Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/309 E. 2021/212 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2020/309 Esas
KARAR NO : 2021/212 Karar

Av. … -…

DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının… Turizm … Tic. A.Ş.’nin ortaklarından ikisi olduklarını, şirketin başkaca ortaklarının da bulunduğunu, aynı mahiyette olan hukuki işlemlerin diğer ortaklar için de başlatılmış olduğunu, şirketin Piola Markası ile faaliyet gösterdiği dönemlerde ticari işletmesel ihtiyaçları nedeniyle zaman zaman kredilen kullanmış olduğunu, şirketin … Bankası’ndan 28/06/2012 düzenleme tarihli ve tüm ortakların da müşterek müteselsil kefil olarak imzaladığı genel kredi ve teminat sözleşmeleri kapsamında kredi kullandığını, bu kullanım sonrasında şirketin işlerinin giderek bozulduğunu ve bu sebeple de borçlarının birçoğunu ödeyemez hale geldiğini, ödenmeyen borçlar arasında … Bankası’ndan kullanılan söz konusu kredi borçlarının da bulunduğunu, söz konusu kredi nedeniyle şirketin borçlarını müşterek ve müteselsil kefil konumundan bulunan müvekkilinin icra işlemlerine maruz kalmamak için diğer müteselsil kefil olan ortakların borçlarını ödememeleri nedeniyle borcun tamamını ödemiş olduğunu, davalının şirketin hissedarı olduğunu, ancak davalının bu davaya konu borçtan sorumluluğunun hissedar olmasından kaynaklı değil banka borcuna şirket ile birlikte müşterek ve müteselsil kefil olmasından kaynaklı olduğunu, müvekkili tarafından ödenen 90.000,00 TL’den 1/9 oranında sorumlu olduğunu, davalının banka borcunu bilmesine ve borcun kendilerine tebliğ edilmesine rağmen müşterek ve müteselsil kefil oldukları borç ile ilgili herhangi bir ödeme yapmamış olduklarını, bu nedenle davalı hakkında 10.000,00 TL’nin tahsili bakımından Ankara … Müdürlüğü’nün 2017/20959 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatmış olduklarını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, bu nedenlerle davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı ile kendisinin… Turizm … Tic. A.Ş.’nin ortaklarından olduklarını, şirkete ait 200 hisseye karşılık gelen 2.000,00 TL tutarında hisseyi 18/05/2012 tarihinde Bürke Ataç Akademir’den devir aldığını, bu hisseye karşılık Bürke Ataç Akademir’in sermaye borcunu fazlasıyla ödediğini, kalan miktarın ise şirkette kalmasını kabul ettiğini, bu kapsamda şirkete 50.000,00 TL tutarında ödeme yaptığını, bunun dışında uyuşmazlık konusu kredi borcuna istinaden 2013 Eylül ayında ilk olarak 55.000,00 TL tutarında, sonrasında 55.000,00 TL daha ve son olarak 83.441,22 TL ödeme yaptığını, toplamda 243.441,22 TL ödeme yapmış olduğunu, ilk ödediği 50.000,00 TL haricindeki ödemelerin ortaklığa değil uyuşmazlık konusu kredi borcuna istinaden yaptığını, söz konusu kredinin yapılandırma belgesi üzerinde şahsına ait imza bulunmadığını, bu nedenle kredi sözleşmesine ve kefaletine karşılık olan bedeli fazlası ile ödemeiş olduğundan yapılan yeni yapılandırmadan da bilgisi ve rızası olmaması nedeniyle herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığını, tüm bu nedenlerle işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyanın Ankara … Hukuk Mahkemesinin 2018/696 esas sayılı dosyası ile açıldığı, bu dosyanın 04/02/2020 tarihinde karara çıktığı, bu kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Ankara BAM 21. HD’nin 2020/633 esas 2020/553 karar sayılı ilamı ile Ankara … Hukuk Mahkemesinin 2018/696 esas 2020/112 karar sayılı kararı kaldırılmış olmakla mahkemece verilen görevsizlik kararı verilerek dosyanın yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi Ahmet Recai Aldemir’den 10/02/2021 tarihli bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Dava, davacının kefalet sözleşmesinden kaynaklanan yapmış olduğu ödeme nedeniyle diğer kefile rücu amaçlı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir (İİK. 67).
Ankara … Müdürlüğü’nün 2017/20959 takip sayılı icra dosyası, Genel Kredi Sözleşmesi örnekleri, ödeme belgesi ihtarname, bilirkişi raporu ile diğer belgeler dosyada mevcuttur.
Ankara … Müdürlüğünün 2017/20959 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: Davacı tarafından davalı aleyhine 15/11/2017 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde toplam 10.000,00-TL istendiği, borcun sebebinin 15/11/2017 faiz başlangıç tarihli 10.000 TL tutarındaki… Turz…A.Ş.’nin … a olan 90.000 TL tutarındaki borcu için müştereken ve müteselsilen kefil sıfatıyla yapılan ödemenin diğer kefile rücu edilmesi olduğu, ödeme emrinin davalıya 20/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 20/11/2017 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Genel Kredi Sözleşmesinin incelenmesinde; Dava dışı Banka ile dava dışı asıl borçlu… Turz…A.Ş. arasında 28/06/2012 tarihinde 1.000,000,00-TL tutarında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, sözleşmede davacı ile davalının da aralarında bulunduğu tüm kefillerin müteselsil kefil sıfatıyla imzasının mevcut olduğu, kefalet sözleşmesi, kefalet tarihi, kefalet tutarı ve kefaletin müteselsil olduğu hususları kefilin el yazı ile yazılarak akdedildiği anlaşılmıştır.
Dava dışı banka tarafından taraflara gönderilen ihtarnamenin incelenmesinde, davacı banka tarafından ödeme planına göre taksitlerin ödenmemesi üzerine dava dışı banka tarafından kredi hesabının 28/02/2017 tarihinde kat edilip, asıl borçlu ve davacı ile davalının da aralarında bulunduğu sözleşme kefilleri ve aynı zamanda ipotek borçlusuna keşide edilen 16/03/2017 tarih ve 089991 yevmiye numaralı ihtarname ile; 67.188,93-TL asıl alacak, 7.392,02-TL işlemiş faiz, 1.292,74-TL gecikme faizi ve 434,22-TL BSMV alacağından ibaret toplam 76.307,91-TL alacağın bir gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin asıl borçluya tebliğ edilemediği, davacı ile davalıya ise 17/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından 19/07/2017 tarihinde dava dışı asıl borçlu şirketin takip borcuna istinaden 90.000,00-TL para yatırılmış olup, tahsilat dekontu üzerinde dava dışı asıl borçlu şirketin borcuna olmak üzere şeklinde açıklama yapıldığı anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bankacı bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmıştır.
Rapora göre;
Dava dışı asıl borçlu şirket ile dava dışı T…. Bankası T.A.O. arasında akdedilen 28.06.2012 tarihli sözleşmede davacı haricinde davalı … ile dava dışı .. … … , … … , … … , … … , … … ve … … inş. Müh.Mim. Otom. Turz. Taş. Gıda ve Dış Tic.Ltd.Şti. olmak üzere (6) kişinin daha müteselsil kefaleti mevcut olup, bu suretle sözleşmede (8) kişinin müteselsil kefaletinin bulunduğu,
İhtara konu kredi her ne kadar protokole bağlanmış ve bu protokolde ve protokol eki ödeme planında davalının kefalet İmzası bulunmamakla birlikte, borç protokol hükümleri doğrultusunda ödenmediği için protokolün 7. maddesi uyarınca protokol hükümsüz hale gelip borcun Genel Kredi Sözleşmesi hükümleri doğrultusunda tasfiyesinin söz konusu olduğu,
Davalı tarafın, ihtara konu borçtan şirket ortaklığı dolayısıyla değil Genel Kredi Sözleşmesine olan müteselsil kefaleti dolayısıyla sorumlu olduğu, ihtara konu borcun davalının kefaletinin bulunduğu sözleşmeye istinaden kullandırıldığı dikkate alınarak, borcun tamamen tasfiye edildiği tarihe kadar, kefalet limiti ile sınırlı olarak borçtan sorumluluğunun bulunduğu,
Dava dışı asıl borçlu şirket ile dava dışı Banka arasında akdedilen sözleşmede 8 kişinin müteselsil kefaleti mevcut olup, bu 8 kişinin her biri borcun tamamından; kendi aralarındaki rücu ilişkisi bakımından ise borcun 1/8’inden sorumlulukları bulunduğu,
Dava dilekçesinde sözleşmeye 9 kişinin kefaletinin bulunduğu, dolayısıyla davalının borcun 1/9’undan sorumlu olduğu beyan edilmiş ise de, ihtarnamede 9.kişi olarak ismi yer alan …’ın, kredi borcundan kefaleten değil ipotek borçlusu sıfatıyla sorumluluğu bulunduğu için, davacının, ipotek borçlusuna rücu etmesinin söz konusu olmadığı,
Bu nedenle, davacı tarafın, ödemiş olduğu 90.000 TL’nin 1/8’ine isabet eden ( 90.000/8=) 11.250,00 TL’den sorumlu olup, kendi payına düşen miktarı aşan 78.750 TL yönünden ise sözleşmeye kefaletleri bulunan diğer 7 kefile rücu edebileceği,
Davacının davalıya rücu edebileceği tutar ( 78.750/7=) 11.250,00 TL olup davacı taraf davaya konu icra takibinde davalıdan 10.000,00TL’nin tahsilini ettiği ve davacı taraf talebi ile bağlı olduğu için, taleple bağlılık kuralı gereğince, davacının davalıdan 10.000,00TL’nin iadesini talep edebileceği
Bu halde davacının asıl alacak olarak belirlenen tutara takip tarihinden itibaren % 9 oranından işlemiş faiz talep edebileceğini rapor etmiştir.
Aldırılan bilirkişi raporları dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Somut olayda; dava dışı banka tarafından genel kredi sözleşmesi uyarınca dava dava dışı asıl borçlu şirkete ticari kredi kullandırılmıştır. Borcun ödenmemesi nedeni ile dava dışı bankanın dava dışı asıl borçlu şirket ile davacı ve davalılara ihtarname gönderdiği, davacının asıl borçlu adına tüm borcu ödediği, davacının ve davalının akdedilen sözleşmeye müteselsil kefil olduğu, kefalet sözleşmesinde kefalet limiti, tarihi ve kefaletin müteselsil olduğu hususlarının kefilin el yazısı ile yazıldığı, tarafların kefilliğinin TBK hükümleri gereğince geçerli bulunduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık davacı kefilin davalı diğer kefil hakkında ödemiş olduğu bedelin rücu amaçlı başlattığı icra takibinde haklı olup olmadığı noktasında toplanmıştır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 596. maddesine göre, kefil alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde onun haklarına halef olur. TBK’nın 587. maddesi uyarınca da, borcu ödeyen kefil, kendi paylarını daha önce ödememiş olması ölçüsünde, diğer kefillere karşı rücu hakkına sahiptir. Kefilin kefile rücu istemine ilişkin bu tür davalarda mahkemece, davacı kefilin ödediği miktar ve davalı diğer kefillerin sorumlu olacağı miktar, genel kredi sözleşmesindeki kefalet miktarı ve limitler ile kefil sayısı dikkate alınarak sorumluluk tutarı tespit edilmeli ve bunun sonucuna göre bir karar verilmelidir. (Bu yönde bkz.Yargıtay 19. HD’nin 2016/8487 E. ve 2017/2638 K. sayılı ilamı )
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, genel kredi sözleşmesi, bilirkişi raporları ve tüm bilgi-belgeler incelendiğinde; 6098 sayılı TBK’nın 587. maddesi uyarınca, borcu ödeyen kefilin, kendi paylarını daha önce ödememiş olması ölçüsünde, diğer kefillere karşı rücu hakkına sahip olduğu, somut olayda, dava dışı asıl borçlu şirket ile dava dışı Banka arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde aralarında davacı ve davalının da bu bulunduğu 8 kişinin müteselsil kefaleti mevcut olup, bu 8 kişinin her biri borcun tamamından; kendi aralarındaki rücu ilişkisi bakımından ise borcun 1/8’inden sorumlulukları bulunduğu, nitekim ihtarnamede 9. kişi olarak ismi yer alan dava dışı …’ın kredi borcundan kefaleten değil ipotek borçlusu sıfatıyla sorumluluğu bulunduğundan davacının ipotek borçlusuna rücu söz konusu olmadığından davacının ödemiş olduğu 90.000 TL’nin 1/8’ine isabet eden ( 90.000/8=) 11.250,00-TL’den sorumlu olup, kendi payına düşen miktarı aşan 78.750,00-TL yönünden ise sözleşmeye kefaletleri bulunan diğer 7 kefile rücu edebileceği, eldeki dosyada başlatılan takip miktarının 10.000,00-TL olduğu, yukarıda belirtilen nedenlerle ve taleple bağlılık ilkesi uyarınca davacının davalı hakkında başlattığı takibin yerinde olduğu, davalının itirazı yerinde bulunmadığından takipte belirtilen şartlar geçerli olmak üzere takibe devam edileceği, davalı takibe haksız itiraz ettiğinden ve asıl alacak tutarı likit olarak değerlendirildiğinden davalı yönünden kabul edilen miktar dikkate alınarak asıl alacağın yüzde 20’si üzerinden icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edileceği anlaşıldığından davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile,
Davalı hakkında başlatılan Ankara … Müdürlüğünün 2017/20959 takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile, 10.000,00-TL asıl alacak üzerinden takibin devamına,
Asıl alacak likit olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 683,10-TL harçtan peşin alınan 120,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 562,32‬-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden AÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 35,90-TL başvuru harcı, 120,78-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 97,60-TL posta masrafları, 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 959,48‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/03/2021

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır