Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/51 E. 2021/58 K. 08.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2020/51 Esas
KARAR NO : 2021/58 Karar

Av. … –

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/01/2020
KARAR TARİHİ : 05/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında davacı şirket adına kayıtlı taşınmazların davalıya satıldığını ve satışa ilişkin faturaların düzenlendiğini, satış işlemleri usulüne uygun yapıldığını, taşınmazların tesliminin sağlandığını ve faturaların tanzim edilip davalıya iletildiğini, faturaya itiraz edilmediğini ve davacının ticari defterlerine faturaların işlendiğini ve vergi dairesine iletildiğini, buna rağmen, davalının fatura bedellerini ödemediğini, davalı aleyhine başlatılan icra takiplerine davalının itirazı üzerine takiplerin durduğunu, ileri sürüp … Dairesinin … Esas ve dosyalara davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere takdiren %50 icra inkar tazminatına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalının tacir olmadığını, davalının defter yükümlüsü olmadığı gibi taraflar arasında bu zamana kadar hiçbir ticari alış-veriş olmadığını, takip konusu faturaların kendisine tebliğ edilmediğini, dosyanın genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, satıcının tapu memuru huzurunda yapılan devir işleminde açıkça taşınmazları davalıya satarak bedelini tamamen aldığını kabul ve ikrar ettiğini, tarafların tapuda yazılan bedel üzerinden anlaştığını, ödemenin gerçekleştiğini ve tapunu devredildiğini, vekil tarafından alınan paranın davacıya ödenmemesinin vekil ile davacı arasındaki iç ilişki olduğunu, bedelin ödenmediğinin tapu senedi ile sabit olduğunu, tanık dinletilmesine muvaffaktı bulunmadığını bildirmiş davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; taşınmaz alım-satımına dayalı itirazın iptali isteğine ilişkin olup, öncelikle taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketici işlemi niteliğinde olup olmadığı ve ticaret mahkemesinin bu davada görevli olup olmadığının açıklığa kavuşturulması zorunludur.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda yapılan düzenlemelere göre, tüketici; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade eder. Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan taşıma, eser, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. (TKHK.m.3/l.)
6502 sayılı TKHK.m.2 hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, Tüketici Kanunu her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar. Tüketici işlemlerinde taraflardan birisi daima tüketici, sözleşmenin karşı tarafı gelir elde etme amacıyla bu işi yapan satıcı, sağlayıcı, imalatcı, italatcı, hizmet veren, banka, yüklenici, taşıyıcı, sigortacı veya bunlar gibi gelir elde etme amacıyla bu işleri yapan gerçek veya tüzel kişidir. Tüketici işleminin karşı tarafı olan müteşebbisin (girişimcinin) gerçek kişi tacir, esnaf veya TTK. anlamında ticaret şirketi olmasının herhangi bir önemi yoktur. Önemli olan gelir elde etme amacıyla bu işi yapan bir kişinin bulunmasıdır. Sözleşmenin yapıldığı veya olayın gerçekleştiği tarihin mülga 4077 sayılı TKHK döneminde gerçekleşmesinin de herhangi bir önemi yoktur.(6502 sayılı TKHK 3/1-l; 83 ).
Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK 4, 5 madde hükümleri kapsamında kalan 6102 sayılı TTK ve diğer kanunlarda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur (6502 sayılı TKHK m.83). Bu nedenle örneğin, taraflardan biri tüketici karşı tarafı müteşebbis olan uyuşmazlık konusunun kambiyo senedi, sigorta sözleşmesi, taşıma sözleşmesi, satın alma veya eser sözleşmesi ya da başka bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Ayrıca 6502 sayılı TKHK’nın 83. Maddesinde yapılan açık düzenleme uyarınca, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlene olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Tüketici Kanunu’nun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda; davalının tacir olmadığı, davacının ise müteahhit olup davalının davacı müteahhitten konut satın alan gerçek kişi olduğunun iddia edildiği, yukarıda tanımları belirtildiği üzere davalının tüketici, davacının satıcı, sağlayıcı, satılan taşınmazın konut vasfında olup yapılan işlemin tüketici işlemi olduğu, dolayısıyla taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığı, taraflar arasındaki davanın mutlak ticari davalardan sayılamayacağı, bu nedenle davaya bakma görevinin mahkememizin görev alanına girmediği, bu davada Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, süresinde ve istek halinde dosyanın HMK 1, 20 maddeleri uyarınca, görevli ve yetkili Ankara Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-6100 sayılı yasanın 20/1 maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra 2 haftalık süre içerisinde taraflarca dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için talepte bulunulmadığı taktirde, taraflardan birinin talebi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar VERİLECEĞİNE,

İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.05/02/2021

Katip …
E-imzalı.

Hakim …
E-imzalı.