Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/501 E. 2021/682 K. 01.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2019/501 Esas
KARAR NO : 2021/682

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. … -….
Av. … ….
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA İHBAR OLUNAN : 1- … -…
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA İHBAR OLUNAN : 2- … -…

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2019
KARAR TARİHİ : 01/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin alacaklı olduğu … Turizm Seyahat Danışmanlık Reklam Bilişim Sis. İnş. Eğitim İç Dış Tic. Ve San. Ltd. Şti.’ ne ait 6317473 seri numaralı 80.000,00 TL’ lik çeke ilişkin olarak Ankara …Dairesi 2019/9597 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu şirketin bu icra takibine itiraz ettiğini ve itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, çek üzerinde bir tahrifat söz konusu olmadığını, çekin vade tarihinin keşidecinin lehine ileri bir tarihe alınması göz önüne alındığında bu düzeltmenin keşideci tarafından borcu ötelemek amacıyla yapıldığı kanaatinin oluştuğunu, davalı şirketin düzenlediği çekin cirolandığını ve hamilin davacı şirket olduğunu, davalı tarafından takibe konu iş bu borca ilişkin davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, borçlunun itirazında haksız ve kötüniyetli olduğunu, icra takibini uzatmak amacıyla borca itiraz ettiğini ileri sürüp fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin 80.000,00 TL asıl alacak ve takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarı 8.761,64 TL olmak üzere toplam 88.761, 64 TL takip tutarı yönünden devamına, alacak miktarının %20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu çekle ilgili taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, söz konusu çekin davacıya alacağın temliki hükümlerine istinaden geçtiğini, dava konusu çekin bedelsiz olduğunu ve davacının söz konusu çekle ilgili olarak zarara uğramadığı gibi davalının da herhangi bir sebepsiz zenginleşmesinin olmadığını, dava konusu çeklerin lehdar…Şirketine davalı şirket tarafından iş avansı olarak teslim edildiğini, iş avansına konu işin iptali sonrasında…şirketinin dava konusu çeki davalı şirkete iade etmediği gibi kaybolduğunu söylediğini, dava konusu çekin davacı şirket uhdesinde olduğunu icra takibi ile öğrendiğini, çekin kambiyo senedi vasıfı taşımadığını, müceretlik ilkesinin ortadan kalktığını, ciro silsilesinin gerçek alacak borç ilişkisinden kaynaklanmadığını, alacak konusunun likit olmadığını, avans faizi istenemeyeceğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
GEREKÇE:
Dava, ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara …Müdürlüğünün 2019/9597 esas sayılı icra dosyası, müzekkere cevapları, ticaret sicil özeti, bilirkişi raporu ve diğer belgeler dosyada mevcuttur.
Ankara …Müdürlüğünün 2019/9597 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: Davacı tarafından davalı aleyhine 17/07/2019 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde 80.000,00TL çek bedeli ve 8.761,64 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 88.761,64 TL istendiği, takibin dayanağının 24/12/2018 tarihli, 80.000,00 TL bedelli çek olduğu, ödeme emrinin davalıya 22/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 24/07/2019 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
HMK.nun 222/1, 220/3 maddeleri gereğince taraflara dava konusu ticari defter ve kayıtlarını sunması süre verilmiş ve bilirkişi tarafından sunulan davacı, davalı ve dava dışı ihbar edilen…Yangın Söndürme Mekanik Tesisat Mühendislik San.ve Tic. Ltd.Şt. ne ait defter kayıtları incelenmiştir.

