Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/444 E. 2022/185 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/444
KARAR NO : 2022/185

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … …

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 27/08/2019
KARAR TARİHİ : 18/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı Bannkanın Sincan Organize Sanayi Ticari Şubesinde bulunan davacı şirketin hesaplarından, Ticari Kredi Tahsis Komisyonu, Kredi Tahsis Ve İstihbarat Ücreti, Bankacılık Hizmet Gelirleri Komisyonu ile bunlara ilişkin BSMV olmak üzere çeşitli adlar altında kesintiler yapılmış olduğunu, kesintilerin kesinti tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte iade edilmesi için davalı Bankaya 11.07.2019 tarihinde yazılı olarak başvuruda bulunulduğunu, Kredi Sözleşmesinde miktar ya da oranları açıkça belirtilmeden kesinti yapılmasının mümkün olmadığını, ayrıca yapılan kesintilerin miktar ya da oranlarıyla ilgili olarak 2006/1 sayılı karar gereğince yapılması gereken bir ilan da bulunmadığını, TBK’nın yürürlük tarihi olan 01.07.2012 tarihinden sonra akdedilmiş olan sözleşmelerde yer alabilecek müşteri aleyhine hükümlerin de yazılmamış sayılması gerektiğini, 2019 yılı içerisinde yapılan kesintilerin, kalan kredi anapara bakiyesi üzerinden; 1. Çeyrek dönemde binde 1 oranında, 2. Çeyrek dönemde binde 2 oranında, 3. Çeyrek dönemde binde 3 oranında olmak üzere artan miktar ve oranlarda, keyfi ve tek taraflı olarak belirlenip uygulanmasının Kredi Sözleşmesine, kanuna, ticari teamüllere ve bankacılık ilkelerine aykırı olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik toplam 10.000,00 USD ve 41.551,00 TL kesintinin, avans faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Kredi tahsis komisyon ücreti, istihbarat ücreti gibi ücretlerin müşterilerin imzalamış olduğu Genel Kredi ve Teminat Sözleşmeleri doğrultusunda kendilerine belirli bir miktarda nakit ya da gayrinakit kredi limiti tesis edilmiş olan krediler için devreler halinde alınan ücretler olduğunu ve genel kredi ve teminat sözleşmesinin ‘Komisyon, Ücret, Vergi, Fon ve Masraflar’ başlıklı 6. maddesi doğrultusunda alınmış olduğunu, davalı Bankanın söz konusu komisyon ücret oranlarında artış yapma hakkına sahip olduğunu, yasa ve mevzuat hükümlerince de tahsil edilmesinde herhangi bir yasal engel bulunmadığını, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu 144.madde 2006/3707 sayılı Mevduat ve Kredi İşlemlerinde Uygulanacak Faiz Oranları ile Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararının 3.maddesinin ikinci fıkrası, 09.12.2006 tarih ve 26371 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ‘’Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kar ve Zarara Katılma Oranları ile Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında 2006/1 Sayılı TCMB Tebliği’nin 4.maddesi‘’ Hükümleri uyarınca bankaların işlem ve hizmet ücretini kendisinin belirlemesi ve bu tutarı müşterilerinden almasının yasal olduğunu, ayrıca Türk Ticaret Kanununun 20. maddesine istinaden tacir statüsünde olan müvekkil bankanın ticari işletmesiyle ilgili olarak bir iş veya hizmet görmesi durumunda her zaman için ücret isteyebileceğini, ilaveten Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin ‘’Komisyon, Ücret, Vergi, Fon ve Masraflar‘’ başlığı altında düzenlenen 6. Maddesine istinaden de davacı firmanın imzalayarak kabul ettiği sözleşme hükümleri uyarınca yansıtılacak bankacılık işlem ücretlerini ve bu ücretler üzerinde yapacağı artış oranlarını kabul etmiş olduğunu, gerek sözleşme hükümleri, gerekse bankacılık uygulaması ve mevzuatında firmanın kullanacağı krediler için yapılan sözleşmelerin ve bunun içeriğinin tamamen serbest iradeye dayalı olarak yapılmış olduğunu, tacir olan davacının genel kredi ve teminat sözleşmelerinde ve kendisine aleyhe hususları görmesi için imza karşılığında teslim edilen ön bilgi formlarında yazılan hususları da değerlendirip kabul ederek imzalamış olduğunu, sözleşmelerde kendisi için aleyhe olan hususları gördükten sonra kredi sözleşmelerini imzalamama hakkına sahip olduğunu, basiretli tacir olan davacı için sözleşme maddelerinin genel işlem şartı sayılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
H U K U K İ N İ T E L E N D İ R M E – G E R E K Ç E :
Dava, davacının davalı bankadan değişik tarihlerde kullandığı ticari krediler sebebiyle Ticari Kredi Tahsis Komisyonu, Kredi Tahsis ve İstihbarat Ücreti, Bankacılık Hizmet Gelirleri Komisyonu ile BSMV olmak üzere çeşitli adlar altında yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişikindir.
Banka kayıtları dosyaya getirtilmiş, bilirkişi heyetlerinden raporlar aldırılmıştır.
26/11/2021 tarihli Bankacı Bilirkişi Ahmet Kurt’tan aldırılan bilirkişi raporunda özetle; “Dosya kapsamına sunulmuş belgelerin incelenmesi sonucunda, hukuki değerlendirmeler tamamen sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
Sayın Mahkemece Sözleşmedeki masraf ve komisyonlarla ilgili hükümler genel işlem koşulu olarak değerlendirilmediği, ya da; “Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi Ön Bilgi Formundaki” açıklama ve uyarılara istinaden Sözleşmede kalması yönünde karar verildiği takdirde;
Davalı Bankaca, davacının hesabından tahsil edilen komisyon, ücret ve masrafların dosya kapsamına sunulmuş olan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmelerine istinaden tahsil edilmiş olduğu ve ilgili Genel Kredi ve Teminat Sözleşmelerinde davalı Bankanın ücret ve komisyon tahsil edebileceğine ilişkin hüküm olması yanında, ayrıca sözleşmeye ek nitelikte tahsil edilecek ücret ve komisyonların oran ve tutarlarının yer aldığı komisyon tablosu bulunduğu ve işbu tablonun davacı şirket tarafından imzalanmış olduğu, işbu tablodaki oran ve tutarların sözleşme hükmü gereğince taraflarca bağlayıcı nitelikte olduğu,
Dolayısıyla Davalı Bankanın;
1 – Kredi Tahsis ve İstihbarat Ücreti / Ticari Kredi Tahsis Komisyonu adı altında tahsil ettiği tutarların yasal mevzuat, sözleşme hükümleri ve sözleşmenin eki niteliğindeki komisyon tablolarında yazılı olan oran ve tutarlar ile kredi kullandırım talimatlarındaki oranlar üzerinden karşılaştırıldığında, öngörülen sınırlar içerisinde kaldığı ve iadesinin gerekmediği,
2 – Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin eki niteliğinde olan ve taraflarca bağlayıcılığı bulunan sözleşme ekindeki tabloda yer almadığı halde davalı Bankaca davacı Şirketten Bankacılık Hizmet Gelirleri Komisyonu adı altında tahsil edilen toplam 196.266,00 TL komisyon + 9.813,30 TL BSMV olmak üzere toplam 206.079,30 TL’nin dayanaksız olduğu sonucuna varıldığı ve takdir sayın Mahkemede olmak üzere davacı şirkete iadesi gerektiği,
3 – İade edilmesi gereken 206.079,30 TL’ye temerrüt tarihinden (26.07.2019) itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği, ancak davacının talebinin şimdilik toplam 10.000,00 USD ve 41.551,00 TL olduğu,
dolayısıyla davacının 41.551,00 TL’ye temerrüt tarihinden (26.07.2019) itibaren avans faizi isteyebileceği” rapor edilmiştir.
Davacı ve davalı bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçeleri vermişlerdir.
18/03/2021 tarihli Bankacı Bilirkişi … ve Hesap Bilirkişisi … ‘den aldırılan bilirkişi ek raporunda özetle; “Tarafların kök rapora karşı yapmış oldukları itiraz ve bildirimler ile, davalı Banka vekilince sunulmuş olan davacı şirket imzalı talimatların incelenmesi sonucunda,
Hukuki değerlendirmeler ve nihai takdir tamamen sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
1 – Davacı tarafça yapılan itirazların kök rapordaki görüş ve değerlendirmelerimizde değişikliğe gidilmesini gerektirmediği,
2 – Davalı Banka vekilince sunulmuş olan ve daha önce dosya kapsamında bulunmayan davacı şirket imzalı talimatların değerlendirilmesi sonucunda;
– kök raporumuzun 13. Sayfasında IV/C2 maddesinde dayanaksız olarak alınmış olduğuna ilişkin olan ve kök raporun İncelemenin Sonucu başlıklı V nolu maddesinin 2 ve 3 nolu fıkralarındaki değerlendirmelerimizde değişikliğe gidilmesi gerektiği sonucu ortaya çıkmış olup, Kök rapordaki;
Davalı Bankaca davacı Şirketten Bankacılık Hizmet Gelirleri Komisyonu adı altında tahsil edilen toplam 196.266,00 TL komisyon + 9.813,30 TL BSMV olmak üzere toplam 206.079,30 TL’nin dayanaksız olduğu şeklindeki görüşümüzden rücu edilerek,
Davalı Bankanın tahsil etmiş olduğu işbu komisyonların da davacı şirkete iadesinin gerekmeyeceği sonucuna varıldığı” rapor edilmiştir.
Davacının itirazı üzerine dosya ikinci bilirkişi heyetine verilmiştir.
21/05/2021 tarihli Bankacı Bilirkişi … ve Hesap Bilirkişisi …’ten aldırılan bilirkişi raporunda özetle; “Davacının, sözleşme ve sözleşme ön bilgi formundaki masraf ve komisyonlarla ilgili maddelerinin genel işlem koşulu niteliğinde olduğu yöndeki iddiaları hukuki mahiyette olup, hukuki değerlendirme Sayın Mahkemenin takdirindedir.
A) Davalı bankanın, davacı şirket hesaplarından Kredi Tahsis ve İstihbarat Ücreti, Ticari Kredi Ekspertiz Komisyonu ve Ticari Kredi Tahsis Komisyonu adı altında tahsil etmiş olduğu komisyon tutarlarının, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri ve sözleşme eki kredi komisyon listesinde belirlenen “Kredi Tahsis ve İstihbarat Ücreti” oran dahilinde olduğu,
B) Davalı bankanın, “Bankacılık Hizmet Gelirleri Komisyonu” adı altında tahsil ettiği — toplam 196.266,00 TL ve 9.831,30’TL BSMV’ni, şirketin muvafakatı dahilinde tahsil etmiş olduğu,
C) Davacının, davalı bankadan iadesini talep edebileceği Kredi Tahsis ve İstihbarat Ücreti, Ticari Kredi Ekspertiz Komisyonu ve Ticari Kredi Tahsis Komisyonu tutarın bulunmadığı” rapor edilmiştir.
Davacının bilirkişi raporuna itirazı üzerine dosya üçüncü bilirkişi heyetine verilmiştir.
14/02/2022 tarihli Bankacı Bilirkişi… ve Hesap Uzmanı …’den aldırılan bilirkişi raporunda özetle; “Sayın Mahkemece Genel Kredi ve Teminat Sözleşmelerindeki masraf ve komisyonlarla ilgili hükümler genel işlem koşulu olarak değerlendirilmediği ve ya “Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi Ön Bilgi Formundaki” açıklama ve uyarılara istinaden Sözleşmede kalması yönünde karar verildiği takdirde;
Davalı Bankaca, davacının hesabından tahsil edilen komisyon, ücret ve masrafların dosya kapsamına sunulmuş olan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmelerine istinaden tahsil edilmiş olduğu ve ilgili Genel Kredi ve Teminat Sözleşmelerinde davalı Bankanın ücret ve komisyon tahsil edebileceğine ilişkin hüküm olması yanında, ayrıca sözleşmeye ek nitelikte tahsil edilecek ücret ve komisyonların oran ve tutarlarının yer aldığı komisyon tablosu bulunduğu ve işbu tablonun davacı şirket tarafından imzalanmış olduğu, işbu tablodaki oran ve tutarların sözleşme hükmü gereğince taraflarca bağlayıcı nitelikte olduğu,
Dolayısıyla Davalı Bankanın;
Kredi Tahsis ve İstihbarat Ücreti / Ticari Kredi Tahsis Komisyonu adı altında tahsil ettiği tutarların yasal mevzuat, sözleşme hükümleri ve sözleşmenin eki niteliğindeki komisyon tablolarında yazılı olan oran ve tutarlar ile kredi kullandırım talimatlarındaki oranlar üzerinden karşılaştırıldığında, öngörülen sınırlar içerisinde kaldığı ve iadesinin gerekmediği,
Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin eki niteliğinde olan ve taraflarca bağlayıcılığı bulunan sözleşme ekindeki tabloda yer almadığı halde davalı Bankaca davacı Şirketten Bankacılık Hizmet Gelirleri Komisyonu adı altında tahsil edilen komisyonların da davacı şirketten alınan 25.01.2016- 19.02.2016- 30.03.2016 tarihli talimatlara uygun şekilde alındığı, iadesinin gerekmediği” rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamına, toplanan delillere, iddia, savunma, bilirkişi raporları kapsamına göre; tarafların tacir, çekilen kredilerin ticari kredi olduğu, bankanın masraf, komisyon veya istihbarat ücreti alamayacağı yönünde bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, bankanın ticari kredi kullandırırken tacir olması nedeniyle kullandırdığı krediye ilişkin masraflarını isteyebileceği, kesinti yapılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, davalı bankaca yapılan tahsilatın diğer banka uygulamaları ile paralellik gösterdiği ve kullandırım esnasında davacı müşterinin bilgilendirildiği, müşteri ile anlaşmaya varıldıktan sonra kredi kullandırımı ile birlikte masrafların da tahsil edildiği, Genel Kredi Sözleşmesi şartlarına, davacı firma tarafından imzalanmış Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi Ön Bilgi Formundaki içeriklere, Türk Ticaret Kanunu ve Bankacılık Mevzuatı çerçevesinde alınmış komisyon, ücret ile vergilerin usul ve yasaya uygun olduğu, Genel işlem koşulu niteliğindeki bir hükmün sözleşmenin taraflar arasında müzakere ve pazarlık sonucu imzalanmış ise, artık ortada hukuka aykırı bir sözleşme hükmünden değil, sözleşme özgürlüğü çerçevesinde, sözleşmede yer alan bireysel bir anlaşma hükmünden söz etmek gerekeceği, diğer yandan Türk Ticaret Kanunun 22. Maddesi uyarınca tacir olan veya olmayan kimseye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacirin (bankanın) münasip bir ücret isteyebileceği düzenlenmiş olup, taraflar tacir ve dava konusu kredi ticari işletmeleriyle ilgili işlemlerdendir. Bilirkişi raporlarıyla sabit olduğu üzere davalı bankaca yapılan kesintilerin sözleşme ve bilgilendirme formunda taraflarca müzakere edilerek belirlenen oranları geçmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı banka tarafından verilen hizmet gereği münasip bir ücret istemeye hakkı olduğunun ve yapılan kesintilerin makul oranlarda olup sözleşmede belirlenen oranları aşmadığının kabulü ile davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1)Davacının davasının REDDİNE;
2) Dava açılışında alınan 1.707,75 TL peşin harcın alınması gereken 80,70 TL harçtan düşülmesi ile fazla yatırıldığı anlaşılan 1.627,05 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde YATIRANA İADESİNE,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4) Davacı tarafında yapılan yargılama giderlerinin KENDİ ÜZERİNE BIRAKILMASINA,
5) Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 13.450,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.18/03/2022

Katip … Hakim … “Bu Evrak 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre UYAP Sistemi Üzerinden Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”