Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/234 E. 2022/730 K. 23.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/234
KARAR NO : 2022/730

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …..

DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. … -…
Av. … – …

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2020
KARAR TARİHİ : 23/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/979 esas sayılı dava dosyasında konkordato mühlet talebi ile açılan 15.10.2018 tarihli davada Konya 1 Asliye Ticaret Mahkemesince; müvekkil şirket lehine 16.10.2018 tarihli geçici mühlet, 09.01.2019 tarihinde kesin mühlet kararı verildiğini, 04.10.2019 tarihli duruşmada ise konkordato projesinin tasdik edilerek mahkeme ilamının 22.01.2020 tarihinde kesinleştiğini, 16.10.2018 tarihli geçici mühlet kararı ilan edilmiş olmasına rağmen davalı tarafça açıkça takip yasağına aykırı olarak …25. İcra Müdürlüğünün 2018/13334 esas sayılı dosyasından 16.11.2018 tarihinde, konkordato ön projesinde yer alan ve konkordatoya tabi olan dava konusu 31.10.2018 günlü 9477 seri numaralı 40.000 TL bedelli çek sebebi ile müvekkili şirket aleyhine icra takibi yapıldığını, icra dosyasına geçici mühlet ve kesin mühlet kararları ibraz edilmesine rağmen davalının alacağı konkordato komiserliğinde kayıt altına aldırılmadığını, takibe konu çekin konkordatoya tabi bir çek olup, ön projede yer aldığını, müvekkili şirket tarafından Demir Hafriyat (Belkiye Demir ) e verilmiş olması sebebi ile bu kişi adına kayıt altına alındığını, kesinleşen tasdik kararında; kayıt altına alınmış bankalar dışındaki diğer adi alacaklıların, adi alacak niteliğindeki ana para borçları için, tasdiki kararının kesinleştiği tarihi izleyen ilk 6 ay ödemesiz, sonraki 12 ayda ise 1’er ay arayla 12 eşit taksitte (taksit dönemlerinde alacaklılar arasında garameten olmak üzere) davacı tarafından tamamen ödenmesine, konkordatodan etkilenen bankalar dışındaki (adi) alacaklıların, adi alacaklarının anapara kısmı hariç, faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat etmiş sayılmalarına karar verilmiş olup, davalı taraf alacağını kayıt ettirmiş alacaklı olsa idi dahi gerek icra takip tarihi ( ki zaten geçici mühlet kararı uyarınca müvekkil şirket aleyhinde takip yapılma imkanı yoktur ) gerek iş bu dava tarihi itibarı ile ortada muaccel bir alacak olmadığı gibi müvekkili şirket sorumluluğunun ancak ana para ile kararın kesinleşmesinden itibaren 6 ay ödemesiz 12 eşit taksit halinde olduğunu, takibe konu çekin bugün itibarı ile dahi muaccel olmadığını ileri sürerek …25. İcra Müdürlüğünün 2018/1334 esas sayılı takip dosyası sebebi ile öncelikle borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, asgari %20 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın menfi tespit davasını açmasında hukuki yararı bulunmadığını, müvekkilinin Ali Nafi İner İnş. Taah. Nak. San. Tic Ltd. Şti. tarafından keşide edilen, 31.10.2018 keşide tarihli, 40.000,00-TL bedelli çek sebebiyle alacaklı olduğunu, alacağın tahsili amacıyla …25. İcra Müdürlüğü’nün 2018/13334 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak …4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/159 E. ve 2020/241 K. sayılı kararı ile takibin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini, dosyanın istinaf aşamasında olduğunu, müvekkili faktoring şirketinin dava konusu çekin yetkili hamili olup, ön proje kapsamında alacağın lehtar adına kayıtlı olmasının müvekkilinin yetkili hamil olduğu sonucunu değiştirmediğini, dava konusu çekin konkordato kapsamında değerlendirilmeyecek alacak niteliğinde olup, taraflarınca alacağın kayıt altına alınmamış olmasının alacağın varlığını etkilemeyeceğini, ilgili mevzuatta açıkça hüküm altına alındığı üzere; konkordato ilan etmiş bir kişiye karşı daha önce düzenlemiş olduğu çeklerden dolayı ibraz tarihinde karşılığının bulunmaması nedeniyle, karşılıksız çek keşide etmek suçundan şikayette bulunulamayacağı ve yine konkordato mühleti içerisinde; bu çekler hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takibi yapılamayacağını ve evvelce yapılan takiplerin de durduğunu ancak konkordato kararının ardından keşide edilen çeklerin konkordato projesi kapsamına girmediğini, mühlet kararı içerisinde keşide edilen çekler bakımından keşidecinin hukuki ve cezai sorumluluğunun devam ettiğini, mühlet içerisinde keşide edilen çekler hakkında takip yasağı işletilemeyeceğinden bahisle, taraflarınca konkordato ön projesine kayıt yaptırılmaksızın takip başlatıldığını, keşide tarihi itibariyle dava konusu çeke ilişkin muacceliyet koşulunun gerçekleştiğini, borçlunun mühlet içerisinde keşide ettiği çek ile bir nevi ibraz tarihinde çekin karşılığını bulundurmayı ve mühlet içerisinde dahi ödeme yapabileceğini kabul ettiğini, alacağın konkordato tasdik kararı kapsamında değerlendirilmesi kanaatinde olunması halinde dahi borçlu tarafından konkordato ön projesi kapsamında kayıt altına alınan dava konusu çeke ilişkin alacağın bu suretle muaccel olduğunu, her ne kadar alacak Demir Hafriyat adına kayıt altına alınmışsa da, çekin muhtevası gereği yetkili hamil olan müvekkilinin alacağının davacı borçlu tarafından kabul edildiğinin açıkça ortada olduğunu, konkordato tasdik kararı kapsamında dahi dava konusu çek sebebiyle müvekkili şirkete Temmuz 2020 de yapılması öngörülen ödemenin de yapılmadığını, beyan ederek davanın reddi ile davacı aleyhine alacağın %20’sinden az olmayacak şekilde kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, kambiyo senedine istinaden yapılan icra takibine dayanak çek nedeniyle borçlu olmadığının tesbiti talebine ilişkindir.
Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir.
Davacı, …25. İcra Müdürlüğünün 2018/13334 E. Sayılı dosyada 16/11/2018 tarihinde konkordato ön projesinde yer alan ve konkordatoya tabi olan 31/10/2018 günlü 9477 seri nolu 40.000,00-TL bedelli çek sebebiyle davacı şirket aleyhine icra takibi yapıldığını, 16/11/2018 takip tarihi itibariyle takibe konu çekin muaccel olmadığını, davacı lehine Konya 1. ATM’ce 16/10/2018 tarihinde konkordato geçici mühlet kararı verilip ilan edildiğini, aynı dosyada 09/01/2019 tarihinde 1 yıl süreli kesin mühlet kararı verildiğini, 04/10/2019 tarihinde ise konkordato projesinin tasdik edilerek mahkeme ilamının 22/01/2020 tarihinde kesinleştiğini, davalı tarafça açıkça takip yasağına aykırı olarak geçici mühlet süresi içinde takip başlatıldığını, ayrıca konkordatoya tabi çek sebebiyle kayıtlı alacak sahibinin Demir Hafriyat olduğunu iddia ederek takibe konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitini ve takibin iptali gerektiğini bildirmektedir.
…25. İcra Müdürlüğünün 2028/13334 E. Sayılı dosyanın incelenmesinde; Davalı … tarafından davacı Ali Nafi İner İnşaat şirketi ve dava dışı Belkiye Demir ve Bişar Mujde aleyhine 16/11/2018 tarihinde başlatılan Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, takibin dayanağının, 31/10/2018 günlü, 9477 seri nolu, 40.000,00-TL bedelli çek olduğu anlışılmıştır.
Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/979 Esas sayılı dosyasınında, davacının açtığı konkordato istemli dava nedeniyle 16/10/2018 tarihli karar ile davacı şirket adına 3 ay geçici mühlet kararı verildiği, aynı dosyada 09/01/2019 tarihli karar ile davacı şirket adına 1 yıl süreyle konkordato kesin mühleti verildiği ve 04/10/2019 tarihinde ise davacı şirketin davasının kabulü ile davacının konkordato projesinin tasdikine karar verilerek, hükmün 22/01/2020 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.
