Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/466 E. 2022/222 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/466 Esas – 2022/222
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2019/466 Esas
KARAR NO : 2022/222

HAKİM :…
KATİP :…

DAVACI :…
DAVALI …
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2019
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 08/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; lastik kaplama hizmeti veren müvekkilinin davalı/borçluya ait taşıtların lastiklerine yapmış olduğu kaplamalardan kaynaklı tahakkuk eden alacağını tahsil edemediğinden müvekkili tarafından davalı aleyhine Ankara…Dairesinin 2019/5247 E. Sayılı dosyası kapsamında ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı/borçlunun 18.04.2019 tarihli itiraz dilekçesi ile takibin durdurulduğunu, davalının fatura alacağından kaynaklı takibe yapılan itirazın alacağı sürüncemede bırakarak haksız kazanç elde etmeye ve müvekkilini zarara sokmaya yönelik, kötü niyetli şekilde ileri sürüldüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline, davalı aleyhine, mahkemece hükmolunacak meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediklerini, müvekkili şirket tarafından Ankara …. Noterliğinin 25/02/2019 tarihli ve 04990 yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacı şirkete faturaların iadesi ve ayıplı malın teslim alınması ihtarında bulunulduğunu, davacı şirket ile aşınan lastiklerden kaplama yapılması amacıyla davacı şirketle anlaşmaya varıldığını, ancak davacı tarafın lastiklerin teste dahi sorulmadan dayanım gücü kalmayan, balonlu, telleri kırık v.s işe yamamaz lastiklerin kaplama yapıldığıı, yapıldıktan bir kaç gün sonra patlaması, deforme olması sonucu müvekkilini zarara uğrattığını, davacı tarafın icra takibinin dayanağı olduğu iddia edilen fatura asıllarının haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu, haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Ankara…Dairesine, Ulus Vergi Dairesi, Ankara…Dairesine müzekkere yazıldığı görüldü.
Malatya … Asliye Hukuk Mahkemesinin 202/4 Tal. sayılı dosyasında tanık beyanları alınmış; davalı tanığı … Davalı şirkette araç filo sorumlusu olarak çalıştığını, davalı şirkete lastik kaplama tamirat yaptırdıklarını, lastiklerin 30.000 olmasına rağmen 15.000 km de dişlerinin bittiğini, bundan dolayı yaptıkları işlerden randıman alamadıklarını, söylenen kilometrelerin yarısı olan kilometrelerde lastiklerin kullanılmaz hale geldiğini, şirketin zarara uğradığını, kaplama olmayacak lastiklerin kaplandığını ifade etmiştir.
Mahkememizce beyanına başvurulan davalı tanığı … ; Davalı şirketin şantiye şefi olarak çalıştığını, 150 kamyonun inşaat alanında çalıştığını, lastiklerin ömrünü uzatmak için kaplama yapıldığını, o dönemde davacı şirketin yaptığını, davacının elemanlarının gelerek kaplamaya uygun olanları alıp test ettikten sonra kaplamaya uygun olanları kaplayıp şantiyeye getirildiğini, davacının yaptığı kaplamaların düzgün yapılmadığının çalışanlarca bildirildiğini, normalde 8 9 ay iş görmesi gerektiği, davacı şirket yetkililerinin sorumluluk kabul etmediğini, kullanamadıklarını Malatya şantiyesine götürdüklerini, orada da çalışmadığını iade etmek istenildiğinde davacının kabul etmediğini ifade etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi Soner Mutlu’dan ve bilirkişi heyeti oluşturularak bilirkişiler Mustafa Tekin, Soner Mutlu ve Sait Bingöl tarafından bilirkişi raporları aldırılmıştır.
Dava, davacı şirket ile davalı şirket arasında davalının araçlarına lastik kaplama yapıldığından ve davacıya ödeme yapılmadığından bahisle davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali isteminden ibarettir. (İİK. md. 67)
Ankara…Müdürlüğünün 2019/5247 Esas sayılı icra dosyası, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/28 D.iş sayılı dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları, fatura suretleri, tanık beyanları, ödeme belgeleri, bilirkişi raporları ile getirtilmesi gerekli tüm belgeler dosyaya celp edilmiş ve incelenmiştir.
Ankara…Müdürlüğünün 2019/5247 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde: 16/04/2019 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde dosya alacaklısının … Lastik Kaplama San. Ltd.Şti. borçlusunun Irmakçılar Proje inş. San.Tİc. A.Ş olduğu, 84.641,40 TL asıl alacak, 1.266,14 TL işlemiş faizi, 82.889,10 TL fatura alacağı, 1.239,93 TL işlemiş faizi, 70.257,00 TL fatura alacağı, 1.050,97 TL işlemiş faizi, 4.762,20 TL fatura kapsamı 71,24 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 246.178,18 TL tutarlı olduğu, takip konusu borç sebebinin 13/02/2019-26/01/2019-14/01/2019-28/12/2018 tarihli fatura alacağı olduğu, ödeme emrinin davalıya 18/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 18/04/2019 tarihinde borca itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu, davacının asıl alacak üzerinden yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
… Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/28 D.iş sayılı dosyasında bilirkişi Seyithan Yetkin’in 16/12/2019 tarihli raporunda, dosya üzerinde ve mahalde lastikler üzerinde yapılan görsel incelemelerde kusurun kimden kaynaklandığı ile ilgili bir kanıya varılamadığı, söz konusu lastik hasarlarının tam olarak anlaşılabilmesi için lastik kaplamasındaki ilk kontrol sürecindeki makine ve aletlerle lastiklerin dayanım, tel durumu, yüzey kalınlığı ölçümlerinin yapılıp yapılmadığının, yapılmış ise test ölçüm sonuçlarının paylaşıldıktan sonra kusurun kimden kaynaklandığı hakkında kanıya varılabileceği tespit edilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi ve Malatya Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, HMK.nun 222/1, 220/3 maddeleri gereğince taraflara dava konusu ticari defter ve kayıtlarını sunması için süre verilmiş ve bilirkişiler tarafından taraflarca sunulan ticari defter ve kayıtları incelenmiştir.
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/51 Talimat sayılı dosyasında yerinde inceleme yetkisi verilerek davacının ticari defterleri incelenmiş bilirkişi Önder Kahyalar’ın 06/08/2020 tarihli raporunda, dosya muhteviyatına sunulan 2018 ve 2019 yılı yevmiye defteri genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri, tekdüzen hesap planına ile Türk Ticaret Kanunu tasdik hükümlerine uygun olduğu davacı defterlerinde yapılan incelemede davacının davalı firmadan 242.549,90-TL alacaklı olduğu rapor edilmiştir.
Bilirkişi kurulu Mustafa Tekin, Soner Mutlu, Sait Bingöl’ün 01/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 23. maddesine göre tacirler arasındaki ticari satışlarda; satılanın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli değilse, alıcı, teslim tarihinden itibaren sekiz gün içerisinde satılanın gözden geçirilmesini sağlamakla yükümlü olacağı ve muayene süresi kesin olarak belirtildiğinden yukarıda açıklandığı üzere davalı şirketin 14.01.2019 – 26.01.2019 – 13.02.2019 tarihli faturalar yönünden süreleri aşırarak ihbarda bulunulduğundan muayene ve bildirim ( ihbar) yükümlülüğünün TTK’ nun 23. maddesine uygun olarak yapılmadığının, davalı tarafça dosyaya sunulan 25.02.2021 tarihli dilekçe ekindeki 4 adet mazot fişinin icra takibine konu edilen 4.762,20-TL alacağa mukabil verilen mazot olduğunun Sayın Mahkemece kabul edilmesi halinde 28.12.2018 tarihli fatura yönünden alacağın bulunmadığı rapor edilmiştir.
03/11/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporuna göre; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 23. maddesine göre tacirler arasındaki ticari satışlarda; satılanın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli değilse, alıcı, teslim tarihinden itibaren sekiz gün içerisinde satılanın gözden geçirilmesini sağlamakla yükümlü olacağı ve muayene süresi kesin olarak belirtildiğinden yukarıda açıklandığı üzere davalı şirketin 14.01.2019 – 26.01.2019 – 13.02.2019 tarihli faturalar yönünden süreleri aşırarak ihbarda bulunulduğundan muayene ve bildirim ( ihbar) yükümlülüğünün TTK’nun 23. maddesine uygun olarak yapılmadığı, davalı tarafça dosyaya sunulan 25.02.2021 tarihli dilekçe ekindeki 4 adet mazot fişinin icra takibine konu edilen 4.762,20-TL alacağa mukabil verilen mazot olduğunun sayın Mahkemece kabul edilmesi halinde 28.12.2018 tarihli fatura yönünden alacağın bulunmadığın sonuca varılabileceği, bu durumda Davacının 16.04.2019 tarihinde davalı Irmakçılar Proje İnşaat Enerji San. VeTic, A.Ş. aleyhine Ankara…Müdürlüğü” nün 2019/5247 E. sayılı dosyası kapsamında başlattığı icra takibinde 237.787,70 TL asıl alacak ve 1.700,34 TL takip öncesinde işlemiş faiz olmak üzere toplam 239.488,04-TL yönünden alacaklı olacağı rapor edilmiştir.
Deliller değerlendirilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki tarafların tacir olması nedeniyle yapılan sözleşme, ticari satış niteliğindedir. 6102 sayılı TTK m. 23 hükmünde yapılan düzenleme uyarınca; bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartı ile tacirler arasında satış ve mal değişimlerinde TBK’nın satış sözleşmesi ile mal değişimi sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır. Malın ayıplı olduğu, teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde satıcıya ihbar etmek zorundadır. Açıkça belli değilse, alıcının 8 gün içerisinde malı incelemesi ve ayıp bulunması halinde bunu satıcıya bildirmesi gerekir. Diğer durumlarda, TBK m. 223/2 fıkra hükmü uygulanır.
Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Durum ve koşullara göre belirlenmesi mümkün olan bedel, kararlaştırılmış bedel hükmündedir. Kanundan, durumun gereğinden veya sözleşmede öngörülen özel koşullardan doğan istisnalar dışında, satılanın yarar ve hasarı; taşınır satışlarında zilyetliğin devri, taşınmaz satışlarında ise tescil anına kadar satıcıya aittir. Taşınır satışlarında, alıcının satılanın zilyetliğini devralmada temerrüde düşmesi durumunda, devir yapılmış gibi satılanın yarar ve hasarı alıcıya geçer. Satıcı alıcının isteği üzerine satılanı ifa yerinden başka bir yere gönderirse, yarar ve hasar, satılanın taşıyıcıya teslim edildiği anda alıcıya geçer (TBK m.208). Satıcının temerrüdü hâlinde, borçlunun temerrüdüne ilişkin genel hükümler uygulanır. Zilyetliğin devri için belirli bir süre konulmuş olan ticari satışlarda, satıcı temerrüde düşerse alıcının, devir isteminden vazgeçerek borcun ifa edilmemesinden doğan zararının giderilmesini istediği kabul edilir. Alıcı, satılanın devredilmesini isteme niyetinde ise, belirlenen sürenin bitiminde bunu satıcıya hemen bildirmek zorundadır. Satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla satılanın tamamı veya bir kısmı üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa, satıcı bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur. Satılanın elinden alınması tehlikesi ile karşılaşan alıcı, kendisine karşı açılan davayı satıcıya bildirmek zorundadır (TBK m. 215). Satılanın tamamı alıcının elinden alınmışsa satış sözleşmesi kendiliğinden sona ermiş olur ve alıcı bu nedenle uğradığı zararları ve satış bedelini satıcıdan talep edebilir (TBK m.215). Satıcı, sözleşmede taahhüt ettiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.
Satışa sunulan bir ürünün ambalajında etiketinde tanıtma ve kullanma kılavuzunda ürünle ilgili reklam ve ilanlarda veya taraflar arasında kurulan sözleşmede, satıcı tarafından belirtilen hususların ve özelliklerin üründe bulunmaması veya tahsis ya da kullanım amacı bakımından malın değerinin veya müşterinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler ayıp sayılır. Bu eksiklikleri taşıyan mal ve ürünler ise ayıplı mal sayılır (TBK m. 219 ). Üründe mevcut olan ayıp, açık veya gizli olabilir. Gözle görülebilen, ilk bakışta fark edilebilen ayıplar açık ayıp sayılır. Ticari satışlarda açık ayıpların malın teslim alındığı tarihten itibaren 2 (gün) içinde satıcıya bildirilmesi zorunludur. Dış muayene ile tespit edilemeyen ve malın kullanımı ile birlikte zaman içerisinde ortaya çıkan veya çok detaylı teknik inceleme sonucu anlaşılabilen ayıplar, gizli ayıp sayılır (TBK m.219). Satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, ayıptan sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan her anlaşma kesin olarak hükümsüzdür (TBK m.221). Sözleşmenin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplar nedeni ile satıcı sorumlu olmaz. Satıcı daha uzun bir süre için sorumluluk üstlenmemiş ise ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, müşteriye teslim tarihinden itibaren 2 (iki) yıllık zaman aşımına tabidir (TBK m.231). Ancak satılan malın ayıbı satıcının ağır kusuru veya hilesi ile gizlenmişse satıcı iki yıllık zaman aşımı süresinden yararlanamaz. (TBK m.231/2). Ürün birden fazla parçadan ibaret ise, ayıplı parçanın yokluğu, diğer parçaların kullanımını etkiliyorsa, ayıbın tüm ürünü kapsadığı kabul edilir. Satıcı veya üretici tarafından ihtiyari veya zorunlu garanti kapsamında ayıp nedeni ile sorumluluk konusunda daha uzun bir süre kararlaştırılabilir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı şirket ile davalı şirket arasında davalının araçlarına lastik kaplama yapıldığından ve ödeme yapılmadığından bahisle davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın yernide olup olmadığı, davacının üzerine düşen edimleri yerine getirip getirmediği, taraflar arasında yapılan anlaşma/sözleşme gereğince davalı tarafından davacıya satılan ve teslim edilen malzemenin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın gizli yahut açık ayıp olup olmadığı, davacının kullanımından ötürü dava konusu malzemede ayıp meydana gelip gelmediği, davacının ihbar mükellefiyetini süresinde yerine getirip getirmediği, davacı haklı ise alacağın varlığı ve miktarı ve işlemiş faiz talebinin yerinde olup olmadığına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda yer verilen tüm açıklamalar ve dava dosya birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında davacının davalının araçları için lastik kapsamı hizmet vermesi nedeniyle ticari ilişki bulunduğu, lastiklerin davacı tarafından davalı teslim edildiği, bu konuda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, davacının kayıtlarında davalı adına tanzim edilen faturaların KDV dahil toplam tutarı 841.935,90 TL iken davalının ticari defterlerinde KDV dâhil toplam 604.148,20 TL tutarındaki faturaların kayıt altına alındığı, taraf ticari defter kayıtlarında mutabakatsızlığa neden faturalar tutarının 237.787,70 TL olduğu; bu tutarın 153.146,30 TL tutarlı 2 adet faturanın davalının ihtarname ekinde ayıp ihbarında bulunularak iade ettiği, geriye kalan 84.641,40 TL tutarlı faturanın ise davalı tarafından kayıtlarına alınmamasından kaynaklandığı, buna karşılık davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan toplam tahsilat tutarı 599.386,00 TL iken davalının ticari defterlerinde 604.148,20 TL şeklinde kayıtlı olduğu, arada meydana gelen 4.762,20 TL farkın 2018 yılında davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmasına karşın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan (4.222,00 + 539,00) 4.762,00 TL nakit ödeme tutarlarından kaynaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Takip konusu edilen faturalardan 14.01.2019 tarihli 73473 no.lu 70.257,20 TL ve 26.01.2019 tarihli ve 73486 no.lu 82.889,10 TL tutarlı iki adet faturaları davalının teslim aldığı ve 25.02.2019 tarihli ihtarname ekinde iade ettiği, söz konusu fatura muhteviyatlarının davalıya 14.01.2019 tarih 0074 no.lu ve 26.01.219 tarih 0077 no.lu lastik teslim formu ile teslim edildiği, söz konusu formun üstünde teslim alan hanesinde davalı adına atılmış isim ve imzaların yer aldığı, 13.02.2019 tarih 73508 no.lu 84.641,40 TL tutarlı faturanın dava dosyasına sunulan 12.02.2019 tarihli 0189 no.lu lastik formu ile davalıya teslim edildiği, söz konusu teslim formunun teslim alan hanesinde davalı şirket adına atılmış bir imzanın bulunduğu, fatura konusu lastiklerde ayıp iddiasında bulunan davalının yukarıda belirtilen TBK hükümleri uyarınca belirtilen süreler dışında 25/02/2019 tarihinde davalıya ayıp bildiriminde bulunduğu, bu nedenle ayıplı olsa dahi süresinde bildirimde bulunulmadığından davalının bu haliyle fatura konusu ürünleri ve yerine getirilen hizmeti kabul etmiş sayılacağı, bunun dışında davacı kayıtlarında bulunmayan ancak davalı kayıtlarına yer alan 4.762,00-TL nakit ödeme tutarı bakımından davalının bir kısım farklı miktarlı mazot fişi sunarak bu miktarın davalının şantiyeye lastik kaplama getiren kamyonlarına yapılan ödeme tutarı olduğunun belirtildiği, davacının bu nedene dayalı olarak ödeme iddiasını kabul etmemesi üzerine davalı tarafından davacıya yemin teklifinde bulunulduğu, Adana … Asliye Ticaret Mahkemesince talimat yoluyla davacı şirket yetkilisine usulünce yaptırılan yemin teklifi sonucu davalının kendilerine bir mazot tesliminde bulunmadığını belirttiği, böylece davalının usulü dairesinde bu yöndeki iddiasını ispat edememiş kabul edileceğinden davacının lastik kaplama işi nedeniyle davalı adına düzenlendiği 28/12/2018 tarih 73468 nolu KVD dahil 77.301,80-TL tutarlı faturanın 4.762,20-TL’lik kısmı için icra takibinde talebinin yerinde olduğu, davacının lastik kaplama işi nedeniyle davalıdan 242.549,50-TL asıl alacağını talep edebileceği anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, ticari defter kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre, davacı tarafın, lastik kaplama ilişkisinden kaynaklanan fatura alacağı nedeniyle başlatılan icra takibinde bilirkişi raporu ile hesaplanan asıl alacak için icra takibi yapmakta haklı olduğundan yukarıda belirtilen olgular ve taleple bağlılık ilkesi gereği davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmış olup, asıl alacak miktarı üzerinden itirazın iptali ile icra takibinin devamına, asıl alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatı verilmesine ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
Davalı hakkında başlatılan Ankara…Müdürlüğünün 2019/5247 takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile 242.549,50-TL asıl alacak üzerinden takibin takipte belirtilen şartlarla devamına,
2-Asıl alacak likit olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 16.568,56-TL harçtan peşin alınan 2.911,25-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 13.657,31-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 25.428,47-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 44,40-TL başvurma harcı, 2.911,25-TL. peşin harç, 6,40-TL. vekalet harcı olmak üzere toplam 2.962,05-TL ile,
3.500,00-TL bilirkişi ücreti, 509,10-TL posta masraf ve talimat gideri olmak üzere toplam 4.009,10-TL.nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki saatlik ücret tutarı karşılığı ticari arabulucu ücreti olan 1.320,00-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.31/03/2022

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı