Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/466 E. 2021/923 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/466 Esas – 2021/923
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2020/466 Esas
KARAR NO : 2021/923 Karar

BAŞKAN :…..
KATİP :….

DAVACI : ….
DAVALI : … -…..
DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 06/10/2020
KARAR TARİHİ : 08/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Madencilik Mineral Üretim San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin yetkili müdürü olan davalının, şirketin kurulduğu 2014 yılından beri genel kurul toplantıları için çağrı yapılması, şirket finansal tablolarının, yıllık faaliyet raporunun düzenlenmesi, genel kurul toplantısının hazırlanması, genel kurula şirketin iş hesap ve bilançolarını açıklama, ortaklara hesap verme gibi yasadan doğan yükümlülüklerini bu yöndeki ısrarlı taleplerine rağmen yerine getirmediğini, basiretli şekilde davranma yükümlülüğünü ihlal eden davalının zamanında başvuru yapmamak ve/veya gerekli harç ve giderleri ödememek suretiyle şirkete ait birçok maden ruhsatı sahasının düşmesine (terk edilmiş sayılmasına) neden olduğunu, ayrıca, müdür tarafından zamanında yapılmayan ödemeler nedeniyle şirkete önemli miktarda idari cezalar kesildiğini, şirket müdürünün bu şekilde kasti ve ihmale dayalı davranışlarıyla şirketi önemli ölçüde zarara uğrattığını, ayrıca davalının şirketle aynı alanda faaliyet gösteren … Mermer San. Ve Tic. Ltd. Şti. İle … Mermer San. Ve Tic. Ltd. Şti. isimli şirketlerin de ortağı/yöneticisi olup şirketin rekabet oluşturan faaliyetleriyle açıkça TTK’nın 626/2. Maddesini ihlal ettiğini, davalı müdüre esas sözleşmede bu konuda yetki verilmediği gibi müvekkili tarafından açık izin de verilmediğini, şirketin %90 oranında hissesine sahip olan müvekkilinin şirketi idare ve temsil yetkisinin bulunmadığını, davalı tarafından şirketin kurulduğu yıldan bu yana genel kurul toplantısı için çağrıda bulunulmadığından Hindistan taabiyetinde bulunan müvekkilinin şirketin kurulduğu 2014 yılından beri ülkeye gelmediğini, dolayısıyla hiçbir toplantı kararına veya şirketin faaliyetine iştirak etmediğini, şirketin tüm ticari defter ve kayıtları davalının elinde bulunduğundan şirket defterlerini inceleme olanaklarının bulunmadığını, davalıya keşide olunan 28/02/2020 tarihli ihtarname ile ilgili yıllar için şirketi genel kurul toplantısına çağırması ve bildirilen konuların gündeme konulmasının istendiği halde davalı tarafından taleplerinin kabul edildiğine dair bir beyanda bulunulmadığını, TTK’nın 412. Maddesi gereği genel kurulun toplantıya çağrılması hususunda açılan davanın Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/180 Esas-2020/340 Karar sayılı kararıyla müvekkili ortağın şirkette azınlık paya sahip olmadığından reddedildiğini, davalının şirket zararına 8 adet maden ruhsat sahasının terk edilerek şirketin elinde sadece 2 adet maden ruhsat sahasının kaldığını, davalının bu şekilde TTK’nın 626. Maddesindeki özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ettiğini belirterek şirket müdürü olan davalının azli istemiyle açılan davada şirketin daha fazla zarara uğramasını önlemek amacıyla şirketi yönetmek ve temsil etmek üzere şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini, davalı tarafın elinde bulundurduğu … Madencilik Mineral Üretim Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’indeki yönetim hakkını ve yetkilerinin TTK 630 vd. maddeleri uyarınca kaldırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili 03.02.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle, müvekkili davalı ile davacının yakını olan dava dışı …. arasında bir kısım uyuşmazlık bulunduğunu ve bu kişinin müvekkili ile irtibata geçip birkaç farklı şirket bünyesinde ortaklık ilişkisi kurarak bu şirketlerin yönetimini davalı …’a bıraktığını, … şirketinin kurucu ortaklarından olan davalının şirketin kurulduğu 2014 yılından itibaren geçerli olmak üzere 20 yıl süreyle şirketi temsil ve ilzama münferiden yetkilendirildiğini, yakın döneme gelindiğinde ise dava dışı… ile müvekkilinin yollarını ayırma kararı alarak davalının bir kısım şirketlerdeki ortaklık paylarını belirli bir bedel karşılığında…’a devretmesi hususunda anlaştıklarını, davalının usulüne uygun bir şekilde ibra edilmesi ve mevcut ortaklığın sonlandırılmasının mali sonuçları hakkında anlaşma sağlanmasını müteakip anlaşmadan doğan tüm yükümlülükler yerine getirilerek hisse devrinin gerçekleştirildiğini, buna karşın davalının 2.000.000,00 TL’yi aşan alacaklarının henüz ödenmediğini ve bu alacakların ödenmesinden kaçınmak için birçok asılsız iddia ve taleplerle şikayet ve dava yoluna gidildiğini, davalı ile… ve yakınları arasında yürütülen ortak faaliyetlerden birinin de … şirketi bünyesinde kurulan ortaklık ilişkisi olduğu ve bu şirketin resmi ortakların müvekkili ile davacı olduğunu, ancak davacıya ait payların fiili yönetiminin dava dışı yakını… tarafından gerçekleştirildiğini, ayrıca şirket paylarının müvekkil …’a devrinin davacı tarafından değil… tarafından taahhüt edilip teminat altına alındığını, müvekkilinin davacının kendi payının temsili amacıyla dava dışı …’a şahsi vekaletname verdiğini ve şüpheli …’un bu vekaletnameye dayanarak sanki şirket müdürüymüş gibi Maden İşleri Genel Müdürlüğü (…) nezdinde bir kısım iş ve işlemler gerçekleştirdiğini, bu kapsamda … şirketinin anlaşmalı olarak hizmet aldığı Yetkilendirilmiş Tüzel Kişinin (YTK) azledildiğini ve Topçuoğlu Madencilik şirketiyle anlaşma yapılarak YTK olarak atandığını, hukuka aykırı olarak anlaşılan ve atanan YTK’nın müşteki … şirketini borçlandırarak iş ve işlemler gerçekleştirdiğinin öğrenildiğini ve bu doğrultuda … ve Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğunu, davalının müdür olarak genel kurulu toplamadığı ve bu suretle şirketi zarara uğrattığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, şirketin pasif durumda olduğunu ve olağan ve istikrarlı bir şekilde faaliyetini sürdürmediğini, buna bağlı olarak da genel kurul yapılmasında herhangi bir hukuki ve fiili fayda bulunmadığını, davacının ilk kez vekili aracılığıyla 2020/Ocak ayı içerisinde genel kurul çağrısı yapılması talebinde bulunduğunu ve içinde bulunulan pandemi süreci sebebiyle o tarih itibariyle genel kurulun toplanmasının mümkün olmadığını, bilahare toplantının davalıyı şirketten uzaklaştırma gayesi ile yapılmak istediğini anladığı için genel kurulu toplantıya çağırmadığını, davalının şirket müdürü olarak borçlandırma yetkisi bulunduğunu, sermayenin ancak 1/4’ünün ödendiğini, ruhsatlarda idare para cezası kesilmesini engellemek amacıyla çed başvurusu olumsuz gelen ruhsatları terkin ettirmek durumunda kaldığını, amacın şirketin gerektir ruhsat ve idare para cezası ödememesi olduğunu, davalının rekabet yasağını ihlal edecek bir davranışı olmadığını bildirmiş, haksız davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, limited şirket müdürünün haklı nedenlerle azli ve şirkete kayyum atanması talebine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların dayandığı deliler toplanmış, ilgili dava dosyaları getirtilmiş, dava konusu şirkete ait maden ruhsatları araştırılmış, ruhsatların terke dayanak belgeleri getirtilmiş, müdürün temsil yetkisi kaldırılarak şirkete bir maden mühendisi, bir mali müşavirden oluşan temsile yetkili kayyum atanmış, kayyumlardan dönemsel raporlar alınmış, dosya bilirkişiye tevdi olunarak rapor tanzim ettirilmiştir.
Dosyada mevcut … … Ltd. Şti’ne ait Ticaret Sicili Gazetelerindeki tescil ve ilanlara göre; 23.06.2014 tarih / 8596 sayılı nüshasında; 371970 sicil numarasıyla Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde davalı … ve davacı … Panyam ortaklığında 100.000,00 TL sermaye ile kurulan … Ltd. Şti kuruluşunun 19.06.2014 tarihinde tescil edilerek ilan edildiği, davalı …’ın ortaklık hissesinin %10 olup 100 paya karşılık 10.000,00 TL, davacı … …’ın ortaklık hissesinin %90 olup 900 paya karşılık 90.000,00 TL’ye sahip olduğu, şirket müdürlüğüne 20 yıl süre ile davalı …’ın seçildiği, 20.04.2018 tarih / 9563 sayılı nüshasında; adres değişikliği yapıldığı, dava tarihine kadar genel kurul yapıldığına dair Ticaret Sicilde yayınlanmış ilan bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava dışı… … (Satıcı) ile davalı (Alıcı) arasında 08.08.2019 tarihli protokol düzenlendiği, Protokolde; Tarafların Hak ve Yükümlülükleri başlıklı 2.maddesinde; “…satıcı, …’de mevcut olan ve … Panyam’a ait olan hisselerin tamamının alıcıya devredilmesi amacıyla işbu protokolün imza tarihinden itibaren 3 ay içerisinde gerekli evrakların imzalanacak olduğunu, alıcıda 201801536 ruhsat nolu Maden Ruhsatları ve … şirketine ait 201500168 ruhsat nolu Maden Ruhsatlarının İnter’e işbu protokolün imza tarihinden itibaren 30 ay içerisinde devredecek olduğunu beyan ve taahhüt ettiği, satıcı, … Panyam’a ait olan … hisselerinin tamamının devredilmesi amacıyla gerekli devir belgelerinin imzalanması hususunda ilgili olarak verdiği taahhüt için 02 nolu 08.08.2019 düzenleme tarihli ve 08.11.2019 ödeme tarihli 100.000,00 USD miktarlı alıcı lehine teminat senedi düzenleyerek alıcıya teslim ettiğini…” hükümlerinin yer aldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından Ankara ….. Noterliği aracılığıyla davalıya keşide edilen 28.02.2020 tarih/8655 yevmiye nolu ihtarnamede özetle; 2019 yılı hesap döneminin sona ermesine rağmen, 2018 yılı olağan genel kurul toplantısının yapılmadığını bildirerek, TTK 411.maddesi uyarınca genel kurulu toplantıya çağırması ve gündeme “şirket sözleşmesinin değiştirilmesi, müdürlerin ve denetçilerin atanmaları ve görevden alınmaları, yılsonu finansal tablolarıyla yıllık faaliyet raporlarının onaylanması, kar payı hakkında karar verilmesi, kazanç paylarının belirlenmesi, müdürlerin ücretlerinin belirlenmesi ve ibraları, esas sermaye paylarının devirlerinin onaylanması, bir ortağın şirketten çıkarılması için mahkemeden istemde bulunulması, müdürün, şirketin kendi paylarını iktisabı konusunda yetkilendirilmesi veya böyle bir iktisabın onaylanması, şirkete ait defter ve belgelerin incelenmesi, müzakeresi” maddelerinin eklenmesi talep ettiği, davalı tarafa ihtarın tebliğ edilmesine rağmen genel kurulun toplanmadığı, davacı tarafça bu defa Ankara 69. Noterliğinin 08.07.2020 tarih ve 25049 yevmiye numaralı ihtarname ile 2014-2015-2016-2017-2018 yıllarına ait genel kurul toplantılarının yapılmasını talep ettiği ve önceki ihtarnamesinde zikrettiği gündem maddeleri ile genel kurul toplantısı yapılmasını talep ettiği, ihtarın davalıya tebliğ edildiği ancak toplantı yapılmadığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafından Karaman 1. Noterliği aracılığıyla davacıya keşide edilen 07.08.2020 tarih/6861 yevmiye nolu ihtarnamede özetle “…genel kurulun toplanması ve bir kısım konuların genel kurul toplantı gündemine dahil edilmesine ilişkin taleplere karşılık; küresel düzeyde etki doğuran ve ülkemizde de bir süredir sosyal ve ticari ilişkilerin önemli ölçüde sınırlandırılmasına neden olan COVİD-19 salgını nedeniyle geçtiğimiz aylarda genel kurulun toplantıya çağrılmasına imkan bulunamamış olup gelinen aşamada başta sokağa çıkma yasağı olmak üzere sosyal ve ticari kısıtlamaların sonlandırıldığı ve risk faktörlerinin nispeten azaldığı gözlemlenerek genel kurul toplantı hazırlıklarına başlandığı, gerekli hazırlıkların en kısa sürede tamamlanmasını müteakip şirket esas sözleşmesi ve kanunda öngörülen usule uygun olarak genel kurul çağrısının yapılacağı…” hususunun ihtar edildiği, ihtarname tebliğ şerhinin bulunmadığı görülmüştür.
Dava konusu şirketin maden ruhsatları araştırılmış. Gelen yazı cevabına göre;
1-03.03.2019 tarihli kurul kararı ile (… ve Ramadevi Panyam imzalı) Antalya ili Korkuteli ilçesi Yeşilkaya mevkii 201500200 sicil nolu IIb mermer işletme ruhsat talepli sahası ÇED raporu alınamadığından terk talep edilmiş, herhangi bir devir görmemiş, herhangi bir idari para cezası uygulanmamış ve …’in 12/04/2019 tarihli yazısı ile terk talebinin uygun görüldüğü,
2-28.12.2017 tarihli kurul kararı ile, ( … ve Ramadevi Panyam imzalı) Antalya ili Kale ilçesi Çağman mevkiinde 201500215 sicil nolu IIb mermer işletme ruhsatlı sahası 1. Derecede Sit alanı ve ÇED raporu alınamadığından terk talep edilmiş, herhangi bir devir görmemiş, herhangi bir idari para cezası uygulanmamış ve …’in 23/01/2018 tarihli yazısı ile uygun görüldüğü,
3-20.12.2018 tarihli kurul kararı ile (… ve Ramadevi Panyam imzalı) Muğla ili Fethiye ilçesi Bakırköy mevkii 201500438 sicil nolu IIb mermer işletme ruhsat talepli sahası, ön arama ruhsatı döneminde yapılan prospeksiyon, jeolojik etüd ve 12 adet sondajın dışında herhangi bir çalışma yapılmamış olup sadece jeolojik etude dayanarak kısıtlı alanda dark emprador olması nedeniyle terk talep edilmiş, herhangi bir devir görmemiş, herhangi bir idari para cezası uygulanmadığı,
4-12.04.2017 tarihli kurul kararı ile (… ve Ramadevi Panyam imzalı) Antalya ili Kale ilçesi Çağman mevkiinde 201500129 nolu IIb nolu arama ruhsatlı saha Sit alanı olması nedeniyle terk talep edilmiş herhangi bir devir görmemiş, herhangi bir idari para cezası uygulanmamış ve …’in 20/04/2017 tarihli yazısı ile terk uygun görülmüştür.
5-12.04.2017 tarihli kurul kararı ile ( … ve Ramadevi Panyam imzalı)A…. nolu IIb nolu arama ruhsatlı saha, sadece jeolojik etude dayanarak erime boşlukları ve dolinlerin hakim olması nedeniyle blok veriminin az olacağı beklentisiyle terk talep edilmiş herhangi bir devir görmemiş, herhangi bir idari para cezası uygulanmamış ve …’in 20/04/2017 tarihli yazısı ile terk uygun görüldüğü,
6-12.04.2017 tarihli kurul kararı ile ( … ve Ramadevi Panyam imzalı) …..8 nolu IIb nolu arama ruhsatlı saha, Ön arama ruhsatı döneminde yapılan prospeksiyon, jeolojik etüd ve 6 adet sondajın dışında herhangi bir çalışma yapılmamış olup sadece jeolojik etude dayanarak erime boşlukları ve dolinlerin hakim olması nedeniyle blok veriminin az olacağı gerekçesiyle terk talep edilmiş, herhangi bir devir görmemiş, herhangi bir idari para cezası uygulanmamış ve …’in 17/07/2017 tarihli yazısı ile terk uygun görüldüğü,
7-12.04.2017 tarihli kurul kararı ile ( … ve Ramadevi Panyam imzalı) İsparta ili Sütçüler ilçesi Belence mevkii 201500210 nolu IIb nolu arama ruhsatlı saha, Ön arama ruhsatı döneminde yapılan prospeksiyon, jeolojik etüd ve 6 adet sondajın dışında herhangi bir çalışma yapılmamış olup sadece jeolojik etude dayanarak erime boşlukları ve dolinlerin hakim olması nedeniyle blok veriminin az olacağı beklentisiyle terk talep edilmiş herhangi bir devir görmemiş, herhangi bir İdari para cezası uygulanmamış ve …’in 17/07/2017 tarihli yazısı ile terk uygun görüldüğü,
8- 12.04.2017 tarihli Kurul kararı ile ( … ve Ramadevi Panyam imzalı)Mersin ili Erdemli ilçesi Toros mevkii 201500439 nolu IIb nolu arama ruhsatlı saha , Ön arama ruhsatı döneminde yapılan prospeksiyon, jeolojik etüd ve 6 adet sondajın dışında herhangi bir çalışma yapılmamış olup sadece jeolojik etude dayanarak erime boşlukları ve dolinlerin hakim olması nedeniyle blok veriminin az olacağı beklentisiyle terk talep edilmiş herhangi bir devir görmemiş, herhangi bir İdari para cezası uygulanmamış ve …’in 15/05/2017 tarihli yazısı ile terk uygun görüldüğü,.
9- Antalya ili Korkuteli ilçesi 201500168 sicil nolu IIb sahanın herhangi bir devir görmediiği,3213 sayılı Maden Kanununun 7. Maddesi uyarınca izinlerin Mülkiyet izini, ÇED, işyeri açma ve çalışma ruhsatı) süresi içinde verilmemiş olması nedeniyle ruhsat sahibine idari para cezası uygulanması gerektiği, ayrıca 2020 yılı işletme bedelinin süresi içinde yatırılmamış olması nedeniyle ruhsatın iptal durumunda bulunduğu henüz iptal işlemlerinin tamamlanmadığı
10- Mersin ili Erdemli ilçesi 201500445 nolu IIb nolu sahanın herhangi bir devir görmediği, herhangi bir idari para cezası uygulanmadığı ancak 2021 yılı ruhsat bedelinin yatırılması için 31.01.2021 tarihine kadar faizsiz yatırılma hakkının tanındığı, 30.06.2021 tarihine kadar günlük gecikme faizli olarak yatırılma hakkının bulunduğu, ruhsatın halen yürürlükte olduğu, tespitleri yapılmıştır.
Mali yönden yapılan incelemede dava konusu şirketin yıllar itibariyle zarar ile kapattığı, vergi borçlarının bulunduğu defterler üzerinde yapılan incelemelerden gözlemlenmiştir. şŞrketin borçlar toplamı 2019 ve 2020 dönemlerinde 86.000,00 TL’ye düşmüştür. İşbu borcun; 10.500,00 TL’si şirketin mali müşaviri Gültekin Bayındır’a, 50.250,00 TL’si şirketin ortağı Emre Ünsal’a, 25.250,00 TL’si ise devlete olan vergi ve diğer yükümlülüklerden kaynaklandığı, Şirketin ticari borçları 2017 ve 2018 dönemlerinde yaklaşık 488.000,00 TL iken , 2019 döneminde tamamı ödenerek kapatıldığı, Şirketin öz varlığının; 2016 döneminde yaklaşık 63.000,00 TL iken, yıllar itibariyle azalarak 2020 döneminde 26.000,00 TL’ye düştüğü, Şirketin borca batık olmamakla birlikte 100.000,00 TL’lik sermayesinin 2/3’ünü kaybettiği, Şirketin, 2016-2017-2018 dönemlerinde hemen hemen hiç geliri bulunmazken 2019 döneminde saha çalışmalarından kaynaklanan 475.000,00 TL gelir elde ettiği, 2020 döneminde ise hiçbir geliri bulunmadığı, Şirketin 2017-2017-2018-2019-2020 dönemlerinin tamamında kârı bulunmayıp tümünde zarar ettiği anlaşılmıştır.
Şirketin 100.000,00 TL sermayesinin tamamı ödenmiş olup, sermayenin 10.000,V0 TL’si davalı …’a ve 90.000,00 TL’si ise davacı … Panyam’a aittir. Şirketin varlık toplamı 2016 ve 2017 dönemlerinde yaklaşık 650.000,00 TL. civarındaki iken 2019 ve 2020 yıllarında 112.000,00 TL’ye düşmüş olup, tamamı Duran Varlıklar Hesabında mevcut “özel tükenmeye tabi varlıklar” dır. Yani; 271-Arama Giderleri Hesabında yer alan maden arama giderleri, harçlar, işletme ruhsat bedelleri ve saha çalışma giderlerinden oluşmaktadır. Dolayısıyla; şirketin tasfiyesi durumunda nakde dönüşmesi mümkün olmayan 112.000,00 TL’lik özel tükenmeye tabi varlıkları dışında, kasada ve/veya bankada vb. herhangi bir varlığı bulunmamaktadır.
