Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/656 E. 2021/318 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2019/656 Esas
KARAR NO : 2021/318

Av. … -…

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2019
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı şirket hakkında 21.08.2019 tarihinde Ankara … Dairesinin 2019/11185 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı şirketin 27.08.2019 tarihinde icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu ilişki neticesinde müvekkili şirketin davalı şirketten 152.849,61-TL tutarında bakiye alacağının bulunduğunu, 152.849,61-TL tutarında bakiye ile ilgili taraflar arasında 31.04.2019 tarihinde mutabakat mektubu imzalandığını, davalı şirketin mutabakat mektubunda borcunu kabul etmesine ve müvekkili şirketin yapmış olduğu satışları ticari defterlerine kaydetmesine rağmen yapmış olduğu itirazın haksız olduğunu, icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsiline, asıl alacağa avans faizinin işletilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ticari ilişki neticesinde ortaya çıkan borçtan bahsettiğini ve alacağını ona dayandırdığını, bu hususu kabul anlamına gelmemekle birlikte, iki taraf arasında bir ticari ilişkinin varlığı kabul edilse dahi burada müvekkili şirket ile takip alacaklısı davacı arasında cari işleme dayalı bir ticari ilişkinin söz konusu olacağını, bu doğrultuda dönem içinde kısım kısım mal alımı ve aynı şekilde ödemeler yapılacağını ve dönem sonunda alacak borç kalemlerinin hesaplanarak bakiye üzerinden ticari ilişkinin yürütülmesinin gerekeceğini, davacının yaptığı belirli faturaların ya da alacakların toplam alacak kalemleri içerisinden çekilerek takibe konu edilmesinin mevcut ticari ilişkinin olağan akışına aykırı olduğunu, dönem sonunda tüm alacak borç kalemlerinin hesaplanıp mahsup edildikten sonra bakiye üzerinden hareket edilmesi gerektiğini, ticari ilişkilerde cari işlem akışının incelenmesi, alacak borç miktarlarının tespit edilmesi ve varsa bakiye miktarının tespit edilmesi yoluna gidilmesi gerektiği, fatura ve bunun karşı tarafa tebliğinin tek başına ticari ilişkinin kanıtı olmadığını, ortada bir ticari ilişkinin olduğunun tespit edilebilmesi için fatura konusu malın yada hizmetin usulüne uygun olarak karşı tarafın uhdesine geçirilmiş olması gerektiğini, bu durumun da tüm ticari kayıtların ayrıntılı incelenmesi ve hakim tarafından tanıkların dinlenmesi yoluyla sübut bulacağını, davacı tarafın müvekkili şirkete hizmet verdiği ve fatura düzenlediğine ilişkin beyanının bulunduğu, ancak faturaya yansıtılan mal veya hizmetin ne olduğu ve usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı hususunda tespit yapılamadığını, müvekkili şirket tarafından davacı şirkete çeşitli ödemeler yapıldığını, ticari defter ve kayıtların bilirkişi tarafından incelenmesi neticesinde bu hususların ortaya konulacağını, davacı tarafın yapılan itiraza yönelik; zaman kazanmaya, mesnetsiz, haksız ve kötü niyetli olduğuna dair iddialarının müvekkili şirkete icra inkar tazminatı hükmedilmesi amacı taşıyan, hiçbir somut dayanağı olmayan iddialardan ibaret olduğunu, davacı şirketten bir mal alım yapılmış olsa dahi, alacağın muhasebesel kontrolünün yapılması gerektiği, yapılan ödemeler nedeniyle bir borcun bulunup bulunmadığını, varsa miktarının ne kadar olduğuna ilişkin kontrolün kısa süre içerisinde yapılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Büyük Mükellefler Vergi Dairesine, Seğmenler Vergi Dairesine ve Ankara … Dairesine müzekkere yazıldığı görüldü.
İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine 06/03/2020 tarihinde talimat yazılarak bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Bilirkişi Lale Bektaş’tan 16/03/2021 tarihli bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Dava, davacı tarafça cari hesap ilişkisine dayanan takibe davalının itirazı üzerine davacının açmış bulunduğu 2004 sayılı İİK’nda düzenlenen itirazın iptali davasına ilişkindir.
Ankara … Müdürlüğünün 2019/11185 Esas sayılı icra dosyası, ticari defter ve kayıtlar, cari hesap özeti ve mutabakatı, müzekkere cevapları, ticaret sicil özeti, bilirkişi raporları ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
Ankara … Müdürlüğünün 2019/11185 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: Davacı tarafından davalı aleyhine 21/08/2019 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde 152.849,61-TL bakiye alacak istendiği, takibin dayanağının 21/08/2019 tarih 152.849,61-TL tutarındaki bakiye alacak olduğu, ödeme emrinin davalıya 26/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 27/08/2019 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Ticari satış 6102 sayılı TTK m. 23’de düzenlenmiştir. Yapılan düzenleme uyarınca; özel hükümler saklı kalmak şartı ile, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde TBK’nın satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır. Sözleşmenin niteliğine, tarafların amacına ve malın cinsine göre, satış sözleşmesinin kısım kısım yerine getirilmesi mümkün ise veya bu şartların bulunmamasına rağmen alıcı çekince ileri sürmeksizin kısmi teslimi kabul etmişse, sözleşmenin bir kısmının yerine getirilmemesi durumunda alıcı haklarını sadece teslim edilmemiş kısım hakkında kullanabilir.
Cari hesap 6102 sayılı TTK m.89’da düzenlenmiştir. İki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarının teker teker ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarın isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesidir.
Eldeki davada, taraflar arasında süre gelen ticari satıştan kaynaklanan cari hesap ilişkisi bulunmaktadır. Bu nedenle taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisini hesabın kat edildiği tarih itibariyle tespit edilmesi zorunludur.
HMK.nun 222/1, 220/3 maddeleri gereğince taraflara dava konusu ticari defter ve kayıtlarını sunması süre verilmiş ve bilirkişiler tarafından sunulan tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmiştir.
Davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesi için İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine 06/03/2020 tarihinde talimat yazılmış olup, talimat mahkemesince aldırılan bilirkişi raporuna göre;
Davacı tarafın incelenen 2017, 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye ve envanter defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, defteri kebirlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmadığı,
Davacı tarafın incelenen 2019 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, yevmiye defterinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, yevmiye defteri ve defteri kebir kayıtlarının birbirini doğruladığı, envanter defterinin yazdırılmamış olduğu, envanter defteri yazdırılmamış olduğu için diğer defter kayıtları ile birbirini doğrulayıp doğrulamadığının tespit edilemediği, defteri kebirin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmadığı,
Davacı taraf icra takibinde 152.849,61-TL cari hesap bakiyesini talep ettiğinden bu tutarı karşılayacak olan icra takibine konu alacağın dayanağı olan faturaların davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş 9 adet e fatura olduğu, icra takibine konu alacağın dayanağı olan 9 adet e faturanın dava dosyasında bulunmadığı,
İcra takibine konu alacağın dayanağı olan 9 adet e faturanın 8 adedi ile ilgili davacı tarafından davalı adına 8 adet sevk irsaliyesinin düzenlenmiş olduğu,
İcra takibine konu alacağın dayanağı olan 9 adet e faturadan mal satışı ile ilgili olan 8 adet faturada yazılı olan malların davalı tarafa teslimine ilişkin 8 adet sevk irsaliyesinin 7 adedinin teslim alan kısmında isim ve imza bulunduğu, 1 adedinin teslim alan kısmında ise (315404 numaralı) davalı şirket kaşesi ve imza bulunduğu,
Davacı tarafından davalı adına, aralarındaki hesap durumunu gösteren 10.04.2019 tarihli mutabakat mektubu düzenlenmiş olduğu, mutabakat mektubunda 31.03.2019 tarihi itibariyle davalının borç bakiyesinin 152.849,61-TL olduğunun bildirilmiş olduğu, mutabakat mektubunun davalı tarafından şirket kaşesi üzerine imza atılmak suretiyle onaylanmış olduğu,
İcra takibine konu alacağın dayanağı olan 2018 yılına ait 9 adet e faturanın davacı tarafın cari hesap ekstresinde ve ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,
Davacı tarafından sunulan cari hesap ekstresinde yer alan kayıtların tek tek ticari defter kayıtları ile karşılaştırıldığı, devir işlemlerine ilişkin açılış ve kapanış kayıtları hariç diğer tüm kayıtların ticari defterlerde yer aldığını rapor etmiştir.
Mahkememizce davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporuna göre;
Davacının ve davalı firmanın tacir oldukları,
Davacının ve davalı şirketlerin GİB e-defter kullanıcısı oldukları, bu hususta yasal süre zarfında e-defter beratlarını GİB’e gönderdiklerini,
Dava konusu 2017 ve 2018 yıllarında davacı tarafından düzenlenen tüm faturaların davalı firma defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalı firmanın tüm faturaları BA formunda bildirdiği,
Dava konusu 2017 ve 2018 yıllarında davacı tarafından davalıya düzenlenen tüm faturaların davacı tarafından BS formunda bildirildiği,
Davalı firma tarafından yapılan tüm ödemelerin davacı firma defterinde kayıtlı olduğu,
Davalı ve davacı şirket defter kayıtlarındaki bakiyelerin karşılıklı olarak örtüştüğü,
Taraflar arasındaki 10.04.2019 tarihli mutabakat mektubunda davalı şirketin davacı şirkete 152.849,61-TL tutarında cari hesap borcunun bulunduğuna dair, davalı firma kaşesi ve imzasının bulunduğu,
Davalı ve davacı şirketin defter kayıtlarına göre; davalı şirketin davacıya 22.02.2019 tarihi itibariyle 152.849,61-TL tutarında borcunun bulunduğunu rapor etmiştir.
Somut olayda; taraflar arasında kurulu ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafın lehine delil teşkil eden usulüne uygun tutulmuş ticari defter ve kayıtları bilirkişi marifetiyle incelendiğinde davacı-alacaklı şirketin davalıdan takip tarihi itibarıyla 152.849,61-TL alacaklı gözüktüğü, davalı ile davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının birbirleriyle uyumlu olduğu, davacı tarafından düzenlenen cari hesabı oluşturan 9 adet faturanın davalı kayıtlarında bulunduğu, davalının tüm faturaları form BA ile vergi dairesine bildirdiği, bu nedenlerle fatura kapsamındaki malların/hizmetin teslim edildiğinin kabul edileceği (bkz. Yargıtay …. HD.’nin 2014/11846 esas, 2014/15110 karar sayılı ve 14.10.2014 tarihli ilamı), diğer taraftan taraflar arasındaki 10/04/2019 tarihli mutabakat mektubunda davalı şirketin davacı şirkete 152.849,61-TL tutarında cari hesap borcunun bulunduğuna dair davalı firmanın kaşesi ve yetkilisinin imzasının bulunduğu, bu suretle davalı tarafın cevap dilekçesinde belirtilen itirazlarının yerinde olmadığı, yukarıda belirtilen esaslara uygun olarak hazırlanan, yargısal denetime elverişli bilirkişi raporlarına mahkememizce itibar edildiği, davacının icra takibinde konu edilen asıl alacak miktarınca davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, ticari defter kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacı tarafın takip konusu edilen ve bilirkişi raporu ile belirlenen cari hesaptan kaynaklı bakiye asıl alacağı için icra takibi yapmakta haklı olduğu, yukarıda belirtilen olgular ve taleple bağlılık ilkesi gereği davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra takibinin devamına, asıl alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatı verilmesine, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜ ile;
1-Davalı hakkında başlatılan Ankara … Müdürlüğünün 2019/11185 takip sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile 152.849,61-TL üzerinden takibin devamına
Asıl alacak likit olduğundan yüzde 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gereken 10.441,16-TL harçtan peşin alınan 1.846,04-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.595,12‬-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 18.470,71-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 44,40-TL başvuru harcı, 1.846,04-TL peşin harç, 6,40-TL vekalet harcı, 106,00-TL posta masrafları, 1.300,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.302,84‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki saatlik ücret tutarı karşılığı ticari arabulucu ücreti olan 1.320,00-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/04/2021

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır