Emsal Mahkeme Kararı Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/374 E. 2022/18 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T. C.
A N K A R A
ASLİYE 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2019/374 Esas
KARAR NO : 2022/18 Karar

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/07/2019
KARAR TARİHİ : 20/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında yapılan sözleşme uyarınca Ankara, Afyon ve Ankara’da Mektebim Okullarının öğrenci, öğretmen ve personel servislerinin 2018-2019 döneminde davacı tarafından alt taşeron sıfatıyla ve davalıya ödenecek komisyon karşılığı yapılması konusunda mutabakata varıldığını ve sözleşme konusu hizmetlerin davacı tarafından eksiksiz yerine getirildiğini, davacı cari hesap alacağının maddi olarak katlanılabilir düzeyi geçtiğinden Ankara ….. Noterliği yoluyla davalıya ihtarname keşide edildiğini, ihtarname keşidesini takiben taraflar arasında 13.05.2019 tarihli sulh protokolü imzalandığını, protokolün 4. maddesi gereği 26.05.2019 tarihinde yapılması gereken 140.000,00.-TL tutarındaki ödemeye karşılık olarak keşide edilen davalı tarafın aynı miktarlı çekinin bankadan 30.05.2019 tarihinde sorulduğunda karşılıksız çıktığını ancak 31.05.2019 tarihinde tahsil edilebildiğini, aynı protokolün 5. maddesi gereği 14.05.2019 ve 20.05.2019 tarihlerinde yapılması gereken 75.000,00.-‘er TL tutarındaki iki ödemenin de gecikmeli olarak yapıldığını, bu durum üzerinde davacının Ankara ….si aksi takdirde hizmetlerin sonlandırılacağının ve alacağın takibi için yasal yollara başvurulacağı hususunda ihtarname keşide edildiğini,davacının protokol hükümlerine aynen riayet ettiğini, davalı yanın protokolden kaynaklanan ve muayyen vadeye bağlanan ödeme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, öncelikle teminatsız veya mahkeme tarafından belirlenecek teminat karşılığında davalı şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile bankalardaki hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, yapılacak yargılama sonrasında ise fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 13.05.2019 tarihli protokol gereği ödenmesi taahhüt edilen 397.933,00.-TL’sinin 31.05.2019 tarihinden işleyecek reeskont faizi ile davalı yandan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından 24.07.2019 tarihli ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu ve ihtiyati haciz kararı verildiği, verilen ihtiyati haciz kararının yasaya ve maddi gerçekleri dosyaya sunulan ve ekte sunulan belgelere açıkça aykırı olduğunu, davalı şirketin Mektebim okullarının Türkiye çapındaki öğrenci/personel taşıma işini yaptığını, davacı şirketin bu iş kapsamında Antalya, Afyon ve Ankara Mektebim okullarının öğrenci/personel taşıma işini yapmış olduğunu, mahkemeye sunulan cari hesap ekstrelerinden anlaşılacağı üzere faturaların kesilmiş ve faturası kesilen bedellerin ödenmiş olduğunu, taraflar arasındaki cari ilişkiye göre davacının davalı tarafından yapılan ödemeler düşüldükten son 392.000,00.-TL davacıdan alacaklı olduğunu, işi tamamlamadığından faturası davacı tarafından kesilmeyen hizmetler düştüğünde davacının davalı şirkete borcunun, zararları hariç 216.164,16.-TL olduğunu, davacının kötü niyetli olarak 06.05.2019 tarihli Ankara ….. Noterliği yoluyla ihtarmame keşide ettiğini, 30.04.2019 tarihi itibariyle cari hesap bakiyesi 349.255,00.-TL sözleşme kapsamındaki işin sonuna kadar gerçekleşecek hizmetlerle birlikte istenmesi gereken toplam tutarın 641.912,00.-TL ifadesinin yanlış olduğunu, davacı şirketin davalı şirket ile arasındaki cari ilişkiyi kabul etmiş olduğunu, cari hesap ekstresinde gösterilen ödemelerin, avansların bir kısmını yok sayarak, cari ekstre ve ödemeleri mahkemeye sunmayarak mahkemeyi yanıltmış olduğunu, davacının bu ihtarnamesine karşı Ankara ….. Noterliği yoluyla cevabi ihtarname keşide edildiğini, ihtarname ile kesilen faturalar, gerekse de ödenen avanslar hesaba katılmadığında müvekkili şirketin alacaklı konumda olduğunun belirtildiğini, bu cevabi ihtarnameye rağmen davacı şirketin 13.05.2019 tarihinde hiçbir hukuki gerekçe olmaksızın sabah servislerini yapmadığını, akşam servislerini yapmayacağını belirterek Ankara’da davalı şirketin tüm Türkiye’deki ticari ilişkisini bozma tehdidiyle karşı karşıya bıraktığını, bu yaşanan ticari şantaj, delil ve delil belgeleri tanıklarla ispatlanacağını, şeklen ve hukuken geçerli olmayan bu protokolün bu şartlarda imzalandığını, protokolün tek başına şirket yetkilisi olamayan …. tarafından yukarıda belirtilen şartlarda ve nedenlerle imzalanmış olduğunu, içerik olarak da protokolün ihtiyati haciz esas alınmasının mümkün olmadığını, protokolün 7. Maddesine göre taraflardan herhangi birisi yükümlülüklerini yerine getirmez ise protokolün hükümsüz kalmakta olduğunu, protokolün 4. Maddesindeki 140.000,00.-TL ve 5. maddesindeki 75.000,00’er TL nin ödenmiş olduğunu, bu ödemelerden sonra davacı şirketin öğrenci taşımaya devam ettiğini, dolayısıyla bu ödemelerin geç yapıldığından bahisle davacının hiçbir hak iddiasının mümkün olmadığını, sulh protokolüne göre dahi alacağın maccel hale geldiğinden bahsetmenin hukukun genel ilkelerine ve içtihatlara, sözleşmeler hukukuna aykırı olduğunu, protokolün 5. maddesindeki muaccel hale geldiği iddia edilen 200.000,00 TL’lik ödemenin tarihinin 10.06.20219 olduğunu, davacı şirketin protokole dahi aykırı nedenlerle bu ödeme tarihinden önce 31.05.2019 tarihli ihtarname ile akdi fesih ettiğini belirtiğini ve 10.06.2019 tarihinden başlamak kaydıyla taşıma işlemi yapmayacağını belirtiğini, ihtar ve fesih tarihine göre vadesi geçmiş bir alacaktan bahsedilemeyeceğine, temerrüt şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun davanın esaslarından biri olduğunu, bu konuda esasla birlikte karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle hukuken vadesi gelmiş bir alacaktan bahsedilemeyeceğini, davacının ihtiyati haciz kararının Ankara ….. İcra Müdürlüğünün 2019/10336 Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, bankalara, taşınmazlara haciz koyulmuş ve menkullerinin muhafazası ve haczi için talimat alınmış olduğunu, açıklanan yasal sebeplere göre davacının davasının reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, taşımacılık hizmet alt taşeron sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların dayandığı deliller toplanmış, karşılıklı ihtarnameler dosyaya kazandırılmış, taraf defterlerinin mahkemeye ibrazı yahut bulunduğu yerin bildirilmesi taraflardan istenmiş, davacı tarafın defterlerini ibraz etmediği gibi verilen kesin süreye rağmen defterlerin bulunduğu yeri bildirmediği anlaşılmış, davalı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Toplanan deliller ışığında taraflar arasında alt taşeron sözleşmesi yapıldığı, çıkan ihtilaflar üzerine 13.05.2019 tarihinde, Ankara’da, davalı şirket unvanı …. Ltd. Şti. (işveren) altına …ile davacı şirket vekili ve davacı şirket unvanı …Tur. Ltd. Şti. (hizmet sağlayıcı) altına…. ile davalı şirket vekili arasında Antalya-Afyon ve Ankara Mektebim Okulları öğrenci servisleri ile Ankara-İncek personel ve kapatılan Keçiören okulu öğrenci aktarma servisleri (Proje) işinden kaynaklanan uyuşmazlığın sulh en çözümüne ilişkin sulh protokolü imzalandığı anlaşılmıştır. Sulh protokolünde Tarafların karşılıklı ihtarnamelerde itiraz ve iddialarından vazgeçmediklerini, ancak işin/projenin bitimini ve öğrencilerin mağduriyetine neden olmamak için aşağıda belirtilen şartlarda işin bitirilmesi ve ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilmesi şartıyla sulh oldukları, buna göre; ” hizmet sağlayıcının ‘proje sonuna kadar tüm hizmetleri yerine getirmesi karşılığında’ işveren tarafından, proje sonuna kadar sağlanacak tüm hizmetler kapsamında her türlü ödeme mahsup edildikten sonra hizmet sağlayıcıya ödeyecek toplam bakiye alacağın 547.933,80.-TL olduğu konusunda tarafların mutabık oldukları, bu bedelin 75.00000.-TL’si, 14.05.2019 tarihinde, 75.009,00.-TL’si 20.05.2019 tarihinde, 200.000,00.-TL’si 10.06.2019 tarihinde ve 197.933,00.-TL’si ise 25.06.2019 tarihinde ödeneceği, …’a üzerinden satışı gerçekleştirilen …. plaka nolu araçların işverene satışından kaynaklanan 140.000,00.-TL’da bu sulh protokolüne eklenmiş olup 26.05.2019 tarihinde satıcı …. ‘ a ödeneceğini, hizmetin proje sonuna kadar eksiksiz sağlanması ve yukarıda belirtilen ödemelerin protokolde belirtilen tarihlerde yapılması halinde tarafların protokol öncesi hak ve taleplerinden karşılıklı olarak feragat etmiş sayılacakları ve birbirlerini bu ödemeler ve hizmetler kapsamında ibra etmiş sayılacakları, tarafların herhangi birinin protokolde belirtilen hizmet veya ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde diğer tarafın keşide edilen ihtarname ve taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamındaki ‘her türlü talep ve dava haklarının saklı olacağı'” kabul edilmiştir.
