Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/505 E. 2021/264 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/505
KARAR NO : 2021/264

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/10/2020
KARAR TARİHİ : 06/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, 3996 Sayılı Bazı Yatırım Ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun hükümlerine göre Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu’nun işletme hakkı sahibi; davalının ise, işletme hakkı müvekkil şirkette bulunan köprü ve otoyolları kullanan kişi olduğunu, davalı adına kayıtlı bulunan araçlar ile muhtelif saat ve tarihlerde ücret ödemeksizin köprü ve otoyol geçişleri yapıldığını, bedeli ödenmeyen geçiş ücretleri, bu ücretlere ait gecikme cezaları, bu ücretlerin icra takip tarihine kadar işlemiş faizleri ile tahsili için … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz ettiğini , itiraz edilen 39.617,26 TL alacak için takibin devamına, haksız itiraz nedeni ile %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Yetki itirazında bulunmuş, esasa dair itirazlarında ödeme emri ekinde ihlalli geçişe ilişkin belge bulunmadığını, araçları kullanan şoförün kartlardan geçiş yapıldığı düşüncesiyle yoluna devam ettiğini, gişelerdeki okuyucuların arızalı olduğunu, kusurun davacı tarafta olduğunu, bankadan bakiye durumunun sorulmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, davacı tarafça işletilen otoyoldan ücret ödemeden geçiş yapan davalı hakkında ödenmeyen geçiş ücretinin para cezasının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
… Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: Davacı tarafından davalı aleyhine 16/08/2018 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde 41.786,45TL asıl alacak, 6.066,45TL faiz, 1.091,97TL KDV olmak üzere toplam 48.944,87TL istendiği, ödeme emrinin davalıya 06/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 18/10/2018 tarihinde borca kısmi itiraz , faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı itiraza uğrayan 32.514,95 TL asıl alacak, 6.023,56 TL faiz ve 1.084,25 TL KDV bakımından takibin devamını istediği anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.03.2002 gün 2012/13-241 Esas, 2002/208 Karar sayılı ilâmı ile Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamalarında icra takibinde yetkiye itiraz edilmiş ise, mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmadığına bakılmaksızın öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerektiği kabul edilmektedir. Ortada geçerli takip bulunmadığı takdirde itirazın iptâli davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından sözedilemez. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği durumlarda mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine itirazın incelenip sonuçlandırılması gerekir.
Davanın dayanağını oluşturan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5. maddesi “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. (Mülga ikinci ve üçüncü cümle: 16/5/2018-7144/18 md.)” hükmünü içermektedir.
İcra takiplerinde yetki hususu, 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile usul Kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır.
İİK’nın 50. maddesi; “(Değişik: 3/7/1940-3890/1 md.) Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89/1-1 bendi gereğince; para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Takip ve dava konusu olan geçiş ücretinden kaynaklanan tutar ile birlikte para cezasının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenecek para borçlarından biri olarak kabul etmek mümkün değildir. Zira, 6001 sayılı Kanun’un 30/5.maddesinde, sadece geçiş ücreti değil aynı zamanda geçiş ücretinin dört katı tutarında para cezası öngörülmüştür. Para cezasından kaynaklanan bir borcun Türk Borçlar Kanunu’nun 89.maddesinde düzenlenen borçlardan değildir.
İlâmsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun ikametgahındaki icra dairesidir. Diğer yandan ihlalli geçişin yapıldığı para cezasına konu eylemin gerçekleştirildiği yerdeki icra dairesi de özel olarak yetkilidir.
Somut olayda, davalı borçlunun ikametgahının İstanbul Kadıköy olduğu ve ihlalli geçişten kaynaklanan para cezasına konu eylemin gerçekleştirildiği yerin de Ankara yargı çevresinin dışında olduğu, bu nedenlerle yetkili icra dairesinin davalının ikametgahının bulunduğu İstanbul (Kadıköy) ya da ihlalli geçişten kaynaklanan para cezasına konu eylemin gerçekleştiği yer olduğu, davalının Ankara icra dairesinin yetkili olmadığına, yetkili icra dairesinin kendi seçimine göre de İstanbul Anadolu icra dairesi olduğuna dair icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazın usul ve yasaya uygun olduğu ( Ankara BAM 25. HD.’ nin 2019/2329 esas ve 2021/180 karar sayılı 03/02/2021 tarihli ilamı) anlaşıldığından ön incelemedeki yetki itirazının reddi ara kararından dönülerek Ankara Bölge Adliye Mahkemesi kararları esas alınarak ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek davanın dava şatı noksanlığından usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davacının davasının DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2)Yasal şartlar oluşmadığından davalı lehine KÖTÜ NİYET TAZMİNATINA HÜKMEDİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2) Dava açılışında alınan 431,85 TL peşin harcın alınması gereken 59,30 TL harçtan düşülmesi ile bakiye 372,55 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde YATIRANA İADESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
5) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.06/04/2021

Katip …

Hakim …

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”