Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/694 E. 2021/167 K. 05.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/18
KARAR NO : 2021/61

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/01/2020
KARAR TARİHİ : 09/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Bankanın Ankara … Şubesi ile davalılardan …Nak. Tic. San. Tic. Ltd.Şti. arasında kredi sözleşmesi akdedildiğini ve bu sözleşmeye dayanılarak kredi kullandırıldığını, davalılardan …’un bu sözleşmeyi müşterek ve müteselsil borçlu sıfatıyla imzalamak suretiyle asıl borçlu gibi sorumluluğu üstlendiğini, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine kredi hesabının kat edilerek asıl borçlu şirkete ve kefile Beşiktaş … . Noterliğinin 64242 yevmiye numaralı 10.10.2019 tarihli ihtarnamenin keşide edildiğini, ihtarname ile tanınan sürede borcun ödenmemesi üzerine davalılar hakkında Ankara … Müdürlüğünün 2019/15432 E. Sayılı dosyasına kayden icra takibine başlandığını, davalıların borca itiraz ettiklerini, itirazların iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Yetki itirazında bulunmuş, esasa dair itirazlarında , Müvekkilleri ile davacı Banka arasında akdedilen işbu davada karşı tarafın iddialarının haksız ve hukuka dayanmadığını, müvekkillerine tebliğ edildiği iddia edilen ihtarnamenin tebliğ edilmemiş olduğunu, işbu durum bakımından müvekkillerinin işbu kredinin kat edildiğinden icra takibinin ödeme emri taraflarına tebliğ edilmesi üzerine öğrendiklerini, bu nedenle mütemerrit olma koşulunun gerçekleşmemiş olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, ihtarname tebliğ olsa dahi müvekkillerinin borcunun belirtilen tutar kadar olmadığını, müvekkillerinin davacı Bankanın taraflarına tanımladığı 4 adet kredinin 3 tanesinin tamamını, 1 adet kredinin ise % 75’ini ödediklerini, işbu durum sonucunda müvekkillerinin kredi borcunun 5.000 TL tutarında kaldığını, işbu tutarın ise yapılandırılacağı Bankaca ifade edilirken bir anda takibe konu edildiğini, müvekkillerinin yapmış olduğu ödemeler dosya borcundan düşülmeden olması gerekenden daha yüksek bir miktar için takip başlatıldığını, … tarafından ise kefilliğe başvuru şartları bakımından itirazlarının bulunduğunu, … işbu krediye teminat verirken ve kefil olurken evli olup, işbu kefillik ve teminat sürecinde eşinin muvafakatinin alınmadığını, işbu durum bakımından kefaletin geçersiz olduğunu belirterek, davanın reddine, kötüniyetli takip başlatan karşı taraf aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İcra Takibi: Davacı tarafından davalılar hakkında Ankara … Müdürlüğünün 2019/15432 esas sayılı dosyası üzerinden 21.11.2019 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde;
180.396,45 TL Asıl Alacak
4.051,13 TL İşlemiş % 28,80 temerrüt faizi
202,55 TL % 5 BSMV toplamı
758,95 TL İhtarname Masrafı olmak üzere toplam 185.409,08 TL alacağın, asıl alacağa % 28,80 oranından işleyecek faizi ile birlikte tahsil edilmesi talep edilmiştir.
Davalıların adresleri Ankara İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yargı çevresinde olduğundan yetki itirazı reddedilerek davanın esastan incelenmesine geçilmiştir. (HMK 6)
Uyuşmazlık, Genel işlem koşullarına aykırılık olup olmadığı, kefil bakımından eş rızası gerekip gerekmediği, yapılan ödemelerin hangi krediye ilişkin olduğu, bakiye borç alacak durumu , davacının bir alacağı varsa takip tarihi itibariyle alacak miktarının ne olacağı, noktasındadır.
Sözleşme: Davacı Banka ile davalı asıl borçlu şirket …Nakliyat Sanayi Ltd. Şti. arasında 19.07.2018 tarihinde 1.500.000 TL limitle Genel Kredi Sözleşmesi akdedilmiştir.
Sözleşmede …’un 1.500.000 TL limitle müteselsil kefaleti mevcuttur.
Sözleşmenin 13. Maddesinde, Bankaca kredilere uygulanan en yüksek faiz oranına bu oranın % 50’sinin (yüzde ellisinin) ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden faiz uygulama yetkisine sahiptir.
HMK nın 266. Maddesine dayalı olarak bankacı bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek uyuşmazlık konularında rapor alınmıştır.
Bilirkişi Raporu: Davalı asıl borçlu şirkete 21.02.2019 tarihinde 155.142,68 TL tutarında yapılandırma kredisi kullandırılmıştır.
Davalı şirketin 00158887308508922 numaralı vadesiz mevduat hesabına aktarılan yapılandırma kredisi tutarı 155.142,68 TL’nin;
• 113.281,21 TL’lik kısmı ile davalı şirkete ait 6500169187 numaralı 2. El Araç Kredisi borcunun,
• 10.572,08 TL’lik kısmı ile ticari kredili mevduat hesabı borcunun,
• 31.289,39 TL’lik kısmı ile ticari kredi kartı borcunun kapatıldığı belirlenmiştir.
Yapılandırma kredisi aylık % 1,75 ( yıllık % 21) oranı ile 6 ay ödemesiz dönem olmak üzere 60 ay içinde ödenmek üzere ödeme planına bağlanmıştır.
Ödeme planına göre 21.08.2019 tarihinde ödenmesi gereken 19.274,80 TL ve 21.09.2019 tarihinde ödenmesi gereken 4.513,38 TL tutarlarındaki taksit borçları ödenmemiştir .
Kat tarihi olan 27.09.2019 tarihine göre 2 adet taksit ödenmediği, bu taksitler içindeki ödenmemiş anapara tutarının 3.092,74 TL, ödenmemiş faiz tutarının 19.709,94 TL ve ödenmemiş BSMV tutarının 985,50 TL olduğu; ödenmeyen en son taksit tarihi 21.09.2019 itibariyle kalan anapara tutarının ise 152.049,94 TL olduğu anlaşılmıştır.
Davacının ödenmeyen her bir taksit için vade tarihinden itibaren kat tarihine kadar gecikme faizi talep hakkı mevcuttur. Ödenmeyen taksitler dışında kalan anapara alacağına ise ödenen en son taksit tarihinden kat tarihine kadar akdi faiz oranı üzerinden faiz tahakkuk ettirilmesi icap etmektedir.
Kredinin yıllık akdi faiz oranı % 21 olup tatbiki gereken temerrüt faizi oranı % 28,60’dır. Bu verilere göre kat tarihi olan 27.09.2019 itibariyle alacak tutarı 177.014,39 TL olarak hesaplanmıştır. KMH dan dolayı da 0,93 TL borç bakiyesi tespit edilmiştir. İhtarnamenin asıl borçlu şirkete ve kefile tebliğ edildiği 15.10.2019 tarihinde temerrütün gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Takip tarihindeki alacağın tespitinde, hesaplama yapılırken Yargılayın bu konuda koymuş olduğu kurallar çerçevesinde, alacağın kat tarihi itibariyle kayıtlardan tespit edilmesi, kat tarihinde bulunan alacağa temerrüt tarihine (kat ihtarının borçluya tebliği ile verilen sürenin sonu) kadar akti faiz ve ferileri uygulanmalı, temerrüt tarihi itibariyle bulunan akti faiz ve ferileri kapitalize edilerek temerrüt tarihinde borçlunun sorumlu olacağı asıl alacak tespit edilmelidir. Bu safhadan sonra temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar, daha önce belirlenen asıl alacağa temerrüt faizi ve ferileri (Kaynak kullanım destekleme fonu hariç) uygulanmalı ve takip tarihinde talep edilebilecek asıl alacak ile birlikte temerrüt faizi miktarı ve fertleri ayrı ayrı tespit edilmelidir. Bulunacak bu rakam alacaklı bankanın borçludan takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarıdır. Şayet kat tarihi, temerrüt tarihi ve takip tarihi itibariyle hesaplanan bu miktarlar alacaklının taleplerinden fazla ise talep dikkate alınarak miktarlar belirlenmelidir.” şeklindeki hükümler çerçevesinde, takip tarihindeki alacak tutan; kat tarihindeki alacak tutarına temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp kapitalize edilerek bulunan asıl alacağa temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle tespit edilmiştir.
Davacının takip tarihine göre davalı asıl borçlu şirket ve davalı kefilden talep edebileceği tutar; 178.966,91 TL Asıl Alacak, 4.051,13 TL İşlemiş % 28,80 temerrüt faizi, 202,55 TL % 5 BSMV , 758,95 TL İhtarname Masrafı olmak üzere toplam 183.979,54 TL olarak hesaplanmış olup asıl alacak tutarının;
• Taksitli ticari krediden kaynaklanan 178.965,97 TL’lik kısmına takip tarihinden itibaren % 28.60,
• Ticari KMH kredisinden kaynaklanan 0,94 TL’lik kısmına takip tarihinden itibaren % 28.80, Oranlarından işlemiş faiz talep edebileceği mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili talep edilen miktarlar üzerinden davanın kabulünü istemiş, davalılar vekili genel işlem koşullarına aykırılık itirazlarının raporda değerlendirilmediğini yeni rapor alınmasını talep etmiş ise de itiraz edilen husus hukuki nitelikte olduğundan itirazı kabul edilmeyerek tahkikata son verilmiştir.
Bir sözleşmenin 6098 sayılı TBK’nın m. 20 vd. uyarınca genel işlem koşulları denetimine tabi tutulması için kanunda belirtilen ölçütlerin uygulanması gerekir. 818 sayılı BK.’ da olduğu gibi 6098 sayılı TBK’da da sözleşme serbestisi ana kural olmakla birlikte, sözleşmelerin geçerliliği için 6098 sayılı TBK’na, sözleşmenin hukuka aykırı genel işlem koşulları içermemesi unsuru getirilmiştir. Hem tüketiciler hem de tacirler için geçerli olan genel işlem koşulları denetimi, sözleşmelerin imzalanması aşamasında daha olumsuz durumda bulunan sözleşmenin tarafını dürüstlük kuralları kapsamında korumaktadır.
Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulları nedeniyle yazılmamış sayılabilmesi için öncelikle, o hükmün genel işlem koşulu niteliğinde olup olmadığı tespit edilmelidir. Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulu niteliğinde olabilmesi için ise, anılan hükmün genel işlem koşulunu kullanan tarafça, sözleşmenin kurulmasından önce, tek taraflı olarak, sadece o sözleşme için değil, çok sayıdaki benzer sözleşmelerde kullanmak amacıyla hazırlanmış ve karşı tarafın getirilen bu hükmü müzakere etmesine imkan tanımadan sözleşmenin imzalanmış olması gereklidir. Bir sözleşmedeki genel işlem koşulunun niteliğinin, objektif unsurlara göre belirlenmesi gerekmekte olup, bu hususta tarafların icra ettikleri meslekleri ve sıfatları, tacir veya tüketici olup olmadıkları önem taşımaz.
Genel işlem koşulunu kullanan tarafın, karşı tarafa bu hükmü, değiştirilmesini engelleyecek tarzda ve o niyetle sunmuş olmasıdır. Mamafih, tek seferlik bir anlaşma için hazırlanan sözleşme metni için genel işlem koşulundan söz etmek mümkün değildir.
Genel işlem koşulu niteliğindeki bir hüküm, sözleşmenin taraflar arasında müzakere ve pazarlık sonucu imzalanmış ise, artık ortada hukuka aykırı bir sözleşme hükmünden değil, sözleşme özgürlüğü çerçevesinde, sözleşmede yer alan bireysel bir anlaşma hükmünden söz etmek gerekir. Ancak, bir sözleşmede, bütün hükümlerin tartışılarak sözleşmeye konulduğuna ilişkin kayıt konulması, TBK m. 20/3 uyarınca, onları tek başına genel işlem koşulu olmaktan çıkartmayacaktır.
Sözleşme hükmünün dürüstlük kuralına aykırı olduğu ve karşı tarafın şartlarını ağırlaştırdığının tespiti halinde, genel işlem koşulu niteliğindeki bu hükmün, yürürlük denetiminden farklı olarak, kanunun emredici hükmüne açık aykırılık sebebiyle kesin hükümsüz sayılması gerekir.
Genel işlem koşulu nedeniyle yazılmamış veya kesin hükümsüz sayılan sözleşme hükmünün, sözleşmenin uygulanmasında boşluk doğurması halinde, ortaya çıkan sözleşme içi boşluğun, hakim tarafından öncelikle yedek hukuk, bu yoksa MK m. 1. uyarınca örf ve adet hukukuyla, bu da yoksa hakimin hukuk yaratması yöntemiyle doldurulması gerekir.
Sözleşmede …’un 1.500.000 TL limitle müteselsil kefaleti mevcuttur.
Kefalet akdi; kefalet limiti, kefalet tarihi ve kefaletin müteselsil olduğu hususu davalı kefilin el yazısı ile yazılmak suretiyle Borçlar Kanunu hükümlerine uygun olarak tesis edilmiştir. Sözleşme tarafların özgür iradeleri ile imzaladığı bir sözleşme olup, kefalet hükmünün hukuki niteliğindeki bilgilendirme yazısı da kefile ayrı bir metin halinde hazırlanıp imzalatılmış , Genel İşlem Koşullarına İlişkin Bilgilendirme Notu ve Teslim Tutanağı düzenlenmiş olup dosyadaki delillere göre yapılan işlemlerde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.
Hesabın kat edilerek borcun ödenmesi için gönderilen ihtarnamede 1 günlük ödeme süresi verilmesinde de hukuka aykırılık görülmemiştir. Kanunda ve teamülde sürenin ne olacağı konusunda bir açıklık bulunmamaktadır.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 584.md “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.” düzenlemesi bulunmakta olup ,TBK 584 /3 md “Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler….için eşin rızası aranmaz.”düzenlemesi getirilmiştir.
Ticaret Sicil Gazetesi ve davalı tarafın beyanına göre davalı kefil şirket ortağı ve yöneticisi olduğundan eş rızasına gerek olmadığı kabul edilmiştir.
Bilirkişi raporu denetime ve Yargıtay uygulamalarına uygun olup hükme esas alınarak rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacının icra inkar talebi bakımından ise, İİK nun 67/2. Maddesi gereğince banka kredi borcu ve alacağı borçlu tarafından belirlenebilir (likit alacak) olduğu kabul edilerek hüküm altına alınan asıl alacak için davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
Davalıların Ankara … Dairesinin 2019/15432 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın;
-178.966,91 TL asıl alacak,
-4.051,13 TL işlemiş faiz,
-202,55 TL BSMV,
-758,95 TL ihtarname masrafı bakımından iptali ile, takibin 178.966,91 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %28,60 oranında temerrüt faizi işletilerek takibin devamına,
0,94 TL asıl alacak bakımından takip tarihinden itibaren %28,80 oranında temerrüt faizi işletilerek takibin devamına,
Asıl alacak likit olduğundan 178.967,85 TL üzerinden hesap edilecek %20 icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Yasal şartlar oluşmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına,
2) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 12.569,55 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, 9,98 TL’sinin davacıdan ; 1.310,02 tl’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 750,00 TL bilirkişi ücreti, 202,00 TL posta gideri, olmak üzere toplam 952,00 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınmak suretiyle 944,80 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 21.330,52 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6) Davalıların yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından reddedilen kısım için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca 1.401,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar, davacı bakımından reddedilen miktar istinaf sınırının altında olduğundan kesin, davalılar bakımından gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2021

Katip …

Hakim …

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”