Taraf anlatımları ve dosyadaki belgelerden davalının 140.000 TL ödemeyi vadesinden bir gün sonra ödediği anlaşılmaktadır. Yine ödeme tarihi belli olmamakla birlikte ilk iki ödeme toplam tutarı 150.000 TL’nin de ödendiği görülmektedir. Davacı ödemelerin vade gününü aşması sebebiyle diğer ödemeler yönünden güvence talebinde bulunmuş, güvencenin verilmemesi üzerine sözleşme süresini tamamlamadan sözleşmeyi feshetmiştir. Daha sonra mahkememize başvurarak sulh protokolündeki tarafların mutabık olduğunu bildirdiği bedelden ödenmeyen kısmı talep etmiştir.
Öncelikle protokol öncesindeki süreçte davacının davalı şirkete, 06.05.2019 tarihinde Ankara 16. Noterliğinin 07006 yevmiye numaralı ihtarname keşide ettiği, ihtarnamede özetle; “Taraflar arasında devam etmekte olan zımni sözleşme gereği 2018-2019 döneminde müvekkili şirketin alt taşeron sıfatıyla ve tarafa ödenecek komisyon karşılığında öğrenci servis taşımacılığı hizmeti konusunda mutabakata varıldığını, ancak müvekkili şirketin cari hesap alacağının katlanılabilir düzeyi geçtiğini, cari hesabın kapatılmaması halinde müvekkili şirketin elinde olmayan sebeplerle servis hizmetlerini yerine getiremez hale geleceğini, 30.04.2019 tarihi itibariyle 349.255,00.-TL cari hesap alacağının bulunduğunu, sözleşme kapsamındaki işin sonuna kadar (2018-2019 öğretim yılı) gerçekleşecek hizmetler ile birlikte davacı şirkete ödenmesi gerekecek tutarın 641.912,00.-TL olduğunu, 30.04.2019 tarihi itibariyle oluşan toplam 349.255,00.-TL’sinin derhal ödenmemesi halinde davacı şirketin hizmetlere devam edemeyeceğini, tebliğ tarihinden itibaren 3 gün içerisinde şirket banka hesabına gönderilmesini, aksi takdirde taraflar arasındaki zımni sözleşme kapsamındaki hizmetlerin 3 günlük sürenin sonunda yerine getirilemeyeceğini,” bildirildiği, Davalı şirket tarafından davacı şirkete, 10.05.2019 tarihinde Ankara 16. Noterliğinin 07397 yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiği, ihtarnamede özetle; “06.05.2019 tarihli ihtarnamenin müvekkili şirket tarafından 08.05.2019 tarihinde tebliğ alındığını, ihtarnamede belirtilmiş olan 349.255,00.-TL cari hesap alacağı oluğunun beyan edildiğini, ancak müvekkili şirkete ait ticari kayıtlarda yapılan araştırmalar neticesinde şirketin hiçbir şekilde alacağının söz konusu olmadığını, hatta taraflarına kesilen faturalar ve ödenen avanslar hesaba katıldığında carinin müvekkili şirket nedinde ekside olduğunu, müvekkili şirketin alacaklı olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle müvekkili şirketin hiçbir şekilde borcu olmamasına hatta alacaklı olmasına rağmen işi bırakılması halinde müvekkili şirketin ciddi oranda hak kaybına uğrayacağına, bu yüzden doğabilecek her türlü maddi ve manevi zarardan tarafın sorumlu tutulacağını,” bildirildiği, sulh protokolü düzenlenirken işin niteliği gereği cari hesaba ilişkin anlaşmazlıklar üzerine bir sünger çekilerek mutabık kalınan bir alacak belirlendiği ancak bu mutabakatın işin sözleşme süresi sonuna kadar devam ettirilmesi halinde geçerli olacağı, aksi takdirde, tarafların herhangi birinin protokolde belirtilen hizmet veya ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde diğer tarafın keşide edilen ihtarname ve taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamındaki her türlü talep ve dava haklarının saklı olacağı konusunda anlaştıkları, davacının bu süreçte davalı şirkete, 31.05.2019 tarihinde Ankara ….. Noterliğinin 08502 yevmiye numaralı ihtarname keşide ettiği, ihtarnamede özetle; “Taraflar arasında imzalanan 13.05.2019 tarihli sulh protokolünün 4. Maddesi gereği 26.05.2019 tarihinde yapılması gereken 140.000,00.-TL tutarındaki ödemeye karşılık olarak keşide edilmiş olan çekin 30.05.2019 tarihinde sorulduğunda karşılıksız çıktığını ve ancak 31.05.2019 tarihinde tahsil edilebildiğini, protokolün 5. Maddesi gereği 14.05.2019 vd 20.05.2019 tarihlerinde yapılması gereken 75.000,00.-‘er TL tutarındaki iki ödemenin de gecikmeli olarak yapıldığını, ödemelerde temerrüte düşülmüş olması sebebiyle muaccel hale gelen 200.000,00.-TL ve 197.933,00.-TL’nin toplamı olan 397.933,00.-TL’nin en geç 07.06.2019 tarihine kadar ödenmesini veya ödeme garantisinin oluşturulmasını, aksi halde taraflar arasındaki zımni sözleşme ve protokol hükümleri kapsamındaki hizmetlerin 10.06.2019 tarihinden başlamak kaydıyla yerine getirilemeyeceğini ve alacağın tahsili için yasal yollara başvurulacağını,” bildirdiği ve işi bıraktığı, Davalı şirket tarafından davacı şirkete, 14.06.2019 tarihinde Ankara 10. Noterliğinin 09105 yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiği, ihtarnamede özetle; “31.05.2019 tarihli ihtarnamenin 10.06.2019 tarihinde tebliğ alındığını, ihtarname ve içeriğine tamamen itiraz ettiklerini, ihtarnamenin keşide edildiği tarih itibariyle hiçbir borçlarının bulunmadığını, bilakis alacaklı olduklarını, ihtarname konusu 397.000,00.-TL’nin muaccel hale geldiği iddiasını kabul etmediklerini, bugün itibariyle ihtarname nedeniyle protokolün hükümsüz kaldığını, ayrıca hizmetlerin 12.06.2019 tarihi itibariyle hukuka aykırı olarak kesildiğini, ihtarname keşide tarihi itibariyle müvekkili şirkete cari hesaptan 392.579,43.-TL bakiye borçları bulunduğunu, bugüne kadar yapılmış olanhizmet bedeli düşülmesi halinde dahi 216.14,16.-TL bakiye borçları bulunduğunu, cari hesap bakiye borcun ve hukuka aykırı olarak işin bırakılmasından kaynaklanan zararın ticari reeskont faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesini aksi halde yasal yollara başvurulacağını,” belirtildiği anlaşılmıştır.
Davacı sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini iddia etmekle birlikte, vadesi gelmemiş alacakların ödenmesini / yahut güvence verilmesini talep ettiği, akabinde işi bıraktığı gözönüne alınarak sözleşmenin haklı nedenle feshedilmediği bu durumda sulh anlaşmasındaki mutabakatın dikkate alınamayacağı anlaşılmıştır. Sulh protokolünde sözleşmenin feshi halinde önceki ilişkiden kaynaklanan itirazlar da değerlendirilerek alacağın miktarının belirlenmesi gerektiği dikkate alınarak taraf defterleri incelenmek istenmiş ancak davacı defterlerini sunmamıştır. Davalı defterlerine göre ise davacı davalıya borçlu görünmektedir. Sulh Protokolüne göre alacağın varlığının kabulü için, sözleşme sonuna kadar davacının üzerine düşen edimleri yerine getirmesi gerektiğinden, davacının süresinden önce sözleşmeyi feshettiği anlaşılmakla, protokol ayakta imiş gibi, bu protokol kapsamında alacağı talep etmesinin mümkün olmadığı davacının alacağın varlığı ve miktarını ispatlaması gerektiği, dosyadaki delillerden davacı alacağı ispatlanamadığı gibi aksine davalının alacaklı olduğu yönünde bilirkişilerce rapor tanzim edildiği dikkate alınarak davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının yerinde bulunmadığı anlaşılmakla REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL.harcın başlangıçta peşin alınan 6.795,71-TL.harçtan mahsubu ile bakiye 6.715,01‬‬‬‬‬-TL.harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AÜT gereğince 36.305,31-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereği Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk Ücret Tarifesinde belirtilen iki saatlik ücret tutarı karşılığı 1.320,00-TL ticari arabulucu ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İlişkin, taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/01/2022

Başkan …
✍e-imzalıdır
Üye …
✍e-imzalıdır
Üye …
✍e-imzalıdır
Katip …
✍e-imzalıdır