İtibar olunan bilirkişi raporu ışığında, sahaların terk edilmesi, mevcut sahaların terk aşamasına düşürülmesi ve şirketi zarara uğratma konularında yapılan incelemeden, arama ruhsatlı terk edilen 8 sahadan 3 tanesi için zorunlu nedenlerle terk talep edildiği ve terk talepleri … tarafından da uygun bulunarak kabul edildiği, terk gerekçelerinin sahalardan 2’sinin sit alanı olması nedeni ve birisinin ÇED raporu alınamaması olduğu, bu sahaların terk edilmesinde şirket müdürünün alacağı bir önlem ve ihmali bulunmadığı, terk edilen sahalardan hiçbiri herhangi bir devir görmediği, dolayısıyla Şirket müdürünün bu sahaları kendi şirketlerine aktarması söz konusu olmadığı, ancak geriye kalan ve terk edilen 5 saha için ön arama ruhsatı döneminde yapılan sondaj çalışmalarının dışında hiç ek çalışma yapılmadığı, sadece jeolojik etüdlere dayanarak sahanın blok veriminin düşük olacağı beklentisiyle terk talep edildiği, İşletme ruhsatı talebi için ek çalışmalar yapılmadan terk talebinde bulunulması bilirkişilerce uygun olarak değerlendirilmediği, gerekli araştırmalar yapılmadan mali sorunların şirket bünyesinde ortaklara aktarıp bir çözüm yolu bulunmadan doğrudan ruhsatların terk edilmesinin işin doğasına aykırı olduğunu bildirdiği, davalı tarafın, terk edilen sahaların verimli olmayan alanlar olduğu ve bunun için fazlaca masraf yapılmasına gerek olmadığı savunması, verimsizliğe ilişkin bilirkişilere var ise gerekli donelerin sunulmaması, bu iddiasını kanıtlar delil ve raporları dosyaya sunmaması sebebiyle yerinde görülmemiştir.
Yine mevcut iki sahadan…. sicil nolu IIb sahanın 3213 sayılı Maden Kanununun 7. Maddesi uyarınca işletme faaliyetine geçilebilmesi için gerekli belgelerin, mülkiyet izini, ÇED, işyeri açma ve çalışma ruhsatı gibi süresi içinde verilmemiş olması nedeniyle idari para cezası ve ruhsatın iptalinin gündeme gelmiş olmasının sorumluluğunun şirket müdüründe olduğu, bu sorumluluğun gereğini yerine getirmediği için şirket müdürünün görevinde ihmali olduğu kanaatine varılmıştır. Tüm sahaların terk edilmesinde alınan yönetim kurulu kararlarında şirket müdürü (ortağı) … ve … Panyam’ın el yazısı ile yazılmış isimleri ve imzaları bulunmakla birlikte, Ankara Valiliğinden gelen 12.11.2020 tarihli yazıda; Hindistan uyruklu … Panyam’ın 29.01.2020 tarihinde İstanbul’dan yurda giriş yaptığı ve 05.02. 2020 tarihinde İstanbul’dan çıkış yaptığı bilgisi verilmiş olmakla, … Panyam’ın yönetim kurulu kararlarının alındığı yıllarda Türkiye’de olmadığı anlaşılmıştır. Davacı yönetim kurulu kararlarındaki imzaların kendisine ait olmadığını bildirmiş olup, gelen Valilik yazı cevabından söz konusu tarihlerde davacının Türkiye’de olmadığı anlaşılmıştır.
Diğer saha olan…. nolu IIb nolu sahanın 2021 yılı ruhsat bedeli yatırılmadığı, yatırılması için 30.06.2021 tarihine kadar günlük gecikme faizli olarak yatırılma hakkının bulunduğu, faizli ruhsat bedeli yatırılmaması durumunda ruhsatın iptalinin gündeme geleceği, İdari para cezası ve ruhsatın iptalinin gündeme gelmiş olmasının sorumluluğu şirket müdüründe olduğu, sorumluluğun gereğini yerine getirmediği için şirket müdürünün görevinde ihmali olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 617. maddesiyle, her yıl olağan genel kurul toplantısı yapılması zorunlu hale getirilmiş, genel kurulu toplantıya çağırma yetkisi ise müdürlere verilmiştir. şirket ortaklarının genel kurulu doğrudan toplantıya çağırma yetkisi bulunmamakta olup, ortaklar bu haklarını ancak müdür aracılığıyla, müdürün çağrıya rağmen toplantı yapmaması halinde ise mahkemeden bu hususta karar alarak kullanabilmektedir. Davacı bu yönde mahkemeden talepte bulunmuş ancak Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/180 Esas – 2020/266 Karar sayılı ve 2020/340 esas sayılı ilamları ile TTK 411. Madde düzenlemesinden azınlığın yararlanabileceği çoğunluğun bu davayı açma yetkisi Bulunmadığı bildirilerek kesin nitelikte talebin reddine karar verdiği, davacının en temel hakkı olan Genel kurula katılma, görüş açıklama ve oy kullanma haklarından yaralanamadığı, oysa ki bu hakkın esas sözleşmeyle dahi kısıtlanamayan haklardan olduğu, 6102 sayılı TTK’nın 616. maddesinde genel kurulun devredilemez yetkileri sayıldığı, bu yetkilerin, şirketin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi ve pay sahipliğinden kaynaklanan hakların kullanılabilmesi için büyük öneme sahip, müdürlerin atanması ve değiştirilmesi, esas sözleşmenin değiştirilmesi, yıl sonu finansal tablolarının onaylanması, kâr payı hakkında karar verilmesi ve şirketin feshi gibi yetkiler olduğu ve dava konusu şirkette genel kurul yapılmadığından bu yetkilerin fiilen kullanılmasının önüne geçildiği anlaşılmıştır.
TTK’nın 625. maddesinin 1. fıkrasının “g” bendiyle, genel kurul toplantılarının hazırlanması ve yürütülmesinin şirket müdürünün devredilemez yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir. TTK’nın 626. maddesinde, müdürlerin görevleri yerine getirirken gerekli olan tüm özeni göstermekle yükümlü oldukları, TTK 630/3. maddesinde de müdürün özen yükümlülüğünü ağır bir şekilde ihlal etmesinin azli için haklı sebep sayılacağı düzenlenmiştir. Azlık pay sahiplerinin mahkemeye müracaatla genel kurulun toplantıya çağrılmasını talep edebilecek olmaları uzun yıllardır toplantı çağrısında bulunmayan davalı müdürün bu konudaki sorumluluğunu ve ağır kusurunu ortadan kaldırmayacağı, yine ortakların şirket yönetiminden bilgi alma haklarının sürekli ihlali halinde de aynı durumun söz konusu olduğu Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin içtihatlarında kabul görmüştür ( Y. 11. H.D. 2020/ 457 esas- 202/4823 karar).
Davacının özellikle genel kurulun toplanması talebinin davalı tarafından yerine getirilmemesi ve bunun sebebi olarak öncelikle pandemi olarak belirtilip, sonrasında çoğunluğa sahip davacı ortağın kendisini müdürlükten uzaklaştırabileceği fikri ile yerine getirmediği beyanı karşısında toplam iki ortaklı olan şirketin genel kurulunun pandemi koşullarında dahi kolaylıkla gerekli önlemler alınarak yapılabileceği dikkate alınarak ağır bir kusurlu davranış olarak kabul edilmiş, davalının müdür olarak çalıştığı dönemde, Şirketin varlık toplamının ve sermayesinin azaldığı, 2019 yılı hariç gelirinin olmadığı, Şirketin 5 yıllık süre zarfının tamamında zarar ettiği, genel kurul toplantılarının yapılmadığı, müdürün bilgi verme yükümlülüğüne uymadığı, bu haliyle şirket müdürünün özen yükümlülüğünü ihlal ettiği azil koşullarının oluştuğu, anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE,
Davalının şirket müdürlüğünden azline, şirkete temsil kayyumu olarak …’ın atanmasına, masrafı şirket malvarlığından karşılanmak üzere kayyuma 3.000,00TL aylık ücret takdirine, temsil kayyumlarının görevinin karar kesinleşinceye kadar devamına,
2-Alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin alınan 54,40-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4,90-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 54,40-TL başvurma harcı, 54,40-TL peşin harç, 7,80-TL vekalet harcı, 368,30 -TL posta ve tebligat gideri, 2.100,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.584,90 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2021

Başkan…..
✍e-imzalıdır
Katip….
✍e-imzalıdır