Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/263 E. 2021/339 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2020/263 Esas
KARAR NO : 2021/339 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2020
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından müvekkili aleyhine Ankara …Müdürlüğünün 2019/6293 E. Sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattığı ve icra takibinin kesinleştiğini, müvekkilinin davalı alacaklıdan borç almak için yanına gittiğini ve alacaklı ile görüştüğünü, davacı müvekkile 45.000 TL borç verebileceğini, fakat bu borç karşılığında kendisine 45.000 TL’lik bono düzenlenmesi gerektiğini söylediği, müvekkilinin de bu durumu kabul ederek 45.000 TL borç alacağını düşünerek davalı alacaklıya 10.000 TL ve 35.000 TL’lik 2 adet bono düzenleyerek teslim ettiği, bonoların davalıya tesliminden sonra davalının yanında sadece 7.000 TL bulunduğunu, kalan miktarı sonra vereceğini söylemesi üzerine müvekkili davacı 35.000 TL’lik bonoyu iade etmesi gerektiğini, parayı verdikten sonra bonoyu kendisine vereceğini beyan ettiği, bu durumun üzerine davalı, müvekkilinden almış olduğu 35.000 TL’lik bonoyu yırtacağını, parayı verdikten sonra tekrar bono düzenleyebileceklerini söyleyerek 35.000 TL’lik bono yerine farklı bonoları yırtıp çöpe attığını, el oyunu ile müvekkilinin keşide ettiği 35.000 TL’lik bonoyu yırtıp attığı konusunda müvekkilini ikna ettiği müvekkilinin de bu duruma güvendiğini, daha sonrasında ise müvekkili, davalıdan 35.000 TL’lik borcu almaktan vazgeçtiğini, sonuç olarak 7.000 TL’lik borç karşısında davalıya sadece 10.000 TL’lik bono verdiğini düşündüğü, ancak müvekkiline davaya konu olan icra takibi kapsamında ödeme emri tebliğ edildiğinde, müvekkil, davalının 35.000 TL’lik bonoyu yırtıp atmadığını, tam aksine 35.000 TL’lik bonoyu üzerinde tahrifat yaparak ve 35.000 EURO’ya çevirerek icra takibi yaptığını farkettiğini, takibe dayanak yapılan bono karşılığında müvekkil davalı alacaklıdan borç almadığı gibi, davalının yırtıp attığını düşündüğü bono da zaten EURO para birimi üzerinden değil, TL para birimi üzerinden düzenlendiğini, bu nedenlerle bonodaki tüm senet metninin müvekkili elinden çıkıp çıkmadığının tespiti ve bono üzerinde tahrifat yapılıp yapılmadığının tespiti amacı ile dosyanın kriminal incelemeye gönderilmesine, davanın kabulü ile müvekkilin davalıya borcu olmadığının tespitine, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yan 45.000 TL borç karşılığında 10.000 TL ve 35.000 TL bedelli iki bono keşide ettiğini, müvekkilin davacı yanla 35.000 TL bedelli bononun daha sonra tekrar teslim edileceği bu yüzden keşide edilen bononun yırtılması konusunda anlaştığı ve müvekkilin el çabukluğu ile başka bir bono yırtarak davalı yanı kandırdığını ve söz konusu bonoyu yırtmadığını, sonrasında 35.000 TL olarak yazılı bononun el yordamıyla EURO’ya çevrildiğini, müvekkilin tefecilik yaptığını iddia ve beyan ettiğini, taraflarına yöneltilen bu iddialar içi boş, mesnetsiz, haksız ve kötü niyetli olup davacı yan hakkında müvekkile yöneltilen “tefecilik yapıyor” iddiası TCK 267 anlamında suç teşkil ettiğinden şikayet haklarını saklı tuttuklarını, söz konusu bononun üzerindeki TL ibaresinin EURO’ya el yordamıyla çevrilmiş olduğu iddiası akıldan uzak ve kötü niyetli olduğunu, kaba bir incelemeyle dahi bu iddianın gerçek dışı olduğu anlaşılacak olup nitekim bilirkişi incelemesinde de davanın haksız olarak ikame edildiği ortaya çıkacağını, davacının işbu icra takiplerine ilişkin öncelikle Ankara… Hukuk Mahkemesi’nin 