeklinde değişiklik yapılmıştır.
Davalı vekili ,7257 sayılı Kanunda, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce meydana gelen ve derdest olan uyuşmazlıklar bakımından, yargılamaya devam edecek mahkeme gösterilmediğini, Göreve ilişkin yeni kanun hükmünün geçmişe etki etmesinde korunması gereken bir kamu düzeni bulunmadığını, bu nedenle görev kuralları hakkındaki kamu düzeni kavramını, davanın başında görevli mahkemede açılan davanın artık o mahkemede görülmesi ve karara bağlanması şeklinde yorumlamak gerektiğini davanın esası hakkında karar verilmesini istemiştir.
Bu durumda sistem kullanım anlaşmalarından doğan cezai şart uygulamalarından kaynaklanan istirdat davalarında görevli yargı yerini düzenleyen yasal düzenleme karşısında derdest davalarda ne şekilde karar verileceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dava konusu aynı olan Mahkememizin 2017/ 800 Esas 2018/21 Karar sayılı kararında esasa dair verilen karar Yargıtay …. Hukuk Dairesi tarafından onanmış , daha sonra karar düzeltme istemi ile incelendiğinde, Yargıtay …. Hukuk Dairesi 03.02.2021 tarihinde verdiği 2019/ 2018 Esas 2021/810 Karar sayılı kararında;
1-Dava, ceza faturası ödemesinin istirdadı istemine ilişkindir. Hükümden sonra 25.11.2020 tarihinde kabul edilip 02.12.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7257 sayılı…Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 33. maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 8’inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak.” şeklinde (d) bendi eklenmiş, aynı Kanunun 39. maddesi ile 6446 sayılı Kanuna eklenen Ek 3. madde ile de “(1) 8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Bu durumda, anılan Kanun değişikliğin somut olayda yargı yolu bakımından etkisinin değerlendirilmesini teminen yerel mahkeme hükmünün bozulması gerektiğinden Dairemizin 06.02.2019 tarihli, 2018/2301 Esas- 2019/883 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yukarıda anılan gerekçeyle mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Dairemizin 06.02.2019 tarihli 2018/2301 Esas- 2019/883 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA,karar vermiştir.
Kanun 02 /12/ 2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlandığı tarihte yürürlüğe girmiştir. Davanın açıldığı tarihte dava şartları tamam olsa dahi bu şartların karar kesinleşinceye kadar devam etmesi gerekmektedir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi ‘de aynı konuda verdiği 15.03.2021 tarihli 2021/782 Esas ve 2021/840 Karar sayılı kararında;
”Dava, sistem kullanım anlaşmasında yer alan ceza koşulunun haksız uygulanması suretiyle düzenlenen fatura bedelinin çekince ile ödenmesi sonrasında açılan istirdat davasıdır.
02/12/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanunun 33. maddesi ile, 6446 sayılı…Piyasası Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” …’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanuna ek madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
Hukuk yargılamasında usul hükümlerinde yapılan değişiklikler derdest davalarda derhal uygulanır. Bir davaya hangi yargı kolunda bakılacağı konusu HMK’nın 114/1-b maddesi gereğince dava şartıdır. HMK’nın 115/1. fıkrası gereğince anılan dava şartı yargılamanın her aşamasında (ilk derece ve istinaf mahkemeleri ile Yargıtayca) resen dikkate alınır. Bu nedenle ilk derece mahkemesi ve istinaf mahkemesinin karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin cezai şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yukarıda izah edilen Kanun değişikliği kapsamında uyuşmazlık konusu davanın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden istinaf mahkemesi kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması uygun görülmüştür.
2-Bozma nedenine göre, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin 07/03/2019 tarih ve 2017/1099 Esas, 2019/325 Karar sayılı kararın kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HMK 373/1 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 15.03.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.” şeklinde karar vermiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede de Yargıtay … ve …. Hukuk Dairelerinin
bozma kararları emsal karar olarak kabul edilerek, davanın başında tamam olan dava şartının hüküm kesinleşinceye kadar devam etmesi gerektiği, yukarıda izah edilen Kanun değişikliği kapsamında uyuşmazlık konusu davanın çözümünün İdari Yargının görev alanına girdiği gözetilerek, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın HMK’nın 114/1-b, 115/2 uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2) Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 62.842,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 62.783‬,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3) Davacı tarafından yapılan 320,00 TL tebligat gideri, üç bilirkişi ücreti 2.250,00 TL toplam 2.570‬,00 TL’nin davacı uhdesinde BIRAKILMASINA,
4- Dava Yasa değişikliği nedeniyle usulden reddedildiğinden karar gerekçesine göre davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/04/2021

Başkan …
E-imzalı.
Üye …
E-imzalı.
Üye …
E-imzalı.
Katip …
E-imzalı.