Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/10 E. 2021/217 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2020/10 Esas
KARAR NO : 2021/217 Karar

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

Av. … – […

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/01/2020
KARAR TARİHİ : 19/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan davalı şirkete ait … plakalı aracın 04/07/2016 tarihinde dava dışı sürücüsü …’ in alkollü halde sevk ve idaresinde iken … plakalı araca tamamen kusurlu olarak ve münhasıran alkolün etkisiyle arkadan çarparak dava dışı …’ nın yaralanmasına sebep olduğunu, kazada yaralanan şahsın başvurusu üzerine …… Hukuk Mahkemesi’ nin 2018/147 Esas sayılı dosyasıyla davacı şirket aleyhine açılan tazminat davası sonucu toplam 42.005,52 TL’ nin 15/08/2017 ve 03/12/2018 tarihlerinde davacı şirketçe ödendiğini, davalının bugüne kadar 11.690,00 TL davacı şirkete ödeme yaptığını, kalan bakiye 30.315,52 TL asıl alacak ve 978,10 TL faizin tahsili için Ankara …Müdürlüğünün 2019/10974 sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığı halde davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürüp itirazın iptali ile takibin devamına (takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline) karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Sürücünün alkollü olmasının sigorta şirketine doğrudan rücu hakkı vermediğini, sigortacının sigortalıya rücu edebilmesine ilişkin hususların ZMMS Genel Şartları B.4′ te düzenlendiğini, buna göre ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebileceğini, sigortacının ancak ZMMS B.4′ te sayılan hallerden birinin gerçekleşmesi halinde rücu edebileceğini, yerleşik Yargıtay kararlarına göre kazada sürücünün sarhoş olması başlı başına rücu sebebi olmadığını, sürücünün alkollü olmasının tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmediğini, gerçekleşen kazada davalı şirkete ait aracın sürücüsünün kusurlu olduğunun tespiti sağlanmış ise de, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleştiğine dair bir tespite yer verilmediğini, davacı … şirketinin rücu hakkının varlığının kabul edilse bile davalı şirketin ancak kusuru oranında sorumlu olduğunu, sigorta şirketinin rücu edebileceği tazminat tutarının, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına ve zarar görenlerin gerçek zararına göre belirlenebileceğini bildirip davanın reddinin savunmuştur.
GEREKÇE: Dava, trafik kazasında işgöremez hale gelen dava dışı üçüncü kişiye tazminat ödeyen davacının ödediği bedelin halefiyet ilkesi gereğince kendi sigortalısı olan davalıdan rücuen tahsili istemi ile başlatılan ve davalının itirazı üzerine durdurulan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin takip şartlarıyla devamına ilişkindir.
Ankara …Dairesi, …… Hukuk Mahkemesine müzekkereler yazılmış, cevapları dosya arasına alınmış, makina mühendisi, aktüer bilirkişi ve nörolog bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Ankara …Müdürlüğünün 2019/10974 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; Davacı tarafından davalı ve dava dışı sürücü … aleyhine 19/08/2019 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde 30.315,52TL asıl alacak, 978,10TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 31.293,62TL istendiği, takibin dayanağının 04/07/2016 tarihinde meydana gelen kazadan dolayı sigortan şirketinin ödemiş olduğu miktarı rücu hakkını kullanmasından kaynaklandığı, ödeme emrinin davalıya ve dava dışı kişiye 27/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 27/08/2019 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
…… Hukuk Mahkemesinin 2018/147 esas sayılı dosyasında Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinden aldırılan kusur raporunda; sürücü…in %100 oranında kusurlu olduğu, sürücü …’nın olayda kusursuz olduğu bildirilmiştir.
… Devlet Hastanesi raporuna göre; olay günü sürücü…in kanında 203,6 mg/dl etanol bulunduğu tespit edilmiştir.
Maddi hasarlı ve yaralamalı kaza tespit tutanağı, sigorta poliçesi, ödeme belgesi, bilirkişi raporu ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
Davacı tarafından … plakalı aracın 04.07.2016 tarihinde karıştığı kaza nedeniyle dava dışı …’ya 15.08.2017 tarihinde 17.877,95-TL, 26.11.2018 tarihinde ise 24.127,57-TL ödeme yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Dava konusu poliçe incelendiğinde; Sigortalı olan davalıya ait … plaka sayılı aracın kaza tarihini de kapsar şekilde 04/07/2016-04/07/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile davacı şirket tarafından sigortalandığı, kişi başına sakatlanma/ölüm teminat limit miktarının 310.000,00-TL ile sınırlı olduğu anlaşılmıştır.
2918 Sayılı KTK’nun 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
Öte yandan, davaya konu kazanın meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.d. maddesinde, tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak verildiği kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa, sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
Bununla birlikte, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.d. maddesinin dayanağını teşkil eden KTK’nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve müteakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabulü de mümkün değildir.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığını ispat yükü, 6762 Sayılı TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir.
23/02/2021 tarihinde bilirkişiler … … , … ve … … … ‘ dan alınan rapora göre; “Davalı yan sürücüsü …’ in %100 oranında kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …’ nın kusursuz olduğu, davaya konu trafik kazasının münhasıran alkolün etki sonucu meydana geldiği, mahkemenizce verilen görev gereği araçtaki hasarın tespitinin yapılmasının mümkün olmadığı, davacının Ankara …Dairesi’ nin 2019/10974 Esas sayılı dosyasından 19/08/2019 takip tarihi itibariyle 30.315,52 TL asıl alacak, 978,10 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.293,62 TL talep edilebileceği” rapor edilmiştir.
Bahse konu bilirkişi raporu somut hadisenin gelişime uygun, denetime elverişli olduğundan hükme esas alınmıştır.
Yukarıda belirtilen bilgiler ışığında dosya kapsamı incelendiğinde; davalının işleteni bulunduğu, dava dışı sigortalı araç sürücüsünün alkollü iken sevk ve idaresinde olan, davacı … tarafından ZMMS sigortası yapılan … plakalı araç ile dava dışı … plakalı aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle davacının dava dışı … … ya toplam 42.005,52-TL ödemede bulunduğu, iş bu davanın ise sigortalı aracın sürücüsünün alkollü olması nedeniyle sigortacının rücu etme hakkından bahisle açıldığı, mahkememizce yukarıda belirtilen bilgiler ışığında nörolog bilirkişi, hesap bilirkişi ve kusur konusunda uzman bilirkişiden alınan raporda sigortalı araç sürücüsünün almış olduğu alkolün kazanın gelişiminde münhasıran etkili olduğunun ve kazada yüzde yüz kusurlu olduğunun belirtildiği, yukarıda belirtilen somut olgular ışığında meydana gelen trafik kazasında münhasıran alkolün etkisinin bulunduğu, bu nedenle davacının yapmış olduğu ödemeden kaynaklı davalıya karşı rücu hakkına sahip olduğu, davacının ödeme tarihi itibarıyla davalının sorumluluğunun başladığı, ayrıca bir ihtar yapılmasının gerek bulunmadığı, davacının icra takibinde yasal faiz istediğinden taleple bağlılık ilkesi gereğince yasal faiz yürütülmesi gerektiği anlaşıldığından davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.

HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Ankara … . İcra Dairesinin 2019/10974 Esas sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin takip şartlarıyla devamına,
2-Alınması gereken 2.137,67-TL harçtan peşin alınan 377,95-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.759,72-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 4.694,04-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 54,40-TL başvuru harcı, 377,95-TL peşin harç, 7,80-TL vekalet harcı, 52,00-TL posta masrafları, 1.800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.292,15‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki saatlik ücret tutarı karşılığı ticari arabulucu ücreti olan 1.320,00-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.19/03/2021
Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır