Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/652 E. 2021/993 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/652 Esas – 2021/993
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/652 Esas
KARAR NO : 2021/993

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM :…..
KATİP : …..

DAVACI …..
DAVALI : …..

DAVA : Tazminat (Kasko Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/11/2019
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/01/2022

Mahkememizde açılan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket adına kayıtlı ….. plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından Kasko Poliçesi ile sigortalandığını, 01.07.2019 tarihinde Silopi İlçesinde bulunan şantiye sahasında seyir halinde iken aracın arka kısmının birden alev almaya başladığını, araç sürücüsü ve müvekkil şirket çalışanları tarafından yangına yangın söndürme tüpü ve su ile müdahale edildiğini, yangın kontrol altına alındığını, her ne kadar yangın kontrol altına alınmış olsa bile araçta maddi hasar meydana geldiğini, sigorta şirketine başvuru yapılmasın rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacının aracın bakımını ve onarımını yetkili serviste yaptırdığını, zararın 17.458,14 TL olduğunu, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 17.458,14 TL nin ticari reeskont faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının usulüne uygun bir başvurusu bulunmadığından dolayı davanın reddinin gerektiğini, Davanın 2918 sy nın 109. Maddesindeki süre geçtikten sonra açıldığından alacağın zamanaşımına uğradığını, ATK dan kusur raporu alınmasını, davaya konu hasarın yangın sebebiyle meydana geldiğini ancak alınmış herhangi bir yangın raporunun bulunmadığını, davacı tarafça talep edilen tutarın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava; Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Dava konusu ….. plakalı aracın … Sigorta A.Ş tarafından 266231947 no.lu ve 25.06.2019/2020 vadeli kasko sigortası ile sigorta örtüsü altına alındığı anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nun 1420. maddesi genel kural olarak sigorta sözleşmelerinden doğan bütün taleplerin alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren 2 yılda zamanaşımına uğrayacağı hükmünü getirmiştir. Aynı yöndeki düzenleme, Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın C.10. maddesinde de yapılmıştır. Olay ve dava tarihine göre bu süre dolmadığından davalının zamanaşımı itirazı reddedilmiştir.
Dosyadaki soruşturma evraklarından anlaşıldığı üzere;
-Sürücü Habip Kan, kendisinin NSR firmasında şoför olarak çalıştığını, olay günü ve saatinde …. plakalı MAN marka kamyon ile …. bölgesinden yüklemiş olduğu hafriyatı hafriyat boşaltma alanına götürdüğünü, seyir halinde iken aracın sağ yan aynasına baktığında, şanzımanın üst kısmının alev aldığını gördüğünü ve aracını durduğunu ve araçtaki pet şişedeki su ile yangını söndürmeye çalıştığını, sonra olay yerine yakın olan kademedeki atölye formeni …. ‘nin yangın tüpü ile gelerek aracı söndürdüğünü, beyan ettiği,
-Faysal Peyçi, kendisinin NSR şirketinde atölye formeni olarak çalıştığını, olay günü ve saatinde atölyede bulunduğu esnada yoldan alev alarak gelen bir araç gördüğünü ve bunun üzerinde yangın tüpünü yanına alarak yanan aracı söndürdüğünü, aracın şanzıman üst kısmında bulunan elektrik akşamının yandığını gördüğünü, beyan ettiği,
-Jandarma görevlilerinin düzenlediği tutanakta; Yangın bölgesinde tiner, benzin gibi koku hissetmediklerini, yangında bazı kablo ve plastik akşamlarında erimeler olduğunu tespit ettikleri, görülmüştür.
Sigorta Şirketinin yaptırdığı Araştırma raporu: …. – Hasar Araştırma ve Danışmanık Hizmetleri tarafından düzenlenen 29/07/2019 tarihli Araştırma raporunda ; Dosyanın açıldığı … Otomotive gidilerek araç üzerinde inceleme yapılmış, incelemede aracın kupa ile damper arasında kalan kısmında yanmanın başladığı, yanma sonucunda aracın elektrik sisteminin ve hasar tespit listesinde yer alan bütün parçaların zarar gördüğünü, hasarlı parçalar üzerindeki hasar karakterinin olayın meydana gelme şekline uygun olduğu, aracın 2 yıllık garanti süresinin devam ettiği gözlenmiş, ancak poliçe ile hasar arasında beş gün süre olması, önceki kasko poliçesi ile bu poliçe arasında 13 günlük boşluk olması nedeniyle zararın poliçe düzenlenmeden önce gerçekleşmiş olabileceği görüşü rapor edilmiş rapor olumsuz olarak kapatılmıştır.
HMK nın 266. Maddesi gereğince yangının sebebi ve gerçek zarar konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi raporu I: Karayolları Genel Müdürlüğünden emekli Makine Mühendisi bilirkişi ve sigortacı bilirkişiden alınan raporlarda ; ”Araçta çıkan yangının kupa ile damper arasında ve şanzımanın üst kısmındaki elektrik kablolarından başladığı anlaşılmış olup, çıkan yangının elektrik kablosunun dış kısmının bağlı olduğu şaseye sürtmesi sonucu, kablonun dış kısmının yırtılarak kablo iletkeninin şasiye temas etmesi ile meydana gelen kısa devre sonucu plastik akşamlardan başlayarak diğer yanıcı malzemelerin yandığı kanaatini güçlü kılmaktadır. Bu duruma göre yangının çıkma nedeni bakım hatası olarak değerlendirilmiş, aracın hasarı ile ilgili olarak dosya kapsamında herhangi bir eksper tespiti ya da bilirkişi tespiti bulunmadığı, aracın hasarı ile ilgili olarak … Otomotiv San.Tic.Ltd.Şti tarafından düzenlenen 070368 nolu faturada, aracın parça ve işçilik bedellerinin 17.468.14 olduğuna ilişkin fatura yer aldığı ,fatura kapsamı incelendiğinde, faturada yer alan parça ve işçilik bedellerinin rayiç değerlerde olduğu , aracın yanmasından dolayı araçta meydana gelen zarar tutarı 17.458.14 TL uygun görülmüştür.” şeklinde kanaat bildirilmiş, sigortacı bilirkişide eksik ve aşkın sigorta bulunmadığını, zararın poliçe teminatı kapsamında olduğunu belirtmiştir.
Bilirkişi raporu yeterli görülmediğinden İTÜ Otomotiv bölümünden seçilecek bilirkişiden yeni bir rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi raporu II : …. ve Sigortacı bilirkişiden alınan 27/10/2021 tarihli raporda; ”Her ne kadar dava dilekçesinde yangının başlangıcının yağ hortumunun patlaması olarak belirtildiyse de, yağ hortumunun normal çalışan bir araçta kendi kendine patlaması teknik olarak mümkün değildir. Zira yağ hortumları normal çalışma sırasında iç basınca dayanacak ölçüde güçlü hortumlardan imal edilir. Ayrıca aracın şoförü, aracın normal kullanım halinde olduğunu ifade etmiş, herhangi bir dış etkiden bahsetmemiştir. Yine aracın kaza tarihinde 2 yaşında olduğu dikkate alındığında yağ hortumunun yıpranma, aşınma, eskime nedeniyle patlaması da teknik olarak mümkün değildir. Dosyadaki hasarlı araç fotoğraflarında, patlamış bir yağ hortumu da görülememiştir. Dolayısıyla yangının davacı şirket vekilinin ileri sürdüğü şekilde yağ hortumunun patlaması sonucu meydana gelmesi mümkün değildir.
14.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda ise, elektrik kablolarının şasiye sürtünmesi sonucu izolasyonunun sıyrıldığı ve çıplak kalan tellerin birbirine sürtünmesiyle oluşan arkın izolasyonu ve çevresindeki kolay tutuşan plastik aksamı tutuşturduğu ifade edilmişse de, aracın 2 yaşında yeni bir araç olduğu dikkate alındığında, bu tür yangınların ancak 10-15 yıl kullanılmış, eskimiş, yıpranmış araçlarda meydana gelebileceği, 2 yıllık araçta şasiye sürtünme sonucu bir yangın başlangıcı olmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla bur rapordaki değerlendirmeye de itibar edilememiştir.
Dosyada bulunan ve aracın yangından sonraki durumunu gösteren fotoğrafların incelenmesinden, yangından en çok etkilenen parçanın hava filtresi kısmı olduğu görülmektedir. Bu parçada yangına neden olabilecek bir ısı menbaı olmadığı, aracın 2 yaşında yeni bir araç olduğu, bakımlarının yetkili serviste yapıldığı dikkate alındığında, yangının harici bir etkiyle başladığı kanaatine varılmıştır.
Sigortacı bilirkişinin makine mühendisi ile birlikte hazırlanan raporda ayrıca Kasko Poliçesi Genel Şartlarının 1.5 maddesi ve TTK 1446. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar yükümlülüğünü kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti sigortalıya geçer.
Bu durum karşısında rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğini ispat külfeti sigortacıda bulunmaktadır. İspat külfeti somut olayda davalı sigortacıda olmakla, sigortacı rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde oluştuğunu, aracın sigorta teminatı dışında mekanik bir arızadan dolayı yandığı, soyut iddialarla değil somut delillerle kanıtlamalıdır. Davalı sigorta şirketi, sigortalı aracın hasara uğrama şeklini, araçtaki bir mekanik arızadan dolayı meydana geldiğini somut delillerle ispatlayamamıştır.
Dosyada bulunan ve taraflar arasında geçerli kasko sigorta poliçesinin A.4.5 maddesinde “yanma ile meydana gelen zararlar”ın da kasko sigorta teminatı içine alındığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla dava konusu yangın hasarının, kasko sigorta poliçesinde belirtilen “… aracın gerek hareket ve gerekse durma anında sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler sonucunda…” meydana gelen bir hasar olarak kabul edilmesi gerektiği ve bu durumda rizikonun kasko poliçesi teminatı kapsamında kaldığının kabulü ile davacı aracında davaya konu kaza sebebiyle meydana gelen 17.458,14 TLlik gerçek zarar miktarından davalı şirketin sorumlu olduğu ” mütalaa edilmiştir.
Davalı vekili bilirkişi raporuna itirazında hasar bedelinin uzman sigorta eksperi tarafından belirlenmesi gerektiğini, değişen parçalara göre araçta kıymet artışı olacağını belirtmiş ise de, araştırma raporu , iki ayrı bilirkişi raporunda da davacının sunduğu faturadaki malzemelerin yanan parçalara ilişkin olduğunu, parça fiyatlarının uygun olduğu belirtildiğinden , aracın iki yaşında olması sebebi ile değişen elektrik aksamının değer artışı yapmayacağı yeni bir rapor alınmasına gerek olmadığı kanaati ile davalının bu konudaki talebi kabul edilmemiştir.
Sigorta şirketinin yaptırdığı araştırma raporunda yangının poliçe tarihinden önce çıkmış olabileceği ihtimali olduğu belirtilmiş ise de bu konuda kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından olayın kasko poliçesi teminatı altında olduğu kabul edilmiştir.
Olay şantiye sahasında meydana gelmiş olup yangına resmi bir makam müdahale etmemiştir. Dosyada resmi bir makamın düzenlediği görgü ve tespite dayalı yangın raporu bulunmamaktadır. Jandarma yangın söndürüldükten bir gün sonra tutanak düzenlemiştir. Yangının çıkış sebebi bilirkişi raporlarında farklı şekilde değerlendirilmiş ise de araştırma raporunda da yangının açıklandığı şekilde olduğu, herhangi bir kasıt ,sabotaj iddiası bulunmadığından davalının zarardan sorumlu olduğu, bilirkişilerce de uygun görülen 17.458,14 TL hasar bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davacı vekili sigorta şirketine 02.07.2019 tarihinde telefonla ihbarda bulunulduğunu beyan etmiş bu konuda yazılı delil sunmamıştır. Araştırma raporunda ihbar tarihi olarak 05.07.2019 tarihi yazılmıştır. Sigorta Genel Şartlarına göre temerrüt tarihi belirlenerek bu tarihten itibaren aracın ticari araç olması ve tarafların tacir olmasına göre avans faizine hükmedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KABÜLÜNE,
17.458,14 TL’ nin temerrüt tarihi olan 24/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
2) Dava açılışında alınan 298,15 TL peşin harcın alınması gereken 1.192,57 TL harçtan düşülmesi ile bakiye 894,42 TL harcın DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) (a) Dava açılışında alınan 298,15 TL peşin harcın yargılama gideri olarak kabulü ile DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
(b) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 44,40 TL başvurma harcı, 2.800,00 TL bilirkişi ücreti, 334,90 TL posta gideri, olmak üzere toplam 3.179,30 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5100,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, tarafların yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/12/2021

Katip……
✍e-imzalıdır

Hakim…..
✍e-imzalıdır

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”