23/12/2021 tarihli hesap bilirkişi Ceren Eryiğit’ten aldırılan bilirkişi raporunda özetle; “Davacı, …25. İcra Müdürlüğünün 2018/1334 esas sayılı takip dosyası sebebi ile öncelikle borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş olup, davalı taraf, …4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/159 E. ve 2020/241 K. sayılı kararı ile …25. İcra Müdürlüğü’nün 2018/13334 E. sayılı icra takibinin iptaline karar verildiğini, dosyanın istinaf aşamasında olduğunu beyan etmiş olmakla, söz konusu kararın kesinleşip kesinleşmediğine dair bir kayıt dosya içerisinde yer almamaktadır.
Dava konusu olayda, davalı tarafça takibe intikal ettirilen çekin konkordatoya dahil kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılması durumunda, proje kapsamında ödeme yapılması gerekeceği, bu durumda ödeme planına göre 22.07.2020 tarihi itibariyle davalının talepte bulunabileceği”rapor edilmiştir.
22/06/2022 tarihli SMMM bilirkişi Yasin Ayvaz’dan aldırılan bilirkişi raporunda özetle; “Dosya kapsamında bulunan Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/979 E. 2019/867 K. Sayılı kararın incelemesinde “Davacıya 16.10.2018 gün ve 2018/979 E. Sayılı ara kararı ile 3 ay süreyle konkordato geçici mühlet verilip, davacı lehine bir kısım tedbirlere hükmedilmiştir. Davacıya 09.01.201 9 tarihli duruşmada 09.01.2019 tarihinden itibaren | yıl süre ile konkordato kesin mühleti verilmiş, yine ilanlar ve yazışmalar yapılmıştır.” Denildiği,
Davacı Ali Nafi İner … Ltd.Şti.’nin incelenen ticari defterlerinin E-Defter olduğu GİB onaylı beratlarının süresinde alındığı, şematron konirolünden geçtiği bu durumun açılış ve kapanış lasdikleri yerinde olduğu ticari defterlerin birbirini teyit ettiği, TTK ve VUK hükümlerine uygun tutulduğu,
Dava konusu 0009477 numaralı 40.000,00TL’lik çekin Geçici mühlet verilen 16.10.2018 tarihinden önceki tarih olan 23.05.2018 tarihinde düzenlenip Demir Hafriyat Belkiye Demir’e verildiği yönünde kayıt bulunduğu,
Davacı Ali Nafi İner … Ltd. Şti.’nin ticari defterlerinde dava konusu 0009477 numaralı 40.000,00TL bedelli çekin incelenmesinde 23.05.2018 tarihinde Demir Hafriyat Belkiye Demir’e keşide edildiği kayıtlarda “34.70.2018 VD. Çek” olarak alındığı, 07.11.2018 tarihinde 0009477 numaralı çekin sorumluluk bedelinin ödendiği yönünde kayıt bulunduğu,
Dava konusu 0009477 numaralı 40.000,00’TL’lik çekin Geçici mühlet verilen 16.10.2018 tarihinde önceki tarih olan 23.05.2018 tarihinde düzenlenip Demir Hafriyat Belkiye Demir’e verildiği yönünde kayıt bulunduğu” rapor edilmiştir.
…4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/159 Esas 2020/241 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı Ali Nafi İner İnşaa şirketi tarafından davalı … aleyhine 20/02/2020 tarihinde açılan şikayet davasında, …25. İcra Müdürlüğünün 2018/13334 sayılı takip dosyasının Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/979 esas sayılı dosyasında verilen geçici mühlet kararından sonra başlatılarak haciz işlemlerinin yapıldığı gerekçesiyle takibin iptali ile hacizlerin kaldırılmasını istemiş, İcra Hukuk Mahkemesince 09/06/2020 tarihinde davanın kabulüne karar verilerek …25. İcra Müdürlüğünün 2018/13334 sayılı dosyasında davacı borçlu hakkında başlatılan takibin iptaline, davacı borçlu yönünden konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş, hükmün davalı tarafından istinafı üzerine …Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 2022/50 Esas 2022/154 Karar sayılı ilamı ile istinaf talebinin esastan reddine 09/02/2022 tarihinde kesin olarak karar verilmiştir.
Davalı … ile dava dışı Bişar Mujde arasında yapılan 10/01/2018 tarihli faktoring sözleşmesi gereğince dava konusu çekin Bişar Mujde tarafından davalıya ciro edildiği ve davacı şirketin konkordato komiserine yazılan yazıya verilen cevapta; Çek maliki olarak Devir Faktoring’in alacaklılar listesine bilgi amaçlı olarak kaydedildiği, dava konusu çek için alacak beyanında bulunan olmadığı için çekişmeli hale de gelmediğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.

Her alacak hakkının varlığı, bunu sağlayan bir hukuk ilişkisine ve bunun sebebine dayanır. Bu sebebi göstermeden, yalnız borçlu olduğunu açıklayan kişinin, iki taraf arasındaki ilişkinin nedenini göstermeden, bir hakkın veya borcun varlığını, ödeneceği iradesini açıklamasını kanun yeterli görmüştür. Borcu doğuran irade açıklaması, yazılı bir belgede tesbit olunmuş ise, bu gibi durumlarda, borcu yükümlenen kişi, yükümlendiği borcun saikinin ve amacının kapsadığı yönü kural olarak, tanıkla ispatlayamaz. İradenin bu yolda açıklanmasını sağlayan nedenler, iradenin doğup gerçekleşmesini sağlayan ön nedenler, genellikle doğan hukuki sonuca etkili olmadıklarından daha çok bu açıklamanın amacı olan neden üzerinde durulmak gerekir. 12.04.1933 gün ve 30/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, borç ikrarını içeren beyyine aleyhine delil ileri sürülebilir, ancak ikrarda borcun sebebi açıklanmış ise, davalı bu sebebin gerçekleşmediğini kanıtlayabilir. Eğer borcun sebebi belirlenmemiş ise, davalı önce ikrarın belli bir sebebi bulunduğunu, sonra bu sebebin gerçekleşmediğini kanıtlamak hakkına sahiptir. Görüldüğü üzere, 1086 sayılı HUMK’nun 290.maddesi ile 12.04.1933 gün ve 30/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bedelsizlik iddiası ispat edilebilecektir (Hukuk Genel Kurulunun 17.04.2015 gün ve E:2013/19-1622, K:2015/1238 sayılı ilamı). Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır Menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir(Hukuk Genel Kurulu’nun 17.12.2003 gün ve E:2003/19-781, K:2003/768; 12.10.2011 gün ve E:2011/19-473, K:2011/607; 04.12.2013 gün ve E:2013/19-89, K:2013/1645; 14.05.2014 gün ve E:2013/19-1155, K:2014/660; 17.04.2015 gün ve E:2013/19-1622, K:2015/1238 sayılı ilamları). HMK 200. Maddesi senetle ispat zorunluluğunu düzenlemiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, m.201’deki meblağdan az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet ( kesin delil) ile ispat edilebilir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı senetteki imzayı inkar etmemiş; takibe konu yapılan çek nedeniyle konkordato mühleti içerisinde takip başlatıldığını iddia ederek, borçlu olmadığının tespitini ve takibin iptalini istemiştir. Senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davacı takibe konulan çekin bedelsiz olduğunu yazılı delille kanıtlaması gerekir. Davacı çekin içeriğine ilişkin olarak borcu bulunmadığına yönelik bir talebinin bulunmadığı gibi aksine davacı dava konusu çeki Demir Hafriyata keşide ettiğini kabul etmiştir. Nitekim, çek bir ödeme vasıtası olup, ciro yapılmak suretiyle devredilmesi kayıtsız şartsız borç ikrarını içerir, bu durumda çekin, oluşan borca karşılık verildiği kabul edilmektedir. Aksini, yani bedelsiz olduğunu iddia eden taraf bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Davaya konu çekin davacı tarafından dava dışı Demir Hafriyata keşide edildiği, çekin ciro silsilesi yoluyla davalıya intikal ettiği, ciro imzalarının davacı tarafından inkar edilmediği görülmüştür. Öte yandan, Faktoring ilişkisi davalı şirket ile dava dışı Bişar Mujde arasında olup, davacı ise faktoring ilişkisine konu çeki Bişar Mujde’ye ciro eden Belkiye Demir’e keşide eden kişi konumundadır. Dolayısıyla davacı … ilişkisi içinde yer almamaktadır. 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/3. maddesi uyarınca davalı … davacı lehdar şirket karşısında iyiniyetli 3. kişi durumundadır. Diğer taraftan davacının, icra takibine karşı eldeki davadaki aynı gerekçelerle İcra Hukuk Mahkemesinde şikayette bulunması üzerine takibin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmek suretiyle kesinleştiği, dolayısıyla davanın konusunun da kalmadığı, davacının şikayet davasının kabulünden sonra aynı gerekçelerle eldeki davayı açtığı, bu nedenle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği, davacının iddialarını yazılı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerektiği, davacının dava açmakta kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davacının davasının REDDİNE
2) Dava açılışında alınan 738,93 TL peşin harcın alınması gereken 80,70 TL harçtan düşülmesi ile bakiye 658,23 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde YATIRANA İADESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
5) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde …Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2022

Katip …

Hakim …

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”