Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/526 E. 2021/194 K. 15.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2020/526 Esas
KARAR NO : 2021/194

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/10/2020
KARAR TARİHİ : 15/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı hakkında Ankara… Müdürlüğü’nün 2018/ 14839 E sayılı dosyasında, 2.400.000 TL bedelli, 30.11.2018 vade tarihli, 18.4.2018 düzenlenme tarihli, nakten kaydı bulunan bono dayanak yapılarak yasal takip başlatıldığını, takibe dayanak yapılan bono yönünden davacının alacaklıya herhangi bir borcu, ticari veya hukuki ilişkisi bulunmadığını, bononun kaynağının alacaklı-davalının, …Gaz Maden İnş Harita Mühendislik Taşıma Tic San Ltd Şti ile arasındaki “Ankara ili Kazan ilçesi… ve …Mahallesinde yapılacak imar uygulaması içerisinde kalan arazilerin imar parselasyon işlemleri ile ortaya çıkacak parsellerin satışına dair adi yazılı sözleşme” olduğunu, bu sözleşmede davacı şirketin taraf olmadığını, …Gaz Maden İnş Harita Mühendislik Taşıma Tic San Ltd Şti ile davalı arasındaki, kanuni şekle aykırı şekilde yapılan gayrimenkul alım-satım sözleşmesinin bedel ödemeleri davalı tarafça tam olarak yerine getirilememesi sonucu, dava dışı… Petrol Gaz Maden İnş Harita Mühendislik Taşıma Tic San Ltd Şti tarafından sadece davalının ödeme yaptığı kısım nispetinde taşınmaz devir ve satışı yapılabildiğini, iki taraf arasındaki alım satım sözleşmesinde, davalının yaptığı kısmi ödemelerin garanti altına alınması için de davacı şirketin garantör olması hususunda baskı yapılarak, taraf olmamasına rağmen iş bu bono istemeyerek de olsa davacı şirket adına olan malvarlıkları sebebiyle ve sırf sözleşmenin kabiliyetini ve davalı alacaklı kısmi ödemelerini garanti altına almak adına davalı tarafça alındığını, davalı tarafça, davacı şirketin sadece garantör alındığı ve herhangi bir resmi takip ve işleme muhatap edilmeyeceği de taahhüt edildiğini, senet içeriğinde, esasta davacı şirketin davalıya hiçbir borcu bulunmadığını, bu borcun asıl taraf ve muhatabının …Gaz Maden İnş Harita Mühendislik Taşıma Tic San Ltd Şti olduğunu, davacı şirket ilgisi olmayan taraflar arasındaki adi yazılı gayrimenkul alım satımına dair ticari ilişkinin bir anda borçlusu konumuna haksız ve kötü niyetle sokulduğunu, Ankara… Müdürlüğü’nün 2018/14839 esas sayılı dosyasında davacı aleyhine başlatılan haksız ve kötü niyetli 2.400.000,00 TL bedelli bononun asıl alacak ve diğer tüm fer’ileri yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine, takipte haksız ve kötü niyetli olan davalının asıl alacağın % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının bedelsizlik, hukuki ilişkinin yokluğu, hile, ikrah ve sair bir çok iddia ortaya attığını, ileri sürülen tüm bu iddialar farklı ispat, itiraz ve def’i kurallarına bağlandığını, dava dilekçesine bu kadar çok farklı sebebin yazılmasının da davacının iddialarının gerçek dışılığını, haksızlığını göstermekte ve kanıtladığını, davacının ticaret şirketi olduğu ve basiretli davranması gerektiği, bononun ise bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olduğunu, nakden kaydı içeren bonodan dolayı açılan menfi tespit davasında ispat yükünun davacıda olduğunu, takibe dayanak senette borcun ihdas nedeni olarak “nakten” kaydının mevcut olduğunu, davalının senette yazılanlar karşılığı davacıdan senedi aldığı, bu kapsamda senet metnindeki nakden kaydını talil de edilmediğini, senette bedel kaydının mevcut olması halinde ispat yükü kaydın aksini savunan tarafa ait olduğunu, ihdas nedenini değiştirenin davacı olduğu ve ihdas nedenini değiştiren taraf iddiasını ispatla yükümlü olduğunu, dava dilekçesinde bildirildiği şekilde senedin taliline de gidilemeyeceğini, Yargıtay kararları ışığında ticari kayıtlarda bono kaydının olmamasının senedi hükümden düşürmeyeceğini, davada ispat yükünün tümüyle karşı yanda olduğu ve davasını senetle ispat etmesi şart olduğunu, davacı şirketin ticari defterleri takdiri delil niteliğinde olduğunu, davalının elinde kesin delil olan senedin olduğu, davacı şirketin ihtarına yanıt vermemek genel hukuk ilkelerine göre ihtarda belirtilen hususların reddedildiği anlamına geldiğini, davacının gayrimenkul alım satım sözleşmesinin kanuni şekle uygun olarak yapılmadığı iddiasına karşı ise davacının bu şekilde dava dışı üçüncü kişiler adına ileri sürdüğü iddiaların hukuken mümkün ve muteber olamayacağını, davacı şirketin kötü niyetli olduğu, icra takibimiz devam ederken borcunu ödememek için şirket merkezini Alanya’ya taşıdığını, Alanya … Asliye Hukuk Mahkemesi nezdindeki 2020/181 E. sayılı dosyadan konkordato talebinde bulunduğunu, ancak davacının bu haksız ve hukuksuz talebi reddedildiğini ileri sürerek, davacının davasının tümüyle reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, davacının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, İcra takibine dayanak bono sebebiyle borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptali talebine ilişkindir
Davacı, Ankara… Müd. 2018/14839 E. Sayılı dosyada takibe dayanak bono nedeniyle davacının borçlu olmadığını, söz konusu bonoyu Garantör olarak imzaladığını, bononun kaynağının alacaklı-davalının, …Gaz Maden İnş Harita Mühendislik Taşıma Tic San Ltd Şti ile arasındaki “Ankara ili … ilçesi… ve …Mahallesinde yapılacak imar uygulaması içerisinde kalan arazilerin imar parselasyon işlemleri ile ortaya çıkacak parsellerin satışına dair adi yazılı sözleşme” olduğunu, bu sözleşmede davacı şirketin taraf olmadığını, …Gaz Maden İnş Harita Mühendislik Taşıma Tic San Ltd Şti ile davalı arasındaki şekil şartına aykırı sözleşme uyarınca, davalının yaptığı kısmi ödemelerin garanti altına alınması için davacı şirketin garantör olması hususunda baskı yapılarak, taraf olmamasına rağmen, bu bono istemeyerek de olsa davacı şirket adına olan malvarlıkları sebebiyle ve sırf sözleşmenin kabiliyetini ve davalı alacaklı kısmi ödemelerini garanti altına almak adına davalı tarafça alındığını, bono üzerinde nakden kaydının gerçeği yansıtmadığını bildirmektedir.
Davalı iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirerek ispat yükünün davacıda olduğunu bildirmektedir.
Her alacak hakkının varlığı, bunu sağlayan bir hukuk ilişkisine ve bunun sebebine dayanır. Bu sebebi göstermeden, yalnız borçlu olduğunu açıklayan kişinin, iki taraf arasındaki ilişkinin nedenini göstermeden, bir hakkın veya borcun varlığını, ödeneceği iradesini açıklamasını kanun yeterli görmüştür.Borcu doğuran irade açıklaması, yazılı bir belgede tesbit olunmuş ise, bu gibi durumlarda, borcu yükümlenen kişi, yükümlendiği borcun saikinin ve amacının kapsadığı yönü kural olarak, tanıkla ispatlayamaz. İradenin bu yolda açıklanmasını sağlayan nedenler, iradenin doğup gerçekleşmesini sağlayan ön nedenler, genellikle doğan hukuki sonuca etkili olmadıklarından daha çok bu açıklamanın amacı olan neden üzerinde durulmak gerekir. 12.04.1933 gün ve 30/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, borç ikrarını içeren beyyine aleyhine delil ileri sürülebilir, ancak ikrarda borcun sebebi açıklanmış ise, davalı bu sebebin gerçekleşmediğini kanıtlayabilir. Eğer borcun sebebi belirlenmemiş ise, davalı önce ikrarın belli bir sebebi bulunduğunu, sonra bu sebebin gerçekleşmediğini kanıtlamak hakkına sahiptir. Görüldüğü üzere, 1086 sayılı HUMK’nun 290.maddesi ile 12.04.1933 gün ve 30/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bedelsizlik iddiası ispat edilebilecektir (Hukuk Genel Kurulunun 17.04.2015 gün ve E:2013/19-1622, K:2015/1238 sayılı ilamı). Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır Bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir. Bononun zorunlu şekil şartlarının yanında seçimlik şartlar da vardır. Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden ya da malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konulabilir. Bedel kaydı keşidecinin, senedin lehdarından karşı edayı aldığını ispata yarar. Bedel kayıtları daha çok keşideci ile lehdar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır, bononun geçerliliğini etkilemez. Bonoda kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir.Bu kayıtların aksinin savunulması senedin ta’lili (nedene, illete bağlanması) anlamına gelir ki, böyle bir durumda ispat yükü yer değiştirir. Senedi ta’lil eden, savını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer.
Menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir(Hukuk Genel Kurulu’nun 17.12.2003 gün ve E:2003/19-781, K:2003/768; 12.10.2011 gün ve E:2011/19-473, K:2011/607; 04.12.2013 gün ve E:2013/19-89, K:2013/1645; 14.05.2014 gün ve E:2013/19-1155, K:2014/660; 17.04.2015 gün ve E:2013/19-1622, K:2015/1238 sayılı ilamları). HMK 200. Maddesi senetle ispat zorunluluğunu düzenlemiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, m.201’deki meblağdan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet ( kesin delil) ile ispat edilebilir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı senetteki imzayı inkar etmemiş; takibe konu yapılan bono nedeniyle davalıya borçlu bulunmadığını iddia ederek, borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davacı takibe konulan bononun bedelsiz olduğunu yazılı delille kanıtlaması gerekir. Takibe konu yapılan bononun metninden bu anlaşılamadığı gibi, davacı bu iddiasını yasal olarak ispatlayacak yazılı bir delil de dosyaya sunmamıştır. Tanık dinleme yoluyla bononun geçersizliğinin ispatı ancak, 18.03.1959 gün ve 18/21 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki şartlar dairesinde mümkün olup, eldeki davada ise, bu şartlar gerçekleşmemiştir. Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre, bir senedin hatır senedi, teminat senedi olduğu gibi iddialarının ancak “senet”, “yemin” ve “ikrar” ile ispatlanacağı yönünde kararlarını oluşturmuşlardır. (Y.19. HD, 04.03.2002 gün 6495/1312 E/ 1312; Y.11.HD, 13.10.1997 gün 3223/8346 sayılı kararları). Davalının dosya içinde ikrarını içeren bir belge bulunmadığı, davacının yemin deliline dayanmadığı, elinde yazılı bir belge de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Mevzuat ve Yargıtay’ın yukarıda açıklanan içtihatları ışığında davacının dava dilekçesinde bildirdiği delillerden protokol, icra dosyası dosyamıza kazandırılmış, protokolde davacı imzası bulunmadığı, Asya Avrupa Petrol Ltd. Şti. İle davalı arasında düzenlenmiş protokol olduğu, davacının duruşmada davacı ile davalı arasında dava konusu bononun garantörlük kapsamında verildiğine dair yazılı bir belge bulunmadığını bildirdiği, davalının davacı tarafın tanık dinletme talebini kabul etmediği, davacının taraflar arasında bono bedelinin ödenmediğinin kendi defterleri üzerinde araştırılması talebinin beyanı ile böyle bir kaydın bulunmadığını bildirmesi ve davalının da defter tutmadığı yönündeki beyanı ve bono içeriği ile HMK’nun 222/3. Maddesi çerçevesinde (“…şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.”) defterleri incelemenin dosyaya katkısı olmayacağı kanaatine varılmıştır. Davacının taraf olmadığı sözleşmeye baskı yapılarak garantör olmak amacıyla bononun verildiğine ilişkin iddialarını yazılı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerektiği, davacının dava açmakta kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının yerinde bulunmadığı anlaşılmakla REDDİNE,
Davalının kötü niyet tazminatı talebinin yerinde bulunmadığından REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL peşin harcın yatırılan 40.986,00TL sinin mahsubu ile bakiye 40.926,7‬0TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettiğinden, 107.025,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2021

Başkan …
E-imzalı.
Üye …
E-imzalı.
Üye …
E-imzalı.
Katip …
E-imzalı.