Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/178 E. 2021/472 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/178 Esas – 2021/472
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2020/178 Esas
KARAR NO : 2021/472

BAŞKAN :….
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP : …

DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av…
Av….
DAVALI :….
VEKİLİ : Av….

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 19/03/2020
KARAR TARİHİ : 23/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davalı … Turizm..Ltd.Şti.’nin iptali talep edilen 05.03.2020 tarihli Genel Kurul Kararları öncesinde; 1875 pay karşılığı 1.875.000,00-TL sermayenin …’na, 625 pay karşılığı 625.000,00 TL sermayesi davacı …’e ait olmak üzere toplamda 2.500.000,00 TL sermayeye sahip bir limited şirket olduğunu, …’ün davalı şirkette %25 paya sahip ortağı olduğunu, davalı şirketin Müdürü …’nun dürüstlük kurallarına aykırı girişimleri sonucunda, Ankara …. Noterliği’nin 18/02/2020 tarih ve 776 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı şirketin ortaklar kurulu kararı uyarınca 05.03.2020 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılacağının davacıya bildirildiğini, bildirimin 19.02.2020 tarihi itibari ile davacıya tebliğ edildiğini, 19.02.2020 tarihinde tebliğ edilen toplantı çağrı ihtarnamesi sonrasında davalı şirkete cevaben Ankara 33. Noterliğinin 24.02.2020 tarih ve 2560 Yevmiye nolu ihtarnamesi ile şirket defter ve belgelerinin, tüm bilanço kayıtlarının ve hesap hareketlerinin incelenmesi amacıyla bilgi ve belge talebinde bulunulduğunu, toplantı çağrısının hukuka aykırı olduğunu, toplantı tarihine kadar gerekli inceleme araştırmanın yapılarak toplantıya hazırlanma süresinin yetersiz olduğu belirtilerek çağrıya itiraz edildiğini, bu ihtara cevap verilmemesi üzerine Ankara 33. Noterliğinin 28.02.2020 tarih ve 2774 Yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı şirket ve müdür …’na haklı itirazlarını ve şirket mali durumu hakkında belge talebinde bulunulduğunun yeniden bildirildiğini, davalı şirket tarafından Ankara …. Noterliği 29.02.2020 tarih, 02060 yevmiye numaralı ve 03.03.2020 tarihinde davacıya tebliğ edilen ihtarnamesi ile şirket belgelerinin 05.03.2020 tarihine kadar şirket merkezinde incelenebileceğinin bildirildiğini, bu ihtarname ile davalı şirketin hayatın olağan akışına aykırı olarak bir gün içerisinde tüm belge ve kayıtların incelenemeyeceğini bile bile yaptığı bildirimin haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu ihtarnameye cevaben Ankara …. Noterliği 04.03.2020 tarih, 02953 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 05.03.2020 tarihli toplantıya katılma konusunda vekil tayin edildiğinin davalı şirkete bildirildiğini, herhangi bir hak kaybına uğramamak ve itirazları sunmak için toplantı tarihi olarak belirtilen gün ve saatte vekil ile toplantıya katılım sağlandığını,…. ve …’ın katılımı ile toplantı yapıldığını, olağanüstü genel kurul toplantısında, toplantının daha sonra yapılmak üzere ertelenmiş olmasına karşın, 11 Mart 2020 tarihli 10034 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinin 536. sayfasında Ankara …. Noterliği’nin 09.03.2020 tarih 06880 sayı ile tasdikli genel kurul tutanağı olduğu görüldüğünü, 12/03/2020 tarihinde Ankara Ticaret Odası’na başvuru yapılarak genel kurul tutanağının bir nüshası alındığını, alınan genel kurul tutanağı incelendiğinde sözde bir toplantı yapılmış gibi tutanak tutulduğunu, toplantı tutanağının başından sonuna kadar içerik olarak sahte olduğunu, tutanak altındaki imzanın sahte olduğunu, olağanüstü toplantı çağrısının, kanunda öngörülen süreye ve usule aykırı olarak yapılmış olup, kararların bu sebeple iptali gerektiğini, gerçeğe aykırı, sahte olarak düzenlenen toplantı tutanağı ile genel kurula katılmaya ve oy kullanmaya haksız olarak izin verilmediğinden kararların iptali gerektiğini, davalı şirket müdürü … tarafından oluşturulan toplantı tutanağı içeriğinin sahte olduğu gibi tutanak altındaki imzanın da sahte olarak atıldığını, belirtilen gündem maddeleri ile olağanüstü toplantı çağrısının hukuka aykırı olduğunu, davalı şirket müdürü…’in yaklaşık 2 ay önce, 24.01.2020 tarihinde de olağanüstü genel kurul çağrısında bulunduğunu, mal varlığı devri ve sınırsız borçlanma yetkisi de içeren genel kurul kararlarının tedbiren durdurulmasını, davalı şirketin maliki olduğu menkul ve gayrimenkul mal varlığının üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için tedbir kararı verilmesine, davalı şirket tarafından alınan 05.03.2020 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Kararlarının iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, olağanüstü toplüantı ilanının ve tebliğinin süresinde yapılmadığı iddiasının yerinde olmadığını, TTK 617. maddesi uyarınca öncelikle sürenin tespitinde şirket sözleşmesine bakılması gerektiğini, davalı şirket ana sözleşmesinde bu sürenin asgari 7 gün olarak kararlaştırıldığını, Türk Ticaret Kanununda bu sürelerin şirket ana sözleşmesinde düzenleme bulunması halinde 10 güne kadar kısaltılabileceğinin yazılı olduğunu, olağanüstü genel kurul toplantı çağrısının tebliğden itibaren 15. gün yapılarak şirket ana sözleşmesine, kanuna ve düzenlemeye aykırı hareket edilmediğini, 05.03.2020 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılacağı davacı tarafça iddia edildiği gibi tebliğ tarihi olan 19.02.2020 tarihinde öğrenilmediğini, davacı …’e, davalı şirket tarafından ilk ve acil olarak 10.02.2020 tarihinde ve saat:10:00’da … Çankaya/Ankara adresinde yapılmaya çalışılan olağanüstü genel kurul toplantı çağrısı iadeli taahhütlü mektupla bildirildiğini, toplantı gün ve saatinde tüm aramalara rağmen kötüniyetli olarak toplantıya katılmaması sebebi ile toplantı ilk olağanüstü genel kurul toplantısı gerçekleştirilemediğini ve bunun üzerine 05.03.2020 tarihine yapılmak üzere ertelenmek zorunda kalındığını, davacı tarafından davalı şirkete gönderilen 24.02.2020 tarih ve 02560 yevmiye nolu ve 28.02.2020 tarih ve 02774 yevmiye numaralı ihtarnamelerden de anlaşıldığı üzere olağanüstü genel kurul toplantısının 05.03.2020 günü saat:10:00 da … Çankaya/Adresinde yapılacağı bilgisine sahip olduklarını, davacı yalnızca kötü niyetli olarak olağanüstü genel kurul toplantısını iptal etmek istediğini, davalı şirketin içinde bulunduğu dar boğazı umursamaksızın genel kurulda karar alınmasını engelleyerek adeta şirket işleyişini kilitlemeyi amaçladığını, davacı şirket evrak, belge ve tüm faturaları istemedeki amacın tümüyle iyi niyetten uzak olduğunu, davacı tarafından incelenmek üzere istenen tüm bilgi, belge ve defterler müvekkil şirket adresinde denetime hazır bir şekilde bulundurulduğunu, davacının denetim ve inceleme hakkına herhangi bir şekilde engel olunmadığını, davacının bu yöndeki iddiasının tümüyle kötü niyetli olduğunu, davacı vekili, şirket ortağının vekili olduğunu belirten Av. …’ın genel kurul toplantısının yapıldığı 05.03.2020 günü vekil sıfatıyla toplantıya geldiğini, yetkisiz vekaletname ile toplantıya katılmak istediğini, toplantıya katılma yetkisi olmadığı anlaşılınca kendisinin uyarıldığını, genel kurul toplantısına başlanılamadığı ve bir süre davacı tarafından bu eksikliğin tamamlanması beklenildiğini, bunun üzerine aynı gün davacı tarafından Av. …’a yetki belgesi verildiğini ve toplantı bu şekilde başlanıldığını, davacı vekilinin genel kurul toplantısını hazirun cetvelini imzalamadan toplantı yerini terk ettiğini, 05.03.2020 tarihinli toplantı tutanağı altındaki davalı şirket müdürü …’na ait imzanın sahte olmadığını, imzaya itirazın, imza sahibine ait bir hak olduğunu, davacı vekilinin böyle bir isnatta bulunma hak ve yetkisine sahip olmadığını, davalı şirketin uzun süredir ekonomik sıkıntılar, ödeme güçlükleri yaşadığını, ülkenn içinde bulunduğu uluslararası ekonomik krizden şirkette ciddi oranda etkilendiğini, davacı tarafça iddia edildiği gibi hisse devrinde keyfi ya da hukuka aykırı bir durum söz konusu olmadığını, gündem içeriğinde de yer aldığı üzere şirkete ait borçların ödenebilmesi için şirketin ihtiyaç duyduğu finansmanı sağlayabilmek amacıyla yeni ortak alımına karar verildiğini, bu amaçla da şirket müdürü ve büyük paydaş olan … kendisine ait payların %10’unu Deniz Karaca’ya devrettiğini, bu şekilde şirket borçlarını ödeyebilecek finansmanın sağlanabilmesi amaçlandığını, şirket ana sözleşmesi incelendiğinde paydaşların kendilerine ait hisselerin devrini engelleyen ya da sınırlandıran, ana sözleşmeye aykırı hareket edilen bir durum söz konusu olmadığını, aksine şirketin ödeme güçlüğü çektiği ve finansman yaratmada zorlandığı bir dönemde şirketin daha da zor bir duruma düşmesini önlemek ve finansman yaratabilmek amacıyla …’nun kendi hisselerinden bir kısımını devrettiğini, yapılan devir işleminin yasalara ve ana sözleşmeye uygun bir şekilde yapıldığı ve genel kurulda karara bağlandığını bildirmiş, ihtiyati tedbir talebi ve haksız ve dayanaksız davanın reddine, davalı şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmesini, yargılama harç ve giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, olağanüstü genel kurulda alınan kararların iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların delillerin toplanmış, gösterilen tanıklar usulüne uygun dinlenilmiş, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/ 144349 soruşturma sayılı dosyası Uyap üzerinden celbedilmiş, Ticaret Sicil kayıtları getirtilmiştir.
Davacının olağanüstü genel kurul kararlarının iptali sebepleri olarak:
1- Toplantı türünün ‘olağanüstü’ olarak seçilmiş olmasının TTK 617/3, 409 maddelerine aykırı olduğu ve bu nedenle kararların iptali gerektiği,
2– Toplantı davetinin 15 günlük yasal süreye aykırı olması nedeniyle TTK 446/1-a, 617. maddesi uyarınca toplantıda alınan kararların hukuka aykırı olduğu,
3- Toplantı öncesi tabloların incelenmek üzere şirket bilanço ve kayıtlarının 15 gün öncesinden hazır edilmemiş olması nedeniyle söz ve yönetime katılma hakkı engellendiğinden toplantıda alınan kararların iptali gerektiği,
4- Toplantı yapılırken toplantıda hazır bulunmalarına rağmen, bu durumun toplantı tutanağında gösterilmemiş olmasının tutanağın sahte olarak düzenlendiği sonucunu doğurduğu bu nedenle iptali gerektiği,
5- Toplantı tutanağına itirazların yazıldıktan sonra itirazların silinmesi ve tamamen sahte tutanak tutulması nedenleri ile TTK m.442 ve Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’e aykırılık oluştuğu bu nedenle kararların iptali gerektiği,
6- Toplantı sonrası, tutanağın sahte imza ile imzalanmış olması nedeniyle karaların iptali gerektiğini iddia etmiştir.

Uyuşmazlıkta değerlendirilecek kanun maddeleri incelendiğinde; 6102 sayılı TTK’nın “İptal sebepleri” başlıklı 445. maddesine göre “446’ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” düzenlemesi mevcut olup, aynı kanunun “İptal davası açabilecek kişiler” başlıklı 446. maddesinde ise, “a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” hükmü mevcut olduğu, 6102 sayılı TTK’nın 437/1 maddesinde “Finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulur. Bunlardan finansal tablolar ve konsolide tablolar bir yıl süre ile merkezde ve şubelerde pay sahiplerinin bilgi edinmelerine açık tutulur. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir.” hükmü, aynı Yasa’nın 420/1 maddesinde’’ Finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular, sermayenin onda birine, halka açık şirketlerde yirmide birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine, genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın, toplantı başkanının kararıyla bir ay sonraya bırakılır. Erteleme, 414’üncü maddenin birinci fıkrasında yazılı olduğu şekilde pay sahiplerine ilanla bildirilir ve internet sitesinde yayımlanır. İzleyen toplantı için genel kurul, kanunda öngörülen usule uyularak toplantıya çağrılır. “hükmü ile 414. maddede de” Genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilanla çağrılır. Bu çağrı, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılır. Pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilir. Sermaye Piyasası Kanunu’nun 11’inci maddesinin altıncı fıkrası hükmü saklıdır.” hükümleri yer almaktadır.
Davacı öncelikle toplantı konuları itibariyle olağanüstü genel kurul toplantısı yapılamayacağını bu durumun TTK 617/3 ve TTK 409 maddesine aykırı olduğunu iddia etmektedir.
TTK’nın 617, maddesi düzenlemesine göre;” (1) Genel kurul müdürler tarafından toplantıya çağrılır. Olağan genel kurul toplantısı, her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren üç ay içinde yapılır. Şirket sözleşmesi uyarınca ve gerektikçe genel kurul olağanüstü toplantıya çağrılır.
(2) Genel kurul, toplantı gününden en az onbeş gün önce toplantıya çağrılır. Şirket sözleşmesi bu süreyi uzatabilir veya on güne kadar kısaltabilir.
(3) Toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin hükümler, Bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç, kıyas yoluyla uygulanır. Her ortak kendisini genel kurulda ortak olan veya olmayan bir kişi aracılığıyla temsil ettirebilir.”
TTK’nın 409 madde düzenlemesinde ise”(1) Genel kurullar olağan ve olağanüstü toplanır. Olağan toplantı her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içinde yapılır. Bu toplantılarda, organların seçimine, finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, kârın kullanım şekline, dağıtılacak kâr ve kazanç paylarının oranlarının belirlenmesine, yönetim kurulu üyelerinin ibraları ile faaliyet dönemini ilgilendiren ve gerekli görülen diğer konulara ilişkin müzakere yapılır, karar alınır.
(2) Gerektiği takdirde genel kurul olağanüstü toplantıya çağrılır.” denilmektedir. Madde metinlerinden anlaşılacağı üzere, olağan ve olağanüstü toplantılarda gündem maddelerine ilişkin bir ayrıma gidilmemiş iki çeşit toplantı olduğu olağan toplantının faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içinde yapılacağı, gerekmesi halinde olağanüstü toplantıya da genel kurulun çağrılabileceği bildirilmiş, bu toplantılarda hangi konuların konuşulacağı ise ” organların seçimine, finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, kârın kullanım şekline, dağıtılacak kâr ve kazanç paylarının oranlarının belirlenmesine, yönetim kurulu üyelerinin ibraları ile faaliyet dönemini ilgilendiren ve gerekli görülen diğer konulara ilişkin ” olarak belirlenmiştir. Kanunun açık hükmü karşısında davacı iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacının, Ankara 54. Noterliği’nin 18.02.2020 tarih ve 776 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı şirketin ortaklar kurulu kararı uyarınca 05.03.2020 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılacağının bildirildiği, bu bildirimin 19.02.2020 tarihi itibari ile tebliğ aldıklarını, (Toplantıya çağrı tebligatının yapıldığı 19.02.2020 tarihi ile 05.03.2020 tarihi arasında 14 gün bulunduğu ve toplantı günün 15. güne denk geldiği belirtilerek olağanüstü toplantı çağrısının kanunda öngörülen süreye ve usule aykırı olarak yapıldığı ve kararın bu sebeple iptali gerektiğini iddia ettiği anlaşılmakla birlikte, Türk Ticaret Kanunu’nun 617. maddesinde “Şirket sözleşmesi uyarınca ve gerektikçe genel kurul olağanüstü toplantıya çağrılır. Genel kurul, toplantı gününden en az onbeş gün önce toplantıya çağrılır. Şirket sözleşmesi bu süreyi uzatabilir veya on güne kadar kısaltabilir…” ; TTK m.446/1-a bendinde toplantı çağrısının usulüne uygun yapılmaması iptal sebebi olarak öngörülmekle birlikte TTK 446/1-b maddesinde “…çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri…” hükmü ile, çağrının usulüne uygun yapılmaması sebebiyle açılan bir iptal davasının kabulü için aynı zamanda bu hususun genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunun da ispatlanması gerektiğinden, toplantının 2.500 adet hisseden 1875 adet hisse sahibinin katılımı ile gerçekleştiği ve iptali istenen genel kurul kararının oybirliği ile alındığı, dolayısıyla davacının toplantıya katılmamasının sonuca etkili olmadığı gibi, davacının toplantıya katılmamasının sonuca etkili olduğunu ispatlayamadığı dikkate alınarak bu yöndeki talebin reddi gerektiği anlaşılmıştır ( Y….. H.D., 2016/6305 E.- 2018/390 K.).
Davacının toplantı öncesi tabloların incelenmek üzere şirket bilanço ve kayıtlarının 15 gün öncesinden hazır edilmediği, bu nedenle söz ve yönetime katılma hakkı engellendiğinden toplantıda alınan kararların iptali gerektiğine ilişkin iddia, davalı taraf beyan ve tutanakları ile yapılan ilanda defterlerin şirket merkezinde incilenebileceği, davacının 24/02/2020 tarihinde talep ettiği bilgi ve belgelerin kapsamı dikkate alındığında TTK 437. Madde kapsamında gelir tablosu ve bilanço talebi olarak değerlendirilemeyeceği, ihtarname talebinde bentler halinde zikredilen kayıtların kendisine gönderilmesi talebinin yasal dayanağı bulunmaması, tüm kayıtların şirket merkezinde incelemeye amade tutulması ve davacının bu olanağının mevcut olması sebebiyle, bu durumun genel kurul kararlarının iptal sebebi sayılması gerektiği iddiası yerinde görülmemiştir.
Davacının toplantı yapılırken toplantıda hazır bulunmalarına rağmen, bu durumun toplantı tutanağında gösterilmediği, toplantı tutanağına itirazların yazıldıktan sonra itirazların silinmesi ve tamamen sahte tutanak tutulması nedenleri ile TTK m.442 ve Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’e aykırılık oluştuğu bu nedenle kararların iptali gerektiği iddiaları yönünden yapılan incelemede tanık ve taraf anlatımları ile anlaşıldığı üzere toplantı günü davacı vekili ile davalı şirket yetkilisi ve büyük ortağı…’in şirket merkezinde toplantı saatinde biraraya geldiği, davacı vekilinin vekaletnamesinde çıkan eksikliklerin tamamlanması sürecinde tarafların müzakerelere başladıkları, defaten metinlerde düzeltmeler yapıldığı taslak oluşturulduğu, eksiklik tamamlandıktan sonra görüşmeler sırasında büyük ortağın bir kısım hissesinin devri maddesinde uyuşmazlık doğduğu davacı vekilinin toplantının başka güne ertelenmesini istediği diğer ortağın kabul etmediği, davacı vekilinin ortamı terkettiği anlaşılmıştır.
Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik incelendiğinde toplantının ne şekilde yapılacağı ayrıntıları ile düzenlendiği görülmektedir. Yönetmeliğin 16. Maddesinde hazır bulunanlar listesi düzenlenmiştir. Hazır bulunanlar listesinin 16/3 maddesi uyarınca toplantıya katılan pay sahipleri veya temsilcileri tarafından imzalanması gerekmektedir. Davacı toplantı hazırun cetvelini imzaladığını iddia ve ispat etmemiş, aksine tanık anlatımları ile hazırun cetvelinin davacı vekilince imzalanmadığı anlaşılmıştır. Yönetmeliğin 22. Maddesinde hazır bulunanlar oranına göre toplantının başlayıp başlayamayacağına ilişkin nisaplar belirlenmiştir. Yönetmeliğin 23. Maddesi toplantının açılması ve yönetimini düzenlemektedir. Hazır olanlar belirlendikten sonra toplantı açılacaktır. Düzenleme ve yaşamın olağan akışı çerçevesinde genel kurul toplantısının başlaması için öncelikle vekaletin geçerliliğinin değerlendirilmesi, eksikliklerin tamamlanması, hazırun cetvelinin oluşturulup imzalanması gerektiği, akabinde toplantıya geçilerek toplantı başkanlığının seçimi, müzakere, toplantı tutanağının düzenlenmesi aşamaları ile toplantının tamamlanacağı anlaşılmaktadır. Somut olayda taraflar arasındaki yakın akrabalık bağı sebebiyle (enişte- kayınbirader), henüz toplantı kanunen başlamadan müzakerelerin başlamış olmasının hazırun cetvelinin imzalanması sürecini bertaraf etmediği, tarafların yakın akrabalık ilişkisi içinde gündem maddelerini konuşmaya başladıkları, bu süreçte bir maddede anlaşma sağlanılmaması üzerine, davacı vekilinin toplantı mahallinden ayrıldığı, toplantının daha sonra yapılmak üzere ertelendiği iddiasının tanık anlatımları ile kanıtlanamadığı, aksine bu talebin şirket büyük pay sahibi ortağı tarafından kabul görmediği, bu haliyle toplantı hazırlığı aşamasında davacı vekilinin toplantı mahallini terk ettiği, sonrasında toplantının usulüne uygun şekilde yapıldığı kanaatine varılmıştır. Davacının, vekilinin hazır olduğu sırada toplantı yapılırken tutanak düzenlendiği iddiası karşısında şayet bir erteleme kararı alındı ise bunun da tutanağa geçirilmesi gerektiği, davacının erteleme talebi ve kabul beyanının tutanağa geçirildiği yönünde bir iddiası da bulunmadığı dikkate alındığında tanık anlatımlarına itibar olunarak taraflar arasındaki müzakerelerinin toplantı öncesi hazırlık aşamasındaki görüşmeler olduğu, davacı vekilinin toplantı mahallinden ayrılmasının toplantıyı akamete uğratma amaçlı olduğu, davacı taraf ayrıldıktan sonra toplantı nisabı mevcut olduğundan toplantının yapıldığı ve kararlar alındığı, nitekim davacı ayrılmasa idi dahi tarafların oy oranı dikkate alındığında sonucu etkilemesinin mümkün görülmediği, toplantıda alınan kararların kanuna, şirket ana sözleşmesine ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı olmadığı bu haliyle iptali gerekmediği anlaşılmıştır.
Davacının son iddiası olan toplantı tutanağındaki imzanın…’e ait olmadığı, tutanağın sahte olduğu iddiası yönünden yapılan incelemede şirket ortağı duruşmada imzanın kendisine ait olduğunu bildirmiş, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/144349 soruşturma dosyasında şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, imzanın ancak imza sahibi tarafından sahteliği iddiasında bulunulabileceği, Ali Ekber Koçyiğit’in imzayı kabul etmesi sebebiyle imza incelemesi yapılmasına gerek bulunmadığı gözönünde bulundurularak davacının sahtelik iddiasının da yerinde olmadığı anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının yerinde bulunmadığı anlaşılmakla REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30 TL harcın 54,40 TL sinin peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye 4,90 TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 4080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
6-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2021

Başkan…
E-imzalı.
Üye…
E-imzalı.
Üye …
E-imzalı. . ….
E-imzalı.