Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/220 E. 2021/122 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/220
KARAR NO : 2021/122

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

DAVA : Rücuen Alacak
DAVA TARİHİ : 04/06/2020
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalılar arasında 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında ihale edilen yeraltı ocağında galeri açma işinin davalıların oluşturduğu adi ortaklık üzerinde kaldığını, işin yapımı esnasında iş kazası geçiren dava dışı işçi … …tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davası sonrasında icra dosyasına, lehlerine hükmedilen 660,00 TL vekalet ücreti düşüldükten sonra 29/11/2017 tarihinde 83.323,46 TL ödeme yapıldığını, ayrıca davacı Kurumca dava nedeni ile bu miktar içinde bulunmayan 2.415,32 TL yargılama gideri de yapıldığını, Sözleşme ve İhale Yasası ve şartnameler gereğince ödenen bu miktarlardan davalıların birlikte sorumlu olduğunu beyanla, 86.404,78 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davalılar vekili davaya cevap dilekçesinde, Zamanaşımı itirazında bulunmuş, iki yıllık zamanaşımının dolduğunu, davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süre nedeniyle reddini, davalılaırn adi ortaklık kurarak üstlendikleri işi tam ve gereği gibi yaptıklarını işi yaparken de İş Sağlığı ve Güvenliği önlemlerini aldıklarını, faiz talebinin yersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İhbar olunan… Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde; İşveren Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalanan iş yerinde meydana gelen kazada işverenin kusuru olmadığını, rücu talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, rücuen alacak istemine ilişkindir.
Davacı … 4734 sayılı kanun kapsamında yapılan 22 Eylül 2008 tarihli sözleşme ile “… Yeraltı Ocağında Galeri Açma İşi ” … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile ….’nin kurduğu adi ortaklığa verilmiş, alt taşeron olarak …Demir Çelik Madenicilik Nakliyat İnşaat Gıda Hizmet Org. San. Ve Tic. Ltd. Şti. İşi yapmıştır.
Davacı asıl işveren davalılar yüklenicidir. İş ortaklığı adi ortaklıktır. Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından ortakların sorumlulukları müteselsildir.
Dava açılmadan arabuluculuk görüşmesi yapılmış, uzlaşma sağlanamayınca rücu davası açılmıştır. Davalının zamanaşımı itirazı reddedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Rücuen alacak talebine konu dava ve ödeme belgeleri:
Dava dışı işçi Ali Günay’ın 15/07/2011 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeni ile Tavşanlı …İş Mahkemesinde …, … İnşaat , …, …Demir Çelik Madenicilik Nakliyat İnşaat Gıda Hizmet Org. San. Ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan davada alınan bilirkişi raporunda davalı iş ortaklığının alt yüklenicisi …Demir Çelik Mad.Ltd Ştinin %80, işçinin %20 kusurlu olduğu tespit edilerek işçinin kusuru düşüldükten sonra 35.528,00 TL maddi tazminatın davalı … den, 9000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müetselsilen tahsiline karar verilmiş, karar istinaf edilmiş, T.C. … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi tarafından verilen Dosya No : 2017/274, Karar No : 2017/228 sayılı, 26/12/2017 tarihli KESİN nitelikli kararda; 32.528,00-TL Maddi tazminatın olay tarihi olan 15/07/2011 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte taleple bağlı kalınarak 1000 TL lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen,bakiye kısmının ise davalı …(… ) den tahsil edilerek davacıya verilmesine,
– 9.000,00-TL Manevi tazminatın olay tarihi olan 15/07/2011 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İş bu kararın ortadan kaldırdığı karar, Tavşanlı İcra Müdürlüğünün 2017/4184 sayılı takip dosyası ile takibe konulmuş olup, davacı yanca, Tavşanlı İcra Müdürlüğünün 2017/4184 sayılı takip dosyasına, 29/11/2017 tarihinde 83.323,46 TL ödeme yapılmıştır.
Yapılan ödemenin ne kadarından davalıların sorumlu olacağının tespiti için hesap bilirkişisinden rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporunda; Mahkeme ilamı ve takip masrafları 88.699,60 TL olarak hesaplanmış, ancak davacı ilam gereği daha az, ” 83.323,46 TL ” ödeme yaptığından rücuya esas miktar olarak davacının ödediği ödediği miktar hesaplamaya esas alınmıştır.
Davalıların tamamı dava dışı üçüncü kişi tarafından rücu istemine dayanak davada davalı gösterildiklerinden icra dosyasına yatan miktarın esas alınması gerekeceği düşünülebilir ise de, icra emrinin yukarıda aktarılan BAM kararı tarihi öncesinde düzenlendiği ve davacı yanca ödemenin de BAM kararı tarihi öncesinde yapılması dikkate alınarak davacının ödeme tarihi itibari ile tüm ferileri ile ilamdan doğan sorumluluk yeniden hesaplamıştır.
Davacının dava dışı işçiye ödediği maddi ve manevi tazminat ile ferilerinden oluşan rücuya esas miktarlar;
Ödeme tarihi Miktarı
İstinaf gider avansı 13/10/2017 100,00 TL
Bakiye karar harcı 06/11/2017 2.209,42 TL
İstinaf gider avansı 28/11/2017 94,05 TL

İlamdan doğan sorumluluk 29/11/2017 83.983,46 TL
Toplam 86.386,93 TL
Olarak hesaplanmıştır.
Davacı kaldırılan ilamda lehine hükmedilen vekalet ücreti olan 660,00 TL’yi icra hesap bakiyesinden düşerek ödeme yaptığından bahisle davada 83.983,46 TL talep ettiğinden ve bu miktar da ilam gereği hesaplanan sorumluluk miktarından az olduğundan, talep edilebilmesi halinde ilamdan doğan sorumluluk nedeni ile rücuya esas miktar, 83.983,46 TL olarak hesaplanmıştır.
Davalılar vekili bilirkişi raporuna itirazında, alacağın zamanaşımına uğradığını, İş Mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda müvekkiline kusur izafe edilmediğini, istinaf masraflarının arabuluculukta istenmediğini bu taleplerin reddi gerektiğini belirterek yeni bir rapor alınmasını talep etmiş davanın reddine karar verilemesini istemiştir.
İş Mahkemesi dosyası ve ilgili dosyada yer alan sözleşme delil olarak incelenmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır.
Dava konusu olayda da davacı ile davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada Kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumludurlar.
İç ilişkide (alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki ilişkide) ise, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda taraflar kendi aralarında sözleşme yapabilirler. Nitekim dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 146. maddesinde düzenlenen, “Borcun mahiyetinden hilafı istidlal olunmadıkça, müteselsil borçlulardan her biri alacaklıya yapılan tediyeden birbirine müsavi birer hisseyi üzerlerine almaya mecburdur. Hissesinden fazla tediyede bulunan, fazla ödeme ile diğerlerine rücu hakkını kazanır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil sorumlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir.
İşte müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir.
Davacı ve davalılar arasında imzalanan sözleşmede işçi hak ve alacakları nedeniyle açıkça yüklenicinin sorumlu olacağı belirtilmiş olup, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme ve şartname hükümleri tarafları bağlayacağından, davacının asıl işveren olarak ödemiş olduğu miktarın tamamını ilgili davalıdan rücuen tahsilini talep edebileceğinin kabulü gerekir.
Dava dışı işçi İş kanunu kapsamında çalışırken iş kazası meydana gelmiştir. Davacı asıl işveren olarak ödeme yapmış ise de iç ilişkide sözleşme ve şartname hükümlerine göre ödediği miktarı işi yapan yüklenicilerden talep edebilecektir. İş mahkemesinde alınan kusur raporunda asıl işverene kusur izafe edilmemiştir. Alt Yüklenici firmada davalıların alt taşeronudur. Davalılar kendi taşeronlarının %80 kusuru ile sebep olduğu iş kazasında hüküm altına alınan tazminattan sorumlu tutulmaları gerektiği karar verilmiştir.
Davacı İş Mahkemesi kararının ilamlı icraya konması üzerine icra dosyasına 83.3223,46 TL ödeme yapmış ise de istinaf mahkemesi kararı kaldırarak yeni bir hüküm kurmuştur. Davacı İcra Müdürlüğüne ödeme emrini yeni ilama göre düzenlettirmeden ödeme yaptığından fazla ödeme yapmıştır.
Davacı icra dosyasına ödediği miktarın üzerine istinaf masraflarını da dahil ederek rücu davası açmıştır. İstinaf masrafları da ilamın ferileri sayıldığından bu masrafları da talep edebileceği şüphesizdir. Mahkememizce aldırılan Bilirkişi raporu ile ilamdan doğan sorumluluk ve istinaf masrafları olarak davacının ödenmesi gereken miktar 86.386,93 TL olarak tespit edilmiştir. Davacı karşı vekalet ücretin 660 TL yi düşerek ödediğinden bu vekalet ücreti mahsubu ödeme yerine geçmeyeceğinden bilirkişinin hesabından 660 TL indirim yapılarak bakiye 83.323,46 TL nin rücuen talep edilebileceği gerekçesi ile dava kısmen kabul edilmiştir.
Dava değeri 86.404,78 TL olup dava 85.726,93 TL üzerinden kısmen kabul edildiğinden kabul edilen kısım için davacı lehine nispi tarifeye göre, reddedilen kısım için davalı yararına AAÜ nün 13/2 mddesi gereğince vekalet ücreti takdir edilerek, yargılama giderlerinin kabul red oranına göre paylaştırılmasına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
Dava dilekçesinde talep edilen 86.404,78TL rücuen alacak talebinin kısmen kabulüne;
83.323,46TL’sinin ödeme tarihi olan 29/11/2017 tarihinden,
94,05TL’nin ödeme tarihi olan 28/11/2017 tarihinden,
2.209,42TL’nin ödeme tarihi olan 06/11/2017 tarihinden,
100,00TL’nin ödeme tarihi olan 13/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2) Dava açılışında alınan 1.475,58 TL peşin harcın alınması gereken 5.856,01 TL harçtan düşülmesi ile bakiye 4.380,43 TL harcın DAVALILARDAN MÜŞTEREKEN ve MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin, 10,67 TL’sinin DAVACIDAN ; 1.349,33 TL’sinin DAVALILARDAN MÜŞTEREKEN ve MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) (a) Dava açılışında alınan 1.475,58 TL peşin harcın yargılama gideri olarak kabulü ile DAVALILARDAN MÜŞTEREKEN ve MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
(b) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 54,40 TL başvurma harcı, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 108,75 TL posta gideri, olmak üzere toplam 913,15 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınmak suretiyle 905,99 TL’sinin MÜŞTEREKEN ve MÜTESELSİLEN DAVALILARDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 11.944,50 TL vekalet ücretinin DAVALILARDAN MÜŞTEREKEN ve MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
6) Davalıların yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 677,85 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALILARA VERİLMESİNE,
7) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, verilen karar reddedilen kısım bakımından istinaf başvuru sınırı altında olduğundan kesin, davalılar bakımından gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/02/2021

Katip …

Hakim …

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”