Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/258 E. 2022/127 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/258 Esas – 2022/127
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/258 Esas
KARAR NO : 2022/127

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
DAVALI :…

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/06/2020
KARAR TARİHİ : 01/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30.08.2011 tarihinde… plakalı aracın yapmış olduğu trafik kazası sonucu, araçta yolcu olarak bulunan müvekkili …’in yaralandığını, geçici ve kalıcı malul duruma düştüğünü, kaza yapan aracın kaza tarihinde geçerli bir trafik sigortasının bulunmadığını, müvekkili tarafından uğradığı maddi zararların tazmini için davalı Güvence Hesabına başvuru yapıldığını, davalı tarafından 27/03/2013 tarihinde 40.043,00 TL ödendiğini, akabinde davalı tarafından söz konusu ödemeyi alabilmek için araç malikine rücuen tazminat davası açıldığını, bu dava dosyasında müvekkilinin talep edebileceği gerçek zararın 105.143,74 TL olduğunun hesaplandığını, bunun üzerine davalıya bakiye zararın karşılanması için başvuru yapıldığını, ancak bu talebin reddedildiğini, müvekkilin zararının davalı tarafından ödenen kısımdan çok daha fazla olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, davacı vekili 07/01/2022 tarihinde sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile 2.000,00 TL olan dava miktarını 159.957,00 TL olarak arttırmış,159.957,00TL’nin 27.03.2013 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini istemştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu trafik kazasının 30.08.2011 tarihinde meydana geldiğini, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacıya 27.03.2013 tarihinde 40.043,00-TL tazminat ödendiğini, ibraname düzenlendiğini, müvekkilinin sorumluluğunu yerine getirdiğini, zarar görenini zararının karşılandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ıslaha itiraz dilekçesinde , Davacıya 27.03.2013 tarihinde 40.043,00-TL tazminat ödendiği davacının müvekkilini 22.03.2013 tarihinde ibra ettiğini; gerek kaza üzerinden gerek, ödeme tarihi olan 27.03.2013 tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı ve hak düşürücü süre geçtikten sonra işbu davanın açıldığı, talep artırım dilekçesi verildiğini davanın süre yönünden reddini istemiştir:
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat talebine ilişkindir.
Zamanaşımı bakımından inceleme:
2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir
Sanık Volkan Korkmaz hakkında Ağır Ceza Mahkemesinde Taksirle Bir Kişinin Ölümüne, Birden Fazla Kişinin Yaralanmasına Sebep Olmak suçundan kamu davası açılmış olup, sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir. 5237 Sayılı TCK’nın 85/2 maddesinde öngörülen ceza miktarına göre aynı Kanunun 66/1-d maddesi gereğince öngörülen ceza zamanaşımı süresinin 15 yıl olduğu dikkate alındığında dava tarihi itibariyle zamanaşımı dolmadığından davalının zamanaşımı itirazı reddedilerek yargılama devam olunmuştur.
Davacıya ödeme yapıldıktan sonra zarar sorumlusuna karşı Ankara … Ticaret Mahkemesinde açılan rücu davasında davacının alınan maluliyet raporunda maluliyet oranının %24 olarak tespit edilmesi üzerine davacı Güvence Hesabına 03.05.2019 tarihinde 13728 Evrak nosu ile başvuru yapmış, aradaki farkın ödenmesini istemiştir.
İbraname: 22/03/2013 tarihli makbuz ve ibraname başlıklı belgede , 40.043 TL ödeme ile Güvence Hesabının ibraz ediliği görülmüştür. Tazminat ödemesine esas aktüer raporunda CSO1980 Kadın/Erkek teknik faiz %3 formülü ile hesaplama yapıldığı , %16 maluliyet, sürücünün %100 kusuru esas alınarak tazminat hesabı yapıldığı görülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111/2. maddesinde tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebileceği düzenlenmiştir. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir.
Somut olayda; Davaya konu olay, 30.08.2011 günü meydana gelmiş, davacının başvurusu üzerine davalı starafından hesaplanan tazminat miktarı davacı tarafa 22/03/2013 günü ödenmiş ve davacıdan ibraname de alınmıştır. Davacının sigorta şirketine tekrar başvuru tarihi 03.05.2019 tarihidir.03.05.2019 tarihine kadar davacı ödemenin yetersiz olduğuna dair herhangi bir başvuru yapmamıştır: KTK ‘nun 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği görülmektedir.
Maluliyet Raporları:
1- Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinin 27.12.2012 tarih ve 1519 nolu Özürlüler için Sağlık Kurulu raporunda: “geçirdiği araç içi trafik kazası nedeniyle Sağ ayak bileğinde dorsifleksiyon 0 derece için %7, inversiyon 10 derece için %2 eversiyon 0 derece için %2 özürlülüğü olup, sağ ayak bileğinin birleşik özürlülüğü %11, kişi özürlülüğü %6 olmaktadır. Sağ alt ekstremitede 0,7 cm’lik kısalık için kişi özürlülüğü %3’tür. Sağ ayak bileğinde hareket kısıtlılığı (%6) ve sağ alt ekstremite kısalığı (%3), alt ekstremitede %9 kişi özürlülüğü yapmaktadır. Torakal vertebrada %25’den az vertabra kompresyonu için %8 kişi özürlülüğü vardır. Alt ekstremitenin %9, torakal vertebranın %8 özürlülüğü mevcuttur.” şeklinde kayıtlı olduğu, kişinin özür oranının %16 olduğu,
2- Güvence Hesabı tarafından Serebral Asistanlık Tıbbi Danışmanlık ( Medeksper ) şirketinden alınan 13.02.2013 tarihli raporda , 27.12.2012 tarihli , T.C. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden verilmiş olan sağlık kurulu raporunda kazazede de , “opere sağ ayak bileği bimalleoler kırığı * opere sol femur distal kırığı * sağ ayak talus kırığı *T 7—8-9-10. vertebra kırıkları * düşük ayak (peroneal sinir hasarı)” olduğu ve bu durumun % 16 nispetinde özürlülüğe neden olduğu belirtilmiş, medikal görüşün %16 olduğu mütalaa edilmiştir.
3-Ankara … Ticaret Mahkemesinde açılan rücu davasında alınan rapor:
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinin 07.07.2017 tarih ve 1331 sayılı raporunda; “Şahsın maluliyetinin hesaplanmasında olay tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınmıştır.30.08.2011 tarihli yaralanması neticesinde; I. Vücut genel çalışma gücünden oranı %24.0 (yüzde yirmi dört) oranında kaybettiği, 2. Erişkin olması halinde 9 (dokuz) ay süre ile iş göremezlik halinde kalacağı,
4- Adli Tıp Kurumu İstanbul 2. Adli Tıp İhtisas Kurulundan alınan 27.08.2021 /14678 karar no’lu rapor; 16.09,1994 doğumlu …’in 31.08.2011 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre % 32,3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağıma, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabileceğine karar verilmiştir.
Maluliyet oranındaki artışın nedenleri için yapılan inceleme : İncelenen adli raporlarda da, davacının maluliyetine sebep olan arazların tüm raporlarda görüldüğü, ibranameye konu ödeme yapıldıktan sonra değişen bu durum olmadığı, ödemeye esas raporun sağlık kurulu özürlülük raporu olduğu, Çalışma Gücü Kaybı tespitine ilişkin yönetmeliğin uygulanmadığı, maluliyet farkının gelişen yeni bir hastalıktan veya ilerleyen arazdan değil uygulanan cetvellerden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Netice olarak, davacının davalıyı ibra ettiği, 2918 sy nın 111/2. Maddesindeki 2 yıllık sürenin hak düşürücü süre olduğu, bu süre içinde dava açılmadığı, ibranamenin geçerli hale geldiği anlaşılmakla açılan davanın hak düşürücü süre yönünden reddine (Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 18/10/2021 tarih 2021/5509 Esas ve 2021/6929 Karar ) karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davacı tarafından açılan davanın 2918 sayılı yasanın 111/2 maddesi gereğince hak düşürücü süre yönünden reddine,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan, dava açılışında alınan 54,40 TL peşin harç ile yargılama sırasında yatırılan 550,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 604,40 TL harcın düşülmesi ile fazla yatırıldığı anlaşılan 523,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde YATIRANA İADESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) Davacı tarafından yapılan 1.070,00 TL ATK rapor ücreti, 236,75 TL posta ücreti ve 650,00 TL bilirkişi ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5) Davalının yargılama sırasında yapmış olduğu 50,00 TL posta gideri, olmak üzere toplam 50,00 TL yargılama giderinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5100.00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
7) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/03/2022

Katip …

Hakim…

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”