2019/451 E. Sayılı dosyası ile borca itiraz ettiği, senette tahrifat yapıldığına dair herhangi bir iddia ve beyanda bulunmadığını, senette tahrifat olması durumunda kişinin hukuki yararına göre hareket etmesi ve ilk olarak takibin iptal edilmesi talebiyle mahkemeye başvurması gerektiğini, ancak karşı yanın bunu yapmadığını ve yalnızca borca itiraz ettiğini, derdest olan dosyada herhangi bir sonuç alamayacağını anlayan davacının, eldeki davayı açma ihtiyacı hissettiğin, iş bu durum hayatın olağan akışına ters olduğunu ve davacı yanın kötü yanı sadece bu yargıdan ortaya çıkacağını belirterek davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Ankara… Ceza Mahkemesine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, Halkbank Ufuktepe Şubesine, Vakıfbank Anafartalar Şubesine, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesine, Ankara …Dairesine müzekkere yazıldığı görüldü.
Ankara …Müdürlüğünün 2019/6293 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: Davalı tarafından davacı aleyhine 10/05/2019 tarihinde başlatılan kambiyo senetlerine mahsus takiple 105.000-EURO asıl alacak, 315,00-EURO komisyon olmak üzere toplam 105.315-EURO (244.502,81-TL) istendiği, takibin dayanağının 35.000,00 EUR Miktarlı 15/01/2018 Tanzim Tarihli,30/04/2018 Vade Tarihli Senet, 35.000,00 EUR Miktarlı 15/01/2018 Tanzim Tarihli,30/04/2018 Vade Tarihli Senet, 35.000,00 EUR Miktarlı 15/01/2018 Tanzim Tarihli ,30/04/2018 Vade Tarihli Senet olduğu, ödeme emrinin davacıya 11/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Dava, davacının davalıya düzenlenen senetler nedeniyle borçlu olup olmadığının tespiti isteminden ibarettir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. ile 5/A maddesi eklenmiş olup bu maddeye göre Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6325 sayılı Kanunun 18/A maddesine göre, ”(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Davacı vekili dava dilekçesi ile icra takibinde davalya borçlu bulunmadığından bahisle eldeki davayı açmış ise de; dava dilekçesinden ve ekli belgelerden davacı vekili tarafından dava açılmadan önce arabulucuya başvuru yapılmadığı, arabulucuya başvuru yapıldığına yönelik herhangi bir bilgi-belge sunulmadığı, zorunlu arabuluculuk başvuru yoluna gidilmeksizin davanın ikame edildiği anlaşılmıştır.
6201 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5/A maddesinin 1. fıkrası ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk kanununa 7155 sayılı yasanın 23. maddesi ile eklenen 18/A-2 maddesi gereğince bu husus mahkememiz açısından özel dava şartı olduğu ve menfi tespit davalarında da bu hususun arandığı (bkz. Ankara BAM 22. HD.nin 2020/1223 esas ve 2020/1354 karar sayılı 06/11/2020 tarihli; Ankara BAM 31. HD.’nin 2020/1111 esas ve 2020/147 karar sayılı 05/11/2020 tarihli; Ankara BAM. 22. HD.’nin 2020/1351 esas ve 2020/1666 karar sayılı 31/12/2020 tarihli ilamı), dava şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından HMK’nın 114 ve 115. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Menfi tespit davası olarak açılan davanın arabuluculuk yoluna gidilmeksizin açıldığından dava şartı sebebiyle USULDEN REDDİNE
2-Alınması gerekli 59,30-TL.harçtan başlangıçta peşin alınan 4.106,29-TL.harcın mahsubu ile bakiye 4.046,99‬-TL.harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla geçerli AAÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
İlişkin, tarafların yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/04/2021

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır