Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/393 E. 2021/314 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2020/393 Esas
KARAR NO : 2021/314

DAVA : Davalıların Şirket ortağı olduğunun tespiti- Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 02/09/2020
KARAR TARİHİ : 21/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/05/2021

Mahkememizde açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı karşı yan tarafından davacı şirket aleyhine … Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile takibe başlandığını, takibin dayanağı olarak ise … 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin … E. ve … K. sayılı tenfiz kararı gösterildiğini, davanın kabulüne, Federal Almanya Cumhuriyeti Stutgurt Eyalet Mahkemesinin … numaralı dosyasından verilen kararın tanınmasına ve tenfizine karar verildiğini, yabancı mahkeme kararında ise 25.590,16 Euro ana paranın …’a, 25.590,16 Euro ana paranın ise …’a olmak üzere toplam 51.180,32 Euro ana parayı 20.12.2008 tarihinden itibaren baz faize ek %5 faizi ile birlikte ödenmesine karar verildiğini, davalı tarafın, … Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile başlatmış olduğu takip dosyasından davacı şirket adına kayıtlı tüm araç ve taşınmazların kaydına haciz şerhi eklendiğini, cebri icra ve iflas baskısı altında davacı şirketten huzurdaki dosyaya istinaden farklı tarihlerde toplam 203.500 TL tahsil edildiğini, haciz ve iflas baskısı ile haksız talepleri neticesinde sebepsiz zenginleşme çabası içerisine girildiğini, cebri icra yolu ile alınan paraya ilişkin istirdat talebimiz saklı tutulduğunu, davacı şirket tarafından davalı karşı yan vekiline toplam 203.500 TL ödenmesine rağmen yapılan ödemeler icra dosyasına bildirilmemiş ve fazla faiz talebi nedeniyle icra dosyasının kapatılmadığını ileri sürerek, davacı şirket ile davalı … ve … arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin kurulduğunun tespitine, davacı şirketin ödemiş olduğu 203.500 TL’de dikkate alınarak … Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası bakımından davalı icra dosyası alacaklısına borçlu olmadığının tespitine, esas borç yönünden talebimizin kabul edilmemesi halinde, yine davalı şirketin ödemiş olduğu 203.500 TL’de dikkate alınarak … Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasından fazla talep edilen faiz ve diğer alacak kalemleri bakımından borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, … ….Asliye Hukuk Mahkemesinin … E.ve … K. Sayılı dosyası ile verilen kararın kesinleştiğini, davacının söz konusu davada karara bağlanan ve yerinde bulunmayan taleplerini bir kere de bu davada ileri sürmesinin hukuka açıkça aykırı olduğunu, bu nedenle söz konusu talepler açısından kesin hüküm sebebiyle davanın reddine karar verilmesini, davacı taraf daha önce de başka dosyalara kısmi ödemeler yapmış olup yapılan ödemelerde tahsil harcı yükümlülüğü borçlu (davacı) üzerinde kalacak şekilde ödenmesine dair anlaşıldığını, icra dairesine tahsilat bildirimini sağlayan temel unsur tahsilat bildiriminin yapılması değil tahsil harcının ödenmesi olduğunu, davacı yanın söz konusu bu yükümlülüğü yerine getirmeyerek kusurlu bir davranış ifa ederek, işbu dava ile kendi kusurundan faydalanma gayesi gösterdiğini, İcra İflas Hukuku mevzuatına göre tahsil harcının borçlunun sorumluluğunda olduğunu, İcra ve İflas Kanunu’nun 15. maddesi ise, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, bütün harç ve masrafların borçluya ait olduğunu, bunların neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunacağını öngördüğünü, davacı yan yaptığı ödemelerin tahsil harcını yatırmadan söz konusu dosyada ödeme yapıldığının kabulü ve dolayısıyla faiz işlemesinin son bulması hukuken mümkün olmadığını, bu sebeple davacı tarafın fazla faiz işlemesine tarafımızca sebep olunduğu yönündeki beyan ve iddiaları asılsız olduğunu bildirmiş, davacının davasının reddi ile yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davalıların davacı şirketin ortağı olduğunun tespiti, menfi tespit istemine ilişkindir.
Şirket ortağı olduğunun tespiti davası ve buna bağlı açılan menfi tespit davası arabuluculuğa tabi olmadığından ön incelemede bu konudaki incelemede eksiklik olmadığı kabul edilmiştir.
Davacının haricen yaptığı 203.500 TL tutarındaki ödemelerin icra dosyasına bildirilmediği iddiası ile açtığı menfi tespit davası yazılı yargılama usulüne , Şirket ortağı olduğunun tespiti davası basit yargılama usulüne tabi olduğundan menfi tespit davası bu davadan ayrılmıştır.
Davacı vekili davanın açılma sebebini açıklarken , ”Davalılar müvekkil şirkette hisse senedi sahipleridir. Hisse senedi sahipleri AŞ pay defterinde kayıtlıdır, genel kurul toplantılarına üye olarak çağrı yapılmaktadır. Davalılar şirketin ortağı olarak kabul edilmedikleri takdirde hisselerini müvekkil şirkete iade etme durumları ortaya çıkmış ve bu konuda müvekkilimiz ödeme yapmaya zorlanmıştır. Ortak olduğu takdirde ortak payını 3.şahsa devreder, bu sebeple öncelikle davalıların şirketin ortağı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ediyoruz,” şeklinde açıklamada bulunmuştur.
Dava dilekçesindeki açıklamalarda da davalıların davacı şirketin hissedarı ve dolayısıyla ortağı olduğunu belirterek kesinleşmiş ilama dayalı derdest olan icra dosyasında davacının davalılara borçlu olmadığının tespitini istemektedir.
Hukuki yarar dava şartıdır. Hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır. Davacı şirketin dava açma sebebi Almanya mahkemeleri tarafından verilen ve Türkiye Cumhuriyet Mahkemeleri tarafından tenfiz kararı verilen davacıyı borçlu yapan ilamın neticelerini hükümsüz kılmak borçtan kurtulmak isteme gayesi taşıdığı anlaşılmaktadır. Davacı bu iddiasını ilamın verildiği mahkemede ve temyiz aşamasında da ileri sürmüş kabul edilmemiştir.
Kesin hükümde dava şartıdır. Kesin hükümden söz edebilmek için biri kesinleşmiş tarafları, konusu ve sebebi aynı olan iki davanın varlığı gerekir. Davacının iş bu ortaklığın tespiti davasına ilişkin iddiası ön sorun olarak esas hükmün verildiği mahkemede tartışılmıştır. Almanya Mahkemelerinden verilen kararda hüküm para alacağı ise de davanın sebebi aynıdır. Davalıların şirketle olan ilişkisi değerlendirilerek karar verilmiştir. Tenfiz kararı Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiştir. Kesinlemiş ilama karşı ilamdaki borçtan sorumlu olmadığı gerekçesi ile borçlu olmadığının tespiti davası dinlenemez. Kesin hüküm yargılama engelidir.
Şirket ortaklığının tespiti ve bunun neticesi olarak menfi tespit istemi talebi 6100 sayılı HMK nın 114. Maddesinin 1(h) hukuki yarar yokluğu 1(i) kesin hüküm sebebi ile usulden reddedilmiştir.
Dava dilekçesindeki taleplerden yabancı mahkeme tarafından verilen kararlarda faiz oranı baz faiz dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, icra dosyasında talep edilen faiz oranının fazla olduğu iddiası ile açılan menfi tespit davasında davacının iddiası süresiz şikayet yoluna tabi olup görevli mahkeme olan İcra mahkemesine her zaman başvurabileceğinden bu konudaki talebi de usulden reddedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ile davalılar arasında ortaklık ilişkisinin kurulduğunun tespiti ve menfi tespit taleplerinin HMK’nın 114/1-h ve 114/1-i maddeleri gereğince DAVA ŞARTI NOKSANLIĞINDAN USULDEN REDDİNE,
2-Ankara …. İcra Müd. … E. Sayılı dosyasında fazladan talep edilen faiz ve diğer alacak kalemleri bakımından açılan menfi tespit davasında, kesinleşmiş mahkeme ilamı karşısında mahkememiz görevli olmadığı, ilamın infazı ile ilgili olarak icra mahkemesine başvurmakta MUHTARİYETİNE,
3-İcra takibinden sonra haricen ödenen 203.500,00TL’nin icra dosyasına bildirilmemesi sebebiyle borçlu olmadıklarının tespiti bakımından açılan davanın bu dosyadan ayrılarak YENİ BİR ESASA KAYDINA,
4- Dava açılışında alınan 54,40 TL peşin harcın alınması gereken 59,30 TL harçtan düşülmesi ile bakiye 4,90 TL harcın DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
5-Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALILARA VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/04/2021

Başkan …
E-imzalı.
Üye …
E-imzalı.
Üye …
E-imzalı.
Katip …
E-imzalı.