01/07/2020 tarihinde bilirkişi …’ dan aldırılan Rapora göre; “Davalı şirket tarafından, dava dışı şirkete keşide edilerek verilen ve ciro yolu ile davacı şirket uhdesinde bulunan çek nedeniyle davalı şirketin borçlu olacağını” rapor ve beyan etmiştir.
06/05/2021 tarihinde bilirkişi … ve…’ dan aldırılan Ek rapora göre; “Somut olayda, davacının ciro yoluyla hamil olduğu icra takibine konu çek bedelini keşideciden TTK’nın 732. maddesine göre sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep ettiğinin anlaşıldığı, ticari defter kayıtlarına ilişkin analizlerin rapor içeriklerinde ayrıntılı olarak yapıldığı ve ek belgelerle denetime açık şekilde sunulmuş olduğu, dosyadaki bilgi ve belgeler çerçevesinde yapılan maddi olgu tespitleri Işığı altında; davacının davalıya yönelik sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talebinde haklılık payı bulunup bulunmadığı ve ispat durumunun takdirinin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu, Mahkemenin davacının iddiasını sabit görmesi halinde icra takip tarihi itibariyle hesaplanan; takipten önce keşide edilen ihtara rastlanmadığından davacının 80.000,00 TL asıl alacağı olduğu, icra inkâr/kötü niyet tazminatları taleplerine ilişkin takdir ve değerlendirmenin Mahkemeye ait bulunduğu” rapor ve beyan edilmiştir.

Uyuşmazlığın çözümü bakımından öncelikle uyuşmazlığa konu yasal düzenlemelerin özellikle de Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen sebepsiz zenginleşme davasının incelenmesinde fayda bulunmaktadır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) “Sebepsiz İktisap” başlıklı 644. maddesi;
“Keşideci ve poliçeyi kabul etmiş olan muhatap, (Müruruzaman sebebiyle veya senede dayanan hakların muhafazası için kanun hükmünce yapılması gerekli muamelelerin ihmal edilmiş bulunması dolayısiyle poliçeden doğan borçları düşmüş olsa bile) hamilin zararına ve sebepsiz olarak iktisab etmiş oldukları meblağ nispetinde ona karşı borçlu kalırlar.
Sebepsiz mal edinmeye dayanan dava, muhataba ikametgâhlı bir poliçeyi ödeyecek olan kimseye ve keşideci poliçeyi başka bir kişi veya ticarethane hesabına çekmiş olduğu takdirde o kimseye veya ticarethaneye karşı dahi açılabilir.
Poliçeden doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle bir dava açılamaz” hükmü yer almaktadır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Sebepsiz Zenginleşme” başlıklı 732.maddesinin dördüncü fıkrası aynen: “Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir” şeklindedir.
6762 Sayılı Kanun’un 708. maddesine göre:
“Bir çek, keşide edildiği yerde ödenecekse on gün; keşide edildiği yerden başka bir yerde ödenecekse bir ay içinde muhataba ibraz edilmelidir.
Ödeneceği memleketten başka bir memlekette keşide edilen çek, keşide yeri ile ödeme yeri aynı kıtada ise bir ay ve ayrı ayrı kıtalarda ise üç ay içinde muhataba ibraz edilmelidir.
Bu bakımdan, bir Avrupa memleketinde çekilip ve Akdeniz’de sahili bulunan bir memlekette ödenecek olan ve bilmukabele Akdeniz’de sahili olan bir memlekette çekilip bir Avrupa memleketinde ödenmesi lazım gelen çekler aynı kıtada keşide edilmiş ve ödenmesi şart kılınmış sayılır.
Yukarda yazılı müddetler, çekte keşide günü olarak gösterilen tarihten itibaren işler.”
Bilindiği gibi 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (eTTK) kambiyo senetlerine dair hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir (eTTK 690, 730). Kambiyo senetlerinde sebepsiz zenginleşmeye dair özel düzenleme poliçe hükümleri arasındaki eTTK m.644’de yer almaktadır. Çek konusunda eTTK m. 730/I-14 hükmü, çekte sebepsiz zenginleşmeye dair olarak eTTK m.644’e yollama yapmaktadır. Bu açıdan, eTTK m. 644’ün, niteliği göz önünde bulundurulmak koşulu ile çeke de uygulanabilirliği konusunda bir tereddüt yoktur.
Sebepsiz zenginleşme talebi hukuki nitelikçe, poliçeden doğan hakkın, bunun korunması ve/veya kullanılması için gereken işlemlerin yapılmaması sebebiyle düştüğü (eTTK m.642) veya zamanaşımına uğradığı (eTTK m.661) hâllerde, senet borçlusu nezdinde oluşan sebepsiz zenginleşmeye yönelik olarak, poliçe alacağını elde edemeyen ve bu sebeple mal varlığında hakkaniyete aykırı bir değer kaybı oluşan hamile, yine poliçe hukuku tarafından tanınmış olan yeni bir haktır.
Sebepsiz zenginleşme talebinde bulunulabilmesi için, hamilin müracaat hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğramasından dolayı bir zararının ortaya çıkmış olması gerekir. Zararın mevcudiyeti, sebepsiz zenginleşme talebinin kabul şartıdır. Zararın varlığının kabulü için, hamile ait ve tahsili mümkün olan bir alacak hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğraması sonucu borçlu nezdinde oluşan zenginleşmenin, bundan başka bir sebebinin bulunmaması, yani sebepsiz olması yeterlidir (Bozgeyik, H.: Kambiyo Senetlerinde Sebepsiz Zenginleşme, Cilt:VII, Atatürk Üniv. Huk. Fak. Dergisi Haziran-2003, s.589 vd.).
eTTK m.644’e istinaden açılan davalarda ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini veya senet bedelini cirantalardan birine veya hamile ödediğini savunan keşideciye aittir. Diğer bir deyişle keşideci, ancak bu ispat yükümlülüğünü yerine getirdiği takdirde sorumluluktan kurtulabilir. Zira, hamilden temel ilişkiyi ve bu temel ilişkiden ötürü keşidecinin bir borcunun bulunmadığını ispat etmesi beklenemez. Bu sebeple keşidecinin, sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olmadığını ispat etmesi gerekir. (bkz. T.C. Yargıtay HGK’nun E. 2017/19-1630 ve K. 2018/1186 sayılı 13.6.2018 tarihli ilamı)
Somut olayda; davalı şirket ile çeki ciro yoluyla elinde bulunduran davacı …Reklam…. Ltd.Şt. Ve şirket ortağı arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, davalı şirket ile dava dışı …Grup arasında ticari ilişki bulunduğu, buna göre davalı şirketçe keşide edilmiş 14.09.2018 tarih ve 6317473 seri nolu çekin dava dışı şirket tarafından … Turizm… Ltd.Şt. Cari hesabına aynı gün önce borç, sonra alacak yazılmak kaydıyla muhasebeleştirilmiş olduğu tespit edildiği, süresinde ibraz edilmeyen veya zamanaşımına uğrayan çeke dayanarak hamilin kendi cirantasına karşı temel ilişkiye dayanarak, keşideciye karşı ise sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunabileceği, davacının da ciro yoluyla hamil olup icra takibine konu çek bedelini davalı keşideciden TTK’nın 732.maddesine göre sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceği, davacının ilamsız icra (genel haciz) yolu ile takibe geçtiği, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılmadığı, keşideci olan davalının yukarıda detayları belirtilen sebepsiz zenginleşmediğine dair ispat yükünü yerine getirmediği anlaşılmaktadır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, ticari defter kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacı tarafın, somut hadisede uygulanması gerekli TTK md. 644’ten kaynaklı alacağı için icra takibi yapmakta haklı olduğu, takipten önce keşide edilen ihtarname bulunmadığından faiz talep edilemeyeceği anlaşıldığından taleple bağlılık ilkesi ile davanın dava dilekçesinde belirtilen ve talep konusu edilen asıl alacak miktarı dikkate alınarak kısmen kabulüne, asıl alacak miktarı üzerinden itirazın iptaline icra takibinin devamına, asıl alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davanın kabul edilen miktarı oranında yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.

HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE ,
Ankara …d. 2019/9597 E. Sayılı dosyada, davalının yaptığı itirazın 80.000,00TL çek bedeli yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
16.000,00TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 5.464,80 TL harçtan, dava açılışında alınan 1.072,02 TL peşin harcın düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 4.392,78 TL harcın DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, 130,30 TL’sinin DAVACIDAN; 1.189,70 TL’sinin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 44,40 TL başvurma harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 222,00 TL posta gideri, toplamı 2.266,40 TL’nin davanın kabul oranı dikkate alınarak hesaplanan 2.042,68 TL’si ile dava açılışında alınan 1.072,02 TL peşin harç toplamından oluşan 3.114,70 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 11.200,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6) Davalının yargılama sırasında yapmış olduğu 55,70 TL posta gideri, olmak üzere toplam 55,70 TL yargılama giderinden davanın ret oranı dikkate alınmak suretiyle 5,50 TL’sinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
7) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
8) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/10/2021

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır