Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/632 E. 2022/6 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/632 Esas – 2022/6
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/632 Esas
KARAR NO : 2022/6

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM :….
KATİP :….

DAVACI :…..
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/11/2019
KARAR TARİHİ : 11/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/02/2022

Mahkememizde görülmekte itirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı Banka ile dava dışı asıl borçlu …Kapı ve İnşaat Ltd. Şti arasında (5) adet kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını davalının da sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığını kredi ve faiz borçlarının zamanında ödenmemesi üzerine Beşiktaş ….. Noterliğinin 24.09.2018 tarih 64000 yevmiye numaralı kat ihtarının gönderildiğini , borcun verilen süre içinde ödenmemesi üzerine Ankara 9.İcra Müdürlüğünün 2019/8363 Esas sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Alacağın zaman aşımına uğradığını, görevli ve yetkili Mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu , dava dilekçesinde davalı müvekkilinin borcunun hangi sözleşmeden kaynaklandığını açıkça belirtmediğini, davacı Bankanın kefalet sözleşmelerini vekaleten tüm taleplere rağmen vermediğini, davacı Bankanın alacağının ipotek ile teminat altına alınmış olduğunu, öncelikle teminat altına alınan alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi gerektiğini, alınan kefaletin yasanın emredici hükümlerine aykırı olmakla yok hükmünde olduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek, davanın reddine, alacağın %20′ sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava; Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için kefil hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.. (İİK 67)
Davacı Banka tarafından diğer sözleşme kefilleri ile birlikte davalı … hakkında Ankara 9.İcra Müdürlüğünün 2019/8363 esas sayılı dosyası üzerinden 26.06.2019 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde; 109.111.99 TL’si asıl alacak, 46.299,98 TL’si işlemiş temerrüt faizi, olmak üzere toplam 155.411,85 TL alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %57 oranından uygulanacak işlemiş faizi ile birlikte … ‘dan tahsil edilmesi, talep edilmiştir.
Davacı banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan sözleşme ticari nitelikteki Genel Kredi Sözleşmesi olduğundan , davalının kefaleti de bu sözleşmeye istinaden verildiğinden görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu , … İlçesinde Ticaret Mahkemesi bulunmadığından , yetkili Mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğu kabul edilerek davalının bu konudaki itirazları da kabul edilmemiştir.
TBK nun 147. Maddesinde göre sözleşmeden doğan alacaklar için zamanaşımı süresi 10 yıl olduğundan davalının zamanaşımı defi kabul edilmeyerek yargılamaya devam olunmuştur.
Uyuşmazlık, davaya ve takibe konu olan genel kredi sözleşmelerinin TBK. 583 ve 584.maddeleri gereğince geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
TBK’nın emredici nitelikteki 584. Maddesindeki hükmü gereği kefalet aktinin kurulduğu sırada akdin tamamlanabilmesi, geçerli olabilmesi için eş rızası alınması gereklidir.
Davacı tarafa sözleşmeleri sunması için süre verilmiş, davalı vekili tarafından incelenen sözleşmelerdeki davalı imzası inkar edilmemiş ise de eşi … adına atılan imzanın davalının eşine ait olmadığı iddiası üzerine …’nun imza örnekleri toplanmış konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmıştır.
Sözleşmeler:
Davacı tarafından dava dilekçesinde 5 (beş) adet kredi sözleşmesinden söz edilmiş ise de dilekçe ekinde (4) adet kredi sözleşmesinin bulunduğu, bu sözleşmelerden 2 (iki) adedinin …Kapı Ltd.Şti, 1 (bir) adedinin …İnşaat Çelik Kapı Ltd.Şti ve 1 (bir) adedinin …Cam Karo Mozaik Ltd.Şti.arasında akdedilmiş sözleşmelerden oluştuğu görülmüştür. Bilirkişi raporunda detayları açıklandığı üzere, Davalı …’nun dava dışı asıl borçlu …Kapı Ltd.Şti ile davacı Banka arasında akdedilen 28.02.2017 tarihli sözleşmede 2.500.000 TL ve 21.02.2018 tarihli sözleşmede 4.000.000 TL limitle müteselsil kefaleti mevcuttur.
Ticaret Sicil Kayıtlarının tetkikinde, Davalı …’nun …Kapı ve İnşaat Ltd. Şti.nde ortaklık ve/veya yöneticilik sıfatı bulunmadığı görülmüştür.
Bilirkişi raporu: HMK nın 266. Maddesi gereğince Bankacı bilirkişiden alınan rapor ve ek raporda; Takip talebi incelendiğinde davacı tarafın ihtarnamede yer alan kredilerden;
. NE000014 nolu krediden kaynaklı 102.753 TL,
. TU000074 nolu krediden kaynaklı 3.267,00 TL,
. TU000077 nolu krediden kaynaklı 1.615,00 TL, Tutarlarındaki alacaklardan sorumlu tutulduğu belirlenmiştir.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan belgelere göre; Dava dışı asıl borçlu şirkete 28.05.2018 tarihinde 100.000,00 TL tutarında borçlu cari hesap kredisi kullandırılmış, kredi anapara borcuna kat tarihine kadar herhangi bir tahsilat sağlanamamış; kat tarihine göre krediye tahakkuk eden 2.706,00 TL akdi faiz ve 47,00 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 2.753,00 TL faiz alacağı tahsil edilememiştir. 100.000,00 TL tutarındaki kredi davalının kefaletinin bulunduğu 21.02.2018 tarihli sözleşmeye istinaden kullandırılmıştır.
Bilirkişi raporunda, Mahkemenin sözleşmeyi geçerli kabul etmesi halinde davalının takip tarihine göre sorumlu olacağı tutar olarak 109.111,99 TL Asıl Alacak ,46.299,86 TL İşlemiş Faiz, 155.411,85 TL Toplam borç hesap edilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 584’e göre, eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Maddenin ek fıkrasında, ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletlerde eş rızasının aranmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Davalı taraf sözleşmedeki eş rızasına itiraz ettiğinden imza incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi raporu: HÜ. Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü Öğretim Üyesi Zülfükar Sayın tarafından düzenlenmiş olan 19.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda “ 21.02.2018 tarihli Halkbank Kredi Çerçeve Sözleşmesi’ndeki … adıyla atılmış olan imzanın …’nun eli ürünü olmadığı” tespitine yer verilmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz üzerinde Adli Tıp , Adli Belge İnceleme Uzmanı Prof. Dr Nergis Cantürk’ten alınan raporda da kredi sözleşmesindeki eş muvafakati için atılan … imzasının …’ya ait olmadığı tespit edilmiştir.
Netice olarak davalının iki adet sözleşmede imzasının bulunduğu bunlardan birinde eş muvafakatinin hiç alınmadığı diğerinde de eş … adına atılan imzanın eşine ait olmadığı anlaşıldığından sözleşme geçerli olmadığından davacının dava konusu icra takibinden dolayı davacı bankaya borçlu olmadığı kabul edilerek itirazın iptali davası reddedilmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde kötüniyet tazminatı talep etmiştir. İcra ve İflâs Kanunu adde 67, II’de düzenlenen kötü niyet tazminatında, alacaklının tazminata mahkum edilmesi için, onun takibinde haksız ve kötü niyetli olması şartı aranmıştır. Öğretide alacaklının kötü niyetli sayılması için, alacaklı olmadığını bilmesine veya bilmek durumunda olmasına rağmen borçluya karşı icra takibi yapmış olması gerektiği belirtilmektedir. ( Postacıoğlu, s. 67; Yılmaz, s. 748; Deynekli/Kısa s. 230; Kuru, s. 763; Karslı, s. 243; Üstündağ, s. 110, Yıldırım/Deren-Yıldırım, s. 102. ) ….. Hukuk Dairesi kambiyo senetlerine mahsus takiplerde takibin lehdar tarafından yapılması halinde, sadece bu sebeple lehdarın imzanın keşideciye ait olduğunu bilebilecek durumda olduğunu, imzanın borçlunun el ürünü olup olmadığını ya da imzaların huzurunda atılmasını sağlaması gerektiğini, bunların yapılmaması halinde ise diğer hususlara (mesela tarafların arasında bir hukuki ilişkinin bulunup bulunmadığına) bakmadan alacaklının ağır kusurlu olacağını adeta bir karine olarak kabul etmektedir.
Bir güven kurumu olan ve anonim şirket şeklinde kurulan davacı bankanın basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunmaktadır. Sözleşmenin bankada hazırlanması, imza sahiplerinin kimliklerinin de kontrol edilmesi gerekmektedir. Davacı taraf davalının beş adet sözleşmede imzası olduğunu beyan etmiş ise de iki adet sözleşmede imzasına rastlanmış birinde hiç eş rızası alınmamış, diğerindeki imzanın da eşe ait olmadığı anlaşılmıştır. Banka ağır kusurlu olup , sözleşmenin geçerli olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Davalının Eşi tarafından imzalanmayan sözleşmeye dayanarak icra takibi yapılması davacı bankayı kötüniyetli kabul edilerek davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Davacı banka sözleşmedeki eş imzasının huzurda imzalatması ve bu konuda basiretli davranması gerekirken bu yöndeki yükümlülüklerine uymadığında kötü niyetli olduğu kabul edilerek İİK’nın 67. maddesi uyarınca davalı lehine 109.111,99 TL üzerinden hesap edilecek %20 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harçtan, dava açılışında alınan 2.654,05 TL peşin harcın düşülmesi ile fazla yatırıldığı anlaşılan 2.594,75 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) Davacı tarafından yapılan 2.150,00 TL bilirkişi ücreti ve 190,00 TL posta gideri toplamı 2.340,00 TL yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5) Davalının yargılama sırasında yapmış olduğu 13,30 TL posta gideri, olmak üzere toplam 13,30 TL yargılama giderinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 18.714,13 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
7) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, Davacı/Vekili Av. …. , Davalı/Vekili Av….. ‘ın yüzüne karşı, verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/01/2022

Katip….

Hakim….

“Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”