Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/517 E. 2022/456 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/517 Esas – 2022/456
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/517
KARAR NO : 2022/456

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI – ..
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. …

DAVALI-…
DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2020
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında Seferihisar Noterliği 22.07.2019 tarihli … yevmiye numaralı sözleşme ile … su arıtma sistemleri ürünlerinin …ilinde satışı ve pazarlaması için davacının tek satıcı olduğu bölge bayilik sözleşmesi tanzim edildiğini, sözleşmenin karşılıklı ifası sırasında davalı yan tarafından sözleşmede yer alan yükümlülüklerin bilerek ve istenerek defalarca ihlal edildiğini bu ihlallerin davacı tarafından öğrenilmesi …. Noterliği 14.07.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile davalı tarafın ihlallere son vermesi ve sözleşmede yer alan ihlalleriyle muaccel hale gelen bedellerin, tazmini ve tarafların birbirine güvenip zedelendiği için ödemeler yapılıncaya kadar cari hesaptan kaynaklı alacağın hapis hakkı kapsamında ödenmeyeceğinin ihtar ve ihbar edildiğini, bunun üzerine davalı yan ile ilk olarak … Noterliği 28.07.2020 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarname ile kendilerinin iptalinin bulunmadığı ve aksine alacaklı olduklarını ve ödeme yapılamayacağının bildirildiğini, akabinde davalı yan tarafından… Noterliğinin 22.09.2020 tarihli … numaralı yevmiye numaralı ihtarnamesiyle alacaklı olduğu ve davacı tarafça da birtakım ihlallerin olduğu bahane edilerek sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini ihtar edildiği, 1- sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini, 2- sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacının zarara uğradığını, sözleşmenin yürürlükte kaldığı dönemde ihlaller nedeniyle doğan alacakların ödenmediğini, sözleşmeden kararlaştırılan hediye ve promosyon alacaklarının ödenmesi gerektiğini, özleşmenin devam edileceğine duyulan güven nedeniyle uğranılan zararlar olduğunu, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacının kar kaybına uğradığını, davacının portföy tazminatının da tahsilinin gerektiğini, ihtiyati haciz şartlarının bulunmadığını, izah edilen ve re’sen göz önüne alınacak sebepler doğrultusunda fazlaya ilişkin haklı kalmak üzere şimdilik, haklı davanın kabulüne, taraflar arasında tanzim edilen … Noterliği 22.07.2019 tarihli … yevmiye nolu sözleşmenin haksız feshinin tespitine, sözleşmenin yürürlükte kaldığı dönemde ihlalleri nedeniyle doğan alacak nedenle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik, 20.000,00 TL nin işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, sözleşmede kararlaştırılan hediye ve promosyon alacakları yönünden fazlaya ilşikin haklar saklı kalmak üzere ayrı ayrı şimdilik 20.000,00 TL nin işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, sözleşmenin devam edileceğine duyulan güven nedeniyle uğranılan zarara karşılık fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00 TL nin sözleşmenin fesih tarihi olan 22.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle kar mahrumiyeti nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00 TL nin sözleşmenin fesih tarihi oldan 28.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacının hak sahibi portföy tazminatı yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00 TL nin sözleşmenin fesih tarihi olan 22.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Gerçek kişi olan ….uzun uğraşı ve müzakereler sonucu….le imzaladığı sözleşme kapsamında; hyundai su arıtma sistemlerinin … distribütörü olduğunu, davalı ile …. arasında imzalanan distribütörlük sözleşmesiyle müvekkile satış kotaları ve bu kotaların tamamlanamaması durumda ağır koşullar ve cezai şartlar yüklendiğini, …. ile imzaladığı sözleşme doğrultusunda, ….’de henüz tanınırlığı olmayan su arıtma ürünlerine ilişkin yüksek satış yapma yükümlülüğü altına giren davalının, zor durumda kalarak bayilik ağı oluşturma çabası içerisine girdiğini ve bu dönemde davacıyla görüşmelere başlandığını, uzun yıllardır birçok farklı alanda ticari faaliyetler yürüten davacı şirket, müvekkilin zor durumunun ve tecrübesizliğinin farkında olarak, adeta bir kelepçeleme sözleşmesi niteliğinde olan …. Bölgesi için tek satıcılık sözleşmesini hazırladığını, sözleşmenin taraflar arasında müzakere edilmediğini, …. ile imzaladığı sözleşme ile yüklendiği ağır sorumlulukları yerine getirememekten oldukça korkan davalının, tek taraflı düzenlenen bu sözleşmeyi imzalamaktan başka bir çaresi olmadığını düşünerek imzaladığını, davalının baştan itibaren dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı olan, genel işlem koşulları içeren ve aşırı yararlanma niteliğindeki bu sözleşmeyi başkaca hiç bir nedene gerek olmaksızın haklı nedenle feshetme hakkı olduğunu, nununla birlikte, davacı tarafın sözleşmeyi birçok kez esaslı bir şekilde ihlal ettiğini ve davalıca ihtar edilmesine karşın bu davranışlarına devam ettiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 6.3. maddesinde, ödemelerin ürün teslim anında yapılacağı kararlaştırıldığını, davacının, davalıdan satın aldığı ürün bedellerini ve diğer borçlarını yapılan tüm ihtarlara karşın ödemediğini, bu borca ilişkin tutar ve ayrıntıların karşı davaya ilişkin beyanlarda ayrıca açıklandığını, davacının söz konusu borcu hem davalıya gönderilen ve dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu ihtarname hem de dava dilekçesi ile ikrar ettiğini ve buna karşın borcunu ödemeyeceğini açık bir şekilde belirttiğini, satın alınan ürün bedelinin ödenmesi, davacı’nın asli edim yükümlülüğü olduğunu, davacı her ne kadar bu tutarı hapis hakkı kapsamında ödemediğini iddia etmişse de bu iddiasının hukuki bir karşılığı olmadığını, davacının sözleşmeden doğan asli menfaatinin ürün bedelinin ödenmesinin olması ve bu bedelin ödenmeyeceğinin açık bir şekilde belirtilmesi karşısında sözleşmenin feshinin haklı nedenle olduğunu, davacı satın alma ve malların sürümünü artırma yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davacı rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davacı markayı ve müvekkilin ticari itibarını zedelediğini, davacı taraf her ne kadar, davalı tek satıcılık sözleşmesini ihlal ederek, sözleşme süresince Ankara Bölgesi’nde satış yaptığını/yaptırdığını iddia etmişse de bu iddia gerçek dışı olduğunu, davacı taraf her ne kadar sözleşmenin 5.1.10 maddesi kapsamında satılan her bir ürün için yapılması öngörülen %15 hediye ürün bedelinin kendisine ilk teslimattan sonra teslim edilmediğini iddia etmişse de bu iddiası da haksız olduğunu, ürünlerin davacı’ya liste satış fiyatları taraflar arasında imzalanan sözleşme ekinde yer aldığını davalının, varılan anlaşma ve davacı’nın talebi uyarınca sözleşmenin 5.1.10 maddesi uyarınca belirlenen ürünlerin promosyon/hediye ürün bedellerini (%15); ürünlerin liste fiyatlarına yansıttığını, yani sözleşmede belirlenen ürün bedellerine, sözleşmede belirlenen indirim/ promosyon oranı kadar indirim uygulandığını, kimi zaman da sehven indirim uygulanmayan faturalara da davalı taraf fiyat farkı faturası düzenlendiğini, hediye ürün/promosyon bedelleri yönünden bu şekilde mahsuplaşma sağlandığını, (ek-6 fiyat farkı faturaları) bu şekilde sözleşmeyle belirlenen tutarda hediye ürün bedelinin tamamı satılan ürün bedellerinde indirim uygulanarak veya davacı tarafça düzenlenen faturayla mahsuplaşılarak davacı’ya ödenmiş/teslim edildiğini, bu uygulama taraflarca kabul edilip uygulandığı gibi, ticari uygulamada da bedelsiz ürünü fiilen teslim etmek pratik olarak güç olduğundan, bu tutarda iskonto veya mahsuplaşma yapılması ticari örf, adet ve teamüle uygun olduğunu, sayın mahkeme tarafından fiyat listesi ile yapılan ödemeler, ürünlerin satış bedelleri karşılaştırıldığında bu husus sabit olacağını, davalının söz konusu sözleşme maddesi nedeniyle davacı’ya herhangi bir borcu olmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 5.1.11. maddesi ile davacı tarafından 31.11.2019 tarihine kadar 900 ürün satılamaması halinde müvekkilin kendisine 1000 adet bedelsiz ürün vereceği kararlaştırıldığını, davacı taraf her ne kadar belirtilen tarihe kadar 900 adet ürün satamadığını ve bu nedenle kendisine 1000 adet hediye ürün verilmesi gerektiğini iddia etmişse de bu iddiası gerçeğe aykırı ve kötüniyetli olduğunu, davacı, belirlenen tarihe kadar 900 adet ürün satmış, yeni siparişler vermiş ve sipariş avansları gönderdiğini, davacının yaptığı bu satışlar ile alınan siparişler ve avanslar dava dilekçemiz ekinde sunulan faturalar, alt bayilerin beyanları ve diğer belgelerle sabit olduğunu, öncelikle belirtmek gerekir ki, davacı’nın tüm bu talepleri ancak sözleşmenin haklı bir neden olmaksızın feshedilmesi durumunda söz konusu olacağından ve yukarıda yer alan açıklamalarımız ile sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği sabit olduğundan tüm tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, somut olayda ise davacı’nın satışları artırması davalının protföyünü genişletmesi söz konusu olmadığını, aksine, davacı davalının bölgedeki satışlarını imkansız hale getirdiğini ve davalıyı zarara uğrattığını, davalının, sözleşmenin feshinde haklı olduğundan da bu tazminat talep edilemeyeceğini, davacı, dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında, taleplerine yönelik faiz miktarının “ödenmesi gereken tarih ne ise o tarihten” itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep ettiğini, böyle bir talebin hukuki bir karşılığı olmadığını, faiz başlangıç tarihine ve faiz miktarına itiraz ettiklerini, karşı dava olarak; davalı, cari hesap/açık hesap ilişkisinde, ödenmemiş işlemiş faiz ve vade farklı hariç olmak üzere davacı-karşı davalı’dan 45.000,00 tl alacaklı olduğunu, yukarıda belirtildiği üzere söz konusu bu borç davacı-karşı davalı tarafından da ikrar edildiğini, bu bedelin ödenmesi davalı tarafa birden çok kez ihtar edilmiş, buna karşın işbu dava tarihine kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, ürünlerin liste satış fiyatları taraflar arasında imzalanan sözleşme ekinde yer aldığını, davalının, sözleşmenin 5.1.10 maddesi kapsamında varılan anlaşma ve davacı-karşı davalı’nın talebi uyarınca promosyon/hediye ürün bedellerini (%15) ürünlerin liste fiyatlarına yansıtmış, satılan ürün bedellerinde indirim uygulanarak veya davalı tarafça düzenlenen faturayla mahsuplaşılarak karşı davalı’ya bu bedelleri ödenmiş/teslim edildiğini, ancak, davalı tarafından bu faturaların düzenlenmesi sırasında, ürün bedelleri hesaplamalarında maddi hatalar yapıldığını, örneğin hediye ürünlerin bedelleri ürün fiyat listesinde belirlenen tutarlardan düşüldükten sonra, ayrıca sehven tekrar indirim uygulanarak ürün bedelleri de düşük yazıldığını, bu ve benzeri işlemin hataya dayalı olduğunu, her durumda tarafların ürün fiyatlarını bölge bayilik sözleşmesi ekinde ve yazılı olarak belirlediklerini, her koşulda davalı, sözleşme uyarınca kendisine teslim edilen ürün kadar, fiyat listesinde yazılı tutar kadar ödeme yapmalı, eksik ödeme yaptığından bunu tamamlaması gerektiğini, bu aşamada tespit edildiği üzere davalı, aldığı ürün sayısı ve bu ürünlerin sözleşmede belirlenen fiyatlarına göre 72.688,66 dolar+kdv borçlu oladuğunu, bu husus, yazılı sözleşme, sözleşme ekindeki fiyat listesi, taraf defter ve kayıtları üzerinde yapılacak inceleme ile sabit olduğunu, bu tutarın ödenmesi davalı’dan birçok kez talep edilmesine ve süre verilmesine karşın ödenmediğini, davacı karşı davalı tarafın ihlalleri nedeniyle sözleşmenin sona ermesi nedeniyle, davalının(karşı davacı), hem sözleşme süresince hem de sözleşme devam etseydi elde edeceği mal ve hizmet bedellerinden yoksun kaldığını, kar kaybına uğradığını, tevcut durum itibariyle davalı karşı davacının uğramış olduğu zarar miktarı 350.000- tl’den aşağı olmayacağını, toplam tutar, sayın mahkemenizce yapılacak inceleme sonucunda belirlenmek üzere, davalı karşı davacının kâr kaybının sözleşmeyi ihlal ederek sözleşmenin feshine neden olan davacıdan karşı davalıdan davalı’dan tazminini talep ettiklerini, açıklanan ve yargılama ile sabit olacak nedenlerle; esas davanın reddi ile; fazlaya dair haklarımızı saklı tutmak kaydıyla, karşı davanın kabulüne ; 45.000 TL cari hesap/açık hesap borcunun son ödeme tarihi olan 11.07.2020 tarihinden itibaren avans faizi ve vade farkıyla birlikte; liste fiyatına göre bugüne kadar ödenmemiş olan ürün bedelinin şimdilik 5.000 ABD doları’nın bankaların yabancı para cinsinden hesaplara uyguladığı en yüksek faiz oranı kadar faiziyle birlikte davalı karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere, sözleşmenin davalı karşı davacı tarafından haklı nedenle feshedilmesi nedeniyle şimdilik; 20.000 tl tazminatın işlemiş ve işleyecek avans faiziyle birlikte tazminine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklı alacak talebine ilişkindir.
Davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı vekillerince, 08/06/2022 tarihli dilekçe ile asıl davadan ve karşı davadan feragat edilmiştir.
6100 sayılı HMK.’nın 307. maddesinde, “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. “ denilmiş,
Aynı sayılı yasanın 309. maddesinde ise, “(I)Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
(II)Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
(III)Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.
(IV)Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. “ hükmü yer almaktadır.
310. maddede , “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir” denilmiş olup, 311. madde ise, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” denilmektedir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davacı-karşı davalı vekili mahkememize vermiş olduğu 23/10/2020 tarihli dava dilekçesi ile iş bu davayı açmış olsa da, feragat yetkisi bulunan vekaletname gereği davacı vekilinin 08/06/2022 tarihli dilekçesi ile ve davalı-karşı davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 18/12/2020 tarihli karşı dava dilekçesi ile iş bu davayı açmış olsa da, feragat yetkisi bulunan vekaletname gereği davalı-karşı davacı vekilinin 08/06/2022 tarihli dilekçesi açmış oldukları davadan feragat ettiklerini, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini bildirdiği, tarafların karşılıklı vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmedikleri anlaşılmakla HMK’nun 310. ve 311. maddelerine göre; feragatın hüküm kesinleşmeden her zaman yapılabileceği gibi feragat beyanının kesin hükmün hukuki neticelerini doğurduğu ve feragat beyanının işin niteliğine göre kamu düzenine aykırı olmadıkça geçerli bulunduğu, feragatın sonuç doğurması için karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı bu sebeple feragat dilekçesinin karşı tarafa tebliği zorunluluğu bulunmadığı, yine feragatın gerçekleşmesi halinde oturum beklenmeden karar verilebileceği (Bkz. Halil Kılıç- 6100 Sayılı HMK 2. Cilt S. 2472 3. Paragraf), ayrıca dosya üzerinden karar verebilmenin yargılama sürecinin kısaltılması amacıyla düzenlenen 6100 sayılı HMK’nun özüne de uygun olacağı da anlaşıldığından feragat nedeniyle asıl davanın ve karşı davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davada; davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE;
2-Karşı davada; davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
3-Taraflarca karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden, yargılama giderlerinin yapan üzerinde bırakılmasına, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Asıl Dava Yönünden, alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 1.707,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.627,05-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
5-Karşı Dava Yönünden alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 2.098,94-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.018,24-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
6-HMKnın 333. maddesi uyarınca yatırılan gider avansında karar kesinleştiğinde kalan kısmın yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yokluğunda karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde… Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.08/06/2022

Katip …

Hakim ….

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”